GÜNDEM - 12 Aralık 2025 Cuma 08:46

Didim Kadın Meclisi Aralık ayı toplantısı gerçekleştirildi

A
A
A
Didim Kadın Meclisi Aralık ayı toplantısı gerçekleştirildi

Didim Kadın Meclisi Aralık ayı toplantısını Didim Kadın ve Aile Danışma Merkezi’nde gerçekleştirdi. Toplantı geniş katılımla verimli bir şekilde tamamlandı.



Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay’ın ev sahipliğindeki toplantıda kadınların kent yaşamındaki konumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.



Toplantının açılışında konuşan Belediye Başkanı Hatice Gençay, kadınların kent yaşamındaki rolünü güçlendirmeye yönelik çalışmaların önemine vurgu yaptı. Başkan Hatice Gençay şöyle konuştu:


"Didim’de kadınların sosyal, kültürel ve ekonomik hayata katılımını artırmak için yürüttüğümüz çalışmaları kararlılıkla sürdürüyoruz. Kadın Meclisi; kadın emeğinin görünür kılınması, fırsat eşitliğinin güçlendirilmesi ve yerel yönetimlerde kadın temsiliyetinin artırılması konusunda önemli bir misyon üstleniyor"



Toplantıda Kadın Meclisi üyeleri, daha adil ve daha aydınlık bir Didim için ortak kararlılık mesajı verdi.



Didim Kadın Meclisi Aralık ayı toplantısı gerçekleştirildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Başkan Akın, medya temsilcileriyle bir araya geldi Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, yerel ve ulusal basın temsilcileriyle bir araya geldi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başkan Akın, kentin geleceğini ilgilendiren projeler ve mevcut çalışmalarla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. İl merkezindeki medya kuruluşu temsilcileriyle Onhann Gurme Çamlık Restoran’da kahvaltı programında bir araya gelen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, bu buluşmaları sürdüreceklerini dile getirdi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Mutlu Tanrıkulu’nun selamlama konuşmasıyla başlayan programda samimi anlar yaşandı. Gazetecilerin kente dair sorularını içtenlikle yanıtlayan Başkan Akın, Toplu Taşıma Merkezi’nin (TTM) bulunduğu alanla ilgili vizyonunu paylaştı. Şehrin altyapısından üstyapısına, projelerden mevcut çalışmalara kadar her detaya değinen Akın, "Millet ötekileştirilmekten, ayrımcılıktan bıktı." diyerek demokrat, milliyetçi ve devletçi bir çizgide olduğunun altını çizdi. "Söz verdik, yaptık" Göreve geldiği günden itibaren verdiği sözleri tek tek gerçekleştiren Başkan Akın, bu konuda kapsamlı bir çalışma hazırladıklarını söyledi. İçinde bulunulan zorlu ekonomik şartlara rağmen gerçekleştirdikleri tüm çalışmaları detaylı bir kitapçıkla duyuracaklarını dile getiren Başkan Akın, "İçinde bulunduğumuz zorlu ekonomik şartlara rağmen verdiğimiz sözleri yerine getirdiğimiz için bazen kendimize biz bile şaşırıyoruz. Şu an bir kitapçık hazırlıyoruz. Yakın zamanda o kitapçıkta hayata geçirdiğimiz faaliyetleri tek tek kamuoyuna anlatacağız." dedi. Başkan Akın, her gün deprem gerçeğiyle yüzleşen Balıkesir’de, depreme dayanıksız tüm yapıların yenilenmesi gerektiğine dikkat çekti. Kentsel dönüşüm projelerinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Akın, göreve geldiği günden bu yana hayata geçirdiği projelerle ilgili açıklamalarda bulundu. "Meydan ve otopark projesi yarışmayla belirlenecek" Toplu Taşıma Merkezi’nin (TTM) bulunduğu alanla ilgili vizyonunu paylaşan Akın, Türkiye’nin en büyük şehir meydanlarından birini Balıkesir’e kazandıracaklarını müjdeledi. Çay Deresi’nden Astsubay Ordu Evi’ne kadar olan bölümü birleştirerek dev bir şehir meydanı oluşturacaklarını belirten Akın, süreci şu sözlerle özetledi: "Ulaşım akslarını bu meydana göre yeniden düzenleyeceğiz. Şehrimizin ciddi bir otopark ihtiyacı var. Bu proje için bir yarışma açacağız ve oluşturulacak jüri projeleri değerlendirecek. Herkesle görüşmeler gerçekleştirilecek. Meydan projemizi yarışmadan çıkan sonuca göre şekillendireceğiz. İçerisinde kafelerin, restoranların olduğu, yaşayan büyük bir alan yapacağız. Ocak ayında yarışma süreci başlayacak, Haziran ayında ise ihaleye çıkacağız. Süreci şeffaf bir şekilde hemşehrilerimizle paylaşacağız." "En büyü derdimiz arıtma" Balıkesir’de altyapının yıllarca ihmal edildiğine dikkat çeken Başkan Akın, "Bizim en büyük derdimiz arıtma. Altyapımız ne yazık ki bir Büyükşehir’e uygun değil. Şehrimizin tüm bileşenleri ile bu sorunu ortadan kaldıracağız. Birlik ve beraberlik içerisinde sorunları çözeceğiz. Balıkesir, İstanbul ile İzmir arasında sıkışıp kalan bir şehir olmayacak. Şehrimizin tanınırlığını artırmalıyız. Yaz nüfusu 4 milyonun üzerine çıkıyor; Balıkesir’i geliştirmemiz ve tanıtmamız gerekiyor. Devlet, millet ve belediye olarak birlikte hareket etmeliyiz. Daha iyi hizmet verebilmek için vatandaşlarımızdan ikametgâhlarını Balıkesir’e taşımalarını rica ediyorum" ifadelerini kullandı. Hizmet binası taşınıyor Büyükşehir Belediyesi hizmet binasının Özmerkez’den Yay/ada AVM binasına taşınmasıyla ilgili soruyu yanıtlayan Akın, "Yay/ada binasının mevcut halini koruyarak orada çalışmaları sürdürüyoruz. Bir aydır yüze yakın ekibimiz binanın fiziki şartlarını iyileştirmek amacıyla çalışıyor. Planlamada bir aksaklık olmazsa Temmuz-Ağustos ayları gibi taşınacağız. Özmerkez binasına ise BASKİ ve bazı iştirak şirketlerimizi taşıyacağız" dedi. Parti değişikliğiyle ilgili iddialara ve siyasi duruşuna dair sorulara da net bir dille cevap veren Akın, "Benim aklımda fikrimde sadece birlik ve beraberlik var. Bu millet ötekileştirilmekten ve ayrımcılıktan bıktı. Benim çizgim belli; milletvekilliği sürecimde de böyleydim. Devletçi, milliyetçi ve demokrat bir çizgim var. Büyükşehir Belediyesi, herkesin belediyesidir. Çünkü ben her kesimden oy aldım. Balıkesir için herkesle ve her kesimle görüşürüm. İşin esası bu. İstiklal Madalyası mücadelemi de bırakmayacağım. Hepimiz memleketimiz için uğraşıyoruz. Kuvayımilliye şehri Balıkesir’imizi daha ileriye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Ankara Anne adaylarından doğum ağrılarını azaltan ’suda doğum’ yöntemine büyük talep Doğum ağrılarını azaltmasıyla bilinen ’suda doğum’ yöntemi anne adaylarından yoğun ilgi görüyor. Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Polikliniği’nde hizmete sunulan suda doğum yöntemi doğal doğumu tercih eden anne adaylarından yoğun ilgi görüyor. Doğum sırasında ağrıların azaltmasıyla bilinen suda doğum, ilaç kullanılmasını istemeyen ve tamamıyla doğal bir şekilde doğumunun gerçekleşmesini arzu eden anne adaylarına ilaç dışı alternatif bir seçenek sunuyor. Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, sezaryenin bir ameliyat olduğunun altını çizerek, tüm anne adaylarını doğumhanedeki suda doğum ünitelerine davet etti. "Doğum ağrılarını daha az hissetmesini sağlayan alternatif bir yöntem" Suda doğum ile birlikte anne adaylarına ilaç dışı bir yöntem sunduklarını belirten Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, "Aslında suda doğumun normal doğumdan bir farkı yok. Sadece 37 derece ılık suyun içerisinde anne adayının özellikle aktif faz dediğimiz doğum sancılarının efektif başladığı ve rahim ağzının en az 5-6 santim açıklıkta olduğu süreçte suyun içerisine alarak doğum ağrılarını daha az hissetmesini sağlayan alternatif bir yöntem. Anne adaylarına diğer ilaçla yapılan ağrı kesicilere alternatif, ilaç dışı bir yöntem sunmuş oluyoruz. Amacımız hiçbir ilaç kullanılmasını istemeyen, tamamıyla doğal bir şekilde doğumunun gerçekleşmesini arzu eden anne adaylarına ilaç dışı yöntem sunabilmek. Hastanemizde şu anda 5 adet ünitemizde jakuzili tek kişilik doğum odalarında bu hizmeti yürütmeye çalışıyoruz. Gelen anne adaylarına öncelikle yöntemi anlatıyoruz. Suyun faydalı etkilerini, muhtemel risklerini, ne zaman sudan çıkması gerekeceğini anlatıyoruz. Bununla ilgili bir onam formumuz var. Aslında bu bilgilendirmeleri gebe okullarımızda başlatıyoruz. Anne adayları bir şekilde sosyal medyadan da duyuyorlar ve şu anda oldukça revaçta. Suda doğum yaklaşık 120 ülkede kullanılan bir yöntem. Su özellikle göğüs uçlarına kadar değdiği için 37 derecede filtre edilmiş, ılık çeşme suyu kullanıyoruz. Bunun etkisiyle göğüs ucunun uyarılmasıyla beyinde ağrıları başlatıcı ve doğum eylemini güzel bir şekilde ilerlemesini sağlayan hormon salgılanıyor. Bu sayede ağrılar daha efektif hale geliyor. Dikey pozisyonu sağladığımız için havuz içerisinde anne adayının kendini daha hafif hissetmesini ve başın hızlı bir şekilde dikey pozisyonuna rahatça inmesini gerçekleştiriyoruz. Tamamıyla ağrı algısını azaltıcı bir yöntem" ifadelerinde bulundu. "Sezaryen bir ameliyattır, bir doğum şekli değildir" Sezaryen doğumun sadece anne ve bebek hayata tehlikeye girdiğinde başvurdukları bir ameliyat yöntemi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, "Aslında biz doğurtmuyoruz, anneler kendileri doğuruyorlar. Lütfen bu konuda cesur davransınlar. Doğanın kendilerine bahşetmiş olduğu bu çok güzel özellikten faydalansınlar, doğumdan korkmasınlar. Tabii ki doğum sancılarıyla başa çıkmak zor olabilir. İşte su gibi, nefes egzersizleri gibi tekniklerle ebelerimizin de destek vermesiyle ağrı algısını azaltmaya hedefliyoruz. Arzu eden anne adaylarına epidural dediğimiz sancısız doğum seçeneğini de sunabiliyoruz ama sezaryen bir ameliyattır, bir doğum şekli değildir. Lütfen bu algıdan kurtaralım. Kolaya kaçmış gibi düşünülüyor ama aslında sezaryen çok daha zor. Sezaryen sonrası toparlanmak, o ağrılarla başa çıkmak. Çünkü 7 kat kesip 7 kat dikiyoruz. Dolayısıyla normal yoldan doğum yapmak varken anne adayları daha kolay olacağı yanılgısıyla sezaryen olmayı tercih etmesinler. Sezaryen sadece anne ve bebek hayata tehlikeye girdiğinde bizim başvurduğumuz bir ameliyat yöntemi. Tüm anne adaylarımızı hem gebe okullarımıza hem de doğumhanemizdeki suda doğum ünitelerimize bekliyoruz" açıklamalarında bulundu. "Güzel bir doğumdu, çevremdeki herkese tavsiye ediyorum" Suda doğum ile doğum sancılarında azalma yaşadığını ifade eden Büşra Tunç, "İlk doğumum normal doğumdu, ikinci doğumum suda doğumdu ama iki doğum arasında ciddi anlamda bir fark var. Suda doğum ile sancılarım azaldı ve çok kısa süre zarfında doğumum gerçekleşti. İlk doğumum 12 saat içinde olmuşken, ikinci doğumumda 4 saat içinde bebeğimi kucağıma almıştım. Güzel bir doğumdu, çevremdeki herkese tavsiye ediyorum. İnsanlar araştırmadığı için biraz tepkililer ama korkulacak hiçbir şey yok. Eğer konforlu bir doğum yapılmak isteniliyorsa kesinlikle suda doğum yapılsın diyorum. Hastane ekibimden büyük ilgi gördüm. Mükemmel bir tecrübe yaşadım ve herkesin de yaşamasını isterim" diye konuştu.
Aydın Deve güreşlerinin geleceğini aşılama oranı belirleyecek Ege’nin yüzyıllardır süregelen kültürel mirası olan deve güreşleri, bu yıl şap hastalığı nedeniyle ertelenirken, gözler aşılama çalışmalarına çevrildi. Aydın ve çevre illerde büyük bir toplumsal karşılığı bulunan, hem gelenek hem de ekonomik canlılık sağlayan güreşlerin başlaması aşılama oranlarının yükselmesine bağlı olduğu açıklandı. Deve güreşi sezonunda yaşanan belirsizlik, aşılama oranlarının düşük seviyelerde kalması nedeniyle devam ediyor. Devecilik Kültürü ve Deve Güreşleri Federasyonu, Tarım ve Orman Bakanlığı ile gerçekleştirilen görüşmelerin ardından güreşlerin neden ertelendiği ve hangi şartlarda başlayabileceği konusunda son durumu açıkladı. Yapılan değerlendirmelere göre, ertelemenin sebebi doğrudan deve şapı değil; hayvanların nakliye sürecinde hastalığı taşıyabilme riski olarak kaydedildi. Ülke genelinde birinci aşılama tamamlanırken, ikinci aşılama oranının il bazında yaklaşık yüzde 50 seviyesinde olduğu, güreşlerin yapılabilmesi için bu oranın yüzde 85-90’a ulaşmasının zorunlu olduğu bildirildi. Federasyon, özellikle kıyı Ege’deki il ve ilçelerde yetiştiricilerin hem kendi develeri hem de bulundukları yerleşimlerdeki diğer hayvanlar için ilçe tarım müdürlüklerine acilen aşılama talebinde bulunması gerektiğini belirtti. Çalışmaların hızlı ilerlemesi halinde, 16 Aralık’tan itibaren bakanlık nezdinde yeni görüşmelerin başlayacağı ifade edildi. İl ve ilçe tarım müdürlükleriyle koordineli yürütülen sürecin bir an önce tamamlanması gerektiğine dikkat çeken federasyon, güreşlerin yapılmasını isteyen tüm yetiştiricilere "ivedi şekilde aşılama sürecine destek verin" çağrısında bulundu. Tarım Bakan Yardımcısı Ahmet Günen ve Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik ile yapılan son görüşmelerde de sürecin bu yönde ilerlemesinin öngörüldüğü aktarıldı.
İstanbul İTO Başkanı Avdagiç’ten KOBİ’ler için 5 öneri İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, "Üretimde yeniden dengelenme için ekonomi politikalarında ‘destekleyici unsurlardan’ vazgeçilmemesi ve bazı tedbirlerin alınması gerekiyor. Bunun da en başında ’KOBİ’ler ile ihracatçı KOBİ’ler için erişilebilir ve uygun maliyetli fonlama mekanizmalarının güçlendirilmesi’ geliyor" dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın 2025 yılının son olağan aylık meclis toplantısında İstanbul iş dünyasının görüşlerini paylaştı. Sürdürülebilir büyüme için orta ve uzun vadede uygulanacak ekonomi politikalarında yeni destek mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu belirten Avdagiç, bu bağlamda önerilerini 5 başlık altında paylaştı. Avdagiç, Kredi Garanti Fonlarının, kamu-özel sektör ortaklığı ile rekabetçiliğe yönelik dönüşüm programlarını kapsayacak şekilde genişletilmesinin önem arz ettiğini kaydetti. "KOBİ’ler için finansal derinleşme kanallarının devreye alınması önemli" Ayrıca modernizasyon, teknoloji ve enerji verimliliği yatırımları için sabit ve uzun vadeli kredi programları oluşturulması gerektiğini düşündüklerini belirten Avdagiç, iş dünyası olarak önerilerine şöyle devam etti: "Yine kur riskine karşı uygun maliyetli hedge ürün ve sistemleri geliştirilebilir. Kısa dönemli vergi, amortisman teşviklerinin devreye alınması ve özellikle yatırımları hızlandırıcı vergi indirimlerinin uygulamaya konulması üretimi artıracaktır. Reel sektör ve ağırlıkla KOBİ’ler için finansal derinleşme ve banka dışı alternatif finansal kanalların devreye alınmasını önemli buluyoruz." Avdagiç, tüm bunlar sağlandığında Türkiye’nin daha fazla ve daha katma değerli üretim gerçekleştireceğini, daha fazla ihracat yapacağını, daha fazla istihdam oluşturacağını dile getirdi. "Türkiye çok kutuplu dünyanın bölgesel lideri olarak sivrilecektir" 2026 yılının, 2025’te çekilen sıkıntıların karşılığının alınacağı bir yıl olacağının beklentisi içinde olduklarını belirten Avdagiç, "Türkiye ekonomisi, güçlü yürüyüşünü hükümetin alacağı kararlı ve etkili tedbirlerle devam ettirecektir. Türkiye bölgesinde yeni bir gerilim ve çatışma ortaya çıkmaması halinde çok kutuplu dünyanın bölgesel lideri olarak sivrilecektir" açıklamasını yaptı. Avdagiç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yapısal reformlar üzerine yaptığı son açıklamaları, dikkatle ve memnuniyetle izlediklerini söyledi. Avdagiç, "Sayın Cumhurbaşkanımız, ’Sanayiden teknolojiye, tarımdan enerjiye, ekonomimizin tüm alanlarında büyük bir dönüşüm başlatıyoruz’ sözleriyle 2026’yı ’yapısal reformlar’ yılı ilan etti. Biz reel sektör olarak bu açıklamayı heyecanla karşıladık, umutla da gelecek yıl gerçekleşmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Avdagiç, Türkiye ekonomisinin 2025 yılının üçüncü çeyreği ile birlikte 21 çeyrektir kesintisiz büyüme trendini sürdürdüğünü, cari dengede artan turizm gelirlerinin de etkisiyle ılımlı bir seyir izlendiğini belirtti. Avdagiç, "Ödemeler dengesinin finansman tarafında ise görece daha olumlu bir tablo izleniyor. Doğrudan yatırımlar 9 aylık dönemde 11,4 milyar dolara ulaşarak 10 yılın en yükseğine çıktı. İhracatın, yılsonu itibariyle 270 milyar doları aşacağını öngörüyoruz" açıklamasını yaptı.
Düzce Akademide kusursuz rekabet Düzce Belediyesi Kusursuz Kafe ile Mutfak Sanatları Akademisi’nin düzenlediği yarışmada Kusursuz Kafe çalışanları hünerlerini sergiledi. Düzce’nin tanınmış isimlerinin jüri olduğu mücadelede yarışmacılar hayallerindeki pizzayı yaptı, jüri puanlamada zorlandı. Düzce Mutfak Sanatları Merkezi bugün kusursuz bir yarışmaya ev sahipliği yaptı. Beltur, Kusursuz Kafe ve Mutfak Sanatları Akademisi iş birliği ile düzenlenen yarışmada Kusursuz Kafe çalışanları kendi pizzalarını hazırladı. Yaşanan heyecan ve mutluluk objektiflere de yansıdı. Yemek konusunda tecrübelerini ve hünerlerini sergileyen Kusursuz Kafe çalışanlarının yaptığı pizzaları ise Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Ayşe Kılıç, Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Tanju Acar, Tarım ve Orman Müdürü Esra Uzun, Milli Eğitim Müdürü Gülşen Özer ve Düzceli sinema ve tiyatro sanatçısı Nurullah Çelebi tattı. Kıyasıya rekabet doyasıya mutluluk Yarışma sırasında gruplar halinde pizzalarını hazırlayan Kusursuz Kafe ekibi, birbirlerini de motive etmeyi ihmal etmedi. Jüri üyelerinin tadım sırasında puan vermekte zorlandığı pizzalar yarışmanın sonunda katılımcıların eşliğinde afiyetle yendi. Daha sonra Kusursuz Kafe çalışanlarına emekleri için teşekkür edilerek madalya takdim edildi. Katılımcıların mutlu anları gözlerinden okunurken etkinlik hatıra fotoğrafı çekimi ardından sona erdi.