EKONOMİ - 27 Şubat 2021 Cumartesi 11:12

Hibe kazanan yetiştiriciler ADSYB Damızlık Düve Merkezi’nden düvelerini almaya başladı

A
A
A
Hibe kazanan yetiştiriciler ADSYB Damızlık Düve Merkezi’nden düvelerini almaya başladı

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 04 Aralık 2020 tarihinde yayımlanan Hayvancılık Desteklemeleri Uygulama Tebliği kapsamında Aydın’da düveler teslim edilmeye başlandı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 04 Aralık 2020 tarihinde yayımlanan Hayvancılık Desteklemeleri Uygulama Tebliği kapsamında Aydın’da düveler teslim edilmeye başlandı.


31324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yüzde 40 ‘Hibeli Düve Desteği’ almaya hak kazanan Aydınlı yetiştirici Müzeyyen Ülgen Aydın İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (ADSYB) Damızlık Düve Merkezi’nden düvelerinin seçimini yaptı.



Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hibeli damızlık düve desteği kapsamında ADSYB Damızlık Düve Merkezi’nden ilk düvelerin satışının gerçekleştirildiğini belirten Birlik Başkanı Mehmet Sedat Güngör, “Yetiştiricilerimizin işletmelerinden ‘6 -15 ay arası baba kaydı bulunan, aynı ırk sperma ile tohumlanmış, melez olmayan saf ırk (Holstein, Simental, Montofon, Montbeliarde)” seçilerek alınan düveler, Birliğimiz işletmesinde kaliteli sperma ile tohumlanıp, uzman teknik personelimiz gözetiminde bakım ve beslemeleri yapıldıktan sonra damızlık gebe düve talep eden yetiştiricilerimize ve Bakanlığın %40 hibeli düve desteğine başvurup, hak kazanan yetiştiricilerimize satılmaktadır” dedi.



2018 yılında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteği ile kurulan ADSYB Damızlık Düve Merkezi’nin sadece damızlık düve yetiştirmeyip aynı zamanda milli ekonomiye de önemli katkı salama gayretinde olduğunu belirten Başkan Güngör, bu çalışmalarla milli sermayenin yurt içinde kaldığını belirtti. ADSYB Başkanı Güngör, “Ülkemizin ihtiyaç duyduğu damızlık gebe düvelerin yurt içinden karşılanarak, et ve süt ürünlerinde verimlilik ile kalitenin artırılması ile ithalatın önlenerek sermayenin ülke içinde kalması amaçlarına ulaştığını görmek ve ülke hayvancılığına katkı sağlamak projemizin bizleri mutlu eden en önemli çıktısıdır. Ayrıca özellikle de 2020 yılı yüzde 40 hibeli düve desteği kapsamında ilk düvemizi bir kadın yetiştiricimize satmış olmak da bizleri sevindirmiştir. Kadın yetiştiricilerimizin hayvancılıkta söz sahibi olmaya başlamaları, sektörde çalışan diğer kadınlarımıza model olması içinde önemlidir” diyerek Damızlık Düve Merkezi’nden düvelerini seçen Müzeyyen Ülgen’e başarı diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.