ÇEVRE - 11 Aralık 2025 Perşembe 16:42

Söke Belediyesi’nin Atık Getirme Merkezi’ne Bakanlık onayı

A
A
A
Söke Belediyesi’nin Atık Getirme Merkezi’ne Bakanlık onayı

Söke Belediyesi’nin Kemalpaşa Mahallesi Ömer Koyuncuoğlu Caddesi üzerinde bulunan ve 13 farklı geri kazanılabilir atık türünün ayrı şekilde depolanabildiği tesis, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda "Atık Getirme Merkezi" olarak resmen onaylandı.



Bakanlığın belirlediği kriterlere tam uyum sağlayan tesis, Aydın genelinde resmi onay alan üçüncü Atık Getirme Merkezi oldu. Söke Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada; bu adımın ilçede sürdürülebilir çevre uygulamalarını güçlendirdiğini ve geri dönüşüm bilincine önemli katkı sunduğunu belirtildi.



Merkeze atık getirmek isteyen vatandaşlar hafta içi her gün 08.30 - 17.30 saatleri arasında merkezi ziyaret edebiliyor. Dönüşüm Kart sahibi vatandaşlar, Atık Market’te geçerli olan puan yüklemelerini artık Atık Getirme Merkezi üzerinden de yapabiliyor.



"Öğrencilerden yoğun ilgi"


Atık Getirme Merkezi, öğrenci grupları tarafından büyük ilgi görüyor. Tesisi ziyaret eden öğrenciler, Söke Belediyesi’nin yürüttüğü çevresel faaliyetler, geri dönüşüm süreçleri ve atık yönetimi konularında yerinde bilgi edinme fırsatı buluyor.



Geri dönüşüm ve sıfır atık faaliyetlerini çok önemsediklerini belirten Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, "Geri dönüşüme katkı sağlamak ülke ekonomisine de büyük katkı sağlamak demek. Vatandaşlarımızla işbirliği içinde yürüttüğümüz faaliyetlerimizin yelpazesi her geçen gün büyüyor. Atık Getirme Merkezi’nin Bakanlık onayı, geçtiğimiz günlerde Bakanlığın örnek gösterdiği uygulamalar arasında yer almamız, doğru adımları attığımızı tescilledi. Çocuklarımızdan başlayıp, tüm halkımızın bu çalışmalara destek vermesini bekliyoruz" dedi.



Söke Belediyesi’nin Atık Getirme Merkezi’ne Bakanlık onayı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Karabük’te 35 çocuk koruyucu aile yanında Karabük Üniversitesi (KBÜ) Personel Daire Başkanlığı ile Karabük Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü iş birliğinde düzenlenen "Gönül Elçileri: Koruyucu Aile Tanıtım Programı" gerçekleştirildi. KBÜ 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’ndaki programa, Karabük Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Abdurrahman Bilgiç, KBÜ Genel Sekreteri Lütfü Köm, Genel Sekreter Yardımcısı Ali Balkis, Personel Daire Başkanı Şaban Özkan ve Strateji Geliştirme Daire Başkanı Kemal Özeken ile akademik ve idari personel katıldı. Seminere Koruyucu Aile Biriminde görev yapan Psikolog Büşra Aydın Sarı ile bir çocuğa koruyucu ailelik yapan Olcay Börekçi konuşmacı olarak katıldı. Psikolog Büşra Aydın Sarı, yaptığı sunumda koruyucu aileliğin, çeşitli nedenlerle biyolojik ailesinden ayrı kalmak zorunda olan çocukların, devlet güvencesinde aile ortamında yetişmesini sağlayan bir koruma modeli olduğunu vurguladı. Sarı, Türkiye’de 2024 yılının Cumhurbaşkanı tarafından "Aile Yılı" ilan edildiğini hatırlatarak, "Çocukların sevgi dolu bir aile ortamında büyümesi gelişimsel açıdan hayati. Koruyucu aile olmak için evli olma şartı yok. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 25-65 yaş aralığında ve düzenli gelire sahip herkes sisteme başvurabilir" dedi. Koruyucu aile modellerinin süreli, akraba veya yakın çevre, geçici ve uzmanlaşmış koruyucu aile olmak üzere dört başlıkta toplandığını aktaran Sarı, geçici koruyucu aile modelinin yalnızca pilot illerde uygulandığını belirtti. Psikolog Sarı, kentteki koruyucu aile dağılımına ilişkin güncel verileri paylaşarak, "Merkez ilçede 28 koruyucu ailenin yanında 35 çocuk bulunmaktadır. Safranbolu’da 5 koruyucu aile 7 çocuğa ev sahipliği yapmaktadır. Eflani, Ovacık ve Eskipazar ilçelerinde ise şu an koruyucu aile bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı. Programın en dikkat çeken bölümü, koruyucu aile olarak deneyimlerini paylaşan Olcay Börekçi’nin konuşması oldu. Börekçi, uzun bir tedavi sürecinin ardından koruyucu aile olmaya karar verdiklerini belirterek, şunları kaydetti: "En büyük engel insanın kendi kaygıları. Çevrenin söylemleri ya da biyolojik ailenin ortaya çıkma ihtimali gibi konular, çoğu aileyi düşündürüyor. Ama süreç başladığında bu kaygıların hepsi yerini sevgiye bırakıyor."