GENEL - 16 Kasım 2017 Perşembe 11:06

(Özel Haber) Oto korumada seramik dönemi

A
A
A
(Özel Haber) Oto korumada seramik dönemi

Kış ayı nedeniyle özellikle lüks araç sahipleri oto uygulama merkezlerine araçlarına götürerek seramik kaplama yaptırıyor.

Kış ayı nedeniyle özellikle lüks araç sahipleri oto uygulama merkezlerine araçlarına götürerek seramik kaplama yaptırıyor. Araçlar bu sayede 2 yıl boyunca bir çok dış etkenden korunmuş oluyor.


Balıkesir’de 2002 yılından bu yana otomotiv sektöründe olan ve yaklaşık 10 yıldır da oto yıkıma ve uygulama işi yapan Fuat Kalya, kış ayının gelmesiyle birlikte özellikle lüks araç sahiplerinin seramik kaplama uygulamasına yoğun rağbet gösterdiğini belirtti. Araç üzerinde uygulanan sistem ile araçların 2 yıl boyunca dış etkenlerden korunduğunu belirten Kalya, "Seramik kaplama, araçların dış boyasına zemin temizliği yapıldıktan sonra gerçekleştirilen pasta cilası sonrası üzerine kaplanıyor. 2 yıl garantili bir ürün. Seramiğin araçlardaki faydası boyanın canlılığını sağlıyor ve dışarıdan gelecek olan yağmur, çamur ve kılcal çizik oluşumları gibi etkenlerden koruyor. Çok ciddi bir anlamda yağmur suyunu kaydırma özelliği var" dedi.


Araçlarda uygulanan seramik kaplamanın dış etkenlerden yüzde 100 koruma sağladığını ve her araç kullanıcısına bu sistemi tavsiye ettiklerini söyleyen Fuat Kalya, "Şu an kış sezonu olması sebebiyle yoğun bir talep var. Aracını seven herkes mutlaka bunu yaptırıyor. Lüks araç sahipleri daha çok tercih ediyor. Ama bizim için aracın marka modeli önemli değil. Her türlü marka araca biz bu hizmete veriyoruz. Yani aracına değer verenler gelip yaptırıyor" dedi.


Seramik kaplamayı sıfır araçlara da yaptıklarını söyleyen Kalya, "Sıfır araçlar bayilerden çıktığı gibi biz aracı teslim alıp özel bir ilaç ile zemin temizliği yapıyoruz. Zemin temizlendikten sonra seramik kaplama sürülüyor. 3 gün sudan ve nemden uzak tutuluyor. İkinci el araçlarda da zeminde kılcal çizik, zift ve reçine gibi bu tarz kötü etkenler ile kaportadaki hasarlı bölgelerin tamamen zemin temizliği yapılıp, boyasını parlattıktan sonra seramik kaplama işlemi uygulanıyor. Seramik kaplamada aracın biz de bir gece kalması gerekiyor. Maksimum ise 3 günde teslim ediyoruz müşterimize. Seramik kaplamanın maliyeti sıfır araçlarda bin TL, ikinci el araçlar da bin 250 TL’den başlayıp bin 700 TL’ye kadar çıkabiliyor" şeklinde konuştu.


Araç sahiplerine, kışın araçların nasıl korunacağı konusunda da uyarılarda bulunan Fuat Kalya sözlerini şöyle sürdürdü;


"Araç sahiplerin özellikle araçlarına kışın daha çok dikkat etmesi gerekiyor. Yağmur, çamur arabanın üzerine yapışıyor. Bunun üzerine araç iki üç gün boyunca güneş görüp bekletilirse boyaları ister istemez zedeler. Bunların olmaması için de haftada bir kere arabalarını yıkamalarını tavsiye ederiz."


Öte yandan aracına seramik kaplama yaptırmaya gelen bir müşteri ise "Malum kış geliyor. Arabanın boyasının korunması için seramik kaplattırmaya geldik" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.