KÜLTÜR SANAT - 24 Mart 2018 Cumartesi 16:54

120 Belediye Başkanı Ayvalık’ta buluştu

A
A
A
120 Belediye Başkanı Ayvalık’ta buluştu

Tarihi Kentler Birliği Bölge toplantısı Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde gerçekleştirildi.

Tarihi Kentler Birliği Bölge toplantısı Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde gerçekleştirildi.


Ayvalık Belediyesi’nin ev sahipliğinde Halil Başyazgan Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde yapılan toplantıya Türkiye’nin dört bir yanında Tarihi Kentler Birliği üyesi olan belediyelerin başkan ve yöneticileri katıldı.


“Yerel Yönetimlerde Yeni Yaklaşımlar ve Ayvalık Örneği” başlığını taşıyan toplantıya; Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz katılamazken, toplantıda; Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu, Ayvalık Kaymakamı Gökhan Görgülüaslan, Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, TKB’nin üyesi 120 belediye başkanı, kurum amirleri ve çok sayıda vatandaş hazır bulundu.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın bir ağızdan seslendirilmesiyle başlayan tarihi zirve; Tarihi Kentler Birliği tarafından hazırlanan ve yönetmenliğini Hasan Özgen’in üstlendiği ‘Vatan Nedir?’ adlı filmle başladı.


Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu ve Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı’nın zirvenin konuklarına ‘Hoşgeldiniz’ konuşmalarını yapmalarının ardından Zeytin Çekirdekleri Korosu katılımcılara müzik ziyafeti verdi.


Vali Yazıcı, “Tarih; Ayvalık’ta “


Toplantıda konuşan Balıkesir Valisi Ersin Yazıcı, Balıkesir’de tarihi ve kültürel varlıklara tüm kurumların ellerinden gelen tüm gayretleri göstererek sahip çıkmaya çalışmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Yıllar önce bir kaymakam adayıyken, devletimiz bizi Fransa’nın başkenti Paris’e göndermişti. Paris gerçekten tarihi bir şehir. Ama 10-15 kilometre uzağında da gökdelenlerin olduğu, iş merkezlerinin bulunduğu modern bir şehir daha kurulmuş. Daha sonra Anadolu’ya döndüğümde hep şunu düşünmüşümdür; Bunu Fransızlar yapabiliyorsa, biz niye yapmıyoruz. Biz niçin; İstanbul’un, Bursa’nın, tarihi şehirlerimizin ve beldelerimizin orta yerine camisinin tepesine, orada müze görünümlü güzelim evlerin üzerine ucube yapıları neden dikeriz? Neden, şehrin bütün kimliğini yaptığımız 4-5 tane apartmanla alır götürürüz? Ben buna hiçbir zaman anlam veremedim. Bunu herhalde rantla, parayla izah etmeye çalıştık. Ama izah edemedik. Kendimizi kandırdık. Şimdi geldiğimiz noktada güzel şeyler oluyor. Örneğin Ayvalık, ülkemizin nadide güzelliklerini içinde barındıran bir beldemizdir. Çarşı ve sokağında dolaşırken gerçekten mutlu olacağınız bir kenttir. Çünkü tarih burada. Güzellikler burada. Safranbolu’ya gidiyorsunuz. O yöreyi gezerken, insan ayrı bir haz alıyor. Dolayısıyla tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmamız gerekiyor” dedi.


Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer’in Türkiye’nin en büyük sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiği 4 yıldan bu yana sürdürülen ve 2 bin civarındaki kırsal kesimde yaşayan çocuklarla oluşturduğu Zeytin Çekirdekleri Müzik Topluluğu’nun verdiği mini konser katılımcılar tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.


Günboyu İTÜ-Özyeğin Üniversitesi mimari çalışmaları da Halil Başyazgan Kültür Merkezi’nde sergilendiği gözlenen toplantıda konuşan Ayvalık Belediye Başkanı Rahmi Gençer, Başkan Gençer ‘Kıyı Kenti Ayvalık’ta Doğal-Kültürel Mirasın Korunması’ adını taşıyan bir de sunum yaptı.


Konuşmasında, Ayvalık’ın sulak alanlarının ve birçok kuşa yuva olan lagünlerin imara açılmaya çalışılmasından duyduğu üzüntüyü ifade etti.


Ayvalık’ın tarihi ve kültürel kimliği hakkında bilgiler veren Başkan Gençer, ilçedeki 2 binin üzerinde tarihi taş binanın bulunduğuna işaret ederek, bu binaların birçoğunun elden geçirilmesi gerektiğini ve bu konuda da AK Parti hükümetinin mutlaka Ayvalık’a destek vermesi gerektiğine işaret etti.


Balıkesir Valisi Yazıcı ile Büyükşehir Belediye Başkanı Kafaoğlu’dan da özellikle Ayvalık’ın alt yapısı konusunda tam destek isteyen Başkan Gençer, Kafaoğlu’dan ilçenin kanalizasyonu ve su drenajları hakkında destek sözünü almayı da ihmal etmedi.


Ayvalık’ın kültürel değerlerinin korunmasının yanı sıra ilçedeki turizmin tarım ile birlikte yürütülmesi için çalışmalarını tüm hızıyla sürdürdüklerini ifade eden Belediye Başkanı Rahmi Gençer, ilçenin UNESCO’nun Kültürel Mirasları Listesi’ne geçicide olsa girebilmesinde destek verenlere teşekkür etti.


Toplantı 10 dakikalık aranın ardından yapılan panel ile devam etti.


Panelde; ÇEKÜL Kent Çalışmaları Kordinatörü Mimar Alp Arısoy, ‘Yasallaşma Sürecindeki Kentsel Tasarım Rehberlerinin Oluşturulmasında Temel Noktalar’ adını taşıyan bir sunum yaptı.


Panelde; İstanbul Üniversitesi Prchistorya Anabilim Dalı - Prof. Dr. Necmi Karul da, ‘Arkeolojik Alanlarda Yeni Denemeler: Arkeoparklar’ konusunda katılımcılara brifing verdi.


Panel; ÇEKÜL Vakfı Başkanı/TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen kapanış konuşmalarıyla sona erdi.


Ayvalık’ta düzenlenen Tarihi Kentler Birliği Bölge toplantısı, Ayvalık Belediyesi’ne ait Paşalimanı Sosyal Tesislerinde verilen öğle yemeğinin ardından konukların ilçe merkezindeki restorasyonu tamamlanan Ayazma Kilisesi’nin yanı sıra, Camlı Kahve, Hayrettin Paşa Camii, Aya Tiriada Kilisesi, Şeytan’ın Kahvesi, Çınarlı Camii, At Arabacılar Meydanı, Cunda Nejdet Kent Kütüphanesi ve Alibey Taksiyarhs Kilisesi gibi kültürel varlıklara yönelik kent inceleme gezisi ile sona erdi.


Kurt, “Bakanlığımız tarihi ve kültürel değerleri koruyor”


Tarihi Kentler Birliği Bölge toplantısı ile ilgili muhabirimize açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Yalçın Kurt, Türkiye’de tarihi değerlerin korunmasını kurumsal olarak Kültür Bakanlığı tarafından yapıldığına işaret ederek, “Türkiye’de bugüne kadar korumayla ilgili olarak yapılan tüm işlere öncülük yapan, yol gösteren ve ışık tutan bakanlığımızdır. Biz, belediyelerimizin yanı sıra Tarihi Kentler Birliği olarak onlara yardımcı olmak ve onlarla işbirliği yapmak, kısacası; kültüre mirasların korunması için buradayız. Ayvalık’ta bulunmaktan ve Tarihi kentler Birliği üyeleriyle birlikte olmaktan son derece mutluyum” diye konuştu.


Kafaoğlu, “Bizi biz yapan bu değerlerimizden kopmamamız gerekir”


Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu da muhabirimize yaptığı açıklamada, Tarihi Kentler Birliği toplantısının Ayvalık’ta düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek, “Bu toplantıya katılabilmek için dün Kilis ve Afrin’de yaşayan vatandaşlarımıza moral verebilmek için gerçekleştirdiğimiz ziyaretimizden dönerek yetiştik. Ben öncelikle, bu programa ev sahipliği yapan Ayvalık Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Tarihimiz önemlidir. Tarihine ve kültürüne sahip çıkmayan milletlerin geleceği olamaz. O yüzden de bu zirveyi önemsiyorum. Özellikle de bu zirveye katılan belediye başkanlarının tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmaları ve daha aktif rol almalarını ve tarihi eserlerimizle, bizi biz yapan değerlerimize sahip çıkmalarını istiyorum. Çünkü bir millet, tarihi ve kültürüyle diğerlerinden ayrılır. Bizi biz yapan bu değerlerimizden kopmamamız gerekir ve bu değerleri gelecek nesillere de aktarmamız, taşımamız gerektiğine inanıyorum” diyerek, organizasyonun hayata geçmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.


“Bir toplum için en önemli unsur; kimliğidir”


Tarihi Kentler Birliği toplantısına katılan ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve Tarihi Kentler Birliği Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen de muhabirimize yaptığı açıklamada, “Bir ilin yöneticileri, yapılan toplantının başlığına uygun bir düzenleme yaparlarsa verimliliğin daha çok arttığına işaret ederek, “Tarihi Kentler Birliği encümeni bu yılın ilk toplantısını Ayvalıkta düzenlemeyi kararlaştırmasının ardından Marmara ve Ege Bölgelerinden ilgili belediyelerimizin bir araya gelmesini ve Ayvalık’ın da bunu çok iyi bir şekilde karşılayacağına inanmıştık. Bu doğrultuda ikili bir çalışma yapıldı. Bu çalışmalardan bir tanesi merkezdeki arkadaşlarımızla, Ayvalık’ta bu konuya önem veren arkadaşlarımız çok iyi bir çalışma gerçekleştirdiler. Bu toplantı bu yılın ilk bölge toplantısıydı. Ayvalık çok bozulmamış ve kimliğini korumuş bir kenttir. Bu toplantıda Ayvalık’ı örnek alarak, bu güzel ilçenin çok yönlülüğünü vurgulamak istedik. Türkiye’nin kıyı kentlerinde kültürel alışveriş, tarihin ilk yıllarından bu yana hep var olmuştur. Anadolu’nun değişik yerlerinden ve bu bölgeden gelen arkadaşlarımızın bu coğrafyanın derinlikli bir tarihinin olduğunun algılanması lazım. Arkeolojik değerlerin yeni yöntemlerle nasıl diri kalabileceğinin görünmesi lazım. Olanaklar dahilinde de bu örneklerle bu yolu daha kolay aşmaları lazım. Çünkü bir toplum için en önemli unsur kimliğidir. Bu kimliği bilmeden duyumsamadan hareket edebilmek bana göre doğru değildir.”diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.