GENEL - 06 Nisan 2021 Salı 15:43

Bandırma’da STK’lardan 104 emekli amiralin bildirisine tepki

A
A
A
Bandırma’da STK’lardan 104 emekli amiralin bildirisine tepki

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde sivil toplum kuruluşları, emekli 104 amiral tarafından kaleme alınan bildiriyi kınadı.

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde sivil toplum kuruluşları, emekli 104 amiral tarafından kaleme alınan bildiriyi kınadı.


Bandırma’da Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, emekli amiraller tarafından kaleme alınan bildiriyi kınamak için Cumhuriyet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını sivil toplum kuruluşları adına Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı Kanver Şener okudu.


Açıklamaya, "Geleneğimizde vesayete, geleceğimizde darbeye yer yok; milletimizin yanındayız darbecilerin karşısındayız" diyerek başlayan Kanver Şener, "Türkiye’nin egemen ve tam bağımsız ülke kararlılığından, Silahlı Kuvvetleri dahil olmak üzere devletin kurumlarının milletin emrinde, milletin iradesine, medeniyet ve inanç değerlerine hassasiyetle yol almasından rahatsız bir zevat, bu gece kendini açık etti. Aktif görevde oldukları dönemde neye hizmet ettikleri herkesçe bilenen, kağıt üzerinde “deniz kuvvetleri emeklisi” gerçekte ise tavırları itibariyle “amiral eskisi” 103 vesayet mankurtu; Kanal İstanbul ve Montrö anlaşmasına dair cümleler üzerinden “fikir beyanı” sığınmasına da fırsat verecek fakat esasında darbe heveslerini ortaya koyan “muhtıra çağrışımlı” bir açıklama yaptı. Vesayet döneminin tetikçisi, milli irade esaslı sivil siyaset sürecinin emeklisi sıfatlarına haiz demokrasi sefili güruh; çeşitli iletişim kanallarından gece yarısı deklare ettikleri açıklamayla, siyasete ve millet iradesine müdahale etme niyetlerini, gaflet, dalalet ve millet iradesine ihanet gayretlerini beyan etmişlerdir" dedi.



"FETÖ ayarlı açıklamanın satır aralarına gizlenmiş heves ve hedefler"


Eğitim Bir Sen İlçe Başkanı Kanver Şener açıklamasının devamında, "FETÖ ayarlı açıklamanın satır aralarına gizlenmiş heves ve hedefleri, açıklamayla gün ışığına kavuşan kirli niyetleri milletimizle birlikte görüyoruz ve not ediyoruz. Milletimizin, bu türden hedefleri, niyetleri ve fiilleri, failleri, iştirakçileri ve azmettiricileri ile maşeri vicdanında mahkum etme iradesini ve tarihin çöplüğüne gönderme dirayetini herkese bir kez daha hatırlatıyoruz. Bu açıklama göstermektedir ki; emekli de olsa bazı darbe heveslilerinin siyasete müdahale etme, millet iradesine çelme takma, darbe çığırtkanlığı yapma ve gayrı milli odaklara selam çakma hastalığı devam etmektedir. Yine bu açıklama, Silahlı Kuvvetler bünyesinden ihanet ve vesayet mankurtlarını temizleme iradesinin gerekliliğini, doğruluğunu ve isabetli sonuçlarını da teyit etmiştir. Bu açıklamanın amiral eskileri tarafından yapılmış olması; vesayet virüsünün, darbe mikrobunun, milli irade karşıtlarının Silahlı Kuvvetlerde barındırılmadığını, milletin ordusunun millet düşmanlarından arındırıldığını tescil mahiyetindedir. Bir kısım kendini bilmez mütekait askerin sözde ülkenin bekasını düşündükleri izlenimi vererek siyasete müdahale etme cüretleri; hukuki açıdan ihanetin, fiili açıdan açık bir zavallılığın, akılsızlığın ve ahlaksızlığın göstergesidir. Ülkenin bekasını, devletin bağımsızlığını, milletin egemenliğini tehlikeye sokan şeyin geçmişte 10 yılda bir yapılan darbeler olduğu, bu darbelerle bu ülkenin bütün kaynaklarının sömürüldüğü, emperyalizmin operasyon sahası haline getirildiğini unutmadık, unutmayacağız, unutturmayacağız. Türkiye’nin bekasının ve bağımsızlığının teminatı; millet ve onun emsalsiz iradesidir. Bunun yakın tarihteki en büyük ve en haşmetli örneği 15 Temmuz’dur. 15 Temmuz gecesi darbecilere meydanları dar eden millet, Türkiye’nin geleneğinden vesayeti, geleceğinden muhtıra ve darbeyi bir daha asla tekrar etmeyecek biçimde kazımış, söküp atmıştır" ifadelerini kullandı.


"Biz, açıklamayı yapanlar ve yazanlar kadar yayanlar, yaptıran ve yazdıranların da farkındayız" diyerek basın açıklamasına devam eden Eğitim Bir Sen Başkanı Kanver Şener, "Bu yönüyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 103 darbe tetikçisi, amiral eskisi ve açıklamaları hakkında soruşturma başlatmış olmasını doğru buluyoruz. Bu kararın faillerle birlikte iştirakçileri ve azmettiricileri ortaya çıkaracak bir hukuki süreç üretmesini de bekliyoruz. Darbeye tevessül eden, milletin iradesini ve inanç değerlerini hedef gösteren, sivil siyasi iradenin hukukunu yok etmeye yeltenen herkese haddi bildirilmeli, darbe heveslileri yargı önünde hesap vermelidir. Bu kapsamda, ilk adım olarak “emekli amiral” tanımına sığınma imkanları sona erdirilmeli; rütbesini, üniformasını siyasete müdahale aracı olarak kullananların bütün rütbeleri ellerinden alınmalı, o rütbeler üzerinden kazandıkları kazanç ve imtiyazlar sona erdirilmelidir. Vesayet muhipleri bilmelidir ki 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı milletin yazdığı destan bu ülke için sadece bir milat değil, şehitlerin kanıyla verilmiş bir ahittir. Bandırma Sivil Toplum Kuruluşları Birliği olarak şehitlerimize verdiğimiz sözün, millet iradesinin yanında, ahdimizin arkasında; darbelerin, vesayetin, emperyalizmin, ihanetin karşısındayız" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.