POLİTİKA - 05 Aralık 2021 Pazar 18:47

Bakan Soylu, yıllık uyuşturucu rakamlarını paylaştı

A
A
A
Bakan Soylu, yıllık uyuşturucu rakamlarını paylaştı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Balıkesir Valiliği tarafından yürütülen “En İyi Narkotik Polis Anne” Projesi kapsamında düzenlenen toplantıya katıldı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Balıkesir Valiliği tarafından yürütülen “En İyi Narkotik Polis Anne” Projesi kapsamında düzenlenen toplantıya katıldı. Balıkesir Öğretmenevi’nde düzenlenen toplantıda uyuşturucuyla mücadelede projesi kapsamında bağımlılıktan kurtarılan gençlerin anneleriyle buluşan Bakan Soylu, uyuşturucuyla yapılan mücadelenin giderek arttığına dikkat çekti.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yılbaşından bu yana düzenlenen uyuşturucu operasyonları kapsamında 53 ton esrar 2,5 ton eroin ve 114 milyon kök kenevir ele geçirildiğini söyledi. Cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonlarına imza attıklarını ve atmaya devam edeceklerini ifade eden Süleyman Soylu uyuşturucu satıcılarına aman vermeyeceklerini kaydetti. Hiç kimsenin kendisine uyuşturucu satıcılarına aman dilememesini isteyen Süleyman Soylu, “anneler ağlayacağına uyuşturucu satıcıları ağlasın” diye konuştu.



“İşin ucu terör örgütlerine çıkıyor”


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu uyuşturucu kullanımının sebeplerine değindi. Soylu, “Kıymetli hanımefendiler Allah sizlerden razı olsun. Bizim devletimiz, milletimiz sonuna kadar sizinle beraberdir. Gerek 5 yıllık İçişleri Bakanlığım süresince, gerek şahsi hayatım boyunca uyuşturucu meselesinde elde ettiğim en önemli tecrübelerden birisi şudur ki özellikle bu mesele tek başına bir kurumun veya bir kesimin vereceği mücadele değildir. Ne tek başına polisimizin jandarmamızın kurduğu iştir ne tek başına bir sağlık sorunudur ne de teke başına ailenin yalnız başına bırakıldığı zamana çocuğuna verebilecek sosyal yapıyla ilgili bir mesele değildir. Bu öyle bir mesele ki bir ucu küresel terör örgütlerine, PKK’ya DHKP-C’ye çıkar. Bir ucu organize suç çetelerine, küresel uyuşturucu baronlarına çıkar. Bir ucu Amerika’nın Afganistan’ın politikasına çıkar. Bir ucu üç kuruşluk torbacının aklına çıkar. Bir ucu sahiplerinin imal ettiği veya anlaşamadığı metruk binalara, boş arsalara çıkar. Bir ucu kültür terörizmine, bir ucu sosyal medyadan görsel medya platformlarına kadar sorumsuz ve şuursuz, gözünü para hırsı bürümüş emperyalist yapılara çıkar” dedi.



“Atık suları bile kontrol ediyoruz”


Kendisinin de evlatları ve torunu bulunduğunu söyleyen Süleyman Soylu, uyuşturucu kullanımını tespit etmek için yapılan çalışmalara değindi. Soylu, “İçişleri Bakanı olmanın ötesinde ben de bir babayım. Allah herkese bağışlasın iki evladım, bir de torunum var. Hepimiz bu saydığım bütün noktaları izlemek, takip etmek ve bunların çocuklarımıza ne aşıladığına karşı uyanık olmak zorundayız. Arzla mücadele; yani uyuşturucunun başka bölgelerden gelip satılmasının engellenmesine yönelik dediğimiz arzla mücadelede en alasını yapıyoruz. Bize inanmayan, uluslararası raporlara baksınlar. Bizim başarımız oralarda yazıyor. Şehirlerde atık sularada kimyasal analiz yapmaya varıncaya kadar bu illetle mücadele ediyoruz. 62 ilin atıksularında uyuşturucu analizi yapıyoruz. Atık dediğim kanalizasyonlardan numune alınıyor ve o ilin üç aylık periyodundaki veya başka üç aylık periyodunda neler kullanılmış ve ne kadar kullanılmış bunların karşılaştırmaları ve kıyaslarını yapıyoruz. En küçük bir hareketlenmede oraya ağırlık verelim, tedbir alalım diye. Sadece o değil biz 81 vilayetimizi yaklaşık 43 ayrı kriterle risk ölçümü yapıyoruz. Hangi vilayetimizin, sadece o değil tüm ilçelerimizin risk ölçümünü yapıyoruz. Hangileri yukarıda, hangileri kritik, hangilerine ağırlık vermemiz lazım ve neler yapmamız lazım” diye konuştu.



“Siyasete alet ediyorlar”


Yaptıkları uyuşturucuyla mücadeleyi siyasi malzeme yapanlara seslenen Süleyman Soylu, “Birileri sıkılmadan siyaset malzemesi yapsa da daha 25 gün önce uyuşturucu tacirinin peşinde koşarken şehit düşen polis kardeşimiz Abdülkadir Güngör’den, ailesinden, arkadaşlarından utanmadan meydanda, mitingde emniyet teşkilatımızı, yargımızı, bizatihi bizleri uyuşturucu tacirleriyle kol kola girmekle suçlasalar da bizim mücadelemizi herkes görüyor, şahitlik ediyor, cenabı Allah da biliyor. Uyuşturucu satıcılarıyla ilgili bert söz söylediğimizde şu an buradaki aileler gibi bu işten canı yanmış ailelerden hiç kimse rahatsız olmuyor. Ben sokakta gezen bir adamım. Hayatında bu işlerle karşı karşıya kalmamış bize laf söyleyen adamlar gibi sırça köşklerde bu işlerde değiliz. Kah Cudi’deyiz, kah Gabar’dayız, kah bir şehit cenazesindeyiz, kah bir güvenlik toplantısındayız, kah sokakta yürürken bir esnafın karşı karşıya kaldığı bir meseleyi dinliyoruz. Ben nasıl dayanayım, ben de bir insanım. Anne geliyor koluma yapışıyor. Diyor ki ’oğlumu kurtar ne olursun’ Ne yapmalıyım? He he mi demeliyim. Onlar gibi insana meta gibi mi bakmalıyım? Sorumluluğumuzu bir kenara mı bırakmalıyım? Sonra bize kızacaklar. Metruk binaları yık dediğimiz zaman kızacaklar. Uyuşturucu satıcısının ayaklarını kır dediğimiz zaman kızacaklar. O anneyi bir kere dinlese, yarım kere hulusi kalple dinlese belki benden daha fazlasını söyleyecek. Ama böyle bir inancı yok, öyle bir anlayışı da yok. Bunu yapmak zorundayız. Ne bizim coğrafyamıza ne kültürümüze, ne aile yapımıza, ne inancımıza, ne milli benliğimize hiçbir şeyimize yakışmıyor. Bunu yenmek zorunda olduğumuzu bildiğimiz için hiçbir anneye öf dememenin bizim kültürümüzün bize bıraktığı en büyük tembihat olduğunu ama uyuşturucu kullananların annelerine zulüm yapmaya başladıklarını bilen bir insan olaraktan ben ne demeliyim? Bunu siyaset malzemesi yapanlar, bunu siyaset için kendilerine araç olarak kullananları Allah’a havale ediyorum. Ama onlara teslim olmuyoruz. İnadına Türkiye’de uyuşturucu meselesini bitireceğiz, bitireceğiz, bitireceğiz. Bu insanlık meselesi yahu. Bunları yaşıyor, görüyoruz. Ne yapacağız yalnız mı bırakacağız? Karşı karşıya kaldığımız hiçbir insanı yalnız bırakmadığımızı bilmenizi isterim. İşimizi, gücümüzü bırakırız bu işle ilgileniriz. Bu bambaşka bir şey çünkü” ifadelerini kullandı.



“53 ton esrar 20,5 ton eroin yakalandı”


Cumhuriyet tarihinin en büyük uyuşturucu operasyonlarına imza attıklarını dile getiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “2016 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 920 idi. 2017’de 941 oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız talimat verdi “derhal bu işe bir çare bulun” dedi. Hakikatten büyük bir mücadele ortaya koyduk bugün bu sayı 314’e düştü. Nüfus arttı ve pandemi döneminde bütün dünyada uyuşturucu kullanımı arttı. Buna rağmen Türkiye topyekun el birliğiyle bütün devletin kurumları bizatihi Sayın Cumhurbaşkanımızın yönlendirmesiyle, talimatlarıyla birlikte herkes büyük mücadele veriyor. Yılbaşından bu güne kadar 53 ton esrar yakalandı. Bugün itibariyle 19 ton eroin, 1,5 ton da gümrükte olmak üzere 20,5 ton Cumhuriyet tarihinin yıl bitmeden yakalama rekoruna kavuştuk. Mücadele ediyoruz. Bundan 5-6 yıl evvel uyuşturucunun yüzde 25’i Ağrı, Van ve Hakkari civarında yakalanıyordu, yüzde 75’i de batı vilayetlerimize gelebiliyordu. Şimdi yüzde 75’ini orada yakalıyoruz, sınırımızdan içeri girer girmez, ancak yüzde 25’i bu tarafa gelebiliyor. Kat be kat da artırdık. Sadece Hakkari’de 6,5 tonun üzerinde eroin yakaladık. Bu çok büyük bir rakamdır. Onları pes ettirebilmek için elimizden gelen her şeyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Cumhuriyet tarihimizin en büyük uyuşturucu operasyonlarını yaptık. Bunu da birçok ülkeyle yaptık. Almanya’dan Hollanda’ya kadar. Geçen İtalya’daydım onlarla birlikte 3-5 ay önce yaptığımız orada yakalamalardan bir tanesi olan çok büyük kokain yakalamasını paylaştık. Yani bir taraftan Sahil Güvenlik, bir taraftan Jandarma, polis ve uluslararası sularda, uluslararası alanda çok ciddi operasyonlar gerçekleştiriyoruz. Cumhuriyet tarihinde en büyük yakalamaların olduğu operasyonlar da bu dönemde gerçekleşti. Bu işler oturduğunuz yerden ahkam keserek yapılan işler değildir. Birileri bize iftira atarken denizlerde, uluslararası sularda operasyon yapmaya devam ediyoruz. Kenevir ekimi var mı yok mu diye dronelerle, İHA’larla takip ediyoruz. Geçen yıl 114 milyon kök kenevir yakaladık. Bunun önemli bir bölümünün PKK’ya gelir olarak kaynak olarak gideceğini bilmenizi isterim. Onu da kestik. Narkotik operasyonlarında yakaladığımız TIR’ları trafik eğitim TIR’ı haline getirdik. Bunlarla çocuklarımıza eğitim veriyoruz. Vatandaşlarımız uyuşturucu ihbarlarını korkmadan yapabilsin diye “UYUMA” adlı bir uygulama gerçekleştirdik. 479 bin vatandaşımız indirdi bunu 38 bin 183 ihbar aldık ve hepsine koştuk. Aynen kadına şiddette olduğu KADES gibi. Metruk binalara savaş açtık. O konuyu da siyasete çekmek istediler. Asla geri durmayız. 2019’da bu konuda yasal düzenleme de yapmıştık. Olabildiğince bu yerlere müdahale ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. Bu güne kadar 106 bin 827 metruk bina tespit ettik, yüzde 66’sını yıktık, yüzde 15’ini rehabilite ettik. Yani yaklaşık bu binaların 70 binini yıktık, 15-16 binini rehabilite ettik, geriye kalan 18 bin binayı da yıkacağız. Bu binalarda kimsenin ne yaptığı belli değil. İnsanları rahatsız eden huzuru ortadan kaldıran yapılar. Bunları yıkıp geçiyoruz.” Diye konuştu.



“Sahada sürekli alan daraltıyoruz”


Uyuşturucu satıcılarına yönelik düzenlenen çalışmaları da değerlendiren Süleyman Soylu, “Sahada sürekli alan daraltıyoruz. Bir yandan da parklarda sokaklarda devriye sayısını artırıyoruz. Bir yandan arzla mücadele ediyoruz bir yandan da milletimizin bu konuda farkındalığını artırmak için gayret sarf ediyoruz. Saha araştırmaları yapıyoruz ve bu işin tüm yönleriyle nasıl gerçekleştiğini, nasıl başladıklarını, nerede kullandıklarını, kim olduklarını öğrenmeye çalışıyoruz. Gördük ki kullanıcıların en çok kullandığı yer evleri ve sorduk ki anneniz ne iş yapıyor? Yüzde 80’in üzerindekiler ev hanımı çıktı. Nerede kullanıyorsunuz diye sorduk yüzde 48’i kendi evinde kullanıyor, yüzde 28’i metruk binalarda kullanıyor. Biz niye En İyi Narkotik Polisi Anne Projesini başlattık? Sayın valimiz niye annelerle bu işe başladı? Biz niye metruk binaları yıkıyoruz? Bunun bir alt yapısı var. Çünkü ya evde kullanılıyor ya metruk binalarda kullanılıyor. Ondan sonra da parklarda, arabaların içerisinde kullanılıyor. Yukarıdan aşağıya nerede kullanıldığını çıkardık, biz bunlara karşı tedbir almaya çalışıyoruz. Düşündük ki bu mücadelede ailelerle bir araya gelelim, onların bilgisi ve farkındalığını artıralım. Şu ana kadar bire bir bu tip toplantılarla 334 bin anne ve anne adayına ulaştık. Her ilde programlarımız devam ediyor. Hem personel eğitimlerimizi artırdık hem de uzmanlaşmalarını sağladık. Narkotik köpeklerimize varıncaya kadar tüm kapasitemizi yukarıya çıkardık. Eskiden Narko Timlerimiz 15-20 vilayetimizdeydi 81 vilayetimize, büyük ilçelerimize yaydık. Bunlarla da kalmadık Sayın Valililerimizi rehabilitasyon merkezi açma konusunda teşvik ediyoruz. Bu tip projeler konusunda teşvik ediyoruz. Geçtiğimiz Temmuz ayında Kırıkkale’de bir tane açtık. Keza valilerimiz başkanlığında İl Uyuşturucuyla Mücadele Kurulları oluşturduk” ifadelerini kullandı.



“Devletimizin sizin yanınızda”


Uyuşturucu arzıyla mücadele konusunda çalışmalarını sürdüreceklerini kaydeden Süleyman Soylu, “Birincisi arzla mücadele edeceğiz. İkincisi kullanıcıların talepleriyle mücadele edeceğiz. Üçüncüsü rehabilitasyonu yapacağız. Bu üçü bizim görevimizdir. Anneler burada beni iyi anlarlar bu ömür boyu mücadele etmesi gereken bir süreçtir. Bunu unutmayacağız. En ufak bir şeye girdiği andan itibaren rehabilitasyona alacağız. Biz devlet olarak bizin yanınızdayız. Sonuna kadar emrinize amadeyiz. En ufak bir sıkıntı çekmemeniz adına valilerimiz, kaymakamlarımız, emniyetimiz, jandarmamız emrinize amadedir. Sonuna kadar hiç sizin öf demenize tahammül edemeyeceğimizi bir kez daha söylemek istiyorum. Para, pul, büyüklük, güç, kudret, kuvvet ne için lazım? Devletin vatandaşı zora düştüğünde, aman dilediğinde, ne olursun bana yardım et dediğinde onun yanında olmak, onun emrinde olmak bize Cumhurbaşkanımızın da bizim devlet yönetmenin anlayışımızın da, bize milletimizin o kültürünün verdiği, o inancımızın verdiği talimatın da sonucudur. Size verdiği emirdir. Hiç kimse yalnız değildir. Hiç kimse yalnız olmaması gerekir. Bunu ne olursunuz yani bur ulufe olarak değil biz bunu yapmak zorundayız, biz buna mecburuz ve biz bunu gerçekleştirmek zorundayız. Yapmazsak, savurursak biz biliyoruz ki bu dünyada ada öteki dünyada da biz bunun hesabını veririz. Bu işle ilgili siyaset yapanlara söylüyorum vallahi öyle bir sınanırsınız ki işin içinden çıkamazsınız. Allah böyle bir sınavla karşılaşıldığında kuvvet versin” değerlendirmesinde bulundu.



“Anneler gözyaşı dökeceğine uyuşturucu satıcıları döksün”


Uyuşturucu satıcılarına aman vermeyeceklerinin altını çizen Süleyman Soylu, “Benim evladım yapmaz kimse demesin dört gözle baksın. Annelerin her birisi cennet annelerdir. Evlatlarını da öyle büyütüyorlar. Ama bazen arkadaşlar, bazen içinde bulunduğu ortam, bazen bizim meşguliyetimiz çocuklarımızı alıp elimizden götürüyor. İşte orada hep birlikte meseleye abanmamız lazım. Kimse benden uyuşturucu satıcısına aman dilemesin. Ben dilemem ben arkadaşlarıma da dilemeyin diyorum zaten. Cesaret edemeyecek hale getirmek lazım. Çünkü anneler gözyaşı dökeceğine uyuşturucu satıcıları döksün” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Başkan Görgel: “Yangının büyük bölümünü kontrol altına alınmış durumda” Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikada çıkan yangınla ilgili olarak “Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Kahramanmaraş’ta ahşap ve mobilya imalatı üzerine faaliyet gösteren fabrikadaki alanda incelemede bulunan Başkan Görgel, yetkililerden bilgi alıp fabrika sahiplerine ve yakınlarına geçmiş olsun dileklerini iletti. Yangının büyük bir bölümünün kontrol altına alındığını ifade eden Başkan Görgel, “Burası büyük bir mobilya fabrikası, bize gelen ihbarın ardından kısa sürede gelip yangını söndürmeye çalışıyoruz. Yangının büyük bölümü kontrol altına alınmış durumda. Kimyasal maddelerin de olduğu için yangının söndürmek kolay değil. Gerçekten arkadaşlarımız büyük bir özveri ile çalışıyor. Biraz önce kum ocağı atölyemizde kaza meydana geldi, bir kardeşimiz canımız vefat etti. Ne yazık ki zor bir gece geçiriyoruz. Allah’tan yangın can kaybına yol açmadı, herhangi bir kaza ve sıkıntıya yol açmadan yangını söndüreceğiz” dedi. Başkan Görgel, yangın söndürme çalışmalarına itfaiye daire başkanlığının ekiplerinin yanı sıra orman bölge ve emniyet teşkilatının da destek verdiğini ifade etti.
İstanbul Akademisyenin kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadına adli işlem başlatıldı Türk-Alman Üniversitesi Akademisyeni ve Akşam Gazetesi yazarı Tacettin Kutay’ın 6 yaşındaki kızını sözlü taciz ettiği ileri sürülen kadın hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama-Hakaret" suçlarından adli işlem başlatıldı. Kutay, olaya ilişkin sosyal medya hesabından videolu bir paylaşım yaparak şunları kaydetti: “6 yaşındaki kızım Fulya ile Göztepe’de yürüyorduk. İlahi söylemek istedi ve ’Ey aşıkı dildade’ okumaya başladı. ’Lailahe illallah Muhammedurrasulullah’ derken videodaki kadın yanımızdan geçiyordu. Durdu ve Fulya’ya ’Bunları size nerede öğretiyorlar anaokulunda mı?’ diye sordu. ’Ben öğretiyorum’ dedim. ’El kadar çocukların beynini bu saçmalıklarla yıkıyorsunuz. Ben üniversite hocasıyım, siz ne cahil insanlarsınız’ dedi. Bu gemi azıya almışlık, şuursuzluk sokak ortasında altı yaşında çocukları sözlü taciz etmeye kadar vardı. Varın gerisini siz hesap edin.” Edinilen bilgilere göre, Kutay’ın polisi araması üzerine M.G. (73) isimli şüpheli işlemler için karakola götürülürken her iki taraf da birbirinden şikayetçi oldu. Emekli hemşire olduğu öğrenilen M.G. hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama- Hakaret" suçlarından, Kutay hakkında ise "Hakaret" suçundan adli işlem başlatıldı. Dosyaları ikmalen adliyeye gönderilen şahıslar adli makamlarca karakoldan serbest bırakıldı.
Bursa “Mahzen-32” operasyonunda yakalanan 27 şüphelinin tamamı tutuklandı Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğü ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 kişi, kıskıvrak yakalandı. Hakim karşısına çıkarılan şüphelilerin tamamı tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütü çökertildi. Organize suç örgütü üyesi şüphelilerin, Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları tespit edildi. Bunun yani sıra Bursa’ya il dışından getirdikleri yaşları 17 ile 25 arasında tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin iş yerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri öğrenildi. Sıkı takibin ardından çete çökertildi Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak-verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyon için düğmeye basan polis, çeteyi çökertti. Operasyonlarda çetenin elebaşını Hakkı Saral’ın da arasında bulunduğu organize suç örgütü üyesi 27 şüpheli yapılan operasyon ile kıskıvrak yakalandı. Operasyonlar sonucu 10 iş yeri ile 34 evde yapılan aramalarda 16 adet tabanca, 56 milyon 434 bin TL değerinde 53 adet çek ve senet, bin 272 adet farklı çaplarda fişek, 430 bin 400 TL nakit para, 123 bin 800 dolar, 20 bin 800 euro ve 2 tane lüks araç ele geçirildi. İnegöl’de çetenin faaliyetlerini başlatan kişinin ise 41 yaşındaki iş kadını D.T. olduğu öğrenildi. Çetenin elebaşının da aralarında bulunduğu 27 kişi adliyeye sevk edildi. Çıkarıldığı mahkemece 27 şüphelinin tamamı tutuklanıp cezaevine gönderildi.