GÜNDEM - 05 Ağustos 2025 Salı 09:49

Ayaklarıyla hayata tutunuyor

A
A
A
Ayaklarıyla hayata tutunuyor

Balıkesir’in Gömeç ilçesinde, bu yıl "Engelsiz Yaşam" temasıyla düzenlenen 4. Uluslararası Keremköy Festivali’ne katılan Ayşe Işık, başarılarıyla kendisi gibi engellilere umut ışığı saçıyor.


5 yaşında geçirdiği kaza sonucu kollarını kaybeden ressam Ayşe Işık, ayaklarını ellerinin yerine kullanmayı öğrenmesinin ardından, 19 yaşında resim yapmaya başlayarak, ayaklarıyla yaptığı yüzlerce eserle yaklaşık 40 sergiye imza attı. Bununla yetinmeyen 38 yaşındaki Işık, Engelliler Türk Milli Takımı formasıyla katıldığı para taekwondo uluslararası şampiyonalarında dünya ikinciliğiyle Avrupa şampiyonluğunu ülkeye getirdi.


Kollarının eksikliğini hissetmeden, 20 yıldır doğanın renklerini tuvallerine, ayaklarında tuttuğu fırçayla yansıtan 38 yaşındaki Işık, üretkenliğiyle engelli bireylere de örnek olmaya çalışıyor.


Adıyaman’da henüz 5 yaşındayken, buğday helezonuna kaptırdığı iki kolunu da kaybeden Ayşe Işık yaptığı açıklamada, "Kollarımı kaybettikten bir yıl sonra annem bir yakınımızın cenazesine gitmişti. Gün boyu cenaze evinde kaldı. Annem evde olmadığı için babaannemden ve ablamdan yemek yemedim ve aç kaldım. Annem eve döndüğünde, ’bu böyle olmaz’ dedi ve bacaklarımı kullanmam gerektiğini söyledi. O günden sonra da kaybettiğim kollarımın yerine bacaklarımı kullanmaya başladım. İlköğretimi Adıyaman’da tamamladım. İlkokul birinci ikinci sınıfta zorlandım ama üçüncü sınıfa geldiğimde ayaklarımla tamamen her ihtiyacımı görebiliyordum. Şimdi evde birçok işimi kendim görebiliyorum" dedi.


2002 yılında daha iyi eğitim alabilmesi için ailesiyle İstanbul’a taşındıklarını aktaran Işık, "2003 yılında da bir resim hocasıyla tanıştım. Bu arada engellilere yönelik sivil toplum kuruluşlarının da çalışmaları içinde yer alıyordum. Orada tanışmıştım resim hocamla. Sağolsun bana ders vermeye başladı. Çocukluğumdan beri hayalini kurduğum resim sanatı bir anda hayatım oldu. Resim yapmaya başladıktan 6 ay sonra yaptığım 20 eserimle ilk sergimi 2002’de 19 yaşındayken açtım" diye konuştu.



Minik kızı: "Al kolumun biri senin olsun"


4 yıldır evli olduğunu aktaran Ayşe Işık, "Şu anda 2 buçuk yaşında Melek isimli bir kızım var. Evimizdeki rutin işlerde, sağolsun babası da yardımcı oluyor. Ben de elimden geldiğince ilgileniyorum. Zaten kreşe gidiyor öncesi de bakıcısı vardı. Çok şükür bu anlamda sıkıntı yaşamıyoruz. Kızım bana hiçbir zaman, ‘neden böylesin’ diye sormadı. Ama yakın zamanda bir şehirde sergi açılışına gitmiştim. Akrabamızın çocuklarından biri, ‘ablanın kolları yok’ ifadelerini kullanmıştı. Kızım da ondan duymuştu. Eve geldik. Ertesi gün, ‘Anne neden kolların yok? Niye böyle? Al benim kolumun biri senin olsun’ gibi şeyler söyledi" dedi.



Ayaklarıyla hayata tutundu


Kendi hayatından kesitler sunduğu "Ayaklarımla Tutundum Hayata" kitabıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Ayşe Işık, "Bu kitapta kendi hayatımı yazdım. Çok beğenildi. Bunun dışında ayaklarımı rahat kullanabilmek için bir antrenörün tavsiyesi üzerine tekvando sporuna başladım. Bu alanda da kısa sürede başarılı olup, dünya ikinciliği ve Avrupa şampiyonluğunu kazandım. Kızımın doğumu öncesinden şimdiye kadar aradan geçen 2 buçuk yıl süresince bu spora hamilelik ve sonrasındaki süreçte ara vermiştim. Ama şimdi önümüzdeki eylül ya da ekim ayı içerisinde yurt dışında bir turnuvaya katılacağım. İnşallah yeni başarılar elde edebilirim" diye konuştu.



Eşi Durgun Işık: "Ayşe ile çok mutluyum"


Ayşe Işık’ın epilepsi rahatsızlığı olan eşi Durgun Işık da yaptığı açıklamada, "İzmir’de, İzmir Engelliler Derneği’ndeydim. Bizim başkan çıkardığı bir gazete kupürünü gösterdi. ‘Bakın arkadaşlar, Ayşe Işık ne kadar güzel başarılara imzalamış’ diye. Benim de soyadım Işık’tı. O yüzden de ilgimi çekmişti. Daha sonra bir gün, İzmir’den İstanbul’da bir otele gittim personel görüşmesi için. Benim insan kaynakları üzerine bir firmam var. Personel görüşmesi yaparken, bir baktım ki Ayşe, lobide resim sergisi açmış. Orada tanıştık. Daha sonra Muğla’ya kısa film çekimine gelmişti. Muğla’ya gittim. Biraz yardımcı oldum. O akşam İstanbul’a dönecekti. Ben de havaalanına kadar eşlik ettim Ayşe’ye. Uçağı da rötar yapmıştı. ‘Hadi bize gidelim. Annem ve ailemle tanıştırayım seni’ dedim. O ana kadar da ne aileme ne de birbirimize herhangi bir şey söylememiştik. Ama yürekten inanıyorduk birbirimize. Ayşe birçok başarıya imza atınca, ona ilgim daha çok arttı. Ben hayatımda hiçbir zaman basit bir kişiyi sevmemişimdir. O yüzden benim için çok farklıydı Ayşe. Üstelik bana göre; engel sadece beyindedir, düşüncededir. Oysa hakkaniyetle bakıldığında her sağlıklı birey, bir engelli adayıdır. Ben epilepsi hastasıydım. Ayşe’yle tanışınca, O beni epilepsiden kurtardı. Şu anda onunla çok mutluyum. Hayatı paylaşıyoruz. Hayat benim için zor olmuyor. O beni her akşam güler yüzle karşılasın, bu bana yetiyor. Evde yemekleri; Ayşe tarif ediyor, ben yapıyorum. Ona göre malzemelerini kullanıyorum. Her şeyi birlikte yapıyoruz. Engel diye bir şey yoktur aslında, her şey düşüncededir. Ben başarılı engellilerle tanışmak ve onların toplum tarafından kazandırılmasına çok mutlu oluyor ve gurur duyuyorum" diye konuştu.



Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı: "Engellilere adaletli olmak gerekir"


Ayşe Işık’ı, bu yıl ‘Engelsiz Yaşam’ temasıyla düzenlenen 4. Keremköy Uluslararası Festivali’nde şeref konuğu olarak ağırlayan Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı ise, merhametin engellilere bakış açısını tek başına ifade eden bir duygu olamayacağını vurgulayarak, "Toplum olarak bizlerin engellilere karşı daha çok adaletli olmamız gerekir. Merhamet, zaman zaman insanın düştüğü bir noktadır ama doğru tavır adaletli olmaktır. Engellilere de adaletli davranmak zorundayız. O yüzden engellilere onların hak ettikleri bir duyguyla bakmamız gerekir. Çünkü hiçbir engelli arkadaşımız acınacak durumda değildir" dedi.



Ayaklarıyla hayata tutunuyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.