GENEL - 22 Ocak 2020 Çarşamba 13:21

Vali Yazıcı: "Vatandaşı güler yüzle karşılayın"

A
A
A
Vali Yazıcı: "Vatandaşı güler yüzle karşılayın"

Balıkesir’de 2020 yılının ilk kurum müdürleri toplantısı Vali Ersin Yazıcı başkanlığında öğretmenevinde yapıldı.

Balıkesir’de 2020 yılının ilk kurum müdürleri toplantısı Vali Ersin Yazıcı başkanlığında öğretmenevinde yapıldı.


Vali Ersin Yazıcı, İl İdare Şube Başkanları toplantısında, kamuda çalışan ve kamu görevi yürüten tüm çalışanların üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapmakla mükellef olduğunu söyledi. Vali Yazıcı, tarım, turizm ve sanayide sağladığı katma değer ile Balıkesir’in, Türkiye’nin önemli şehirlerinden biri olduğunu vurguladı.


Toplumun temelini oluşturan aileye önem verilmesini vurgulayan Vali Yazıcı, "Aile toplumumuz için kutsaldır" dedi. İnanç ve değerlerimizin hiçbir şiddeti tasvip etmediğini ifade eden Vali Yazıcı, "Sevgiyi, saygıyı, anlayışı hakim kılmalıyız. Bizim medeniyetimiz kadını tarihin her döneminde baş tacı yapmıştır. Kadınların güçlü olduğu toplumlar daha başarılıdır. Kadına yönelik şiddetle her zaman mücadele edeceğiz ve mağdur kadınlarımızın destekçisi olacağız. Kadınlara yönelik şiddet hiçbir şekilde kabul edilemez. Şiddet insanlık suçudur. Bu yüzden şiddetle mücadele hususunda herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum" ifadelerini kullandı.


Vali Yazıcı, "Kadına şiddet kabul edilemez"


Kadına şiddetle mücadelede devletin ciddi anlamda çalışmalarının olduğunu ifade eden Vali Yazıcı, "Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız ile Adalet, İçişleri, Milli Savunma, Sağlık ve Milli Eğitim Bakanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile protokol imzalanmış, kadına şiddetle mücadelede ilgili kurumlara eğitim verilmiştir. Böylece ilgili bakanlıklar ve kuruluşlar, merkezde ve taşrada kendi paydaşları ile işbirliğine giderek kadına yönelik şiddetle ilgili mücadele etmektedirler. Onun için kurumlar olarak her birimiz üzerimize düşenleri yapmalıyız. Tabii sadece bizim yapmamız da yetmiyor. Toplumu topyekûn bu sürecin bir parçası haline getirmeliyiz" dedi.


Vali Yazıcı, " Vatandaşı güler yüzle karşılayın"


Bütün kurumlardan vatandaşlarla ilişkilere önem vermesini isteyen Vali Yazıcı, "Yöneticiler olarak bizim mesai kavramımız olamaz. Hepimiz 24 saat görevde olmak zorundayız. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını süratli bir şekilde gidermek bizim birinci görevimizdir. Vatandaş memnuniyetini esas alan bir yaklaşım, bir hizmet anlayışı ile çalışacağız. Kamu kurumları olarak hangi makamda bulunursak bulunalım daima vatandaşlarımıza kapımız açık olmalıdır. Güler yüzlü bir yaklaşım vatandaşlarımıza sergileyeceğiz. Ülkenin tüm kurumları güler yüzlü olmalı. Şehrimizde hep beraber yolumuza devam edelim. 2020 yılında ben farklı olarak ne yapabilirim sorusunu kendinize sorun. Bir önceki yıldan farklı işiniz olsun. Ürettiğiniz hizmete göre bu değişebilir. Bazen sadece hizmet kalitesini arttırmak adına olabilir ürettiğiniz hizmetin sayısını artırmak olarak, hızını artırmak olabilir. Yapılan işe göre bu değişir. Ama mutlaka farklı bir şeyler olsun" dedi.


2019 yılında güzel çalışmaların yapıldığını ve yapılmaya da devam ettiğini söyleyen Vali Yazıcı, "Bunları büyüterek artırarak yapmak mecburiyetindeyiz. Ülkede adeta bir seferberlik var. Böyle olmak zorunda. Çünkü bir gerçeği bir kez daha gördük. Adeta terör örgütleri yarışa girdi. Bu millet karşısında terör örgütlerinin başaracağı hiçbir şey yok" dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çayırlı’da küçükbaş hayvanlarda aşılama kampanyası Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı teknik ekipler, mesai mefhumu gözetmeden, küçükbaş hayvanlara yönelik bakanlık tarafından programlı olarak yürütülen aşılama kampanyasını sürdürüyor. Aşılama esnasında yeni doğan kuzulara küpeleme çalışması da yapılıyor. Hayvan sağlığı ve refahı için görev başında olan ekipler, çiftçilere ve Erzincan’a katma değer sağlamak, küçükbaş hayvancılık sektörünün gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla yayla yayla, mera mera gezerek ağıllarda küpeleme ve aşılama çalışmalarını sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından programlı bir şekilde yürütülen çalışmalarda küçükbaş hayvanlara çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı aşılanıyor. Küçükbaş hayvancılık sektörünü daha ileri seviyelere çıkarmak için Erzincan genelinde çalışmalarını sürdüren tarım teşkilatı, Çayırlı’nın Gelinpınar Köyü’nde bir yandan programlı aşılama kampanyasını sürdürürken diğer yandan yeni doğan kuzularda küpeleme çalışmalarını sürdürüyor. Küçükbaş hayvancılık sektörüne büyük zarar veren çiçek, veba ve brucella hastalığına karşı tetikte olan tarım teşkilatı mera ve ağıllarda sabahın erken saatlerinde çalışmaya başlıyor. Aşılama kampanyası hakkında bilgi veren Çayırlı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Emrah Demir, “Hayvan sağlığı ve hayvan refahının korunmasının yanı sıra, hastalıkların önlenerek halk sağlığının korunması amacıyla, il genelinde hazırlanan plan, program ve projeleri uygulayarak, hayvan hastalık ve zararlılarına karşı koruyucu hizmetler yürütmeye devam ediyoruz. Bakanlığımız tarafından programlanan aşılama kampanyasında dahilinde İl Müdürlüğümüzün talimatlarına uygun olarak ilçemiz genelinde küçükbaş hayvanlarda aşılama ve küpeleme çalışmalarımız aralıksız sürdürülüyor. Ayrıca küpeleme çalışmaları ile yeni doğan hayvanlar kayıt altına alınarak kimliklendirilirken, çiftçilerin de devlet desteklerinden faydalanması için bilgilendirme yapıyoruz. İlçe Müdürlüğü olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği başta olmak üzere yetiştiricilerimizin, çiftçilerimizin her zaman yanındayız. Hem sahada hem kurumda her türlü ihtiyaçlarına ve beklentilerine cevap verebilmek için çalışıyoruz. Üreticilerimizin ürünü bol kazancı bereketli olsun” diye konuştu.
Bayburt Evlilik stresi güvensizlik nedeni Evlilik öncesi dönemde bazı sorular çiftlerin kafasını karıştırıyor. Bu evlilik stresinden ziyade güvensizliği işaret ediyor. Şüphesiz her çiftin hayali mutlu bit yuva kurmak. Ancak evlilik aşaması gelip çattığında çiftler bazı olumsuz düşüncelerle baş başa kalabiliyor. Evlilik sorumluluğunu işaret eden duyguyu uzmanlar evlilik stresi olarak tanımlarken, beliren bazı soru işaretlerine karşı dikkatli olunması konusunda çiftleri uyarıyor. Uzmanlar bu soru işaretlerinin stresten ziyade güvensizlikten kaynaklandığını vurguluyor. Bağımlılık duygusu, yanlış iletişim nedeni İlişkilerde bağlılık ve bağımlılık duygularına değinen Uzman Psikolog ve İlişki Terapisti Nida Korkmaz, “Evlilik stresi bir insanın evlenmeden önceki zamanında ya da kişinin geçmişte yaşadığı olaylardan ötürü aklında olan soru işaretlerine dayanmaktadır. Toplumumuzda aşk her zaman ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle bireyler bir kere aşık oldukları kişiye zamanla bağımlılık geliştirirler. Aşkın ilk aşamasında bu bağlılık olarak nitelendirilebilir. Ama daha sonra bağlılık dediğimiz unsur yerini zamanla bağımlılığa bırakır. Bağlılık insanlar arasında rahatlatıcı ve huzur verici bir niteliğe sahiptir. Ama bağımlılık bunun tam aksine insan üzerinde gerginlik ve strese neden olur. Bağımlılık insanın partnerine karşı duyduğu aklındaki soru işaretlerini ortadan kaldırma etkisini göstermektedir. Bireyler bağımlı olduklarından ötürü, aklındaki soru işaretlerine verilecek cevapları sürekli ertelemektedirler. Bu durum evlilik aşamasına kadar gelmektedir. Evlilik aşamasında ise bu durum, insanların flört zamanlarında olduklarından çok daha farklılık göstermektedir. Evlenen çiftlerde yavaş yavaş zihinsel ve fikirsel değişimler meydana gelir. Bu fikirsel değişimler ile birlikte bağımlılıktan dolayı akılda cevaplanmayan sorularla birleşip zamanla kişi üzerinde büyük strese neden olmaktadır. Bu stres ise ilişkilerde ciddi bir şekilde ayrılığı tetiklemektedir.” dedi. Bu soru işaretlerine dikkat! Evlilik öncesi stresin, kişinin evlenmeden önceki zamanında aklına takılan sorulardan ve geçmiş yaşantılarından edindiği tecrübelerden oluştuğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Korkmaz, “Acaba evlendiğimde değişir mi? Bana gösterdiği ilgi azalır mı? Sevgi, saygı, şefkat ve aşkı azalır mı? Desteği azalır mı?’ Bu sorular evlilik stresini tetikler. Evlilikle birlikte omuzlarımıza yüklenecek sorumluluklar evlilik korkusunu oluşturan etkenlerdendir. Bu korkuya bir de bu soru işaretleri eklenince stres katlanarak artar. Bu sefer kişi ‘Aslında evlenmeyi çok istiyorum ama çok korkuyorum.’ demeye başlar. Bu cümle bir yerde ayrılık sinyallerinin de işaretini vermek anlamına gelebilir. Çünkü kişi bu soruların getirdiği stresle başa çıkamaz ve bu durumu atlatamazsa sendroma yakalanır. Ben bu durumu evlilik öncesi sendromu olarak adlandırıyorum” diye konuştu. Ailelere büyük görevler düşüyor Evlilik öncesi stresi ile çiftlerin başa çıkabilmesi için ailelere büyük görev düştüğünün altını çizen Nida Korkmaz, “Çiftler evliliğin getireceği sorumluluklarla birlikte strese girip endişeye kapılabilirler. Bununla birlikte çiftler partnerlerinin doğru seçim olup olmadığını sorgulayarak da strese girebilirler. Bu durumda ailelere düşen görevler çiftleri sakinleştirmek olmalıdır. Kendi ilişkilerindeki güzel yaşanmışlıkları ve hayata dair mücadelelerini örnek olarak vermeleri, evlenecek olan çiftlerin olumlu ve güzel yönlerini çiftlere karşı dile getirmeleri stresi büyük ölçüde azaltacaktır.” şeklinde konuştu. Durumun bu şekilde de aşılamaması durumunda yapılması gerekenlere değinen Korkmaz, “Bu sorunlar ile baş etmenin bir kaç yolu vardır. Kişisel gelişim kitapları okunabilir ya da gelişimsel programlar izlenebilir. Ama ciddi anlamda bu sorunların en sağlıklı çözümü bu alan ile ilgilenen bir psikologdan destek almaktır.” dedi. Çevrenizdekiler sizi doğru mu yönlendiriyor İlişkilerde çevresel faktörlerin de ilişkinin seyrini etkileyebileceğini ifade eden Nida Korkmaz, “İlişkilerde 3’üncü şahıslar bazen çok yapıcı bazen ise çok yıkıcı olabiliyor. Bu ayırımı çok iyi yapmak ve buna göre müdahale izni vermek ya da vermemek gerekiyor. Eğer 3’üncü şahıslar ilişkiniz ve partneriniz hakkında sürekli olumsuz cümleler kuruyorsa, kötü dille eleştiriyorsa ve olumsuz iddialar ortaya atıyorsa buna kesinlikle ‘dur’ demeniz gerekir. Ancak 3’üncü şahıslar ilişkinizi destekliyor, ilişkiniz ve partneriniz hakkında olumlu cümleler kurup her fırsatta sevginizi ve birbirinize nasıl yakıştığınızı size hatırlatıyorsa onlarla dertleşebilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
Erzincan Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan bu sınıfta minik öğrencilere masal anlatılıyor Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Eğitim Fakültesinde oluşturulan ve Türkiye’de çok fazla eşi bulunmayan Masal Atölyesi Sınıfında Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okuyan ve seçmeli ders olarak alan üniversite öğrencileri, anaokulu öğrencilerine unutulmaya yüz tutan masal geleneğini yaşatmak için masal anlatıp, kurulan oyuncak stantların da miniklerle keyifli zaman geçiriyorlar. Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Eğitimi ABD Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt’un yönettiği Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi çerçevesinde, Erzincan Fırat Kılıç İlkokulu öğrencilerine masal etkinliği düzenlendi. Etkinlik, Eğitim Fakültesi Masal Atölyesi’nde ve Üniversite Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. A. Ercan Ekinci, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mücahit Kağan, Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Erdem Yavuz, Doç. Dr. Alper Kaşkaya, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Fethi Kayalar, Fırat Kılıç İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin katılımıyla gerçekleşti. Öğrenciler, Masal ve Hikâye Anlatıcılığı dersi kapsamında öğrendikleri “Kaz Yollasam Yolar mısın? “masal tiyatrosunu sergiledi ve “Tırtıl Huppo” hikayesini anlattılar. Doç. Dr. Serap Uzuner Yurt, atölyede yaklaşık 400 öğrenciye masal anlatıldığını ve Deprem bölgelerindeki Hatay Reyhanlı, Urfa Siverek anaokullarına online masal anlatıldığını belirtti. Ayrıca öğretmen adaylarının derste öğrendiklerini uygulama fırsatı bulduklarını vurguladı. Etkinlikte, Rektör Levent öğrencilerle yakından ilgilenerek onlarla sohbet etti ve öğrencilerin masal etkinliğine büyük ilgi gösterdiği belirterek, emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.