GENEL - 21 Mayıs 2020 Perşembe 13:15

Bartın Üniversitesinden öğrencileri ve personeline online psikolojik destek

A
A
A
Bartın Üniversitesinden öğrencileri ve personeline online psikolojik destek

Bartın Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Mediko Sosyal Merkezi tarafından Korona virüs (Covid-19) salgını süresince öğrencilere ve personele online psikolojik destek hizmeti veriliyor.

Bartın Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Mediko Sosyal Merkezi tarafından Korona virüs (Covid-19) salgını süresince öğrencilere ve personele online psikolojik destek hizmeti veriliyor.


Bartın Üniversitesi yeni tip Korona virüs (Covid-19) salgını sürecinde uzaktan eğitim alan öğrencilerinin derslerdeki başarılarını arttırmak, eğitim-öğretim ve ölçme-değerlendirme süreçlerine dair kaygılarını azaltmak ve stresle baş etme becerilerine katkı sunmak amacıyla online psikolojik destek veriyor.


Bartın Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı, Mediko Sosyal Merkezi’nde görevli Psikolog Şenay Çakır Dilen tarafından çevrimiçi olarak verilen destek uygulamasından idari izinli olan ve uzaktan veya dönüşümlü çalışan üniversite personeli de yararlanabiliyor.



“Öğrenci ve personelimize destek vermeye devam ediyoruz”


Salgın süresinde normal yaşam alışkanlıklarından uzak kalan öğrenciler ile personelin kaygıları giderme konusunda başlatılan uygulamanın oldukça faydalı olduğuna değinen Psikolog Şenay Çakır Dilen, “Dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan salgın nedeniyle uygulanan tedbirler neticesinde uzaktan eğitim alan öğrencilerimizin yaşayabilecekleri her türlü duruma karşı yalnız olmadıklarını bilmelerini istiyoruz. Bu uygulamamızla yaşanabilmesi muhtemel her türlü problemin üstesinden gelmeleri için online danışmanlık hizmeti veriyoruz. Aynı şekilde idari izinli olan ve uzaktan veya dönüşümlü çalışan üniversite personelimizin de bu süreçte yanlarında olmaya gayret gösteriyoruz. Aynı zamanda yine çevrimiçi teknolojiler aracılığıyla salgın öncesi psikolojik destek alan bireylerin danışmanlık süreçleri de devam ediyor” dedi.



“Üniversite olarak sağlığı en önemli önceliğimiz olarak görüyoruz”


Üniversite olarak en temel önceliklerinin ortak sağlık olduğunu dile getiren Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise “Salgın sürecinde eğitim-öğretimden araştırmaya, sağlık tedbirlerinden sosyal sorumluk uygulamalarına kadar her şey bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmekte ve buna yönelik uygulamaları da hayata geçirmekteyiz” ifadelerini kullandı.



“Bu zorlu süreci de hep birlikte aşacağımıza yürekten inanıyorum”


Rektör Uzun, salgın tehdidinin ilk ortaya çıktığı andan itibaren hızlıca hareket ederek gerekli önlemleri aldıklarını ve bu yönde çalışmalara ara verilmeden devam ettiğinin de altını çizerek, “23 Mart 2020 Pazartesi gününden bu yana her gün binlerce öğrencimiz teknolojik imkanlarımızdan yararlanarak, günde ortalama 500’ün üzerinde canlı ders ve 700’e yakın asenkron dersi 471 öğretim elamanımız tarafından kendilerine vermekteyiz. ‘Sanal Kütüphane’ hizmetiyle aralarında kitap, dergi, makale ve konferans serilerinin de olduğu 7 milyon 833 bin 946 elektronik yayını evlere taşıdık. Bilimsel çalışmalarımızla salgın sürecine ve ülkemizin pandemiyle mücadelesine katkı sağladık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yine sosyal sorumluluk anlayışıyla yürüttüğümüz faaliyetlerimizle sağlık çalışanlarımıza destek olmayı sürdürüyoruz. Her şeyin bütüncül bir perspektifte ve katılımcı bir anlayışla planlandığı üniversitemizde öğrencilerimiz ile akademik ve idari insan kaynağımıza yönelik uygulamaya konulan psikolojik destek hizmetini de önemli buluyorum. Süreç kapsamında değişen alışkanlıklar ve oluşabilecek kaygıların önüne geçilmesi konusunda desteğe ihtiyaç duyan her bir bileşenimizin profesyonel destek alması, başarı ve motivasyonlarının arttırılması noktasında oldukça değerlidir. Bu düşüncelerle özverileri dolayısıyla Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanı Ekrem Kayış’ı, sürece olan değerli katkıları için ise Psikolog Şenay Çakır Dilen’i tebrik ediyorum. Göstereceğimiz hassasiyet ve çabalarla bu zorlu süreci de hep birlikte aşacağımıza yürekten inanıyorum” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.