EĞİTİM - 17 Mart 2021 Çarşamba 16:24

Öğretmen Okullarının 173. Kuruluş Yıl Dönümü

A
A
A
Öğretmen Okullarının 173. Kuruluş Yıl Dönümü

Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından öğretmen okullarının kuruluşunun 173.

Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi tarafından öğretmen okullarının kuruluşunun 173. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla gerçekleştirilen çevrimiçi etkinlik yoğun ilgi gördü.


Bartın Üniversitesi’nde Darülmuallimin Mektebi adıyla 1848 yılında eğitim öğretime başlayan “Öğretmen Okulları”nın kuruluşunun 173. yıl dönümü dolayısıyla çevrimiçi panel düzenlendi. Eğitim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmasını yapan Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun, “Yeni nesillerin niteliği de hiç kuşkusuz onu yetiştiren öğretmenlerin niteliği ile özdeş olacaktır” dedi.



“Yarının öğretmeni öğrencilerimizdir”


Rektör Uzun, değişen dünya dinamiklerine uygun bir eğitim-öğretim anlayışıyla Bartın Üniversitesi öğrencilerinin nitelikli bireyler olarak geleceğe hazırlandıklarının altını çizerek “Dünyanın küresel bir köy olduğunu salgın süreciyle birlikte bir kez daha tecrübe etme fırsatı bulduk. Bilgi üretim hızı daha da arttı ve yeni teknolojiler ile birlikte yeni kavramlar da hayatımıza girmeye devam ediyor. Bu doğrultuda en büyük güvencemiz yarının öğretmenleri olacak öğrencilerimizdir. Öğrencilerimizi 10 yıl sonra ortaya çıkacak olan meslek normları üzerinden ve 21. yüzyıl becerilerine göre yetiştirmeye gayret gösteriyoruz. Beceri odaklı öğrenme becerileri kazandırmaya, bilgiyi üreten ve hızlı erişebilen bireyler yetiştirmeyi hedefliyoruz. ‘Tribünde değil odağında ol’ anlayışıyla sürdürdüğümüz tüm çalışmalarımızla ülkemizin kalkınmasına değer katmaya ve ‘Birlikte Başarmaya’ devam ediyoruz” diye konuştu.



“Öğretmen yetiştirme konusunda zengin bir birikime sahibiz”


Türk eğitim tarihe bakıldığında öğretmen yetiştirme konusunda zengin bir birikime sahip olduğunun görüleceğini de kaydeden Rektör Uzun, “16 Mart 1848’de kurulan Dârülmuallimîn’e dayanan öğretmen okullarına uzanan bir tarihi göz önünde bulundurduğumuzda öğretmen yetiştirme konusunda zengin bir birikime sahip olduğumuz görülecektir. O tarihten bugüne birçok kez öğretmen okullarının adı ve niteliği değişmiş, birçok öğretmen yetiştirme modeli uygulanmış fakat o okullarda alevlenen bu ateş asla sönmemiştir. Bugün ise Türkiye’de öğretmen yetiştirme alanında önemli ve kalıcı bir yeri olan öğretmen okullarının kuruluşunun 173. yılını kutlamanın sevinç ve heyecanını yaşıyoruz. Bu vesileyle kutsal olduğu kadar sorumluluğu da ağır bir mesleği icra eden bütün öğretmenlerimize en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Başta öğrencilerimiz olmak üzere genç yaşta bu mesleğe gönül vermiş, emekli olmuş öğretmenlerimizi kutluyorum. Görevi başında şehit olmuş eğitimcilerimiz başta olmak üzere, ahirete intikal eden tüm öğretmenlerimize Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.



“Eğitimde öz ile başlayan her şey bireyi birey yapar”


Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çetin Semerci ise ‘Eğitimde Öz’ başlığıyla gerçekleştirilen panelin önemine değinerek “Eğitimde öz ile başlayan her şey (öz benlik, öz düzenlemeli öğrenme, öz güven, öz değerlendirme, öz yeterlik vb.) bireyi birey yapan, parmak izi gibi olan, bireyin kendini tanıması, kabul etmesi anlamında duygu, düşünceleri ve tutumlarıdır. Eğitimde özünü bilmeyenlerin nasıl öğreneceğini kestirmesi ve uygun öğretim yöntem ve tekniklerini seçmesi zor görünmektedir. Eğitimde öz ile bir anlamda öğrencilerin bireysel farklılıkları ve öğrenci merkezli eğitim üzerinde durulabilir. Bu nedenle bugün ki panelimizi önemli buluyor, konuşmacılarımıza katkıları için teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.



Farklı bakış açılarıyla değerlendirmelerde bulunuldu


‘Eğitimde Öz’ başlığıyla gerçekleştirilen panelin moderatörlüğünü Prof. Dr. Umut Saraç yaptı. Panelde söz alan Dr. Öğr. Üyesi Emrullah Yılmaz, öz yeterliğin uzun bir süreç aldığını ve bu konuda doğrudan yaşantıların önemli olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Burcu Duman, öz düzenlemeli öğrenmeyle ilgili öğrenen özelliklerinin farkındalık, strateji, motivasyon ve bağımsızlık olduğunu ifade ederek öz düzenleme ile öğrenenlerin geleceğe umutla baktıklarını ve çok iyi problem çözdüklerini söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Beyza Aksu Dünya ise öz değerlendirme üzerinde durdu ve pratik sınıf içi uygulamalarından bahsetti.


Etkinlik yapılan değerlendirmeler ve soru-cevap kısmının ardından son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.