GENEL - 10 Nisan 2019 Çarşamba 14:28

Bartın Üniversitesi’nde ‘Türkçe Öğretmenliği Programı’ akredite oldu

A
A
A
Bartın Üniversitesi’nde ‘Türkçe Öğretmenliği Programı’ akredite oldu

Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Programı, Eğitim Fakülteleri Eğitim Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından akredite edildi.

Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Programı, Eğitim Fakülteleri Eğitim Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından akredite edildi.


Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği programının akredite edilme süreci olumlu sonuçlandı. Eğitim Fakülteleri Eğitim Programlarını Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (EPDAD) tarafından akredite edilen Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Programı, iki yıllık süreyle akredite edilen Türkiye’deki 4 programdan biri oldu. Böylece 2013-2014 akademik yılda ilk öğrencilerini alan Türkçe Öğretmenliği Programı, ÖSYM tarafından tercih dönemlerinde yayınlanacak kılavuzda akredite edilmiş bölüm olarak yer alacak.


“Programımızın kalite standartlarına uygunluğu tescillendi”


Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çetin Semerci, EPDAD tarafından yapılan değerlendirmeyle ilgili bilgi vererek “Öğretimin planlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi; öğretim elemanları ve yetiştirilmesi; öğrenciler: öğrenci alımı, gelişimi ve başarısı, destek ve rehberlik hizmetleri; fakülte-okul iş birliği; öğrenme kaynakları: tesisler, kütüphane ve donanım; yönetim; kalite güvencesi olmak üzere yedi ana başlıkta oluşturulan raporların incelendiği, ara ve genel değerlendirmelerin yapıldığı, kurum ziyaretlerinin gerçekleştirildiği ve oluşturulan kanıt temelli verilerin yerinde incelendiği sürecin sonunda verilen akreditasyon sertifikası Türkçe Öğretmenliği programımızın, öğretmen yetiştirme süreçlerindeki faaliyetlerinin kalite standartlarına uygun olduğunu ortaya koydu.” dedi.


“3 programımız için akreditasyon süreci devam ediyor”


Türkiye’ de 93 Eğitim Fakültesi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Semerci, bu fakülteler içerisinde en iyi olmayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Semerci, kalite ve akreditasyon sertifikasının alınmasının bir takım işi olduğunu vurgulayarak “2019 yılı için Sınıf Eğitimi, Sosyal Bilgiler Eğitimi ve İlköğretim Matematik Eğitimi programları için de akreditasyon başvurusunu yaptık. Bu programlarımız için de yılsonuna kadar olumlu bir sonuç almayı hedefliyoruz. Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesinde yeni açılan İngilizce Öğretmenliği lisans programı ile birlikte Türkçe Eğitimi, Sosyal Bilgiler Eğitimi, Fen Bilgisi Eğitimi, İlköğretim Matematik Eğitimi, Sınıf Eğitimi, Resim-İş Eğitimi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık programları olmak üzere toplam 8 programla eğitim-öğretim devam etmektedir. Gösterdiğimiz gayretle tüm öğrencilerimize Bartın Üniversite Eğitim Fakültesini gönül rahatlığıyla tercih edebileceklerini söyleyebilirim.” diye konuştu.


Prof. Dr. Semerci, teşekkür etti


Kalite ve akreditasyon süreçlerinde katkı sunanlara teşekkür eden Prof. Dr. Semerci, “Programımızın akreditasyon süreçlerine girmesini teşvik eden ve bu çalışmaları destekleyen, başta Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun olmak üzere Bartın Üniversitesi Kalite Komisyonu üyelerine, Doç. Dr. Fatma Ünal’ a, Doç. Dr. Harun Er’e, Doç. Dr. Sedat Balyemez’e, Dr. Öğr. Üyesi Serpil Özdemir’e, Dr. Öğr. Üyesi Arzu Çevik’e, Dr. Öğr. Üyesi Ömer Kemiksiz’e, Arş. Gör. Dr. Hasan Basri Kansızoğlu’na ve Arş. Gör. Furkan Kadri Topçu’ya, EPDAD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cemil Öztürk’e, EPDAD EFAK Başkanı Prof. Dr. Salih Çepni’ye, tüm öğretim elemanlarımıza, destek veren paydaşlarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.


“Kalite yolculuğumuz hızlanarak devam ediyor”


Kalite ve akreditasyon noktasında ciddi bir gayret sarf edildiğini ifade eden Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Orhan Uzun ise “Yeni YÖK anlayışıyla birlikte yükseköğretim kurumlarındaki kalite yolcuğu hızlandı. Bartın Üniversitesi olarak bizler de 2019-2023 Stratejik Planı’nda bu doğrultuda hedefler belirledik ve bu hedeflerimize kararlı bir şekilde yürüyoruz. İslami İlimler Fakültesi’nin alanında ilk olarak almaya hak kazandığı TSE EN ISO 9001:2015 kalite yönetim sistemi belgesinin ardından, ‘Türkçe Öğretmenliği Programı’nın akredite olmasının gururunu yaşıyoruz. Eğitim Fakültemiz bünyesinde 3 programımız da daha akreditasyon süreci başlamış olması da ayrıca mutluluk verici bir durum. Bu kapsamda Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Çetin Semerci’yi ve Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Fatma Ünal ile birlikte emeği geçenleri tebrik ederim.” dedi.


Rektör Uzun, program akreditasyonlarının Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından başlatılan dış değerlendirme ve program ölçeğinde yetkilendirilmiş ajanslar tarafından gerçekleştirildiğini de hatırlatarak “Akreditasyon süreçleri, kalite kültürünün yükseköğretim kurumlarımızda yaygınlaştırılmasına önemli katkılar sağlamaktadır. Bu anlayışla Yeni YÖK anlayışıyla birlikte Ülkemizin yükseköğretim alanında kalite odaklı büyüme sürecini başlatan YÖK Başkanımız Prof. Dr. Sayın M. A. Yekta Saraç’a ve YÖK üyelerimize şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca, kalite kültürünün yükseköğretim kurumlarımızda yaygınlaşması için özveriyle çalışan Yükseköğretim Kalite Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas ve kurul üyelerine de teşekkürlerimi sunuyorum.” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’in ’Kıyı Ekosistemlerinin Restorasyonu’ çalışmaları Barcelona’da tanıtıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından geçtiğimiz günlerde düzenlenen ’Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayının sonuçları, Barcelona’da düzenlenen Birleşmiş Milletler Okyanus On Yılı (UN Ocean Decade) konferansında sunuldu. Dünyanın dört bir yanından konferansa katılan kentler, okyanus ve denizlerin korunması ve restorasyonu konusunda konuştu. Avrupa komisyonu tarafından düzenlenen oturuma konuşmacı olarak katılan Dr. Kemal Zorlu, Mersin’in iklim değişikliği ve etkileriyle mücadelesi ile bu konudaki projeleri ve uygulamaları anlattı. “Önemli olan Mersin’in desteğini ve güçlü heyecanını sürdürmek” Okyanus ve denizlerin korunması için verdiği çabaları Avrupa kentleri için ilham verici bulan, Avrupa Komisyonunun Okyanuslar ve Suların Restorasyonu Politika Temsilcisi Claudia Pecoraro, “Önemli olan Okyanus ve Sular Misyonu için Mersin’in desteğini ve güçlü heyecanını sürdürmektir. Mersin’in bu konudaki çalışmaları açıkça görülmüştür. Diğerlerini de güçlendirmek ve yerel düzeyde bir şeyler yapmak için sizin gibi insanlara ihtiyacımız var’’ dedi. “Mersin, sorunların üstesinden gelmek içim bilimle çalışıyor” MedCities’in katkılarıyla Birleşmiş Milletler konferansında bir araya gelen tüm Akdeniz kentleri, İspanya’dan Barcelona, İtalya’dan Ancona ve Türkiye’den Mersin’de düzenlenen kentsel kıyı ekosistemleri çalıştaylarının sonuçlarını değerlendirdi. Çalıştayların düzenlenmesine öncü olan OC-NET (Okyanus Şehirleri Ağı) Koordinatörü Dr. Vanessa Sarah Salvo, “Akdeniz’de kentsel kıyı ekosistemlerinin restorasyonu ve dayanıklılığı hakkında bilim insanları ve politikacılar arasında diyalog kurulması çok önemlidir. Mersin Büyükşehir Belediyesi de tıpkı Barcelona, Ancona Belediyeleri gibi kentsel kıyı ekosistemlerindeki temel sorunların üstesinden gelmek için bilimle olan iş birliğini sağlam şekilde devam ettiriyor. Böylece iklim değişikliği ile birlikte gelen sorunların çözümüne bir adım daha yaklaşıyoruz" ifadelerini kullandı. ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ nedir? Mersin’in doğasını korumak adına hem karada hem denizde birçok çalışma yürüten Mersin Büyükşehir Belediyesi, kıyı ekosistemini koruyabilmek ve restore edebilmek adına birçok paydaşla çalışmalar yürütüyor. O çalışmalardan biri de paydaşlarını MESKİ, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü, MedCities, Mersin Deniz Ticaret Odası, Türkiye Akdeniz Hub’ının oluşturduğu, ‘Kentsel Kıyı Ekosistemlerinin Doğa Temelli Çözümlerle Restorasyonu’ çalıştayı oldu. Mersin Büyükşehir Belediyesi, düzenlemiş olduğu çalıştay ile kıyı alanlarının korunmasına yönelik iyi uygulamaların paylaşılması ve gelecek için atılacak adımların değerlendirilerek deniz ve kıyı ekosistemi üzerindeki iklim değişikliği baskılarının azaltılmasını amaçlıyor.
İstanbul Arnavutköy’ün bu mahallesinde, yoldan geçenler gözlerine inanamıyor Arnavutköy’un Sazlıbosna Mahallesi her sene göç yolundaki leyleklerin uğrak noktası oluyor. Köylüler tarafından kış sezonunda hazırlanan yuvalar, leyleklerin konaklama noktası haline geliyor. Mahalle içerisinden geçen yolların kenarlarındaki direklerin ve evlerin tepelerindeki leylekler, vatandaşları şaşırtıyor. Her yıl düzenli olarak göç eden leylekler İstanbul’un Arnavutköy ilçesinde bulunan Sazlıbosna Mahallesi’ni mesken tuttu. Göç eden leylekler Sazlıbosna Mahallesi’ndeki belli alanlarda bir süre konaklıyor. Arnavutköy Merkez ile Hadımköy Mahallesi arasında bulunan Sazlıbosna Gölü kıyısındaki Sazlıbosna Mahallesi’nde yol kenarlarındaki elektrik direkleri ve evlerin çatıları leylek yuvalarıyla doldu. Mahalleden geçen vatandaşların da gözlerine inanamadığı görsel şölen havadan görüntülendi. “Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar“ Leyleklerin mahalle ile ilişkisine uzun yıllardır şahitlik eden mahalle sakinlerinden Saip İlkbaş, “Leylekler köyleri seçerler başka mahallelere gelmezler bize gelirler. Yuvalarını yapıyorlar. Ben 75 yaşındayım kendimi bildim bileli var. Dedemler buraya Kırım’dan gelmiş. Onlarla beraber leylekler de buraya gelmiş. Eylül ayında giderler. Burada veda uçuşu yaparlar. Biz anlıyoruz gidecekler mi ne yapacaklar hepsini biliyoruz. Leylekler için buraya çok gelen oluyor. Fark edenler duruyorlar ve fotoğraf çekiyorlar. Biz elimizden geldiğince yardımcı oluyoruz" ifadelerini kullandı. “Mart ayında gelip, Ağustos ayında giderler” Leylekler ile ilgili konuşan Sazlıbosna Mahalle Muhtarı Oktay Teke, “Leylekli köy denir buraya. Her sene Mart ayının başında buraya gelerek yuvalarını yaparlar. Ağustos sonu gibi de geldikleri yer olan Afrika’ya göç ederler. Biz onlar geldiklerinde baharın geldiğini anlıyoruz. Baharın müjdeleyicisiler. Leylekler her yere yuva yapmazlar sevdikleri yere yuva yaparlar. Biz de onları seviyoruz. Biz sahip çıkıyoruz hatta daha fazla gelmeleri için projeler üretiyoruz. Bilinmeyenler çok şaşırıyor ve bize soruyorlar. Bilenler de görmek için geliyorlar bizden konum istiyorlar” diye konuştu.
Bursa Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen suç örgütü operasyonunda 24 kişi yakalandı Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı, Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinesinde; Bursa İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu Bursa merkezli 7 ilde düzenlenen eş zamanlı “Mahzen-32” operasyonunda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Bursa merkezli İstanbul, Ankara, Trabzon, Sakarya, Yalova ve Diyarbakır’da düzenlenen “Mahzen-32” operasyonları ile elebaşılığını cezaevinde olan Ümit Saral’ın kardeşi Hakkı Saral’ın yaptığı suç örgütünün çökertildiğini açıkladı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre, düzenlenen operasyonlarda organize suç örgütü üyesi şüphelilerin; Bursa merkez ve İnegöl’de vadeli araç alım satım faaliyetlerinde bulunarak vatandaşlardan silah zoruyla yüksek miktarlarda para tahsilatı yaptıkları, Bursa’ya il dışından getirdikleri tetikçiler vasıtasıyla para vermeyi kabul etmeyen kişilere ve bu kişilerin işyerlerine yönelik silahlı saldırı düzenledikleri, Bursa’ya farklı illerden gelerek vadeli araç alımı yapanların adreslerini tespit ettikleri ve bu kişileri hürriyetlerinden yoksun bırakarak darp ettikleri, araç alım satımı nedeniyle kişiler arasında meydana gelen alacak verecek konularına müdahil oldukları ve sözde mahkemeler kurarak haksız menfaat sağladıkları, silahla ölüm tehdidinde bulundukları kişilerin iş yerlerine ve araçlarına zorla el koydukları ve bu malları örgüt üyelerinin üzerine geçirdikleri, silah ve tehdit zoru ile el konulan araçları hediye adı altında örgütün elebaşına verdikleri ve suç faaliyetleri esnasında, güvenlik güçlerine yönelik silahlı saldırıda bulundukları tespit edildi. Operasyonlarda elebaşının da içerisinde bulunduğu organize suç örgütü üyesi 24 şüpheli yakalandı. Operasyonlar sonucu, 15 adet ruhsatsız tabanca, çok sayıda çek ve senet ile çok miktarda nakit paraya el konuldu. 10 ayda 454 organize suç örgütü çökertildi İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, organize suç örgütlerine yönelik düzenlenen operasyonlar hakkında bilgi verdiği paylaşımında, “10 aylık süre içinde; 454 organize suç örgütünü çökerttik. Bu suç örgütlerini isim isim kamuoyu ile paylaştık. Organize suç örgütlerine yönelik toplam bin 201 operasyon düzenledik. 8 bin 260 şüpheli yakalandık. Bunlardan; 3 bin 58’i tutuklandı. Bin 740’ı hakkında adli kontrol kararı verildi" ifadelerine yer verdi. Öte yandan, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı yaptığı açıklamada soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü ifade etti.
Rize Taşkın Güngör: “Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık” Pazarspor’un başarılı teknik direktörü Taşkın Güngör, “Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık” dedi. Bu yıl TFF 3. Lig’de mücadele eden Pazarspor, sezon başında kötü bir başlangıç yaptı. Oynadığı maçlarda galibiyet sıkıntısı çeken Pazarspor ekibi, sürekli olarak teknik direktör değişimi yaptı. Son olarak takımın başına geçen Tolga Kerimoğlu’yla da istediği sonucu alamayan mavi-beyazlılar teknik direktörleri ile tekrardan yolunu ayırdı. Boşalan teknik direktörlük koltuğunu bu sefer Taşkın Güngör devir aldı. Bulvarspor maçıyla ilk maçına çıkan teknik adam 1 puan ile deplasmandan geri döndü. Güngör, ligin bitimine az kalmasına rağmen takımına güvenerek iyi işler çıkarmaya çalıştı. Pazarspor’u bir alt lige düşürmemek için elinden geleni yaparak 7 maçtan 10 puan topladı ve takımını ligde tutmayı başardı. Pazarspor’u ligde tutmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ifade eden Taşkın Güngör, “Son lig maçımızı oynayacağız. Geldiğimizde çok zor şartlarda bir Pazarspor vardı. Kaosta olan 4 maçta sıfır çeken bir takım vardı. Zor bir görev olduğunu biliyoruz. Bu görevi alırken de daha önceki deneyimlerimize dayanarak sorumluluğu aldık. En azından bizleri bu göreve layık görmeleri bile bizim için bir şerefti. Biz de buna kayıtsız kalmadık. Zor bir sorumluluğun altına girdik ama lige bir hafta kala en azından hedeflediğimiz ana ulaştık. Bir taraftan baktığımızda kümede kalma ligde kalmanın mutluluğunu yaşarken, bir taraftan da son haftaya belki play-off’a girebilirdik. İyi 12 ay geçirdiğimizi düşünüyorum. Bize güvenenleri mahcup etmediğimizi düşünüyorum. Biz de elimizdekiyle bütün katkıyı kendi toprağımızı kendi memleketimize yapmaya çalıştık. Burada 3 puan almak istiyoruz. Lig bitince buradaki görevimiz sona eriyor. Ondan sonrası tabii bize bağlı şeyler değil. Bizim ana hedefimiz 3 aylık bu süreçte Pazarspor’u bu zor şartlardan ayağa kaldırmayı başardık. Altyapıdan 34 tane çocuğu aramıza katmaya çalıştık, hepsini bir arada yaptık. Ligde kalmak birinci önceliğimiz ve çok önemliydi. Evdeki mazimle en iyisini yapmaya çalıştık. Peki çok göze hoş gelen bir futbol oynatmadık. Yani daha çok skoru oynayan ve çok acil kaostan çıkmamızı sağlayacak sonuç almak istiyorduk. Onu da başardık ama hafta sonu daha keyifli, daha güzel bir karşılaşma seyrettireceğiz” şeklinde konuştu.