ASAYİŞ - 02 Temmuz 2019 Salı 13:25

Batman’da koca dehşeti

A
A
A
Batman’da koca dehşeti

Batman’da sürekli şiddet gördüğü eşi tarafından evden kovulan ve boşanmak isteyen 1 çocuk annesi 28 yaşındaki kadın babaevine sığındı.

Batman’da sürekli şiddet gördüğü eşi tarafından evden kovulan ve boşanmak isteyen 1 çocuk annesi 28 yaşındaki kadın babaevine sığındı. Evi basan koca, eşini, kayınvalidesini ve baldızını darp etti.


Yaklaşık 3 yıl önce evlenerek Batman’dan İstanbul’a yerleşen 1 çocuk annesi 28 yaşındaki Kübra A., eşinden sık sık şiddet gördüğünü öne sürdü. 7 ay önce eşi tarafından kapı dışarı edilen genç kadın, 2 yaşındaki çocuğunu da yanına alarak Batman’ın Tilmerç Mahallesi’nde bulunan Afet konutlarındaki babaevine döndü. Kübra A., bir buçuk ay önce boşanma davası açtı. Bunu duyan eşi Mehmet A., Batman’a gelerek eşinin bulunduğu eve gitti. Çıkan tartışmanın ardından Mehmet A., eşini, kayınvalidesi ve baldızını darp ederek olay yerinden kaçtı.


Eşinin ve amcasının planlı bir şekilde yanlarına gelip kendilerini darp ettiklerini öne süren Kübra A., görücü usulü ile evlendiğini ve bir çocuğunun olduğunu söyledi. Kübra A., “Evlendiğim günden beri eşimden şiddet gördüm. Şiddete maruz kaldım. Küfür ediyordu bana, aileme, anneme, babama, bütün sülaleme. Hiçbir şekilde geçinemiyorduk. Son olarak beni evden attı. Beni dolabın önüne götürdü. Bütün elbiselerini topla git dedi. Bunun üzerine ben yine gitmedim. Araya aileler girdi, güya anlaştık ama olmadı. Son olarak annemlerin evine geldim. Yaklaşık 7 aydır annemin evindeyim. 20 Aralık’ta geldim. Bu süreçte hiçbir şekilde beni aramadı, çocuğunu aramadı. Ben bu adamı gerçekten istemiyorum. Baskı altındayım. Tehdit ediliyorum. Yetkililerden yardım istiyorum. Dün başıma gelen şey 7 aydır buradayım. Bir buçuk ay önce bana mesaj attı, ’Çocuğum için barışmak istiyorum, beni affet’ falan dedi. Ben de çocuğum için bir şans vereyim dedim. Konuştum. Boşanma davası açtığım için bana mesaj attı. Konuştuk barışacaktık. Dedim ’Eğer buraya geleceksen, benden, ailemden özür dileyeceksen seni affederim’ dedim, ’Tamam’ dedi. Dün amcasıyla birlikte geldi. Planlı bir şekilde gelmişti bence. Evde oturdu. Hoş geldin dedim. Hatta su verdim, kola verdim. Güzel bir şekilde karşıladım onu. Ama annem hoş geldin demedi. Doğal olarak kızgındı. Demek zorunda da değildi. Oturur oturmaz bir şeyleri bahane etti” dedi.



“Annemin saçından tuttu, yerlerde sürükledi”


Boşanmak üzere olan eşinin annesine ‘Sen neden bana hoş geldin demedin’ dediğini anlatan Kübra A., şöyle devam etti:


“Annem de ’Ben sana hoş geldin demek zorunda değilim’ dedi. Biraz ağız dalaşı oldu. Oturduğu yerden kalktı. Direkt annemin alnına yumruk attı, annemi darp etti. Annemin saçından tuttu yerlerde sürükledi. Amcası da yan tarafta oturuyordu. Güya ayırmaya çalıştı ama öncesinde amcasıyla konuştu ve amcası tarafından tahrik oldu aslında destek aldı, bu şekilde gelişti. Biz de ayırmaya çalışırken arada kaynadık. Evde erkek yoktu, kimse yoktu. Babam var, babam da hasta, savunmasızdı. Hiçbir şekilde kendini savunamıyordu. Planlı bir şekilde geldikleri belliydi. Zaten evde erkek yok, istediğimiz gibi darp ederiz gideriz. O şekilde gelmişlerdi. Ben ayırmaya çalışırken yüzüme yumruk attı. Kardeşimin karnına tekme attı. Bu adam böyle yani hiçbir şekilde düzelmez. Ben yetkililerden yardım istiyorum. Daha önce şikayetçi olmadım ama bende resmi var. Ama dün oldum. Dün ben, annem ve kardeşim karakola gittik. Hastaneye gittik, darp raporlarını aldık. Şimdi elimde darp raporları var.”



“İki gün mühlet verdi”


Boşanma davası açtığını anlatan Kübra A., “Boşanma davası da açtım. Ben bu adamdan boşanmak istiyorum net. Bugün de bana haber saldılar komşum tarafından. Ben onun evine gitmek istemiyorum, git ona söyle yarına kadar mühlet var, düğünümüz var, düğünden sonra kendisi geliyorsa gelsin, gelmiyorsa çocuğu alıp gidiyoruz. Bu tehdit değil mi? Bu adam beni tehdit etti. Ben çocuğumu hiçbir şekilde vermek istemiyorum. Bu adama güvenmiyorum. Bana bunu yapan, anneme bunu yapan, kız kardeşime bunu yapan, çocuğa neler yapmaz. Bu adamdan sadece boşanmak istiyorum. Devletin bize sahip çıkmasını istiyorum. Bana ve çocuğuma. Şuanda da bir yerde çalışmıyorum. Hiçbir şeyim yok. Sağlık güvencem yok. İşim yok. Ailemin de maddi durumu kötü. Yapamıyorum. Psikolojimi de bozdular artık hiçbir şekilde konsantre de olamıyorum. Bu adamdan mümkünse tek celsede boşanmak istiyorum. Beni rahatsız etmesin, ailemi rahatsız etmesin. Yeter artık” dedi.


Damadı tarafından darp edilen Münevver S. ise korktuğunu belirterek şunları söyledi:


“Yaklaşık 3 senedir benim kızım evlidir. Şiddetten dolayı benim evime geldi, bana sığındı. Annesi olarak kızıma sahip çıktım. 6-7 aydır kızım benim evimde. Hiçbir şekilde kızımı aramadı. Kızım boşanma davası açtıktan sonra barışmak istedi. Amacı tazminat, nafaka vermemek. Güya barışmak için evime geldiler ama planlı bir şekilde geldiler. Sorunlarımızı konuşuyorduk. Birdenbire damadım ayağa kalktı, ’Sen neden bana hoş geldin demedin’ dedi. Bende ona ’Ben sana hoş geldin demek zorunda değilim. Senin kızıma yaptıklarını hala unutmuş değilim’ dedim. Bunu dediğim için damadımdan çok büyük bir şekilde yumruk yedim, dayak yedim. Kafamı duvarlara vurdu, bayıldım. Sinir krizi geçirdim, midem bulandı, kustum. Sonra kendime geldiğimde dışarıdaydım, ambulans bekliyordum. Sivil polisler gelmişti. En son kendimi hastanede buldum.”



“100 adamı öldüreceğiz, kan dökeceğiz”


Şikayetçi olduğunu belirten Münevver S., “Benim darp raporum da var. Ben bu insanlardan korkuyorum. Bu insanlar sürekli beni ve kızımı tehdit ediyorlar. Yeter artık. Benim ve kızımın hayatı tehlikededir. Son olarak devletimden, yetkililerden bana yardım eli uzatmalarını istiyorum. Beni ve kızımı bu halden kurtarsınlar. Bugün de tehdit ettiler. İki gün mühlet verdiler. ’İki gün sonra geliyorsan gel. Gelmezsen çocuğumuzu da alıp 100 adamı öldüreceğiz. Kan dökeceğiz öyle gideceğiz’ dediler. Yeter artık. Sizde biliyorsunuz kadına şiddet çok arttı. Benim eşim de rahatsız. Tek başıma çarşıya gidemiyorum. Evin bütün sorumluluğu da benim üstümde” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Alerjik reaksiyonlar gün geçtikçe artıyor Özel Ümit Batıkent Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Murat Yüzüak, göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyonların nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Alerjik reaksiyonlar ile göğüs hastalıklarının sağlık alanında oldukça önemli ve birbiriyle sık sık ilişkilendirilen konular olduğunu belirten Dr. Yüzüak, “Günümüzde alerjik reaksiyonlar, insanların yaşamlarını derinden etkileyen yaygın sağlık sorunlarından biridir. Alerjiler, bazen yaşamı tehdit eden ciddi durumlara yol açabilirken, bazen de günlük yaşamı rahatsız eden belirtilerle kendini gösterebilir” diye konuştu. "Bu reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır" Alerjiyi bağışıklık sisteminin, zararsız maddelere karşı normalde tepki vermemesi gereken bir şekilde tepki vermesi durumu olarak tanımlayan Dr. Murat Yüzüak, “Bu tepki, alerjik reaksiyon olarak adlandırılır ve vücutta çeşitli semptomlara yol açabilir. Alerjik reaksiyonlar dünya genelinde oldukça yaygındır ve giderek artmaktadır. Özellikle besin alerjileri ve alerjik astım gibi durumlar sık görülmektedir. Bunun arkasında yatan nedenler arasında genetik yatkınlık, çevresel faktörlerin etkisi ve modern yaşam tarzı yer almaktadır” dedi. Göğüs hastalıkları ve alerjik reaksiyon ilişkisi Dr. Yüzüak, göğüs hastalıkları ile alerjik reaksiyonlar arasında sıklıkla bir ilişki olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Alerjik astım, solunum yollarını etkileyen ve astım semptomlarına neden olan bir durumdur. Alerjenlere maruz kalmak, astım ataklarına yol açabilir. Ayrıca, alerjik rinit (saman nezlesi) ve bronşit gibi durumlar da göğüs hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir. Alerjik reaksiyonlarla en sık ilişkilendirilen göğüs hastalıkları arasında alerjik astım, alerjik rinit, kronik bronşit ve KOAH gibi solunum yolu hastalıkları yer alır. Bu hastalıkların çoğu alerjenlere maruz kalmanın tetiklediği semptomlara sahiptir. Alerjik reaksiyonlar, göğüs hastalıklarının semptomlarını şiddetlendirebilir ve kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir. Örneğin, alerjik astımı olan bir kişi, alerjenlere maruz kaldığında solunum problemleri yaşayabilir ve astım atağı riski artabilir. Alerjik rinit ise burun tıkanıklığı, hapşırma ve burun akıntısı gibi semptomlara neden olarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir." Nasıl mücadele edilir? Alerjik reaksiyonlarla mücadele etmek için hangi tedavi seçeneklerinin kullanıldığına ilişkin konuşan Yüzüak, konuşmasının devamında, "Alerjilerle başa çıkmak için ilk adım, alerjenlerden kaçınmaktır. Alerjik reaksiyonların tedavisinde birkaç farklı yöntem kullanılabilir. İlaçlar, semptomları hafifletmek ve kontrol altına almak için kullanılır. Ayrıca, immünoterapi (alerji aşıları) alerjik reaksiyonların altında yatan immünolojik mekanizmaları hedefleyerek uzun vadeli tedavi seçeneği sunar" ifadeleri kullanıldı. Yanlış bilinen doğrular Alerjilerle ilgili yanlış bilinen birçok şeyin olduğuna dikkat çeken Dr. Yüzüak, sözlerini şöyle sürdürdü: "En yaygın yanlışlardan biri, bir alerji testinin mutlaka gerekliliği üzerinedir. Ancak alerji testleri, semptomlara neden olan belirli alerjenleri belirlemekte yardımcı olabilir, ancak her zaman kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle, bir uzmana danışmadan önce kapsamlı bir değerlendirme yapılması önemlidir. Alerjiler, günümüzde yaygın ve ciddi sağlık sorunlarından biridir. Ancak doğru bilgi ve uygun tedavilerle, alerjik reaksiyonlarla başa çıkmak mümkündür.”
Adıyaman İsias Otel duruşmasına ara verildi Adıyaman Adliyesinde görülen İsias Otel davasının ikinci duruşmasına ara verildi. Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen, 72 kişinin hayatını kaybettiği İsias Otel davasında 3’ü tutuklu 11 sanığın yargılaması sürüyor. Birleşik dosya kapsamında sanıklar, müştekiler, sanık ve müşteki avukatlarına söz veren mahkeme heyeti daha sonra müşteki avukatlarının özel olarak hazırlattığı ve mahkemeye sunulan uzman raporlarıyla ilgili raporu hazırlayan uzmanları dinledi. Doğu Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yonca Hürol, “40 yıldır mimarlık öğrencilerine taşıyıcı sistemlerin nasıl tasarlanması gerektiğini öğretiyorum. İsias Otel binasının ilk projesi, mimarı projede öncelikle yönetmeliklere uyulmadığını düşünüyorum. 1975 yönetmenliğine göre daha fazla perde duvar kullanılmalıydı. İnşaat mühendisinin otel sahibini uyarması gerekiyordu. İlk projede mal sahibi, belediye görevlileri, mühendislerin sorumluluğu var. İkinci projede ise 5 yılı bittiği için tekrar inşaat projesi yapılması gerekirdi. Karkas yapı 1998 yönetmeliğine uymamıştır. Projede çok duvar yükü bindirilmiştir. Zaten zayıf olan kirişleri ve döşemelere çok fazla yük bindirilmiş. Özellikle inşaat projesine uyulmadığını düşünüyorum. Sonuç olarak bütün ekibin hatalı kusurlu olduğu kanısındayım” dedi. Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhan Şensoy, “Ortada 1993 yılında yapılmış ve bununla ilgili statik hesapların olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan projede sadece mimari proje olduğunu gördük. Biz projede tartışma konusu olabilecek hiçbir kusuru dikkate almadık. Kolon etriyelerinde sıklaştırma yapılmadığı, tadilat mimari projesinde mevcut asansörün arkasına iki asansör eklendiğini gördük. O bölgede kiriş olduğunu, ancak bununla ilgili sabit mi değil mi bilmiyoruz. Otele çevrilirken ek duvarlar yapıldığı, binanın kendi ağırlığında bir artış var. 2016 yılındaki ek bir kat yüklendiği biliyoruz. Buraya kat ekliyorsanız, ek yüklerde koymak zorundasınız" ifadelerini kullandı. İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Haluk Suçuoğlu rapora ilişkin, “Deprem yönetmenliğinin hazırlanmasında görev yaptım. 1993 yılında yapılan İsias Otel 1975 deprem yönetmenliğine göre yapılmış. Binanın uygulaması projeye uygun olmamış. 2003 yılında otele dönüştürüldüğünde deprem yönetmenliği değişmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış. Bu binanın sıkılaştırmasında ana ve tali unsurlar var. Ana unsur, ilk yapılan projeye göre inşa edilmemiştir. 1998 yönetmenliğinde daha ilave hükümler gelmesine rağmen binada değişiklik yapılmamış” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet Savcısı, tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı, adli kontrol olanların adli kontrolünün devamı şeklinde mütalaa verdi. Ardından müşteki yakınlarına söz verildi. Müşteki avukatlarından biri, tutuksuz sanık Efe Bozkurt’un, mahkemeye mazeretsiz gelmemesinden dolayı tutuklanması için yakalanmasını talep etti. Sanık avukatlarının mütalaasına geçilmeden mahkeme heyeti duruşmaya 45 dakika ara verdi.