EKONOMİ - 27 Temmuz 2024 Cumartesi 19:11

Batman’da Türk Ticaret Fuarı düzenlendi

A
A
A
Batman’da Türk Ticaret Fuarı düzenlendi

Türk devletlerinin iş adamlarının tek çatı altında toplanması ve uluslararası ortaklarla ticaret köprüleri kurmak amacıyla, Rok Danışmanlık ve Fuarcılık tarafından düzenlenen ve 8 ülkenin devlet kurumlarınca desteklenen Türk Ticaret Fuarı’nın doğu ve güneydoğu ayağı Batman’da düzenlendi.


Almiran Group Yönetim Kurulu Başkanı, TTF Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı Muhammed Arif Çetin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıya Rok Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Ticaret Fuarı Organizatörü Aygün Aliyeva, Almiran Group Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Arif Çetin, Azerbaycan Cumhuriyetinin İstanbul Başkonsolosluğunda Ticaret Temsilcisi Başdanışmanı Cavid Abdullayev, Macaristan İhracatı Teşvik Ajansı (HEPA) Bölge Ofisi Ülke Yöneticisi Murat Ertekin, Türk Devletleri Teşkilatı TCCI Genel Sekreteri Adem Kula, AK Parti Genel Merkezi Ekonomi İşler Başkan Yardımcısı Zekeriya Aslan gibi birçok önemli isim katıldı.


Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Macaristan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi 8 ülkenin katılımıyla 7-9 Kasım tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezinde düzenlenecek olan Türk Ticaret Fuarı öncesinde Batman’da bir araya gelen temsilciler, ulusal KOBİ’lere, mikro üreticilere ve girişimlere yeni pazar fırsatları sunma, bölgesel ve küresel üretim zincirleriyle birleşerek farklı pazarlara ulaşmaları için fırsat kapısı aralamayı amaçlıyor.


Fuar öncesi Batman’da düzenlenen toplantıda konuşan konuşan Almiran Group Yönetim Kurulu Başkanı, TTF. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölge Başkanı Muhammed Arif Çetin, Türk dünyasında yeni iş fırsatları oluşturulacağından ve Türkiye olarak Türk devletleri ile olan ticaret hacmini artıracağından da emin olduklarını ifade etti.


Ayrıca Türk dünyası ve Türk devletleri olarak bu fuarın, kültürel bağları pekiştireceğini ve ortak projeler geliştirmek için bir olanak sağlayacağını belirten Çetin, "Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk dünyası bünyesinde kurulan Türk Ticaret Odası Türk Ticaret Fuarı ROK EXPO işbirliği ile bölge ekonomileri ve küresel ticaret için de önemli fırsatlar sunacaktır. Bu girişimler, ekonomik iş birliğimizi güçlendirerek daha güçlü bir ticari bağ kurmamız ile sonuçlanacaktır. Zira Türk Ticaret Odasının oluşturulması, Türk dünyası arasında ekonomik entegrasyonu artırmayı da amaçlayan önemli bir adımdır. Bu yapı, iş dünyası temsilcilerinin bir araya gelerek ortak projeler geliştirmesine ve ticari engellerin aşılmasını da sağlayacaktır. Özellikle bölgeler arası ticaret hacminin artırılması ve yeni pazarlara ulaşma noktasında fuarın formun sağlayacağı rehberlik, kritik bir öneme haizdir. Keza, Doğu ve Güneydoğu’da da ciddi manada uluslararası platformlarda çok iyi firmalarımız mevcuttur. Batman ve bölge firmalarımızın Türk Devletleri ve Orta Doğu ülkeleri projelerinde ana yüklenici olarak bulunmalarını, fon sağlayıcılarını da bölge yatırımları için bölgemize çekmek hedeflerimiz arasındadır. Amaçladığımız bu ulvi maksatla da daha büyük, daha güçlü bir Türkiye için ayrışmadan birleşerek ’İyilik için ticaret’ parolasıyla hareket ediyoruz. Tabi Türk Ticaret Fuarı iş dünyasına yeni iş birliği fırsatları sunmak, inovasyonun ve her sektörde girişimciliğin desteklenmesine olanak tanıyacağı gibi Türk Devletleri Teşkilatı ve Türk Ticaret Fuarı iş birliği arasındaki ticaret hacmini artırmanın yanı sıra, yabancı yatırımcıların da ilgisini çekecektir. Elbette ki tüm bunlar da totalde, ülkemizin marka değerini arttırmada da önemli bir hamle olacaktır. Bu bağlamda TDT’nin dünya ekonomisine entegre edecek projelerin hayata geçmesi, gelecek dönemlerde iş birliği bağlamında çok önemli sinerjilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Komşumuz Irak üzerinden Orta Doğu ülkelerine Güneydoğu ve Doğu Anadolu potansiyeli kullanılarak lojistik ve tedarik noktasında bölgemiz firmalarının potansiyelini de kullanarak Çin, Rusya, Türk devletleri ile Orta Doğu ülkeleri arasında köprü olabiliriz. Türk devletlerinin kaynaklarının ve ürünlerinin hem Orta Doğu hem Balkanlar üzerinden lojistik ve pazarlamasını yapacak, Batman’ımız ve diğer Doğu ve Güneydoğu illerimizde de uluslararası başarılarıyla kendini kanıtlamış dinamik şirketlerimize TDT’nın içerisinde hem katkı sağlamaları hem de hak ettikleri yeri almaları için büyük bir fırsat olacaktır. Sonuç olarak, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde oluşturulan bu yapılar, Türk dünyasının ekonomik potansiyelini daha etkin bir şekilde ortaya koyarak, uluslararası ticarette önemli bir oyuncu haline gelmesine katkı sağlayacaktır. İş dünyasının değerli temsilcilerini, bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye ve Türk dünyasının ekonomik refahını arttırma hedefine ve Türk Ticaret Fuarına davet ediyoruz" dedi.


Macaristan İhracatı Teşvik Ajansı (HEPA) Bölge Ofisi Ülke Yöneticisi Murat Ertekin ise, "Burada Türk dünyası fuarına ilişkin bölgedeki iş adamlarının dikkatini çekmek için buradayız. Bölgede bulunan sanayicilerin ve iş adamlarının dikkatini çekmek için buradayız. Ben Macaristan ihracatının temsilcisi olarak Macar teknolojisini ve Macar ekonomisini tanıtmak için buradayım. Bilindiği gibi Macaristan Türk dünyası teşkilatının gözlemci üyesidir. Türk teşkilatının önem veren bir ülkedir. Siyasi ve ekonomi bağlamında ikili ilişkiler yürütmektedir. Bu çerçevede biz de Macar firmalarını Türkiye’ye getirmek, Türkiye’de distribütör bulmak istiyoruz. Bu bağlamda bu tür toplantılara katılarak Türkiye’deki sanayicilerin Macarlarla birlikte ne tür faaliyetler yürütebileceklerine değiniyoruz. Macarların 14 tane Nobel ödülü var. 10 milyonluk bir ülke için bu 14 Nobel ödülü çok önemlidir. Bu ödüllerin 13 tanesi teknik alanda verilen ödüllerdir. Dolayısıyla Macaristan teknolojisi çok ciddi anlamda ilerleme kaydetmiştir. Bu yolun Türkiye’ye de çok faydalı olacağını düşünüyorum. Ticaret kısmına baktığımızda da iki ülkenin ticaretinin birbirine benzediğini görüyoruz; ancak rakip ülkeler olmadığını da biliyoruz. Dolayısıyla iş birliği imkanı vardır. Biz bu imkanı oluşturmak için elimizden geleni yapacağız. Burada da ilgi çok büyük bu ilgiye karşılık verebileceğimizi umuyorum" ifadelerini kullandı.


Rok Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk Ticaret Fuarı Organizatörü Aygün Aliyeva da, "Bugün Türk devletlerinin ekonomik gücü ve Türk Ticaret Fuarı’nın getireceği fırsatlar konulu Batman bölgesinde bir tanıtım toplantısı düzenledik. Bizim için Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi olarak Batman çok önemlidir. Bundan dolayı İstanbul’un ardından ikinci tanıtımımızı Batman’da yaptık. Bu gün 178 milyonluk nüfus ve 1.9 trilyon dolarlık ekonomik güce sahip olan Türk devletleri birçok alanda ilişkilerini güçlendiriyor ve özel sektör de bunun dışında kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden biz, Ticaret Bakanlığı himayesinde Türk devletleri ticaret ve sanayi odaları birliği iş birliğiyle 7-9 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da Türk devletlerinin en büyük buluşması olarak hazırlanan Türk Ticaret Fuarı’nı düzenleyeceğiz. Bu çalışmalar dahilinde Türkiye’de her bölgede tanıtım toplantılarımız devam ediyor. Herkesi bu büyük fuara bekliyoruz" diye konuştu.


Yoğun bir katılımla düzenlenen fuar toplantısı katılımcıların çektirdiği toplu hatıra fotoğraflarının ardından sona erdi.



Batman’da Türk Ticaret Fuarı düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak: Gençlik ve spor Bakanı Osman Aşkın Bak, "Gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız" dedi. Bak, 2024 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Bak, gençlerle ilgili projelerden bahsederek, "Burada, özellikle şunu ifade etmek istiyorum: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber ortaklaşa yürüttüğümüz proje çerçevesinde geçtiğimiz dönemde 10 bin istihdam sağlayan projeler gerçekleştirdik. Burada yaklaşık 150 tane fabrikanın kurulmasını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla beraber sağlamış olduk. Yine, gençlerin, özellikle üniversitedeki gençlerimizin kendilerini ifade edebilmeleri için, hayalini kurdukları projelerini gerçekleştirmeleri için; sosyal, toplumsal değerlerini yükseltmeleri için "ÜNİDES" adını verdiğimiz proje çerçevesinde yani üniversitedeki öğrenci kulüplerini destekleme projesi çerçevesinde geçtiğimiz yıl sadece 360 milyon gibi bir rakamı öğrenci kulüplerine tahsis ettik ve bu gençlerimiz inanılmaz projeler ortaya çıkardı. Kimisi hasat zamanı çiftçilerle beraber oldu, kimisi çevre çalışmalarında oldu, kimisi köylere gidip okulları boyadılar, okulları yaptılar, kimileri teknoloji projesi yaptı. Dolayısıyla, gençlerimizin bu çerçevede aktif bir şekilde katılmasını sağlıyoruz. Yine, bu yıl da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla yaklaşık 1,2 milyar TL’lik bir yatırımı yine gençlerin istihdama katılması çerçevesinde gündeme alıyoruz ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla 50 tane fabrikanın kurulumu ve bu çerçevede de iş istihdamının artırılması noktasında çalışma yürütüyoruz" dedi. Bak, bağımlılıkla ilgili olarak bilgi vererek, "Bizim bağımlılıkla ilgili süreç içerisinde 12 bakanlıktan oluşan Bağımlılıkla Mücadele Kurulu üyesi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı görev yapıyor. Bizim bütçemizde teknik olarak 59 milyon gözüküyor ama bizim Bakanlığımızın -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- yaptığı çalışmaların büyük bir kısmı hem gençlik merkezlerinde verdiğimiz eğitimler hem yurtlarda verdiğimiz eğitimler, gençlerimize psikososyal destek olarak verdiğimiz eğitimler, bağımlılıkla mücadele için verdiğimiz eğitimler, formatör eğitimleri, Yeşilayla, sivil toplum kuruluşlarıyla beraber yaptığımız eğitimlerin her birinde bağımlılıkla mücadele ana eksenimiz. Dolayısıyla biz de farkındayız, gençlerimizi tehdit eden bu süreci yakından takip ediyoruz ve özellikle de bu yıl sadece bağımlılıkla mücadeleyle ilgili araştırma yapan üniversitelerdeki akademisyenlere ve sivil toplum kuruluşlarına ve STK’lere 200 milyon TL civarında bir proje desteği vereceğiz yani sahadayız. Yine örnek vereyim: Bağcılar’da, İstanbul’da, Edirne’de, işte, diğer ilçe ve illerde yapılan mücadelelerde muhtarlarımızla, amatör spor kulüplerimizle, kaymakamlıklarımız ve sivil toplum kuruluşlarımızla beraber çok ciddi şekilde mücadele ediyoruz. Tabii, sporun birleştirici gücüne inanıyoruz, sporun iyileştirici gücüne inanıyoruz çünkü biz de büyüdüğümüz yerde, spora gittiğimiz zaman çocuk enerjisini atıyor, enerjisini gideriyor. Düşünün, bir evde uyuşturucu kullanan bir çocuk var, bir de spor yapan çocuk var. Dolayısıyla, biz spora teşvik etmek yönünde çaba harcıyoruz" dedi.
Van Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Bursa Bursaspor sahasında Aliağa FK ile golsüz berabere kaldı TFF 2. Lig Kırmızı Grup 17. hafta maçında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda konuk ettiği Aliağa FK ile 0-0 berabere kaldı. TFF 2. Lig Kırmızı Grup’un 17. haftasında Bursaspor, Atatürk Spor Kompleksi Matlı Stadyumu’nda Aliağa FK’yı konuk etti. İlk yarının kapanış niteliği taşıyan karşılaşmada iki ekip te yakaladığı fırsatları değerlendiremezken, mücadele golsüz eşitlikle sona erdi. Karşılaşmaya kontrollü başlayan iki takım, ilk yarıda zaman zaman etkili ataklar geliştirdi. Bursaspor, özellikle kanatlardan bulduğu pozisyonlarla gole yaklaşsa da kaleci Ahmet Pekgöz ve Aliağa savunması kritik anlarda gole izin vermedi. İlk 45 dakika 0-0 eşitlikle tamamlandı. İkinci yarıda tempo yükseldi İkinci yarıya oyuncu değişikliğiyle başlayan Bursaspor, oyunun kontrolünü ele almaya çalıştı. Yeşil-beyazlı ekip, İlhan Depe, Hamza Gür ve Musa Çağıran ile net gol pozisyonları yakaladı ancak bu fırsatları değerlendiremedi. Konuk ekip Aliağa FK da özellikle son bölümde etkili oldu. Ahmet İlhan Özek’in ortasında Harun Kavaklıdere’nin vuruşunda savunmaya çarpan top kornere giderken, mücadeledeki en net pozisyonlardan biri kaçtı. Karşılaşmanın sonuna eklenen 7 dakikalık uzatma bölümünde de skor değişmezken, mücadele 0-0 eşitlikle tamamlandı. Kadrolar Bursaspor: Anıl Atağ, Ertuğrul Ersoy, Hamza Gür, Muhammet Demir, Hakkı Türker, Alperen Babacan, Murat Akyüz, Barış Gök, Ertuğrul İdris Furat, Ali Kerim Yıldız, Ahmet Hakan Atış, Muhammet Zeki Dursun Aliağa FK: Ahmet Pekgöz, Oktay Kancı, Hasan Kılıç, Mertcan Akıkgöz, Ahmet İlhan Özek, Harun Kavaklıdere, Oğuzhan Yıldırım, Göktuğ Yılmaz, Necati Özdemir, Erhan Kartal, Yusuf Erdem Gümüş
Bursa Bursa, suyunu konuştu Bursa Kent Konseyi’nin ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ temasıyla düzenlenen 92. Olağan Genel Kurulu’nda, kentin geleceğini doğrudan etkileyen su kaynakları ve iklim değişikliği konuları tüm yönleriyle ele alındı. Bursa’da katılımcı demokrasinin yaygınlaşması adına önemli görevler üstlenen Bursa Kent Konseyi’nin 92. Olağan Genel Kurulu, ‘Bursa Suyunu Konuşuyor’ başlığıyla Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Programa, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Bursa Kent Konseyi Genel Sekreteri Elvan Atay Özkan, BUSKİ Genel Müdürü Mehmet Ercihan Subaşıoğlu, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu Üyeleri, meclislerin ve çalışma gruplarının temsilcileri ile çok sayıda gönüllü katıldı. Kent konseylerinin önemine vurgu Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent konseylerinin vatandaşlar ile resmi kurumlar arasında köprü vazifesi gördüğünü söyledi. Kent konseylerinin halkın sorunlarına duyarlılık gösterdiğini, takibini yaptığını ve sonuçlarını paylaştığını anlatan Başkan Mustafa Bozbey, halkın çıkarları doğrultusunda çalışmaların sürdürüldüğünü ifade etti. "Su kaynakları azaldı" Dünyanın ciddi bir iklim kriziyle karşı karşıya kaldığını belirten Başkan Mustafa Bozbey, tüm bunlara rağmen Bursa’da gerekli önlemlerin alınmadığını vurguladı. Suyun bir yaşam kaynağı olduğunu hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, "Geldiğimiz noktada çevremizi ve suyumuzu kirlettik. İklim krizinden dolayı da su kaynakları azaldı. Bu süreçte Bursa Ovası’nda suyu fazla tüketen işletmelere de izin verildi. Bu, geleceği iyi okumamanın sonuçlarıdır" dedi. "Bursa ovasında su seviyesi 250 metrenin altına indi" Su kesintileri yapmak zorunda kaldıkları dönemde bazı tepkiler aldıklarını belirten Başkan Mustafa Bozbey, "Ama bu sayede farkındalığı başardık. Şu anda Bursalılar suyu tasarruflu kullanıyor. Kesinti yapmadan önce 510 bin metreküp civarında kullanım vardı, kesintilerin ardından 430 binlere düştü. Kesintileri kaldırdık ve hala bu seviyelerde izliyor. Bizim halkı doğru bilgilerle bilgilendirme sorumluluğumuz var. Bursa artık su şehri değil. Bursa Ovası’nda su seviyesi 250 metrenin altına indi. Bilim insanları, Bursa Ovası’nın her sene 6 santim çöktüğünü açıkladı. Bunun sebepleri araştırılmalıdır. Aralık ayının 20’si oldu ve Uludağ’da hala doğru düzgün kar yok. Gerekli tedbirleri almaya devam etmeliyiz" diye konuştu. "Günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var" Çınarcık Barajı’ndaki arıtma tesisi için çalışmaların yoğun biçimde devam ettiğini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey, "Göreve gelir gelmez çalışmaları başlattık. Bu yaz bu sıkıntının çekileceğini biliyorduk. Baypass hattı yaparak 100 bin metreküp suyu aktardık. Bunu yapmasaydık daha önceden su kesintileri yapmak zorunda kalabilirdik. Ama bizim günlük 500 bin metreküp suya ihtiyacımız var. Yaz aylarında daha da artacaktır. Artık bahçelerin işlenmiş suyla sulanmaması lazım. Tarımda yeni çözümler üretmeliyiz. Daha az suya ihtiyaç duyan ürünlere yönelmeleri lazım. Yanlış politikalar, Bursa’nın daha vahim su sıkıntısı yaşamasına sebep olabilir" dedi. Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, suyun sadece çevresel başlık olmadığını, sosyal, ekonomik ve hayati bir mesele olduğunu ifade etti. İklim krizinin etkilerinin yerel ölçekte daha görünür hale geldiğini belirten Aksoy, su politikalarının katılımcı ve bilimsel temelde yeniden ele alması gerektiğini vurguladı. Genel kurulda su kriziyle ilgili çözüm önerilerinin geliştirilmesini amaçladıklarını anlatan Aksoy, yerel yönetimlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının ve vatandaşların birlikte hareket etmesinin önemine değindi. Tüm paydaşlarla birlikte kent için önemli çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksoy, her alanda kendilerine destek veren Başkan Mustafa Bozbey’e teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından oturum bölümüne geçildi. Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hayrettin Kuşçu ‘Tarımsal kuraklık, su verimliliği ve etkin sulama yöntemi’, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Aslıhan Katip ‘İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik çerçevesinde su kaynakları’, BUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Alper Makam ‘İklim değişikliğinin Bursa ve su kaynakları üzerindeki etkisi’, Bursa Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Murat Demir ‘İklim krizi ve su hakkı’ konularında sunumlar yaparak önemli bilgiler paylaştı.