- 24 Temmuz 2018 Salı 11:55

Bayburt Üniversitesi Senatosu İsrail’i 8 dilde kınadı

A
A
A
Bayburt Üniversitesi Senatosu İsrail’i 8 dilde kınadı

İsrail Parlamentosunun kabul ettiği ‘Yahudi Ulus Devlet Yasası’ üzerine toplanan Bayburt Üniversitesi Senatosu, mevzubahis hukuksuzluğu 8 ayrı dilde yayımladığı karar ile kınadı.

İsrail Parlamentosunun kabul ettiği ‘Yahudi Ulus Devlet Yasası’ üzerine toplanan Bayburt Üniversitesi Senatosu, mevzubahis hukuksuzluğu 8 ayrı dilde yayımladığı karar ile kınadı.


Türkiye’de ve dünyada tepkilere yol açan hukuksuzluğun zemin hazırladığı ırkçı yaptırımlara karşı Rektör Prof. Dr. Selçuk Coşkun başkanlığında toplanan senato, iki devletli çözüm arayışlarını işlevsiz bırakmayı amaçlayan tasarıyı masaya yatırdı. Toplantı sonucunda, İsrail’in insan hakları, evrensel değerler ve BM kararlarına uymayan hukuksuzluğuna karşı kınama kararı çıktı. Senato kararı ile İsrail, "Almanca, Arapça, Çince, Fransızca, İbranice, İngilizce ve Rusça" dillerinde kınandı.


Bayburt Üniversitesi Senatosu’nun 8 ayrı dilde yayımladığı kınama kararında şu ifadelere yer verildi:


“İsrail Parlamentosu’nda kabul edilen Yahudi Ulus Devleti Yasası, evrensel hukuk ilkeleriyle ve Birleşmiş Milletlerin yasal ve ahlaki sistemiyle çatışmaktadır. Bu yasa ile İsrail vatandaşı Filistinlilerin hakları yok sayılmakta, Arapça resmi dil statüsünden çıkarılmakta, İsrail’in işgal altında tuttuğu Kudüs şehri başkent olarak ilan edilmekte, 1948’de yerlerinden çıkartılan Filistinlilere geri dönüş hakkı verilmezken dünyanın farklı yerlerinde yaşayan Yahudilere geri dönüş hakkı verilmekte ve Birleşmiş Milletler kararlarıyla hukuk dışılığı tescil edilmiş yerleşimler teşvik edilmektedir. Öte yandan yasada kendi kaderini tayin hakkının sadece Yahudilere yönelik bir hak olarak tanımlanması ise yalnızca Filistinliler açısından değil uzlaşma ve çözüm kültürüne, bir arada yaşama inancına sahip Yahudi vatandaşlar için de kabul edilebilir nitelikte değildir. Bayburt Üniversitesi Senatosu olarak İsrail Parlamentosu tarafından kabul edilen, fiilen Filistin’de sürdürülen işgale ve hukuk dışı uygulamalara yasal zemin hazırlanmasını ve iki devletli çözüm vizyonunun ortadan kaldırılmasını amaçlayan söz konusu yasayı kınıyoruz. İsrail’i temel insan haklarına, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler ilkelerine saygılı olmaya davet ediyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.