GENEL - 01 Nisan 2021 Perşembe 09:09

“Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi” projesinin destek sözleşmesi imzalandı

A
A
A
“Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi” projesinin destek sözleşmesi imzalandı

Bayburt Üniversitesi tarafından hazırlanan ve Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUDAKA) “Sektörel Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Altyapı Programı” kapsamında destek almaya hak kazanan “Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi” isimli projenin protokolü imzalandı.

Bayburt Üniversitesi tarafından hazırlanan ve Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (KUDAKA) “Sektörel Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Altyapı Programı” kapsamında destek almaya hak kazanan “Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi” isimli projenin protokolü imzalandı.


Bayburt Üniversitesi tarafından hazırlanan “Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi” projenin destek sözleşmesi imzalandı. Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın “Sektörel Rekabet Gücünün Geliştirilmesi Altyapı Programı” kapsamında destek almaya hak kazanan ve Bayburt Üniversitesi tarafından yürütülecek olan projeye ilişkin destek sözleşmesi Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun ve KUDAKA Genel Sekreteri Oktay Güven arasında imzalandı.


Bayburt Üniversitesi tarafından hazırlanan proje ile Bayburt il merkezi, Demirözü ve Aydıntepe ilçeleri ile bağlı köylerindeki arıcıların, sürdürülebilir şekilde yüksek kaliteli arı ürünleri üretim potansiyellerinin artırılması hedeflenmektedir. Bu sayede bölge arıcılarının gelir seviyesinin yükseltilerek özellikle genç nüfusun inovatif arıcılığa teşvik edilmesi ve dolaylı olarak kırsal göçün önüne geçilmesi de projenin hedefleri arasında yer almaktadır. Ulusal ve uluslararası fon kaynaklarından bölgenin daha etkin yararlanmasını sağlamak için alt yapı oluşturulmasının da öngörüldüğü proje ile arı yetiştiricilerinin teknik altyapılarının geliştirilmesi, sağlık için çok yararlı olan arı ürünlerinden halkın daha fazla ve daha yaygın olarak yararlanmasının sağlanması, geleneksel tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yanı sıra yeni bir istihdam alanı oluşturarak milli ekonomiye de katkı sağlanması planlanmaktadır.


Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi isimli proje ile ilgili açıklamalar yapan Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun; “Bölgenin iklim koşullarının sert olması, gece-gündüz sıcaklık farklarının yüksek olması, kış aylarındaki sıcaklık derecelerinin oldukça düşük olması nedeniyle kovan içi optimum sıcaklık derecesinin sağlanmasında zorluk yaşanmakta ve arıcılar arı kolonilerini daha ılıman bölgelerde kışlatmak için taşımak zorunda kalmaktadır. Bu nedenler arı kolonilerinin tamamen veya kısmen ölümüne yol açarak arı ürünleri üretimini de ciddi oranda azaltmakta ve dolayısıyla arıcılıkta işgücü kullanımı verimsiz hale gelerek gelir kayıplarına yol açmaktadır. Bu durumun önüne geçmek için üniversitemiz tarafından hazırlanan proje kapsamında yeni model arı kovanı geliştirilmesi hedeflemekteyiz. Bu arı kovanları, yazın aşırı sıcaklardan ve kışın soğuktan koruyacak, havalandırma bakımından optimum şartlara sahip, patent alımına uygun, yenilikçi ve modern, kış kayıplarını önleyecek nitelikte, arı sağlığını ve arı ürünleri kalitesini düşürmeyecek materyallerden imal edilecektir.” dedi. Söz konusu kovanların tasarım ve imali için Bayburt Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi bünyesinde AR-GE Atölyesi oluşturulacağını belirten Rektör Coşkun, bu kapsamda yeniden tasarlanacak olan arı kovanlarının Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi’ne ait arılıklarda test edilip proje amaçlarına uygunlukları araştırılarak ve istenilen değerlerin elde edilmesinin ardından patent başvurusunun da yapılacağının bilgisini verdi.


Bayburt Üniversitesinin, arıcılık, bal üretimi ve Bayburt Balı’nın tanıtımı noktasında gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında da bilgi paylaşımında bulunan Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun; 2015 yılından bu yana Bayburt Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi ile Demirözü Meslek Yüksekokulu’nda yürütülen modern uygulamalarla, Bayburt ili ve yakın bölgelerdeki arı ırkının gen merkezi olmasının sağlanması ve ürettiği balın bilimsel olarak araştırılması, belgelenmesi, tanıtılması, korunması ve yaşatılması konularında çalışmalar yürütüldüğünü dile getirdi. Yöre halkının arıcılık ve bal üretiminde yüksek kazanç elde etmesi ve ‘Bayburt Balı’nın tanıtımının yapılması için de çalışmaların sürdürüldüğünü dile getiren Rektör Coşkun bu kapsamda üniversite tarafından yapılan önemli bir çalışmanın ise 2020 yılında Bayburt balının, Türk Patent ve Marka Kurumunca “Bayburt Balı” ismi ile coğrafi işaret kapsamında tescil edilmesi olduğunu söyledi.


Bayburt Üniversitesi tarafından hazırlanan ve KUDAKA’dan destek almaya hak kazanan “Bayburt Üniversitesi Arıcılık AR-GE Merkezi Kurulması ve Bölge Arıcılığının Geliştirilmesi” isimli projede emeği geçenlere teşekkür eden Rektör Coşkun; projenin Bayburt’a ve Bayburt Üniversitesine hayırlı olmasını diledi.


KUDAKA toplantı salonunda gerçekleşen imza törenine; Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Selçuk Coşkun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hanefi Bayraktar ve KUDAKA Genel Sekreteri Oktay Güven katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi eden cihaz geliştirildi Hitit Üniversitesinde yürütülen proje ile nörolojik hastalıkları elektrik uyarısıyla tedavi edebilen cihaz geliştirildi. Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, nörolojik hastalıkları ilaçsız tedavi edebilmek amacıyla çalışma başlattı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında desteklenen proje çerçevesinde hastaları ilaçların toksik doz ve yan etkisine maruz kalmadan tedavi edebilecek yerli ve milli cihaz üretildi. Cihazın geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarda Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Fatih Işık ve Doktor Öğretim Üyesi Serkan Dişlitaş yer aldı. Doktor Öğretim Üyesi Güven Akçay, geliştirdikleri cihaz ile beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmadan beyindeki oluşacak olan elektrik uyarısıyla nörolojik rahatsızlıkları tedavi etmeyi amaçladıklarını söyledi. Nöromodülasyon (sinir dokularının yeniden düzenlenmesi) yönteminde 1950’li yıllardan itibaren ses, elektrik uyarısı ve manyetik uyarılardan faydalanmaya başlandığını ifade eden Akçay, bu tedavi yönteminin invaziv ve non-invaziv olarak iki şekle ayrıldığını kaydetti. Akçay, non-invaziv (kesi yapılmadan) olarak adlandırılan; beyne her hangi bir cerrahi operasyon yapılmayan tedavi yönteminde beyinde oluşacak elektrik uyarısıyla tedavinin amaçlandığını belirterek 2000’li yıllardan sonra bu tedavi yönteminin klinikte yer almaya başladığını ifade etti. “Beyine elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesini hedefliyoruz” Geliştirdikleri cihaz ile beyne elektrik uyarısı vererek tedavinin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğine dikkat çeken Akçay, şunları söyledi: “Beyne elektrik uyarısı vererek yapacağımız bu tedavi yöntemini diğer tedavi yöntemleriyle kıyasladığımız zaman; örneğin ilaçlarda toksik doz veya yan etkisi gibi durumlar olurken bu tedavi yönteminde ise yan etkisi diğerlerine göre neredeyse yok denecek kadar çok az olup avantajları, tedavi etkinliği daha yüksektir. Klinik çalışmalara daha fazla ihtiyaç olduğundan dolayı ekibimizin geliştirmiş olduğu cihazla yapılan tedavi yönteminin preklinik çalışmaları tamamlanmış olup şimdi ki aşamalarımızda ise klinikteki çalışmalarımızı özellikle epilepsi, nöropatik hastalarında Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Sinan Eliaçık hocamız ile uygulamayı amaçlamaktayız.” Yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz Geliştirilen cihazın tamamen yerli ve milli olduğunu vurgulayan Akçay, “Yurt dışında üretilen cihazların Türkiye’ye maliyeti ortalama 30 bin dolar civarında. Yerli üretim olanlarda ise yaklaşık maliyet 5-6 bin dolar civarında. Biz ise cihazı yurt dışına göre 50 kat daha az maliyetle üretebiliyoruz. Yapmış olduğumuz cihazı diğerlerinden farklı olacak şekilde ürettik. Sabit bir akım vermek yerine beyindeki elektrik direnci ve kafa direnci ölçülerek bu dirence uygun olan yani tedavideki etkin ilaç diye tabir edebileceğimiz gerçek elektrik değerini verip beyne modüle ederek hastalarımızın tedavisini amaçlıyoruz. Böylelikle sabit bir tedavi değil bireye özgü elektrik uyarısı vererek tedavi hedeflenmiş oluyor. Bu amaçla da tedavinin etkinliği daha da arttırmayı sağlamış oluyoruz.” diye konuştu.
Denizli PAÜ Hukuk Fakültesinde ‘Meclis Simülasyonu’ etkinliği düzenlendi Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hukuk Fakültesi ve Hukuk Topluluğu tarafından öğrencilerin yasama faaliyetini deneyimledikleri ve yasa yapım sürecine tanık oldukları, hoşgörü ve uzlaşma ortamında ideal meclisin nasıl gerçekleşeceğini görüp, pratikte uygulayabildikleri bir etkinlik olan Meclis Simülasyonu etkinliği düzenledi. 3-6 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek olan ve Denizli’de ilk kez düzenlenen Pamukkale Üniversitesi Meclis simülasyonu etkinliği Eğitim Fakültesi Melek Sözkesen Konferans Salonu’nda gerçekleşen açılış töreni ile başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından program açılış konuşmaları ile devam etti. Adalet Demokrasi ve Hukuk Orjinli Çalışmalar (ADHOC) Derneği Koordinatörü Şebboy Deren Güçlü yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Burada Pamukkale Üniversitesi ekibine baktığımda 5-6 aylık inanılmaz bir organizasyon sonucunda gerek divan üyeleri olsun gerek akademi ekibi organizasyon ekibimiz olsun, sponsorluk ekibimiz olsun gerçekten çok güzel bir çalışma ortaya koydular ve gerçekten çok güzel de bir organizasyon ortaya çıkaracaklar. Önümüzdeki dört gün boyunca bunu deneyimliyor olacaksınız. Dilerim ki gerçekten çok güzel bir şekilde eğlenirsiniz ve keyif alırsınız demek istiyorum. Burada dört gün boyunca hepiniz milletvekili olacaksınız. Farklı farklı partileri temsil edeceksiniz. Ancak burada unutmamız gereken bir şey var ki hiçbirimiz birbirimizi kırmadan gerçekten dostluk çerçevesinde hep beraber tanışarak ve keyifli vakit geçirerek buradaki arkadaşlığımızın baki kalacağını umut ederek ve olmasını sağlayarak da keyifli vakitler geçirmenizi istiyorum. Lütfen birbirinizi genel kurulda olsun komisyonlarda olsun birer parti için kırmayın. Gerçekten çok güzel bir organizasyona imza atılacağına eminim. Şimdiden herkese keyifli bir yasama dönemi diliyorum.” “Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın işlevini öğrenecektir.” Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hülya Kabakçı Karadeniz yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Hukuk fakültesi olarak amacımız, Evrensel hukuk ilkelerini ve insan haklarını benimseyerek, hukuki sorunları teorik ve pratik anlamda çözme yetkinliğine sahip hukukçular yetiştirmektir. Bu nedenle meclis simülasyonu çok önemlidir. Bu simülasyonda öğrencilerimiz, kanun tekliflerini inceleyecek, tartışacak, fikir alışverişi yapacak ve yasamanın İşlevini öğrenecektir. Öğrencilerimizin yasama faaliyetlerinde bizzat bulunmalar ve etkin rol almaları, fikirlerini özgür bir şekilde dile getirmeleri önemlidir. Meclis simülasyonu etkinliğinde farklı fakültelerden milletvekilleri ver almaktadır. Ancak sunu da belirtmeliyim ki hukukçuların milletvekilliğine ilgisi fazladır. 28. Dönem Milletvekillerinin Meslekleri incelendiğinde; TBMM’de en fazla iş insanı, avukat ve akademisyenin yer aldığı görülmektedir. Milletvekillerinin %20’sinin hukukçu olması bu ilginin kanıtıdır. Gerek Öğrenci Topluluklarımız gerekse Dekanlığımız yıl içinde sayısız akademik, sosyal, kültürel ve benzeri alanlarda çalıştay, panel, eğitim, konferanslar ve geziler düzenlenmektedir. Fakültemizin gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ve başarılı etkinlikler, üniversite ve eğitime katkı veren ilgili kamu kurum ve kuruluşların, Rektörlüğümüz ve Denizli Barosunun uyumlu iş birliği ve ortak çabanın sonucudur. Fakültemizin gerek daha iyi Fiziki alana kavuşması için gerekse akademik kadrolar noktasında verdikleri büyük destek ve etkinliklerimize gösterdiği ilgi için rektörümüz sayın Prof. Dr. Ahmet Kutluhan’a, teşekkür ederim. Hukuk Topluluğu Danışmanı Öğr. Üyesi Fatih, Yurtlu’ya ve Hukuk Topluluğu öğrencilerine böyle bir etkinliği düzenledikleri için teşekkür ediyor ve meclis simülasyonunun verimli geçmesini diliyorum.” Pamukkale Kaymakamı Uğur Bulut yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Hukuk fakültelerindeki kaliteli eğitimin kamu yönetimine etkisini bizzat meslek itibariyle gören bir durumdayız. Kaliteli hâkim ve savcı yargı kararlarını okurken bizlerin içini açıyor. Yine, avukatlık hizmetinde verilen kaliteli bir hukuk eğitiminin de toplum yaşamından adaletin tecellisine katkısı hiçbir zaman yadırganamaz. Bu faaliyetin düzenlenmesinde emeği geçen tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum.” “Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte” Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Pamukkale Üniversitesi, son akreditasyonla 208 üniversiteden 70 üniversitenin arasına girmiştir. Bu gurur, üniversitemizdeki tüm akademik-idari personelinin ve tüm öğrencilerinin katkısı ile olmuştur. Ben bu süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Akreditasyon, Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun vermiş olduğu bir belge. Bu belge “Kurumsal Akreditasyon” belgesi. Bu belge ile Üniversitemiz, ÖSYM kılavuzunda akredite olan üniversiteler içerisinde yer almış oldu. Bu ne demek? Bu yarın Pamukkale Üniversitesi’nden alınan diplomalar, Avrupa ve Amerika geçerli demek. Dolayısıyla, böyle bir sevinci bu etkinlikte paylaşmak istedim. Çünkü Pamukkale Üniversitesi hak ettiği yer hali hazırda bulunduğu yer değil. Daha yükseklere çıkması gereken bir üniversite. Çünkü Denizli, Türkiye’de ilk onda yer alıyor, Pamukkale Üniversitesi ilk onda yer alması abartılı olur diyorum, yirminci sırayı kollaması gerekiyor. Bunun için biz elimizden geleni yapacağız ama geleceğimiz olan bu gençler belki bu yirmili sıraları bizlere gösterirler. Çünkü yapmış oldukları etkinlikler gerçekten muhteşem. Ben, üniversitemizin öğrenci toplulukları ile çok gurur duyuyorum. Topluluklarla buluşalım dediğimizde hemen buluşabiliyoruz. Topluluk başkanları geliyor, yardımcıları geliyor. Bu bizim çok aktif bir üniversite olduğumuzu ve öğrencilerimizin çok bilinçli olduğunu gösteriyor. Şimdi mesela, Filistin yürüyüşü yapacağız. Dün yirmi iki topluluk hemen geldi iki saat içerisinde geldiler ve neler yapacağımızı beraber konuştuk. Ben çok gurur duyuyorum. Demek ki öğrencilerimiz şu andaki Pamukkale Üniversitesi’nin seviyesinden memnun değiller. Onların bu yapmış oldukları çalışmalar inşallah Üniversitemizi ilk yirmilere çıkaracak ve bizler de onlarla gurur duyacağız. Demokrasi dediğimiz şey gerçekten meclisten geçmekte. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir sözüyle kendini tescil etmiş bir kurumdur TBMM. TBMM Milli Mücadele kahramanı olduğu gibi 15 Temmuz’un da kahramanıdır. TBMM ile gurur duyuyorum, ebediyen var olsun diyorum. Diğer taraftan küçük bir anımı paylaşayım. 1996’da Amerika’ya gittim. Tabi Amerika’da gittiğimiz yerde ormanlık alanlar, şehirle doğa ile bir bütün halindeydi. Bana dediler ki: Hocam, burada yanına sincaplar gelir oturur bir şey yapma onlara. Bunlara bir şey yapmanın çok büyük cezaları vardır. Nasıl bir özgür dünyaymış burası dedim. Gerçekten hayran olmamak elde değil ama son zamanlarda gördüğümüz gibi şu anda yaşanan Amerikan üniversitelerde Filistin mitinglerinin nasıl bir karşılık bulduğunu da hepimiz gözler önünde seyrediyoruz. Bu durum, demokrasinin de yine her yerde her zaman aynı olmadığını da bize göstermiş oldu. Dolayısıyla, milletler kendi varlıklarını koruyabilmek için devletlerin idamesini sağlayabilmek için ciddi kararlar alabilmekteler” Açılış konuşmalarının ardından program, milletvekili yeminlerini gerçekleştirmek üzere simülasyonun divan başkanı PAÜ öğrencisi Aleyna Ece Sönmez’in, tüm milletvekilleri ile birlikte ettiği yemin ile sona erdi. Etkinliğin devamında program sergi salonunun gezilmesi ile sona erdi.