GENEL - 16 Temmuz 2020 Perşembe 12:38

Bayburt’ta 15 Temmuz Demokrasi Zaferi kutlandı

A
A
A
Bayburt’ta 15 Temmuz Demokrasi Zaferi kutlandı

15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin dördüncü yıl dönümünde şehitler anıldı, milletin demokrasi zaferi hatırlandı.

15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin dördüncü yıl dönümünde şehitler anıldı, milletin demokrasi zaferi hatırlandı.


FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirdiği darbe girişiminde 251 vatandaşımız şehit oldu. Yurt çapında darbe girişimine karşı direnen binlerce vatandaş ağır silahlarla yaralandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde verilen demokrasi mücadelesinin başarıya ulaşmasıyla her yıl 15 Temmuz günü yurt genelinde Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak kutlanıyor. Darbe girişiminin önlenmesi dolayısıyla düzenlenen etkinliklerde şehitler anılıyor, demokrasi zaferi yeniden hatırlanıyor.


Bayburt’ta bu kapsamda düzenlenen etkinliklerle milletin demokrasi zaferi kutlandı. Saray Bahçası’ndeki etkinlikler 15 Temmuz darbe girişimini konu alan sinevizyon gösterimiyle başladı. Törene katılanlar daha sonra şehitler için Saygı duruşu’nda bulunarak İstiklal Marşı’nı seslendirdi.


Törende konuşan Vali Cüneyt Epcim, FETÖ’cü ihanet şebekesi tarafından 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen kalkışmanın yıl dönümünde şehitleri yad etmek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde verilen demokrasi mücadelesini anmak üzere bir araya geldiklerini belirtti. Darbe girişimi esnasında şehit olanlara rahmet dileyen Vali Epcim, gazilere minnet duyduğunu belirtti.


Vali Epcim, Anadolu topraklarını kendine yurt edinen Türk Milleti’nin bu uğurda büyük bedeller ödediğini kaydederek, “Tarihinin her devrinde türlü zorluklarla karşılaşan fakat asla yılgınlığa düşmeyen ecdadımız, mazisinden aldığı kudret, göğsündeki sarsılmaz ve safiyane inançla bu yurdu bizlere vatan kılmıştır. Hiçbir maddi payenin karşılık gelemeyeceği bu kadim emanet; bugün aynı idrak ve şuurla donanmış cesaret ve feraset timsali nesiller tarafından sapa sağlam muhafaza edilmektedir. Milletimiz bunun en açık örneğini 15 Temmuz 2016’da milli iradeye kast eden FETÖ ihanet çetesi ve lain girişimden medet umanlara göstermiştir.” diye konuştu.


FETÖ’nün birçok hukuksuzluğa karışmış terör örgütü olduğuna işaret eden Vali Epcim şunları söyledi: “Yarım yüz yıl boyunca kendisine biçilen rolü oynamak üzere, sessiz ve derinden ilerleyen FETÖ; devletimizin kurumlarına sızmış, milyonlarca gencimizin kaderini yakından ilgilendiren sınav sorularını çalmış, siyasi ve askeri casusluğun yanı sıra, kaset komploları, usulsüz dinlemeler ve terör örgütleriyle ittifaklar gibi sayısız hukuksuzluğa karışmıştır.”


Vali Epcim, 15 Temmuz 2016’da Türk milletinin birlik ve beraberliğini hedef alan FETÖ’nün en şiddetli ve ağır cevabı yine Türk Milleti’nden aldığına vurgu yaptı. Darbe girişimine karşı yurt genelinde önemli bir mücadele verildiğine dikkat çeken Vali Epcim, Bayburt’ta da vatandaşların sokağa çıkarak demokrasi ve milli iradeye sahip çıktığını ifade etti.


Vali Epcim sözlerine şu şekilde devam etti: “Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle 15 Temmuz; milli iradenin vesayete, cesaretin ihanete, milletin hainlere galebe çaldığı büyük bir demokrasi mücadelesinin adıdır. O gece devleti ve milletinin bekası uğruna sokaklara çıkan her vatandaşımız aynı zamanda dünyanın dört bir yanında adalet ve özgürlük mücadelesi veren tüm mazlumlara da umut kaynağı olmuştur. Fert fert, ardına bakmadan, ‘Kim var?’ denildiğinde ‘Ben varım’ denilecek o büyük tasavvur, 15 Temmuz’da adeta ete kemiğe bürünmüştür.”


“Her saniyesi, her dakikası ve her safhası ibretlerle dolu bu süreç bizlere ülkemiz üzerine oynanan kirli oyunların ne boyutlara ulaşabileceğini acı tablolarla göstermiştir. Gölbaşı Özel Harekat Binası’nda vatanımız ve milletimizin bekası uğruna gözünü kırpmadan canını feda edebilecek kahraman evlatlarımız, darbeciler tarafından atılan bombalarla şehadete erişmiştir. Yine aynı şekilde İstanbul Boğaz Köprüsü’nü kapatarak ‘Kontrol bizde’ mesajı vermeye çalışanlar, ellerinde sadece Türk Bayrağı ve dillerinde tekbirlerle adeta şehadete koşan vatandaşlarımıza mermi yağdırmışlardır. Ankara ilimizde Gazi Meclisimize ve Milli İradenin Temsilcisi Cumhurbaşkanımız’ın makamına alçakla saldırılar gerçekleştiren hainlere karşı; çiftçilerimiz ekinlerini ateşe vermek suretiyle darbe girişimini engellemeye çalışmıştır. Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı teslim almaya gelen darbeciler; tarihin her safhasından bir idrakle teslimiyete adanmış kahraman evladımız Ömer Halisdemir tarafından yerle yeksan edilmiştir. Bu vesileyle sizlerin huzurunda Rabb’imden hepsinin şehadetlerini kabul etmesini niyaz ediyorum.”


Türk Silahlı Kuvvetleri’nin darbe girişiminin bir parçası olmadığına dikkat çeken Vali Epcim, silahlı kuvvetlerin geçmişte olduğu gibi bugünde ülkesi ve milleti için önemli mücadeleler verdiğine işaret etti.


Vali Epcim, darbe girişimine karşı gösterilen dayanışmanın devam ettiği müddetçe hiçbir gücün kendilerini hedeflerine ulaşmaktan alıkoyamayacağını aktardı. Türkiye Cumhuriyeti’nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine emin adımlarla ilerlediğine değinen Vali Epcim, “Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesi ve milletiyle kenetlenmiş bir bütün olarak yurtiçi ve yurtdışında birlik, beraberlik ve kardeşliğine kast edenlere karşı kararlı mücadelesine devam etmektedir. Kendi ihtiyacını tamamen yerli ve milli imkânlarla karşılamakla kalmayıp, askeri alanda ürettiği yeni silahlarla, İHA ve SİHA’larla hem bölgesinde hem de yakın coğrafyasında artık oyunun birer unsuru değil doğrudan kurucusu olarak yer almaktadır. Ekonomide kaydettiği gelişmeler, sanayi üretiminde kat ettiği mesafelerle geçmişin Türkiye’sinden çok daha güçlü ve zengin bir noktadadır. Dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgınında ‘Süper Güç’ olarak nitelendirilen birçok ülke çaresiz durumdayken ülkemiz yalnızca vatandaşlarına sahip çıkmakla kalmayıp aynı zamanda dünyanın dört bir yanına yardım eli uzatmıştır. Yapılan sosyal ödemeler, bir biri ardına açılan pandemi hastaneleri, yurt dışından tahliye edilen binlerce vatandaşımız gibi sayısız örnek tüm bu anlatılanların en açık ispatıdır.” değerlendirmesinde bulundu.


Vali Epcim, elde edilen kazanımların korunması adına daha çok çalışılması gerektiğine vurgu yaparak, “Elde edilen bu kazanımların korunması, güçlendirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması aynı zamanda ülkemiz ve milletimiz açısından birer beka meselesidir. Birliğimize ve beraberliğimize kast edenlere bu kazanımlarımızı kaptırmamak adına dünden daha çok bugünden daha verimli çalışmak zorundayız. Yeni dengelerin kurulduğu bu dönemde bizlere düşen geçmişte yaşadıklarımızı iyi anlayıp akıl haritamızı buna göre oluşturmaktır. Aksi takdirde bilinmelidir ki; 15 Temmuz’u planlayanlar, uygulamaya koyanlar ve onlara destek olanlar yeni yıkım planlarını uygulamaktan asla geri durmayacaklardır.” diye konuştu.


Sözlerinin son kısmında şehitlere bir kez daha rahmet dileyen Vali Epcim, gazilere acil şifa temennisinde bulundu.


Belediye Başkanı Hükmü Pekmezci ise 15 Temmuz 2016’da Türk Milleti’nin tarihinde görülmemiş bir ihaneti, gaflet ve dalalet içerisindeki bir topluluğun ortaya koyduğunu söyledi.


FETÖ’nün ülkenin huzurunu bozarak millet egemenliğini elde etme gayreti içinde olduğunu kaydeden Başkan Pekmezci, “Onların bilmediği bir konu vardı. Türk siyasi tarihinde, belki de demokrasi tarihinde farklı bir yerle, farklı bir üslupla Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çeşitli vasıtalarla halkı sokağa çıkın, meydanları doldurun çağrısına uyarak binlerce vatandaşımız meydanlara çıktılar. Devletin, düşmana karşı aldıkları silahlarla kendi insanına tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, her türlü teçhizatlarla saldıran yine içimizden birileriydi. Başta Ankara ve İstanbul olmak üzere 48 saat içerisinde 251 vatandaşımızı kaybettik. Yaklaşık 2 bin 200 vatandaşımız gazi oldu. Bu Türk siyasi tarihi açısından bir utanç vesilesiydi.” şeklinde konuştu.


Türk Milleti’nin Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar ve İstiklal Savaşı’nda aynı amaç uğruna bir araya geldiklerini aktaran Başkan Pekmezci, “O insanlar o gün mensubu olduğu millet için can verirken ortaya koyduğu inanç ve irade daha sonraki tarihlerde aynı şekilde cereyan etti. Bin yıl önce Malazgirt’te, coğrafyayı vatan yapan inanış ve irade de aynıydı. Söğüt’te temelleri atılan ve mayalanan inanç aynı irade ve aynı inancı kapsıyordu. İstanbul kapılarındaki 1453’teki irade de aynıydı. Milletimizin iradesi vatan, toprak dediğimiz zaman egemenliğine dönük her olay karşısında o inancı gösterecek kapasitede olduğunu bir kez daha ortaya koydu.” ifadelerini kullandı.


Başkan Pekmezci şehitlere Allah’tan rahmet, gazilere şifa diledi.


Konuşmaların ardından Kur’an- Kerim okundu. Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla yaptığı konuşma alanda canlı olarak izletildi.


Etkinliklere FETÖ’nün din istismarını anlatan Bayburt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Özkan’ın “Din ile Aldatmak” başlıklı sempozyumu ile devam edildi.


Şiir dinletisi ve mehteran gösterilerinin ardından Vali Cüneyt Epcim, 15 Temmuz Gazileri Can Gülsever, Abdulkadir Çaphan ve Ferhat Cebe’ye plaket takdim etti. Saatler 00.13’ü gösterdiğinde ülke çapında eş zamanlı olarak minarelerden sala sesleri yükseldi.


Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri Demokrasi Nöbeti’nin ardından sona erdi.


Etkinliklere Garnizon Komutanı Hava Savunma Albay Yusuf Diker, Cumhuriyet Başsavcısı Mahmut Bıçakcı, Adalet Komisyonu Başkanı Oğuzhan Bilgin, Bayburt Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metin Uçurum, Vali Yardımcıları Halit Benek ile Remzi Demir, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Halil Murat Bilgiç, İl Emniyet Müdürü Ayhan Bodur, Bayburt Belediye Başkan Yardımcısı Süreyya Türkmenli, kamu kurumlarının amirleri, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, siyasi parti temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Ahlat’ta ‘Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun’ anma programı düzenlendi Eski Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun vefatının 5. yılında Bitlis’in Ahlat ilçesinde anıldı. Ahlat ilçesinde Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun anısına “Tarihe Damga Vuranlar Haluk Dursun” anma programı düzenlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın katkılarıyla Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği tarafından düzenlenen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra konuşma yapan Bitlis Valisi Erol Karaömeroğlu, “Haluk Dursun’un hatırasına sahip çıkan bu anlamlı program dolayısıyla sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti özellikle ifade etmek istiyorum. Bugün ülkemizin yetiştirmiş olduğu mümtaz bir ismi anmak üzere buradayız. Prof.Dr.Haluk Dursun’u ebedi aleme uğurlayalı tam 5 yıl oldu. Van Erciş’te kendi aracıyla seyir halindeyken meydana gelen elim bir trafik kazası sonucu maalesef hocamızı 19 Ağustos 2019 tarihinde kaybettik. Kültür birikimi ve hitabetiyle araştırmayı, bildiğini ve gördüğünü meraklısına aktarmayı seven, hayatını görevine adayan bir bilim insanıydı. Ahmet hocamızı bir kez daha rahmetle, özlemle, şükranla yad ediyorum. Değerli ailesine, dostlarına, mesai arkadaşlarına tekrar başsağlığı diliyorum. Rabbim Haluk hocamızdan razı olsun, mekanı ali olsun. Bu anlamlı buluşmanın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Ardından konuşan AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız, “Gerçekten bir ideal, ülkü ve niyet uğruna yola koyulanlardandı Haluk hoca ve bugün bizi burada bir araya getirdi. Bunu da yaparken bir mekan ve bellek ilişkisi kurmaya yönelik en önemli noktalardan birinde Ahlat’ta bizleri buluşturdu. Gerçekten nereden geldik nereye doğru yürüyeceğiz duygusunu bize pekiştirebilecek bir noktada bir araya gelmiş olduk” ifadelerini kullandı. MHP Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ruhi Ersoy’da, “Ahlatın maneviyatıyla gençliğin enerjisini bir araya getiren bu tarihi ve bu mukaddes şehirde Kubbet-ül İslam’da sizlerle beraber olmaktan tarihe adanmış, adanmış olduğu bir ülküsünde yol yürürken rahmeti rahmana kavuşmuş değerlerimizi anma vesilesiyle sizlerle olmaktan bende kıvanç duyuyorum. Ahlat’ı anlamak, tanımak ve bu değerler etrafında dertlenen Ahmet Haluk Dursun profili, şahsiyetleri, onun etrafında neşet etmiş yetiştirmiş olduğu gençlerin yeniden filizlenmesine iklim oluşturmaktır. Bizim muradımız ve mefkuremiz budur. Siyasetten de, devlet hayatından da anladığımızda budur, bu olmalıdır. Bu sebepten dolayı bugün bu saatte bu salonu dolduran her bir arkadaşım bu atmosferin bir parçası olmuştur. Bu programın hayat bulmasında dertlenerek Ahmet Haluk Dursun hocanın derdini kendine dert ederek yola çıkıp kamu imkanlarıyla bu iş yürümüyorsa milletle yürüyebiliriz, dernekleşiriz diyerek devletimizin kapısını çalarız diyerek yolculuğa başladı. Bugünün anlamını bir bütün halinde program bitene kadar hissedip yaşayalım” şeklinde konuştu. Bitlis Eren Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.Dr.Ferit İzci ise, “Bizim medeniyetlerimiz başka medeniyetlere benzemez. Bizim medeniyetlerimiz işte böyle şahsiyetler ve gençler üzerine inşa edilmiş ilelebet varlığını devam ettirecek medeniyetlerdir. Başka medeniyetlerin hayal bile edemeyecekleri zirvelere çıkmış olan ecdadın nesilleriyiz. Hayatını bu şekilde mücadeleyle geçiren başta sayın Ahmet hocamız olmak üzere bu ülkede ve coğrafyada yetişmiş değerlerli şahsiyetlere huzurlarınızda saygıyla ve minnet duyuyorum” dedi. Düzenlenen program hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Derneği Başkanı Doğan Güngör, “Kültür ve Turizm Bakan yardımcısıyken çok sevdiği Ahlat’ı ziyaretinin hemen sonrasında geçirdiği trafik kazasıyla hayatını kaybeden Prof.Dr.Ahmet Haluk Dursun hocayı anmak, Ahlat’ı anlatmak ve gençlerle hemhal olmka için buradayız. Dernek olarak hocamızı anmak üzere yaptığımız ikinci program. İlkini Çanakkale’de yine tarihimizin müstesna mekanlarından birinde, bugünde Ahlat’ta yaptık” dedi. Anma programına katılan Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kızı Nilay Dursun’da duygularını şöyle ifade etti; “Babamın hayatının son yıllarında özellikle çok önem verdiği Anadolu Tarih ve Kültür Birliği projesinin yaşatılıyor olabildiğini görmek gerçekten çok mutluluk verici. Yıllar önce babamın vefatından sonra tanıştığım bu değerli ekiple 5.yılında da bu tarz etkinliklerle bir araya gelmeyi sürdürüyoruz. Babamı anmayı, onun öğretilerini, gençlere aktarmaya çalıştığı bilgileri bir arada tekrar hatırlayarak belki yeni kitlelere aktarmaya çalışıyoruz. Bu gerçekten çok önemli. Dolayısıyla bu etkinliklerde desteği olan herkese çok teşekkür ediyorum.” İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü son sınıf öğrencisi Kenan Toprak Çatkın’da, “Ahlat’a ikinci gelişim. Bundan önce de bir program aracılığıyla gelmiştim. Haluk hoca bizde çok önemli ve derin etkiler bıraktı. Zaten bu etkileri panelimizde de anlatacağız” dedi. Yapılan konuşmaların ardından program Anadolu Kültür ve Tarih Birliği Derneği Musiki Grubunun Haluk Dursun’un sevdiği müzikleri seslendirmesiyle devam etti. Arından Ahmet Haluk Dursun hocayla anısı olan çeşitli üniversite öğrencilerin paneli ve BEÜ öğretim üyesi Doç.Dr.Hasan Buğrul’un Ahlat’taki tarihi mezar taşları üzerindeki övgü içerikli yazılar adlı sunumuyla program sona erdi. Anma programı sonunda toplu hatıra fotoğrafı çektirildi. Ahlat Halk Eğitimi Merkezi konferans salonunda düzenlenen anma programına Ahlat Kaymakamı Batuhan Bingöl, Ahlat Belediye Başkanı Yavuz Gülmez, Bitlis İl Emniyet Müdürü Ortaç Şekeroğlu, Bitlis İl jandarma komutanı Tuğgeneral Eyüp Subaşı, bazı kurum amirleri, çok sayıda akademisyen, yazar, eğitimci ve öğrenci katıldı. Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un kaza sonucu vefatı 2019 yılında Malazgirt Zaferi’nin 948. yıl dönümü etkinlikleri öncesi Ahlat’ta gezi ve incelemelerde buluna merhum Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun, buradaki incelemeleri sonrası kara yoluyla Van’a hareket etmişti. Dursun’un içinde bulunduğu araç, Erciş’in Bayramlı Mahallesi yakınlarında kaza yapmış, kazada Ahmet Haluk Dursun hayatını kaybetmişti.
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.