ÇEVRE - 28 Nisan 2024 Pazar 08:43

Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı

A
A
A
Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı

Bayburt kent merkezinin ortasından geçen, Türkiye’nin en hızlı, dünyanın ise ikinci hızlı akan nehri unvanına sahip Çoruh Nehri’nin su seviyesi, kar sularının erimesiyle ve bahar yağışlarının bol olmasıyla birlikte yeniden yükseldi. Kışın donan, bu aylarda ise kar sularıyla beslenerek artan debisiyle güzel görüntüler oluşturan Çoruh’a karşı Bayburtluların çay keyfi başladı.


Havaların ısınmasıyla beraber nehir kenarında bulunan çay evlerini dolduran Bayburtlu vatandaşlar Çoruh’a karşı çay içerek, dondurma yiyerek keyifli vakit geçiriyorlar. Bahar aylarında su seviyesi bir hayli artan, yaz aylarında suyu çekilen nehir kenarında vatandaşlar hem yürüyüş yapıyorlar, hem de dalga sesleri eşliğinde çay içerek sohbet ediyorlar.


Dalga sesleriyle huzur bulan Bayburtlular, nehrin önceki yıllarda taştığını şimdilerde ise su seviyesinin yeterli olduğunu belirttiler. Çoruh’a karşı arkadaşlarıyla birlikte çay içmeye gelen Kemalettin Demir isimli vatandaş, havaların biraz daha ısınmasıyla nehrin suyunun giderek yükseleceğini, debisinin artacağını belirterek, "Çoruh’un suyunun daha yüksek olduğu zamanlarda, su köprünün alt kısmına vururdu. Su köprüden taşardı, çarşı sele uğrardı. Şu an su seviyesi normal aşırı değil ancak kurumuş da değil. Yağmur sularıyla nehir beslendi, havalar biraz daha ısındıkça su seviyesi daha da çoğalır. Çoruh’a karşı çay içmeyi çok seviyorum. Benim işim çay içmek. Çoruh’un kenarı, temiz hava, suyun sesi bundan iyisi mi var? Çoruh’a karşı çay içmek sevdiğim bir aktivite, ben seviyorum. Nehir boyunca siz de insanları görürsünüz herkes Çoruh kenarında, genellikle Çoruh’a karşı oturuyorlar" dedi.


Temiz havada rıhtımda çay keyfi yapan Orhan Çınar isimli Bayburtlu, "Dağdaki karların erimesinden dolayı, Nisan yağmurlarının yüksek yerlere yağmasından dolayı nehrimizin suları yükseldi. Biz de rıhtımda çay keyfi yapıyoruz. Çoruh kenarında hava almak, çay içip sohbet etmek benim için büyük bir zevk" diyerek konuştu.


Bahar yağmurları ve kar sularıyla Çoruh’un debisinin arttığını belirten Adem Aka, "Yağan yağmurlar, kar sularının nehire karışması sonucu Çoruh’umuzun su seviyesi bayağı bir arttı. Önceki yıllarda suyun köprünün üzerinden taştığı zamanları da hatırlıyorum. Bu sene su seviyesi yüksek ama taşkına neden olmaz. Şu an Çoruh’un bu durumu ideal, su seviyesi bir hayli yüksek" ifadelerini kullandı.


Su seviyesinin bir ay daha yükseleceğini tahmin eden Fatih Demirer isimli vatandaş ise, "Eriyen karlarla, yağmur sularıyla beraber kaynaklar çoğaldı, Çoruh Nehri’nin debisi yükseldi. Eskiden bu köprünün üzerinden suların taşarak taşkına neden olduğunu bizler iyi biliyoruz, hatırlıyoruz. Bu yükseliş hemen hemen bir ay daha devam eder. Mayıs ayından sonra sulama sezonu başlayınca biraz daha su seviyesi düşer. Bundan sonra yağışlarla beraber sel baskınları da olabilir" şeklinde konuştu.



Çoruh’un su seviyesi yağışlarla birlikte yükseldi etrafında çay keyifleri başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Batman Batmanlı iş adamı Ekremoğlu, Anneler Günü’nü kutladı Batmanlı iş adamı Esat Ekremoğlu, yayımladığı mesajla Anneler Günü’nü kutladı. Dünyanın neresinde olursa olsun hayatın en ağır yükünü omuzlarında taşıyan annelerin evlatlarına en iyi yaşamı sağlayabilmek için büyü çaba sarf ettiğine dikkat çeken iş adamı Esat Ekremoğlu, son nefeslerine kadar çocuklarının her türlü sorumluluğunu üstlenen, iyi ve kötü günlerinde yanlarında olan, çocuklarını canından bir parça olarak gören annelerin haklarını asla ödeyemeyeceklerini söyledi. "Anneler sadece evlatlarını dünyaya getirmekle kalmazlar, aynı zamanda bir toplumu oluştururlar" diyen Ekremoğlu, şöyle konuştu: "Milletleri millet yapan, bizleri birbirimize kenetleyen değerlerin yaşatılmasında, kültürümüzün, gelenek ve göreneklerimizin yaşatılmasında en büyük pay annelerimize aittir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi sosyal statüde yaşarsa yaşasın tüm anneler yüreklerinde taşıdıkları merhamet, iyilik, güzellik, sabır, adalet ve eşitlik gibi erdemlerle hayatlarımıza ışık tutmaktadır. Sevginin en büyük kaynağı, sınırsız hoşgörü karşılıksız emek ve inanılmaz özveriyle bizleri dünyaya getiren ve en iyi biçimde yetiştirilmemizi sağlayan hakları hiçbir zaman ödenemeyen annelerimizdir. Ben bu vesile ile başta şehitlerimizin anneleri olmak üzere tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum.”
Bursa Çilek köyünde hasat başladı Bursa’nın İnegöl ilçesinde üretilen ’kırmızı elmas’ olarak bilinen Kurşunlu çileğinde hasat başladı. Yılda 7 kez toplanan yediveren cinsi çileğin aralık ayına kadar hasadı sürecek. 13 bin dekar alanda 35 bin ton rekolteye ulaşılması beklenen çilek tarlada 35-40 liradan alıcı buluyor. Mahallenin tek geçim kaynağı olan çilek, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Günlüğü 700 liraya çalışan kadın işçiler tarafından toplanan çilek, tarlada ise 35-40 liradan alıcı buluyor. İlk hasadına mayıs ayının başında başlanan ve 7 kez hasat edilen çileğin son hasadı aralık ayında yapılacak. Çilek tarlalarında incelemede bulunan İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, "Kurşunlu Mahallesi’nde çilek hasadı başladı. Yakınımızda Eymir, Çitli, Hasanpaşa, Kınık, Özlüce gibi köylerimizde çilek üretimi yapıyor. Fakat bunun yüzde 70’i Kurşunlu Mahallesi’nde yapılıyor. Dolayısıyla bunun başlangıcı da burası olduğu için merkezi de burası olduğu için burayı söylüyoruz" dedi. Bugünün şartlarda çilek üreticilerinin memnun olmadığını belirten Çelik, "Çilek hasadı mayıs ayında başlar, kasım ayı sonuna kadar devam ediyor. Bu süreç içinde fiyatlar ilk çıktığı zaman 40-50 TL civarında oluyor. Çilek bollaştığı zaman 25 TL civarlarını görüyor. Geçen senede aynı banttaydı. Bizim çiftçimiz parayı ağustos ayından sonra daha çok kazanıyor. Eylül, ekim, kasım aylarında çilek daha yüksek fiyatlarda insan daha çok para kazanıyor. Bugünkü şartlarda çilek üreticimiz memnun değil. Geçen senede çilek aynı bu parayı yapıyordu. Burada halimiz var. Ülkenin her yerine arabalar kalkıyor buradan. Bugünde aynı parayı yapıyor geçen seneki fiyatla. Mazot, ilaç, işçi yevmiyelerini özellikle çiftçinin belini çok bükmeye başladı. Bugün burada 750 TL’den aşağı işçi yok. İşte bunların yemeği ve ek gelirleri de var. Dolayısıyla artık geçmişteki gibi değil. Biraz sıkıntılı süreçte üretim yapmaktayız" şeklinde konuştu. Bölgede yaklaşık 13 bin dekar alanda çilek üretimi yapıldığını söyleyen Sezai Çelik, "Bunun 11 bin dekar civarı Kurşunlu Mahallesi’nde yapılmakta. Çiftçilerimiz iyi bakmaları halinde toplamda 35-40 bin ton civarında çilek üretiyoruz. Bölgede yaklaşık 1 milyar 100 milyon TL civarında bir gelir elde ediliyor. Kurşunlu Mahallesi’nde 500 çiftçi bu işle uğraşırken etrafımızdaki köylerle birlikte toplam 800 civarında çiftçimiz çilek üretimi yapıyor. Yediveren cinsi çilek mayıs ayında başlar, kasım ayının sonuna kadar tünel dediğimiz naylonların içinde 7 aya yetişiyor" diye konuştu. "Avrupa, Rusya ve Gürcistan’a çilek ihracatı yapıldığını belirten İnegöl Ziraat Odası Başkanı Sezai Çelik, "Hedefimiz daha fazla ülkelere ihracat yapmak. Bu konuda da sıkıntımız yok. Tek sıkıntımız soğutma sistemleri. Tıra yüklemeden önce soğutup yüklemeniz gerekiyor. O anlamda bölge olarak ihtiyacımız var. Ayrıca halimiz yetmemeye başladı" diye konuştu.
Muğla Muğla sokaklarında oryantiring eğitimi gençlere yön veriyor Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Muğla Uluslararası Gençlik Merkezi, "Biz Bir Takımız" Projesi kapsamında öğrencilere 14 haftalık bir oryantiring eğitimi sundu. Eski Muğla sokaklarında gerçekleştirilen eğitimler, gençlerin doğa sporlarına ilgisini artırırken, takım ruhunu da güçlendirdi. Muğla’nın zengin iklimi, coğrafyası ve doğal güzellikleriyle ön plana çıktığını belirten Muğla Gençlik ve Spor İl Müdürü Musa Kazım Açıkbaş, projeye katılan öğrencilerin potansiyelini keşfetmelerine yardımcı olacak faaliyetlerin önemine vurgu yaptı. Açıkbaş, "Ülkenin değerlerine ve çocuklarına bu ortamı hazırlayan eğitmenlerimize ve gençlik çalışanlarımıza çok teşekkür ediyorum. Oryantiring, genç bir branş olmakla birlikte son yıllarda popülerliği artan bir spor. Eğlenceli, heyecanlı ve zeka gerektiren bu spor, gençlerin akademik başarılarına da olumlu katkı sağlıyor" diye konuştu. Projeye katılan öğrencilerden Elif Arslan ise "Biz Bir Takımız" Projesi kapsamında her hafta basketbol ve oryantiring gibi farklı spor dallarında etkinliklere katıldıklarını belirtti. Arslan, "Arkadaşlarımızla birlikte takım halinde çalışmak, iletişimi güçlendiriyor ve birbirimize destek olmayı öğretiyor. Bu projede yer almaktan dolayı çok mutluyum. Eğitmenlerimize ve gençlik çalışanlarımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Şanlıurfa TİGEM’den bölge çiftçisini umutlandıran proje Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı dünyanın tek parça halindeki en büyük arazisine sahip olan Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğünde deneme ekimi yapılan yeni ürünlerden olumlu sonuçlar elde edildi. Tohumlarının da değerlendirileceği ürünler bölge çiftçisinin umudu oldu. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğünde tarafından çeşit tanıtım ve tarla günü etkinliği düzenlendi. Etkinliğe TİGEM Genel Müdürü Hasan İzginç, bölge İllerin Tarım ve Orman İl Müdürleri, TMO’nun bölgedeki müdürleri, Ziraat Odası Başkanları, Araştırma Enstitüsü Müdürleri, TİGEM bayileri, Ziraat Fakültesi akademisyenleri, öğrencileri ve bölge çiftçileri katıldı. Programda Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Müdürlüğünde denemesi yapılan ürünlerin ekim alanı ziyaret edilerek inceleme yapıldı. Ürünlerin bölgenin iklim ve arazi yapısına uyumluluğu analiz edildi. Deneme alanında TİGEM’e ait çeşitlerle birlikte 11 kuruluşa ait çeşitler, 29 adet ekmeklik, 20 adet makarnalık olmak üzere 49 çeşit buğday, 12 çeşit arpa, 4 çeşit tritikale, 6 çeşit nohut, 1 fiğ, 1 mürdümük ve 1 bezelye olmak üzere toplam 84 çeşit yer alıyor. Bunlara 33 yeni ürün ekleyen TİGEM, ekiminden büyümesine kadar çeşitli testlerle adaptasyonlarını gözlüyor. Şu ana kadar olumlu sonuçların alındığı ürünler, bölge tarımına önemli katkılar sunacak. Türk tohumculuğuna yeni çeşitlerin kazandırılması için adımlar atılıyor Denemesi yapılan ürünleri paydaşlarıyla birlikte incelediklerini söyleyen TİGEM Genel Müdürü Hasan İzginç, ” Bu gün burada tüm bölge çiftçileri, çiftçi temsilcileri, tohum bayilerimiz, Ziraat Fakültesi dekanımız ve öğrencileri, bununla birlikte Tarım İl Müdürlerimiz, TMO Müdürlerimiz ve Araştırma Enstitüsü Müdürlerimizle bir araya geldik. Bilindiği gibi bizim ülkemizin tohumculukta lider kuruluşu olan Tarım İşletmeleri genel Müdürlüğü (TİGEM) Türkiye genelinde hububat anlamında ekilen her 4 tohumdan bir tanesini üreten bir kuruluştur. Yüzde 25’lik payımızla ülkemizde tohumculuğun lideri konumundayız. Bu çeşitlerimizi ve bundan sonra üretime dahil edeceğimiz çeşitlerimizi burada tarım paydaşlarımızın, sektör temsilcilerimizin beğenisine sunduk. Tek tek çeşitlerimizi gezerek olumlu ve olumsuz yönlerini, onların beğenilerine göre sınıflandırdık. İnşallah bundan sonraki dönemde biz de tercihlere göre daha çok istenen, tercih edilen, benimsenen çeşitleri üretip Türkiye, Türk tohumculuğunda yeni bir takım çeşitlerin kazandırılması anlamında, gelişme anlamında bir takım adımlar atacağız” dedi. Osmanlıdan gelen geleneksel anlayış teknoloji ile birleşiyor Ceylanpınar Tarım İşletmesi Müdürlüğünün dünyanın en büyük tek parça arazisine sahip olduğunu belirten İzginç, “Bilindiği üzere TİGEM dünya kamu anlamındaki işletmelerinden bir tanesidir. Şu anda içerisinde bulunduğumuz Ceylanpınar Tarım İşletmesi dünyada tek parça en büyük tarım işletmesi konumundadır ve Osmanlıdan bu güne gelenekçi bir tarım anlayışını günümüzün teknolojisiyle birleştirerek ülkemize tohumluk ve damızlık anlamındaki hizmetlerini devam ettirerek devam ettirmektedir” diye konuştu. Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde yer alan işletmenin 1 milyon 635 bin 928 dekar arazisi bulunuyor. İşletmede buğday, arpa, mercimek, yonca, ayçiçeği, mısır ve Antepfıstığı gibi ürünler yetiştiriliyor. Ayrıca koyunculuk ve sığırcılık faaliyetleri de yapılıyor.
Yozgat Okul bahçesine öğrencileri için tarım alanı oluşturdu Yozgat’ta toprağın ve doğal beslenmenin önemini ve değerini öğrencilerine yaşatarak anlatmak isteyen Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, öğrencileri için okul bahçesine mini bir tarım alanı oluşturup bahçeyi de çiçek bahçesine dönüştürdü. Yozgat Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, İl Milli Eğitim Müdürlüğünün desteği, okul yönetimi ve personellerinin de gayretiyle okul bahçesine, öğrencilerinin etkinliklerde kullanması için tarım alanı oluşturup okulun bahçesine de çiçek dikmek için kolları sıvadı. Okul bahçesinin çevre düzenlemesini yakından takip edip, tasarımını yapan okul müdürü Koç, okul personelleriyle kazma kürek çalışıp öğrencilerinin ekolojik tarımı tanımaları için mini bir alan oluşturdu. Okulun bahçesini dizayn edip araç lastiklerini saksıya çeviren Koç, öğretmen ve öğrencileriyle çiçek dikerek bahçeyi renklendirdi. Okul bahçesine tamamen doğal ağaçtan bir etkinlik masası da oluşturan Koç, bahçeyi öğrencilerinin kullanıma sundu. Öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde okul bahçesine kurulan tarım alanına çilek dikerken saksılara da çiçek dikip can suyu verdiler. Öğrenciler çiçek bahçesine dönüştürdükleri bahçenin bakımını yaparken bir yandan da yetiştirecekleri sebze ve meyvelerin hasadını yapacaklar. Öğrencilerin bir araya gelerek dayanışma içinde olması hem de doğayla iç içe bir ortam oluşturmak amacıyla bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirten Kazım Nuran Dokuyucu Anaokulu Müdürü Ekrem Koç, etkinliğin hem okul yönetimi hem de öğrenci velilerinden tam destek gördüğünü söyledi. “İlk olarak çilek fidesi diktik” Oluşturdukları tarım alanında ilk olarak öğrencileriyle çilek ekimi yaptıklarını ifade eden Koç, “Eğitim öğretim yılı bitmeden şu an da çilek yetişebildiği için bahçemize çilek ekimiyle bu etkinliğe başladık. Okul zamanı yetişebilecek sebzelerimiz oluyor, mevsimine göre domates, biber, salatalık gibi ürünleri öğrencilerimizle ekeceğiz. Her sınıfımız için tarla alanımızda ayrı ayrı bölümler oluşturacağız, öğretmenlerimizle birlikte bu faaliyeti gerçekleştirebilecekler. Bahçemize ayrıca tamamen doğal bir şekilde ahşaptan etkinlik masası yaptık. Bu masamızı da öğrencilerimiz, havaların iyi olduğu her anda etkinlik alanı olarak kullanabilecekler” dedi. “Amacımız öğrencilerimizin doğal yaşam alanından uzaklaşmamaları” Öncelikli amaçlarının öğrencilerinin doğal yaşam alanından uzaklaşmamalarını sağlamak olduğunu da belirten Koç, “Biz de bunu biraz daha verimli hale getirebilmek için alışılagelmiş faaliyetlerin daha dışında bu deneyimi okulda öğrencilerimize yaşatmak istedik. Çocuklarımızın diktiği bir çiçeğin ya da çileğin büyüdüğünü görmeleri ve verim aldıklarını anlamaları için böyle bir çalışma yaptık. Hem doğal hem organik bir yöntemle bunu gerçekleştiriyoruz. Müdür, müdür yardımcımız ve personellerimiz olarak bu yıldan itibaren etkinliklerimize devam edeceğiz. Velilerimizden de çok güzel geri dönüşler alıyoruz, onlar da sağ olsunlar, bize destek oluyorlar zor durumda kaldığımız her an da onlardan da destek alıyoruz” şeklinde konuştu.