YEREL HABERLER - 21 Mart 2017 Salı 13:41

Bilecik’te protokol üyelerin Nevruz coşkusu

A
A
A
Bilecik’te protokol üyelerin Nevruz coşkusu

Bilecik’te Nevruz Bayramı, Hayme Ana Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlene bir programla kutlandı.

Bilecik’te Nevruz Bayramı, Hayme Ana Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde düzenlene bir programla kutlandı.


Okul bahçesindeki kutlamalara Bilecik Valisi Süleyman Elban, vali yardımcıları, Belediye Başkanı Selim Yağcı, Bilecik 2. Jandarma Er Eğitim Tugay ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Halis Zafer Koç, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Hacı Mehmet İnce, İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş, AK Parti İl Başkanı Fikret Karabıyık, Merkez İlçe Başkanı Serkan Yıldırım, İl Özel İdare Genel Sekreteri Halis Nalbant, kurum ve daire müdürleri ile okulun öğrencileri katıldı.


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan Nevruz kutlamaları günün anlam ve önemi belirten konuşmayla devam etti. Okulun Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Metin Kirez yaptığı konuşmada, Nevruz’un Türk dünyasının kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kadar uzanan engin coğrafyada yaşayan toprakların pek çoğu tarafından yaygın olarak kutlanan bahar bayram olduğunu söyledi. Tabiat ile iç içe, kucak kucağa yaşayan toprağı ‘ana’ olarak vasıflandıran Türk’ün düşünce sisteminde baharın gelişinin elbette önemli bir yere sahip olduğunu aktaran Kirez konuşmasına şöyle devam etti:


“Çünkü insan vücudu baharda uyarıldığı kadar kışta uyarılmaz. İç karartıcı yeknesak günlerin ardından doğan hareketli, pırıl, pırıl güneşli, kuş ve hayvan sesleriyle kurulmuş ilahi orkestranın musikisi insan hayatını canlandırır. Nevruz, yani Farsça ‘Yeni Gün’ adını taşıyan bahar bayramı, insan ruhunun tabiattaki uyanışıyla birlikte bütün Türk dünyasının kutladığı bir bayramdır. Böyle bir bayramın yani mevsimlerin değişikliğinden doğan özel günlerin, başka, başka adlar altında birçok milletin sosyal hayatında yer aldığı da bilinmektedir. İşte bir milli bayram olan Nevruz da Müslüman olan ya da olmayan çeşitli Türk toplulukları arasında kamların dua ettikleri asırlar öncesinden günümüze kadar farklı farklı şekillerde, ama aynı ruhla hala kutlanmaktadır. Bu bayram İslamiyet’i kabul etmiş olan ilk Müslüman konargöçer Türk topluluklarında; sürgün avı, toy, şölen yuğ gibi gibi törenlerden biri olarak devam edegelmiştir. Böylece bu ananeler günümüz Türk dünyasına ortak kültür mirası olarak intikal etmiştir. Baharın gelişinin kutlandığı bugün de böyle bir gelenektir. Türk Cumhuriyetleri’nde 21 Mart Nevruz Bayramını Milli Bayram olarak ilan edilmiştir. Türk kültüründen kaynaklanan Nevruz Bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık Türk tarihine dayanan bir bayramdır. Türkiye’de 1991 yılında Türk dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir. Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon’dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak ortak kültür ocağında binlerce ruhu ısıtacaktır. Bir ortak kültür ve zenginlikler yumağı olan bu anlamlı bayramı, sonsuza dek kutlayabilmemiz, bireysel ve toplumsal sevgi, saygı, hoşgörü, birlik, barış, kardeşlik, dayanışma ve yardımlaşma içinde yasama isteğimize ve bilincimize bağlıdır. Nevruzun bolluk ve bereketi müjdeleyen sıcak günlerini mutlulukla geçirebilmemiz için tüm güzellik ve cömertliğiyle bizi bağrında barındıran doğa ve çevremizle tam bir uyum içinde yaşamamız ve onu sevgi özenle korumamız gerekmektedir. Tarihten atalarımızdan gelen bu güzel geleneği, bu ortak kültür değerimizi sonsuza dek yaşatma ve bize yurt olan doğa ve çevremizi en iyi şekilde koruma bilinç ve arzumuzla Nevruz gününüzü kutluyor ve hepinize selamlarımı sunuyorum. Türk eleminin Nevruz toyu kutlu olsun, nevruz gülleri geleceğe umutlar taşırsın” dedi.


Konuşmaların ardından 11-E sınıfı öğrencisi Beyzanur Uysal ve 10-E sınıfı öğrencisi Aslı Aydoğdu Nevruz şiirlerini okudular. Ardından program 12-E sınıfı öğrencisi İlayda Balın okulun Müzik Öğretmeni Harun Atapay eşliğinde Bir Başkadır Benim Memleketim adlı adlı parçayı seslendirmesinin ardından folklor gösteri ile devam etti.


Belediye Başkanına öğrencilerden tezahürat


Okunan şiirlerinin ardından okul bahçesinde Nevruz ateşi protokol üyeleri tarafından yakıldı. Daha sonra öğrenciler ateşin üstünden atlaması için Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’ya tezahürat yaptılar. Başkan Yağcı, gençleri kırmayarak yakılan ateşin üzerinden atladı ve büyük alkış aldı.


Program protokol üyelerinin boyalı yumurtaları tokuşturması geleneğini devam ederken, dağıtılan bulgur pilavı ve ayranın ardında son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Türkiye-Cezayir KEK 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Mohamed Arkab, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda heyetler arası görüşmeler yaptı. Görüşmenin ardından Türkiye-Cezayir Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı’nın kapanış oturumu gerçekleştirildi. Düzenlenen kapanış oturumunda konuşan Bakan Göktaş, 2023 yılı sonunda Türkiye ve Cezayir arasında ikili ticaret hacminin 6,3 milyar dolar olarak gerçekleştiğinin altını çizerek, bu rakamın iki ülke arasındaki en yüksek seviye olduğunu kaydetti. Bakan Göktaş, gelecek dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un hedef olarak belirlediği 10 milyar dolar ikili ticaret hacmine kolaylıkla ulaşılabileceğine inandığını ifade etti. Bakan Göktaş, her iki ülkenin de önem verdiği ‘Tercihli Ticaret Anlaşması’ müzakerelerinin başlanması yönünde alınan karardan memnuniyet duyduğunu kaydetti. “Cezayir’de bir anaokul ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz” Bakan Göktaş, Cezayir’de 33 bin Türk vatandaşı, Türkiye’de ise 12 bin Cezayir vatandaşının yaşadığına dikkati çekerek, “Geçtiğimiz yıl 2 bin 196 Cezayirli öğrencinin Türkiye üniversitelerinde eğitim görmelerine destek olarak gençlerimizin kültürel etkileşimine ve geleceklerine destek olduk. Gençlerimiz ülkelerimiz arasında sevgi köprüleri kuran birer gönül elçisidir. Türkiye Maarif Vakfımızın resmi süreçleri tamamlanmasının ardından Cezayir’de de bir anaokulu ve bir ilkokul ile eğitim ve öğretime başlanmasını planlıyoruz. Eğitimde tecrübe paylaşımını ülkelerimizin geleceği açısından değerli bir yatırım olarak görüyoruz” şeklinde konuştu. Türkiye ile Cezayir arasındaki uçuşlarda sefer sayısı artırıldı Bugünkü toplantıda ekonomiden bilgi teknolojilerine, eğitimden sağlığa, kültürden turizme, ticaretten sosyal politikalara kadar birçok alanda iki ülke arasındaki iş birliğinin genişletilmesi konusunda anlaşmaya varıldığını kaydeden Bakan Göktaş, “Gerçekleşen verimli görüşmelerin ülkelerimiz arasındaki ekonomik ilişkileri çok daha ileri bir noktaya taşıyacağına gönülden inanıyorum. Dün Karma Ekonomik Komisyonu vesilesiyle Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz ile Cezayir Sivil Havacılık Otoritesi arasında da bir mutabakat zaptı imzalandı. Bu anlaşma ile iki ülke arasındaki hava ulaşımında haftalık 35 olan uçuş sefer sayısının 80 uçuşa çıkarılması ve uçuş noktalarına ilişkin kısıtlamaların kaldırılması kararı alındı. Bu anlaşma Türkiye ve Cezayir ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişmedir” diye konuştu. Konuşmaların ardından iki bakan KEK toplantı tutanağını imzaladı.
Bolu Öğrencilerin düzenlediği “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” paneline yoğun ilgi Bolu’da lise öğrencileri tarafından hazırlanan “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı paneli yoğun ilgi gördü. Panele katılarak öğrencilerin sunumuna katkı sunan İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor” dedi. Liselerde Bilim Uygulamaları Projesi çerçevesinde Bolu İzzet Baysal Anadolu Lisesi’nden 6 öğrenci, küresel ısınma ve iklim değişikliği ile alakalı panel düzenledi. Panel başkanlığını Sude Özkan, sunumu ise İrem Gülmez, Şevval Can, Elif Yusufoğlu, Abdullah Çilingir, Umutgün Acer yaptı. “Tükettikçe Tükeniyoruz Başka Dünyamız Yok” başlıklı panele öğrencilere katkı sunmak için Bolu Teknokent bünyesinde faaliyet gösteren İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı İlhan Sağsen ve Prof. Dr. Fatih Aydın da katıldı. Öğrencilerin yaptığı sunumun ardından konuklar yaptıkları bilimsel araştırmaları öğrencilere aktardı. Milli Eğitim Müdürlüğü’nün toplantı salonunda gerçekleştirilen panele çok sayıda öğrenci ve öğretmen katılım sağladı. “Geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” Öğrencilerle panele katılmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade eden İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. İlhan Sağsen, “İklim Değişikliği ve Enerji Çalışmaları Merkezi olarak Bolu genelinde bütün ortaokul ve liselerimize farkındalık söyleşilerinde bulunuyoruz. Burada İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzle ve İzzet Baysal Anadolu Lisesi’yle beraber iklim değişikliğiyle alakalı program gerçekleştireceğiz. Bu programın güzel yanı öğrencilerimizle beraber bir panele katılacağız. İklim değişikliğiyle alakalı onlar sunumlarını yapacak. Bizler de iklim değişikliğiyle mücadelede çözüm yolları, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, enerji tasarrufu, bu konularda Bolu genelinde bir bilgilendirme yapmış olacağız. Dolayısıyla da aslında bu hem bizim yapmak istediğimiz bu farkındalık söyleşilerinden bir tanesi ama bu sefer daha geniş bir kitleye erişebilme imkanı bulacağız” diye konuştu. “Yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli” Çevre kirliliğine karşı önlem alınmazsa 50 yıl sonra yaşamı olumsuz etkileyecek olan birçok olumsuzluğun meydana geleceğini ifade eden Doç. Dr. Sağsen, “Orman olması son derece önemli. Yani bu dünya için yağmur ormanları, bizim ormanlarımız da dahil olmak üzere Türkiye’deki ormanlar çünkü ormanlar, okyanuslarla beraber en büyük karbon yatakları. Bizim tabiri caizse akciğerlerimiz olarak hep nitelendirilir. Aslında bu emisyonları emdiği içindir, karbon yutakları olduğu için. Dolayısıyla ormanlaşmanın devam etmesi yani orman kesiminin olmaması, hatta yeni ağaçların dikilmesi son derece önemli. Önlemler alınmazsa Türkiye genelinde ve küresel olarak sadece bir ulus devletin önlem alması da yetmiyor bu süreçte. Başta su kaynakları olmak üzere yaşamı olumsuz etkileyen birçok olumsuzlukla biz karşı karşıya geleceğiz” dedi. “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor” Son dönemde yaşanan fırtına, sel gibi afetlerin iklim değişikliği ile doğrudan bağlantısı olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sağsen, “İklim değişikliği uzun dönemde yağış ve sıcaklık patenlerini bozuyor. Dolayısıyla da bu hem doğal afetlerin miktarını, hem sıklığını hem de şiddetini arttırıyor. Bunları engellemek için aslında Paris İklim Antlaşması çerçevesinde devletlerin üzerine düşen bazı sorumluluklar var. Emisyonları düşürmek, üretim teknolojilerini modernleştirmek, enerji verimliliğini arttırmak, bunun dışında kullandığımız enerji tipini değiştirmek, yani konvansiyonel yakıtlar yerine, özellikle kömür kullanımı yerine yenilenebilir enerji teknolojisine yönelmek. Bu noktada en önemli bizim kaynaklarımız. Bunun dışında da ekolojiyi korumak, yani okyanusları, denizleri kirlenmekten korumak. Geçtiğimiz günlerde yine bizim üzerinde durduğumuz tek kullanımlık plastiklerden vazgeçmek. Bunların tamamı ekolojik dengeyi alt üst ediyor. O yüzden bu konu ve bireysel olarak da biraz ihtiyaç analizinizi doğru yapmak, yani üretim tüketim neyi alıyoruz, neyi almıyoruz? Bu analizi doğru yapmak bu noktada önemli” dedi.