- 18 Aralık 2017 Pazartesi 12:36

Eğitim Bir- Sen ve Türk Eğitim Sen’den “Eğitimciye Şiddete Dur” tepkisi

A
A
A
Eğitim Bir- Sen ve Türk Eğitim Sen’den “Eğitimciye Şiddete Dur” tepkisi

Bilecik Eğitim Bir-Sen ve Bilecik Türk Eğitim Sen eğitimciye şiddeti kınadılar.

Bilecik Eğitim Bir-Sen ve Bilecik Türk Eğitim Sen eğitimciye şiddeti kınadılar.


Bilecik Endüstri Meslek Lisesi önünde Bilecik Eğitim Bir- Sen ve Bilecik Türk Eğitim Sen ortaklaşa bir basın açıklaması yaparak, eğitimciye şiddeti kınadılar. Grup adına konuşma yapan Bilecik Eğitim Bir- Sen Şube Başkan Vekili Ahmet Basatemur, geleceği hedef alan şiddeti lanetlediklerini ve yetkilileri tedbir almaya davet ettiklerini belirtti. Basatemur, “Eğitimcileri hedef alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalı her bakımdan üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. İzmir’in Ödemiş ilçesi Kaymakçı Çok Programlı Anadolu Lisesi Müdürü Ayhan Kökmen, öğrencisi tarafından tüfekle vurularak hayatını kaybetmiştir. Öğretmenimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine, tüm eğitim camiasına ve milletimize başsağlığı diliyoruz. Sebebi ne olursa olsun, iki lise öğrencisinin okul yöneticisine karşı öldürme kastıyla hareket etmesi, şiddetin vardığı noktanın en açık göstergesidir. Aynı gün Iğdır Merkeze bağlı Milli Eğitim Vakfı (MEV) Anadolu Lisesi’nde Müdür Başyardımcısı olarak görev yapan Yücel Düzci ise, saldırıya uğrayan öğrencilerini korumaya çalışırken, gözü dönmüş kişilerin sopalı, bıçaklı, muştalı saldırısına uğramış, ağır yaralı olarak hastanede tedavi altına alınmıştır. Öğretmenimize acil şifalar diliyoruz. Kim hangi amaçla yaparsa yapsın, genelde bütün vatandaşlarımızı, hususen eğitimcileri hedef alan şiddet saldırılarını kınıyoruz” dedi.



“Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmektedir”


Basatemur, açıklamasının devamında, bu saldırıların geleceği kararttığını, camiasını tedirgin ettiğini ve birçok mağduriyete neden olduğunu ifade ederek, “Terör saldırıları sonucu şehit edilen Aybüke ve Necmettin öğretmenin acı, hüzünlü hatıraları hala yüreğimizi dağlarken, kaygı verici boyutlara varan bu saldırılar da üzüntümüzü katmerleştiriyor, ilgililerin daha fazla seyirci kalmadan caydırıcı ve önleyici tedbirler almasını bekliyoruz. Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete neden olmaktadır. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu sebeple, cehalete dayanan şiddeti veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel ortadan kaldırmalıyız. Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız. Öğretmenlerimizden öğrencilerimize,yöneticilerimizden velilerimize kadar bütün eğitim camiasını, millet temelinde geniş bir aile gibi düşünüyoruz. Bizim nazarımızda her üyesiyle saygıya değer bu ailenin hangi ferdine olursa olsun, yapılan saldırıyı kayıtsız şartsız kınıyor, telin ediyoruz. Son dönemlerde öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hale getiren anlayış, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.