GENEL - 21 Şubat 2018 Çarşamba 16:30

Husumetli iki aile barıştırıldı

A
A
A
Husumetli iki aile barıştırıldı

Bilecik’te aralarında husumet olan ve geçtiğimiz günde çıkan kavgada 4 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayın ardından iki aile barıştırıldı.

Bilecik’te aralarında husumet olan ve geçtiğimiz günde çıkan kavgada 4 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayın ardından iki aile barıştırıldı. İki ailenin büyükleri birbirlerine sarılırken küçükler büyüklerin elini öptü.


Bilecik’te nakliyatçılık yapan Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Bahçekışla köyünden olan Teyran ve Çalık aileleri arasında çıkan kavgada 1’i silahla, 1’i kesici aletle, 2‘si darp edilerek 4 kişi yaralanmıştı. Olay sonrası Bilecik Valisi Tahir Büyükakın ve Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın büyük girişleri sonucu aile büyükler olan Nurettin Teyran ve Yaşar Çalık barıştırılarak birbirlerine sarıldılar. Bilecik Erzurumlular Derneği’nde düzenlenen barışma buluşmasına Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, AK Parti İl Başkanı Fikret Karabıyık, Bilecik Erzurumlular Derneği Başkanı Lüftü Akyüz, Teyran ve Çalık aileleri ile Erzurumlular katıldı.



"Ailelerimizle barışarak güzelliğe, iyiliğe ve kardeşliğe adım attılar"


İki aileyi barıştırmak için büyük çaba sarf eden Bilecik Valisi Tahir Büyükakın ve Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı teşekkür eden Bilecik Erzurumlular Derneği Başkanı Lüftü Akyüz, "Geçtiğimiz gün hemşehrilerimiz olan Teyran ve Çalık aileleri arasında hafif tartışmadan dolayı iki aile arasında kavga çıktı. İki aile arasında yaşanan bir sürtüşmenin tatlıya bağlanması için bir aradayız. Teyran aileleri ve Çalık aileleriyle yaptığımız istişareler sonucu valimizin bilgisi dahilinde il başkanımızın, belediye başkanımızın da bilgileri dahilinde iki aile görüşerek karşılıklı barıştırmak için bir araya geldik. Bizleri kırmayarak buraya kadar teşrif eden ailelerimize çok teşekkür ediyorum. Bizler birliğin, beraberliğin çimentosuyuz. Ayrılık, gayrilik ülkemizin içinde bulunduğu bu sıkıntılı durum göz önündeyken bizlere kavgalar, dövüşler tabi ki yakışmazdı. Ailelerimizle barışarak güzelliğe, iyiliğe ve kardeşliğe adım attılar. Kendilerini kutluyorum.



"Bundan sonra bir sıkıntı çıkarsa sizi buradan göndermek için dilekçe vereceğim bunu da bilin"


Bilecik Erzurumlular Derneği Başkanı Lüftü Akyüz, iki aileyi bundan sonra yaşanacak bir olumsuz davranış halinde olacaklar için uyararak, "Bundan sonraki süreçte herhangi bir sıkıntı çıkarsa, çıkmadan önce muhakkak bizlere ulaşın. Ama daha sonra bir şey olursa ilk önce sizi buradan göndermek için dilekçe ben vereceğim bunu da bilin. Bilecik Erzurumlular Derneği Başkanı olarak gidip şikayette bulunacağım, bunu da burada bilin arkadaşlar. Bizler bu topluma imar etmeye, yardımcı olmaya, bir şeyler yapmaya Bilecik’in her tarafında bizim emeğimiz var Erzurumlular olarak. Biz topluma huzursuzluk vermek için buraya gelmedik. Bundan sonra daha güzel çalışacağız, daha itinalı davranacağız. Bilecik’imizin emrindeyiz. Hiç kimseye rahatsızlık vermeyeceğiz inşallah" dedi.



"Dadaşlara yakışan bir şekilde Teyran ve Çalık aileleri barıştı"


Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı ise, bugün güzel bir olay için bir araya geldiklerini belirterek, "Geçen gün tabi tahmin etmediğimiz küçük bir olay meydana gelince üzülmüştük. Ama bugün gerçekten dadaşlara yakışan bir şekilde Teyran ve Çalık aileleri barıştı. Dadaşlar bu memleketin birlik ve beraberliğinin çimentosu. Bilecik’te gerçekten birlik ve beraberlik hamurunun karıldığı topraktayız. Sevgi, hoşgörü ortamının bulunduğu topraklar. Küçük bir anlaşmazlık sebebiyle ortaya çıkan bu huzursuzluğun, rahatsızlığın yine dadaşlarımıza yakışır bir şekilde aileler arasında uzlaşmayla tatlı bir şekilde çözümlenmesi bizleri de şehir yöneticileri olarak son derece mutlu etti. İnşallah bundan sonra ticari faaliyetlerine, komşuluk, akrabalık, hemşehrilik ilişkilerine kaldıkları yerden hatta daha titiz davranarak eskisinden daha samimi bir şekilde devam edeceklerine canı gönülden inanıyorum" dedi.



"Bizi bir beladan kurtardılar"


Konuşmaların ardından iki ailenin büyüğü Nurettin Teyran ve Yaşar Çalık ayağa kalkarak birbirlerine sarıldılar. Küçükler büyüklerin ellerini öperken aile büyükleri "Bizi bu beladan kurtardılar. Çok sağ olun, çok var olun. Bizi bir araya toparlayan herkese çok, çok teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun" dediler.


Konuşmaların ardından iki ailenin büyüğü Nurettin Teyran ve Yaşar Çalık ayağa kalkarak birbirlerine sarıldılar, küçükler de büyüklerin elini öptü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek var Adana Veteriner Hekimler Odası Başkanı Nihat Köse, Dünya Sağlık Örgütü hesaplamalarına göre Adana sokaklarında yaklaşık 200 bin köpek olduğunu belirterek, "Sokakta köpek olduğu sürece ısırma vakaları olacaktır. Çünkü köpek saldırgan bir hayvandır. Gerek kendini koruma iç dürtüsü gerekse tehlike olduğunu düşünerek saldırıp insanları ısırabilir. Bu nedenle sokaklardaki hayvan sayısını azaltmamız gerekiyor" dedi. Köse, son dönemlerde sokak hayvanlarının saldırısı sonucu birçok kişinin hayatını kaybetmesi ve yaralanmasıyla ilgili açıklama yaptı. Köse, yaptığı açıklamada sokak hayvanlarının sayısının azaltılması gerektiğini belirterek, "Dünya Sağlık Örgütü’nün hesaplama yöntemine göre Adana’da 200 bin sokak hayvanı bulunuyor. Bu kadar çok sokak köpeğinin bulunduğu bir kentte kısırlaştırma en önemli çözüm yöntemidir. Sokak hayvanlarının sayısındaki artış ilerleyen zamanlarda hayvanlar arasında yaygınlaşabilecek çeşitli hastalıkların önüne geçilmesini zorlaştıracaktır. Aynı zamanda bu durum insanlar için de potansiyel sağlık sorunları oluşturabilecektir. Veteriner Hekimler Odası olarak belediyelere de kısırlaştırma çalışmaları gerçekleştirmeye yönelik iş birliği çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu. "Belediyeler kısırlaştırma seferberliği başlatmalı" Hayvanları Koruma Kanunu’na yönelik bilgilendirmelerde bulunan Köse, sokak hayvanlarına yönelik kanuni gerekliliklerinin bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini savundu. Köse, "5199 sayılı yasaya göre nüfusu 75 bini aşan belediyeler bu güne kadar kısırlaştırma merkezlerini ve geçici hayvan barınaklarını yapmış olmalılardı. 25 bin nüfusa kadar olan ilçeler de hayvanların nakledilmesini için araçlarını ve kısırlaştırma merkezlerini hazırlamalılardı. Ama maalesef ilimizde de, Türkiye’nin birçok yerinde de belediyeler bu işi bu güne kadar yapmadılar. Çünkü sorun artık giderek büyüyünce işin içinden çıkılmaz hale geldi. Bu bir kısır döngü, sokak hayvanlarını sadece ’besleyelim’ ile bu işin çözülemeyeceğini artık herkes gördü. Bu bir sağlık sorunudur. Hem hayvanlar için bir sağlık sorunudur, beraberinde ise insanlar için bir sağlık sorunudur. Dünyada artık sağlık tek sağlık konseptinde değerlendiriliyor. Sokakta bu kadar hayvan varsa, hayvanlar arasındaki salgın hastalıkların da önüne geçemezsiniz, zaman zaman insanlara saldırının da önüne geçemezsiniz. Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların da önüne geçemezsiniz. Tek yolu bunun kısırlaştırmak, başka bir çaresi yok. Bütün belediyeler bu gereklilikleri dün yapmış olmaları gerekirdi ancak yapmadılar. Bugünden itibaren kısırlaştırma seferberliği başlatmalılar. Biz bütün kliniklerimiz ile belediyelerle hizmet alımına yönelik kısırlaştırma seferberliği içerisinde olmaya hazırız" dedi. "Adana’da 200 bin sokak hayvanı olduğu düşünülüyor" Dünya Sağlık Örgütü’nün sokak hayvanlarına yönelik öneri ve kurallarını da hatırlatan Köse, "Dünya Sağlık Örgütü, ’bir kentin sokaklarında insan nüfusunun yüzde 10’u kadar hayvan yaşar’ der. Bu açıdan bakarsak Adana’da 200 bin kadar sokak hayvanı olduğu düşünülüyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü diyor ki ’bu popülasyonun yüzde 70’ini kısırlaştıramazsanız sayıyı sabit tutamazsınız.’ İnsanlar hayvanları sevmeliler ancak korkmak da insani bir duygu. Zaman zaman korkabilirler. Olumsuz vakalar yaşanınca insanlar korkmaya başladılar. Buradan ’hayvanlara zarar verilebilir’ anlamını çıkarmıyorum, kimse zarar veremez ama kısırlaştırarak popülasyonu azaltmak zorundayız, başka bir çaresi yok bu işin" şeklinde konuştu. "Sokakta bu kadar hayvan varsa ısırma vakaları yaşanacak, önüne geçmek mümkün değil" Özellikle köpeklerin grup haline geldikleri zaman daha tehlikeli hale geldiklerini belirten Köse, "Bir grup haline geldikleri zaman, ya da hayvan insanın onun için tehdit olduğunu algılarsa saldırabilir. Köpeğin insana saldırması çok sürpriz değil. Zaman zaman köpekler insanları ısıracaklar. Sokaklarda bu kadar çok köpek varsa ısırma vakasıyla karşılaşmamak mümkün değil. Sokakta bu kadar hayvan varsa ısırma vakaları yaşanacak, maalesef önüne geçmek mümkün değil. Kimse köpek ısırmaz şeklinde bir iddiada bulunamaz, köpek ısırır. Tehdit algılarsa, korkarsa, yiyeceğini kıskanır, sahibini kıskanır başka hayvandan yine ısırır. Böyle şeyler mümkün" dedi. "Evcil hayvan karne hediyesi değil, evin büyümeyen çocuğudur" Sahipsiz sokak hayvanı sayısındaki artışın önemli nedenlerinden birinin bir zamanlar sahipli durumda olan hayvanların sokağa bırakılmasından kaynaklandığına dikkat çeken Köse, vatandaşlara, "Sokak hayvanlarının en büyük nedeni, sahipli hayvanların vatandaşlar tarafından sokağa bırakılması. Kedi, köpek ve evcil hayvan karne hediyesi değildir, bisiklet değildir, evin büyümeyen çocuğudur. O hayvanı evinize alıyorsanız, bunun sorumluluğunu üstleneceksiniz" çağrısında bulundu. "Kısırlaştırma mümkünken uyutulma konuşulmamalı" Aktif kısırlaştırma seferberliği ile sokak hayvanı popülasyonu sayısındaki artışın önlenebileceğini kaydeden Köse, "Ben bir veteriner hekim olarak uyutulmanın karşısındayım. Ben uyutulsun demem, diyemem, dememeliyim. Çünkü onlar da canlılar. Bir başka canlıyı yok etme hakkı başkasında olmamalı. Kısırlaştırma mümkünken, kısırlaştırma ile popülasyonu sabit tutabilecekken başka şeyler konuşulmasını doğru bulmam" ifadelerini kullandı.
Malatya Kadın servis şoförü erkeklere taş çıkartıyor Malatya’da, Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) servis taşımacılığı yapan 44 yaşındaki ’Şoför Nebahat’ lakaplı servis şoförü Naime Tekbaş erkeklere taş çıkartıyor. Malatya’da, Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) servis taşımacılığı yapan 44 yaşındaki Naime Tekbaş geçimini şoförlük yaparak sağlıyor. Yaklaşık 12 yıldır değişik sektörlerde servis şoförlüğü yapan Naime Tekbaş işini severek yaptığını belirterek, şoför olarak doğduğuna inandığını söyledi. “Mesleğimi çok seviyorum” Çevresinde ve iş verenlerinden destek gördüğünü belirten Tekbaş, “Meslek aşkı olarak bu yola gönül verdim. Mesleğimi çok seviyor şoför olarak doğduğuma inanıyorum. İnandığım yolda da yürümeye gayret ettim ve başardığımı düşünüyorum. Yaklaşık 4 yıl eğitim sektöründe çalıştım bu süreçte tebrik edilerek yönlendirildim ve yoluma ilerleyerek devam ettim“ dedi. “Bütün bayanlara şoförlük mesleğini tavsiye ederim” Günün ilk ışıklarıyla direksiyon başına geçtiğini kaydeden Naime Tekbaş, “Mesleğimi bütün bayanlara tavsiye ederim. Bir yıldır Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB) servis taşımacılığı yapıyorum. Arkadaşlarım tarafından da destekleniyorum. Cinsiyet ayrımına hiç maruz kalmadım. Sabah 06.00’dan evden çıkıyorum işyerine varış saatimiz 07.20 sıraları. Akşam ise 17.30 civarında işyerine gelerek çalışanları evlerine ulaştırıyorum” diye konuştu.
Balıkesir Minik Dahiler, Kazdağıları Bilim Köyünü ziyaret etti Balıkesir’in Havran ilçesinde, Kazdağları Bilim Köyünü, kendilerine Minik Dahiler diyen 5 yaşındaki ana sınıfı öğrencileri ziyaret etti. Minik Dahiler bilim köyünde yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aldılar. Kazdağları Bilim Kampını ziyaret eden Minik Dahiler burada yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aldılar ve Kazdağları’nın endemik bitki türlerini yakından tanıma fırsatı buldular. Kazdağları Bilim Köyü ve AR-GE Firması sahibi Faruk Durukan Kazdağları Bilim Köyü’nün onlarca bilimsel çalışmaya ev sahipliği yaptığını ifade ederek “Şu anda Kazdağları’nda 700 rakım yükseklikteyiz. Burası Kazdağları Bilim Köyü. Burada bilimsel çalışmalar yapılıyordu; bugüne kadar yine yapılıyor. Üniversitelerimiz bilimsel çalışma için geliyor fakat bugün ilk defa minik dahileri aldık, 5 yaş grubu” dedi. Kazdağları’nın farklı ve özel yapısı ile bilimsel çalışmalara ev sahipliği yaptığını ifade eden Durukan “Şu anda yapılan Kazdağı’ndaki bilimsel çalışmalar hakkında miniklere bilgi verdik. Onlar da çok heyecanlandı, biz de çok heyecanlandık. Buradaki amacımız çok küçük yaşta minik çocuklara bilimsel çalışmaları aşılamak, öğretmek, o heyecanı vermek. Bunu yaptığımız için de çok da mutluyuz. Çocuklarımız da çok mutlu. Bu projelerimiz bu şekilde 5 yaş grubuna kadar inmeyi başardık. O da bize büyük mutluluk veriyor” dedi.