KÜLTÜR SANAT - 05 Mart 2025 Çarşamba 10:51

Bilecik’te türkülere konu olan ’Keklik Kebabı’ Ramazan ayında sofraların vazgeçilmesi

A
A
A
Bilecik’te türkülere konu olan ’Keklik Kebabı’ Ramazan ayında sofraların vazgeçilmesi

Bilecik’te türkülere konu olan ’Keklik Kebabı’ Ramazan ayında sofraların vazgeçilmezi oluyor.


Osmanlı Devleti’nin kurulduğu topraklar olan Bilecik’te "Aşağıdan gelen hanım oynasın, keklik kebabını da yiyen doymasın" sözleriyle türkülere konu olan keklik kebabı, Ramazan ayında sofraların vazgeçilmesi oluyor. Keklik kebabının Osmanlı mutfağından yadigar kalan bir yemek olduğunu ve 200 yıldır aynı tarifte yapıldığı anlatan aşçı Samet Özlü, "Bugün Bilecik yöresel yemeklerinden, keklik kebabını yapacağız, Bilecik’te türkülere konu olmuş keklik kebabını kendi ustam olan Hasan ustanın tarifi ile onunda bana anlatmasıyla, ‘ustanın, ustasının, ustasından’ anlatmanın tarifi ile yani yaklaşık 200 yıllık bir tarifle yapacağız. Osmanlı mutfağı bilindiği üzere tatlı, ekşi lezzetler karışımı ile yapılıyor. Bizde yaban hayvanlarını, av hayvanlarının yemeklerini kullanırken, bu lezzeti ön plana çıkarmak için uğraşıyoruz. İçerisin kuru yemişlerimiz var, kuru badem var, kuru kayısı var, kuru incir var, sebzelerimiz var, tane bademlerimiz var, defneyaprağımız var. Sarımsağımız var bunların harmanlanmasıyla ekseri miktarda da balımız var. Balda kullanılıyor. Bunların harmanlanmasıyla aslına uygun, geleneklerimize uygun, bir şekilde keklik kebabını yapacağız" dedi.



"Osmanlıdan mutfağımıza kazandırdığımız ve hatıra kalan bu lezzeti Bilecik’te tatmaya herkesi bekliyoruz"


Samet Özlü yemeğin yapılışı hakkında verdiğini bilgide, "Öncelikle kabuğundan ayırdığımız badem ve yer fıstıklarını yağda kavurup rengi dönene kadar hazırlıyoruz. Rengi dönmeye başladığında içerisine; meyvelerimizi atıyoruz. Kuru meyveleri aldığımız yağın içerisine; sebzeleri harmanlayarak aromasının sebzelere geçmesini sağlıyoruz. Meyveleri hazırladığımız yağda sebzeleri kavurup, harmanladıktan sonra kekliğimizi pişirdiğimiz suyunu et suyunu içerisine döküyoruz. Aromanın biraz daha birbirine geçmesi, tane karabiberlerin ve defnenin içerisinde kokusunun geçmesini bekleyerek; yaklaşık beş dakika kaynatıyoruz. Hazırladığımız sebzeleri güvecin en altına, yerleştiriyoruz. Üzerine hazırladığımız kuru meyveleri ilave ediyoruz ve daha önce pişirdiğimiz kekliğimizi koyuyoruz. Kekliğimizin suyunu ilave ediyoruz. Daha önceden hazırlamış olduğumuz. Ham hayvanın kendi suyundan salça karıştırdığımız sosumuzu üzerine sürüyoruz. Hazırladığımız güveci fırında 15 dakika kızartarak servise hazır hale getiriyoruz. Arzu ettiğimiz büyük fırınlarda, alevli fırınlarda üzerine hamur kapatabiliyoruz. Osmanlıdan mutfağımıza kazandırdığımız ve hatıra kalan bu lezzeti Bilecik’te tatmaya tüm herkesi bekliyoruz" dedi.



Bilecik’te türkülere konu olan ’Keklik Kebabı’ Ramazan ayında sofraların vazgeçilmesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Hozat Kadın Kooperatifi doğal üretimle hem toprağı hem kadını güçlendiriyor Tunceli’nin Hozat ilçesinde faaliyet gösteren Hozat Kadın Kooperatifi, bölgenin doğal ürünlerini işleyerek üretime kazandırıyor; kadınların ekonomik bağımsızlığına ve yerel kalkınmaya önemli katkı sunuyor. Tunceli’nin Hozat ilçesinde kadın emeğiyle şekillenen örnek bir üretim hikayesi dikkat çekiyor. Yıllardır doğayla iç içe sürdürülen geleneksel üretim anlayışı, Hozat Kadın Kooperatifi çatısı altında daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuştu. Bölgenin dağlarında ve bahçelerinde yetişen meyveler, kadınların ortak emeğiyle marmelat, reçel, kurutmalık ve sirke gibi doğal ürünlere dönüştürülüyor. Kooperatif, yalnızca doğal üretime katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda kırsalda kadınların sınırlı olan çalışma ve ekonomik alanlarını genişleterek toplumsal hayatta daha görünür olmalarını sağlıyor. Önceden arkadaşlarıyla kendi aralarında üretim yaptıklarını daha sonra kooperatifleşmeye karar verdiklerini belirten Hozat Kadın Kooperatifi Başkanı Nermin Akbalık, "Kooperatifi kurmadan önce bizim burada zaten üretimimiz vardı, 6 yıl öncesine dayanıyor. Kadınlarla beraber başladık. Daha sonra ‘kooperatifleşelim’ dedik. Burada kapanmak üzere olan bir kadın kooperatifi vardı. Yeni bir kooperatif kuracağımızı onu devralmak istedik. 5-6 arkadaşla beraber ona üye olduk. Ardından devraldık, 2-3 yıldır devam ediyoruz. Burada, bölgede yetişen meyveleri değerlendirmek için işe başladık. Dağda ya da bahçede yetişen meyvelerimizi toplayıp getiriyoruz, ayıklayıp temizliyoruz. Marmelat, reçel, kuru, sirke yapıyoruz. Bu şekilde değerlendiriyoruz. Bostan ekimi olduğunda turşularımızı yapıyoruz. Daha çok doğal şeyler yapmaya çalışıyoruz. Zaten meyvelerimiz de hep doğal, çoğunlukla yabani meyveleri kullanıyoruz. Kadınların bölgede ekonomik bağımsızlık ve çalışma imkanları bakımında kısıtlı alanımız var. O yüzden bizler de burada kendi çabamızla, yapabildiğimiz kadar üretime katkı sağlıyoruz. Tarım, hayvancılık, bağ bahçe olsun genellikle böyle şeylerle uğraşırdık ama bunu biraz daha ilerletelim dedik. Tunceli’de diğer illerimize göre kadına biraz daha fazla önem veriliyor, kadın erkek eşitliği daha çok ön plana çıkıyor. O yüzden biz bu konularda biraz daha aktifiz ve üretimin içerisinde bulunuyoruz" dedi.