- 03 Eylül 2019 Salı 10:41

(Özel) Bu ot şifa dağıtıyor

A
A
A
(Özel) Bu ot şifa dağıtıyor

Türkiye’de sadece Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde üretilen şerbetçiotunun ülkemizde sadece içki sektöründe kullanıldığını, hâlbuki Avrupa’da kozmetik ve sağlık gibi birçok alanda hammadde olduğunu belirten Ot-Gül Kooperatif Başkanı Zafer Kozpınar, “Şerbetçi otu daha güzel, yaygın alanlarda kullanılması gerek.

Türkiye’de sadece Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde üretilen şerbetçiotunun ülkemizde sadece içki sektöründe kullanıldığını, hâlbuki Avrupa’da kozmetik ve sağlık gibi birçok alanda hammadde olduğunu belirten Ot-Gül Kooperatif Başkanı Zafer Kozpınar, “Şerbetçi otu daha güzel, yaygın alanlarda kullanılması gerek. Bu ürünün ARGE çalışması olursa, daha güzel ve faydalı alanlarda kullanılacağına inanıyorum” dedi.



Pazaryeri ilçesinde yaygın olarak üretilen şerbetçiotu, kozmetik alanında dünya çapında kadınların en sevdiği bitkiler arasında geliyor. Birçok ilaç sanayinde de kullanılan şerbetçiotunun Türkiye’de kullanıldığı tek alan ise içki sanayi. Üreticiler ürünlerini içki sanayide kullanılmasını için üretiyor. Özellikle yurt dışı ülkelerinde, kozmetik ve ilaç sanayinde kullanılan ürün sayesinde kadınlar bir çok sorunlarına çözüm bulabiliyor. Üreticiler, ürünlerinin Türkiye’de de gıda, ilaç ve kozmetik alanında kullanılacağı günü bekliyor. Yetiştirilmesi ve bakımı zaman isteyen ürün yaklaşık 5 metreye ulaştığı zaman hasat yapılıyor. Üreticisinin yaklaşık 4 aylık bir süreçte emek verdiği şerbetçi otu ardından toplanarak ilçede bulunan kooperatife götürülüyor. Burada işlenen ot ardından içki sanayinde kullanılmak üzere satılıyor.



“Belli ilaçlarda kullanılıyor”


Üretici İbrahim Şen, yılda sadece bir kez ekilebilen şerbetçiotunun ilaç sanayinde, pak mayada, koku ve aroma versin diye kullanıldığını söyledi. Her yıl altından yeni sürgünler verdiğini bu sayede tohumunun kendinden olduğunu belirten Şen, “Biz de iplere asıyoruz. Mart ayında tarlaya çıkıyoruz. Ağustos ayının 15’i ile 30’u arasında hasadı oluyor. İlk yıllarda hep elle oluyordu. Şimdi teknoloji geliştiği için toplama makinalarımız var. Kesip kooperatifimize götürüyoruz. Fabrikada toplanıyor. Elle toplama kalmadı gibi bir şey. Fiyat olarak idare edecek gibi, ama masrafları çok. İşçi bulma sorunu da oluyor. Kendi ailemizin içinde yapmaya uğraşıyoruz. Genç nesil de hep dışarı çıkıyor. Maalesef yapacak bir şey yok. Yıllar içinde bu sektör de bitecek galiba. Belli ilaçlarda kullanılıyor. Araştırma yapılması lazım” dedi.



“Yurt dışında kanser tedavilerinde de kullanılmaya başlandı”


Ot-Gül Kooperatif Başkanı Zafer Kozpınar, şerbetçiotunun 1960’lı yıllarda Türkiye’ye getirildiğini söyledi. Otun en güzel veriminin Bilecik’in Pazaryeri’nde alındığını ifade eden Kozpınar, sözlerine şöyle devam etti:


“1972 yılında kooperatifimiz kuruldu. Şerbetçiotu aromatik bir bitkidir. İlaç sanayiinde de kullanılmaktadır. Bu yıllarda duyduğumuza göre kanser tedavilerinde de kullanılmaya başladı. Şerbetçiotu çok güzel ve ilçemizi geçindiren bir ürün. Bunun devamlılığı için biz elimizden geleni yapmaktayız. Yalnız bu yıl sel ve doğal afetlerden dolayı 70 dekar arazimiz sular altında kaldı. Yaklaşık 50-60 ton şerbetçiotu zarar gördü diye tahmin ediyorum. Fiyata vurduğumuzda ortalama 500-600 bin lira zararımız var. Krem yapıldığını biliyorum şerbetçiotundan. Değişik ürünlerde kullanılıyor. Ama ülkemizde pek yaygın değil. Genellikle yurt dışında kullanılıyor. Ben Almanya’ya gittiğimde hardala kadar kullanıldığını gördüm. Daha güzel alanlarda değerlendirilmesi lazım. Bu ürünü verelim ARGE çalışmaları yapılsın. Bizim burada laboratuvarımız olmadığı için yapamıyoruz. Özellikle bu konuda üniversiteler yardımcı olabilir. Bu ürünün ARGE çalışması olursa, daha güzel ve faydalı alanlarda kullanılacağına inanıyorum.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Nevşehir Tarihte Nevşehirli 25 alim olduğu ortaya çıktı Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi öncülüğünde yapılan bir araştırmada Nevşehirli 25 alimin olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmada Nevşehirli âlimlerin edebiyat, İslam felsefesi, felsefe, din, filoloji, hadis, ahlak, siyaset, itikat, mantık, tefsir, tıp ve hukuk alanından oldukları belirtildi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Nevşehir Valiliği, Nevşehir Belediyesi, Nevşehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Nevşehir İl Müftülüğü, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti iş birliğiyle ‘Nevşehirli Âlimler Sempozyumu’ düzenlendi. NEVÜ Vali Şinasi Kuş Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen sempozyumun açılışına; Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam, NEVÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şahlan Öztürk ve Prof. Dr. Özlem Fındık, Nevşehir’in Kozaklı İlçe Kaymakamı Yasin Gürkan, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ferruh Özpilavcı, Nevşehir Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Salaş, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Adem Çatak, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ensar Çetin, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bayram Deviren, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selçuk Akpınar, Nevşehir İli Hayırlı Hizmetler Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ahmet Avlanmaz, İlim Yayma Cemiyeti Nevşehir Şube Başkanı Mustafa Özdemir, protokol üyeleri, Türkiye’nin farklı üniversitelerinden akademisyenler, araştırmacılar, davetliler, NEVÜ akademik ve idari personeli ile öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Zülfikar Durmuş tarihte değişik medeniyetlere ev sahipliği yapmış, aynı zamanda pek çok ilim adamını yetiştiren kadim bir Anadolu şehri olan Nevşehir’de üniversitenin öğretim elemanları tarafından yapılan araştırmalarda vefat etmiş ve eserleri bulunan 25 aliminin olduğunu tespit ettiklerini söyledi. Durmuş konuşmasında; “Nevşehir ili birçok medeniyete ev sahipliği yapmış Allah’ın bir lütfu olarak doğa harikası bir yerleşim yeri. Bu şehir aynı zamanda ilim ve irfanın da merkezlerinden biri. Üniversitemizin de ismini aldığı Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin burada oluşu da bulun en önemli göstergelerinden biridir. Nevşehir 14. yüzyıldan itibaren medreselere ev sahipliği yapmış ve pek çok ilim adamının yetiştiği bir Anadolu şehri. Ürgüp’te bulunan Taşkınpaşa Medresesi’yle beraber Karamanoğulları döneminde burada medrese eğitimi başlamış. Süreç içinde inşa edilen medreselerle beraber ve özellikle Damat İbrahim Paşa’nın 18. yüzyılın başlarında şehri birçok yeni medreseyle donatmasıyla beraber Lale Devri’nden sonraki Süreçte Osmanlı Devleti’nin Orta Anadolu’daki önemli ilim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kronolojik olarak baktığımızda Lale Devri’nin ardından alimlerin ve kaleme alınan eserlerin sayısında ciddi bir artış olduğu gözlemledik. Bu durum ilgili alimlerin ve eserlerin ortaya çıkarılması, ayrıca akademi ve ilim dünyasına tanıtılmasını gerekli kılmıştır. Üniversitemizin İlahiyat Fakültesi öğretim elemanları tarafından da ilgili alimleri ve eserlerini ilim dünyasına tanıtmak gayesiyle araştırmalar yapıldı. Vefat etmiş ve aynı zamanda eserleri olan alimleri esas aldığımız araştırmalar neticesinde Nevşehir’de 25 alimin ismine ulaştık. Bunlar üniversitemize ismini de veren Hûnkar Hacıbektaş Veli başta olmak üzere; Hoca Gülşehir, Çelebizade Hazim Ahmed Efendi, Çelebizade İsmail Asım Efendi, Ca’fer bin Muhammed bin Ca’fer Avanos, Çelebizade Mehmed Efendi, Süleyman b. Hasan, Mehmed Hadim Nevşehri, Ömer b. Osman en-Nevşehri, Reşid Ahmed Efendi, Ürgüplü Hacı Hafız Hüseyin b. Osman, Damat İbrahim Paşa, Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi, Mehmed Hilmi Efendi, Mustafa Kazım Efedi, Seyyid Muhammed Çelebi, Mehmed Tahir Efendi, Süleyman Hayri Bey, Abdülkadir Saynaç, Sıyamzade Hasan Hamdi, Ürgüplü Ahmed Refik Altınay, Osman Yılmaz (Vaiz Osman), Zeki Soyak, Mustafa Şekip Tunç ve Mehmed Şerafettin Yaltkaya’dır” dedi. Nevşehir’in tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olduğuna vurgu yapan NEVÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Özlem Fındık, "Anadolu irfanın büyük erenlerinden, hoşgörünün, iyiliğin ve kardeşliğin yol göstericisi Hûnkar Hacıbektaş Veli’nin ismini de alan üniversite olarak öncelikle böylesi bir etkinliği düzenlemekten ve ev sahipliği yapmaktan duyduğumuz memnuniyeti belirtmek istiyorum. Nevşehir tarih boyunca pek çok alimin, hikmetin ve irfanın yetiştiği bir şehir olmuştur. Bu topraklar, bilginin ve hikmetin bahçesidir. Bu sempozyum da bu mirası yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir fırsat oluşturmaktadır. Alimlerimizin öncülüğünde, gençlerimize ilham olmak ve onları aydınlatmak için buradayız. Bilgi bir ışıktır ve bu ışığı yakan, taşıyan ve paylaşan her biriniz, bu sempozyumun gerçek anlamını oluşturuyorsunuz" diye konuştu. Nevşehir Vali Yardımcısı Hüseyin Çam ise ; “Yunus Emre’nin deyimiyle ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır’. Özellikle ismiyle müsemma olan Hacı Bektaş Veli Üniversitemizde böyle bir etkinliğin yapılıyor olmazı ayrıca onur ve gurur vericidir. Bu anlamda bu sempozyumumuzun hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” diye konuştu.