YEREL HABERLER - 13 Aralık 2016 Salı 14:24

Rektör Çapak: “Bölgeye katkı sağlayacağız”

A
A
A
Rektör Çapak: “Bölgeye katkı sağlayacağız”

Üniversitelerin Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması projesi kapsamında pilot üniversite seçilen Bingöl Üniversitesi’nin Rektörü İbrahim Çapak, “Ben üniversitenin sadece Bingöl’e değil bölgeye çok katkısı olacağına inanıyorum. Yeter ki hedeflerimize kararlı adımlarla ilerleyelim” dedi.
Tarım ve Havza Bazlı Kalkınma alanında pilot üniversite seçilen Bingöl Üniversitesi’nin Rektörü İbrahim Çapak, kentte görev yapan basın temsilcileriyle bir araya geldi. Proje kapsamında akademik desteğin yanında ekonomik destek de verileceğini belirten Çapak, “Performansa dayalı olarak bu destek arttırılacak. Üniversiteye sadece bu yıl için önerilen miktar 8 milyon TL’dir” dedi.
Üniversitenin misyon farklılaşmasından dolayı yapması gereken ekstra bir takım işler olduğunu belirten Çapak, “Üniversitemizin yapacağı, AR-GE çalışmaları, bir takım fikirler vermek, ürünün elde edilmesi konusunda kaliteli ve daha fazla nasıl elde edilebileceği üzerinde duracak. Bu bağlamda özelde Bingöl, genelde bölgeyi ön plana çıkarak ürünler üzerinde çalışma yapmamız gerekiyor. Bütün ürünlerde birden ortaya çıkmak, ilerlemek mümkün değil. Bizim merkezi araştırma laboratuvarımız var, çok da güçlü bir laboratuvar. Burada bütün analizler yapılabiliyor. Bu süreç içerisinde arkadaşlarımızın getireceği projeler bağlamında toprak analizi dâhil olmak üzere, Yedisu Fasulyesi dahil olmak üzere diğer fasulyelerden farkı nedir nasıl arttırılabilir gibi bütün alanlarla ilgili bir takım araştırmalar yapılacak” diye konuştu.
Program kapsamında proje ekipleri oluşacağını ifade eden Çapak, şunları söyledi:
“Yapılacak projeler neticesinde elde edilecek sonuçlara bağlı olarak adımlar atılacak. Bu noktada üniversitemiz destek alıyor. Hem akademik destek, hem de ekonomik destek. Sırf bu proje için üniversitemize verilen 10 tane asistan kadrosu var. Üniversite bünyesinde pilot üniversite koordinatörlüğü ofisi oluşturmaya çalışıyoruz. Bu noktada bu projede yer alacak hocalarımız, arkadaşlarımız orayla hemhal olacaklar ve orada bir takım projeler üretip bunun hayata nasıl geçirilebileceği üzerinde duracaklar. Bu sadece üniversite ile olabilecek bir şey değil. Üniversite bunun bilimsel boyutunu yerine getirecek. Belki yer yer uygulamalar yapacak. Bizim yapmamız gereken sizin katkınızla halka ulaşmak, ilgililere ulaşmak ve ilgilileri ikna etmek. Yoksa biz sadece bilimsel çalışmalar yapıp Yedisu Fasulyesi çok kalitelidir, şöyle yaparsak şöyle olur diyebiliriz ama eğer ilgililer bunu alıp üretmezse o bilgi orada kalır. Onun için kolektif bir çalışma gerekli.”
Pilot üniversite seçilen 5 üniversiteye ekonomik destek verileceğini ifade eden Çapak, “Akademik desteğin yanında ekonomik destek verilecek ve performansa dayalı olarak bu destek arttırılacak. Üniversiteye sadece bu yıl için önerilen miktar 8 milyon TL’dir. Performansa dayalı olarak bu miktarın artırılacağı YÖK Başkanı ve pilot üniversite rektörlerinin de bulunduğu toplantıda bizzat Kalkınma Bakanı tarafından ifade edildi. Biz üniversite olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bugün atacağımız adımlar 5-10 yıl sonra kendini gösterecektir. Çünkü bugün yapacağız çalışmalar hemen olma imkânı yok. Ümitliyim, iyi bir ekibimiz var. Ben üniversitenin sadece Bingöl’e değil bölgeye çok katkısı olacağına inanıyorum. Yeter ki hedeflerimize kararlı adımlarla ilerleyelim” ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Yeniden yargılanacak olan taciz sanığı hakkında korkutan iddia Denizli’de 2013 yılında oyun oynama bahanesiyle evine çağırdığı iki çocuğa istismarda bulunduğu iddia edilen sanığa verilen 22,5 yıl hapis cezası kararı, Yargıtay tarafından bozuldu. Sadece 6 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen ve yeniden yargılanmasına karar verilen sanığın, kendi öz yeğenine de istismarda bulunduğu şüphesiyle soruşturma geçirdiği ortaya çıktı. Denizli’de 27 Temmuz 2013 tarihinde bir sitede meydana gelen olayda; 32 yaşındaki M.O.’nun aynı sitede yaşayan komşularının 5 yaşındaki kız çocuğu E.M.D. ile erkek çocuğu İ.D.’yi oyun oynama bahanesiyle evine götürüp defalarca cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla soruşturma açıldı. Gözaltına alınan M.O., sevk edildiği adliyede ’çocuğun cinsel istismarı’ ve ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Denizli 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27 Ocak 2014 tarihinde görüşen 5’inci duruşmada, tutuklu kalınan süre, delillerin toplanmış olması, sanık ve mağdurlara ait raporların alınması sürecinin uzun sürecek olması ve sanığın sabit ikametgah sahibi olması dikkate alınarak tahliye kararı verildi. Temmuz 2017’de görülen karar duruşmasında ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan beraat eden M.O.’ya, iki çocuğa ’cinsel istismar’ suçundan ise 22,5 yıl hapis cezası verildi. Aile, 6 ay tutuklu kalan sanığın tutuklanmamasına, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’nde itiraz etti. 2019 yılında dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, M.O.’nun beraat kararını bozarak, iki çocuğa ’cinsel istismar’ suçundan aldığı 22,5 yıl hapis cezasının üzerine ’cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da her bir çocuk için 5’er yıl daha hapis cezası verilmesi gerektiğini belirtip, dosyayı tekrar görüşülmek üzere Antalya Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderildi. Yeniden yargı yolu gözüken M.O.’nun, çocuğun babasının şikayeti üzerine kendi öz yeğenine de cinsel istismarda bulunduğu şüphesiyle soruşturma geçirdiği belirlendi. "10 yıldır sokaklarda dolaşıyor" Sadece 6 ay tutuklu kalan sanığın 2014 yılından bu yana halkın arasında dolaştığını savunan ailenin avukatı Fersu Ege Kandemir, "Denizli’de 2013 yılında akıllara durgunluk veren bir durum yaşanıyor. 2 çocuğa nitelikli cinsel istismar eyleminde bulunan sanık sadece 5 ay 27 gün tutuklu kalarak salınıyor. Sanık hakkında 2017 yılında verilen kararda 1 çocuk için 10 yıl, diğer çocuk için ise 12 yıl 6 ay verilmesine rağmen karar duruşmasında tutuklama talep edilmiyor ve tutuklanmıyor. Çocukların kendi hatırladıkları ’4 defa gidip geldik’ demelerinden bildiğimiz belki daha fazla bu cinsel istismara maruz kaldıklarını düşünmek beyinlerimizi yok ediyor. Bir çocuğumuz saatlerce elbise dolabının askısına asılı kalıyor. Diğer çocuğumuz elbise dolabının askı astığımız borusuna kollarında bağlanarak 4-5 saat öyle tutuluyor. O çocuk olayın detaylarını anlattı. Kolları koparcasına iple bağlanmış 4 yaşındaki bebeğin adli tıp raporlarında kollarının 1. ve 2. derece kesikler içerdiği, kolların kopacak noktaya geldiği gibi detaylar söz konusu" dedi. "Kendi öz yeğenine istismar şüphesiyle soruşturma geçirmiş" Dosyanın detaylı olarak incelediğinde sanığa dair çok farklı suç dosyalarına ulaştığını kaydeden Kandemir, "Bu şahsın kendi öz yeğenine de cinsel içerikli eylemlerde bulunduğuna dair zehap derecesinde olsun şüpheler var. 2018 Nisan’ında anne Ö.D. ve baba T.D., evlilik gerçekleştiriyor ve aynı yılın Aralık ayında anne Ö.D. kendi anne-babasının evine giderek eşi T.D. ile birlikte yaşadıkları evi terk ediyor. Anne Ö.D.’nin ayrılışı esnasında hamile olduğu daha sonradan öğreniliyor. Boşanma davaları halen devam etmekte olan çiftin çocuğunun geçici velayeti Anne Ö.D.’ye veriliyor. Boşanma davasının sürdüğü esnada Haziran 2023´te baba ilk kez olarak boşanma aşamasında olduğu eşinin ve kızının bulundukları evde birlikte yaşadıkları dayı M.O.’nun iki çocuğu cinsel istismardan yargılandığını öğreniyor. Babanın iddiasına göre, sanık kendi öz yeğenlerine de fiziksel şiddet ve belki de cinsel şiddet içerikli eylemlerde bulunuyor. Çocuğun anlatımlarına göre dayısı sürekli kollarını ve bacaklarını cimcikliyor. Şahıs konuda soruşturma geçirdi, takipsizlik aldı. ‘Çocuk parkta çok fazla oynuyor. Parkta düşmüştür’ denildi. Diğer kız çocuğumuzla ilgili bir takım adli raporlar alındı. Özel pedagog eşliğinde yapılan görüşmeler sonucunda rapor hazırlandı. Pedagogun görüşlerine göre çocuk yaşının üzerinde cinsel ilişkilere hakim. 4 yaşındaki bir kız çocuğundan bahsediyoruz. Çocuğun çok fazla küfür ettiği, gayri ahlaki eylemler hakkında çok fazla bilgi sahibi olduğu anlatıldı. Bu rapor değerlendirilmedi. Çocukların babası T.D. gerekli etkiyi kamuoyu ve mahkeme nezdinde uyandıramadı. O zamanlar o etkiyi uyandıramadığı için sonuç alamadı. Artık azılı suçlu diyebileceğimiz bu şahsın daha fazla çocuklara, masum bedenlere zarar verememesi için bir an evvel tutuklanması gerektiğini düşünüyoruz. Tutuklanması gerektiğinin üzerine basa basa vurguluyoruz. Tutuklanmalıdır, çocuk parklarında, toplu taşımalarda halka açık alanlarda daha fazla bulunup çocuklarımız açısında tehdit ve tehlike oluşturamamalıdır” şeklinde konuştu.
Sakarya Bin 100 rakımda eşsiz görüntü Sakarya’nın Taraklı ilçesinde bin 100 rakımda bulunan el değmemiş eşsiz manzarası ve doğası ile kendine hayran bırakan Karagöl Yaylası, düdenler ile dikkat çekiyor. Yaylaya sosyal medyadan izlediği videolar sonrasında geldiğini belirten Hatice Kaya, “Burası insana ruhen iyi geliyor ve cennetten bir köşe gibi iyi hissettiriyor“ dedi. Sakarya’nın Taraklı ilçesinde bulunan ve bin 100 metre yüksekliğe sahip olan Karagöl Yaylası şehrin en büyük yaylarından biri olma özelliğine sahip. Şehir merkezine yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta olan yaylanın çevresi köknar, kayın ve çam ağaçlarının kapladığı yoğun orman ile çevrili. 567 hektar genişliğindeki alanda bol oksijenli havası ve soğuk içme sularıyla adeta doğal bir tedavi merkezi olan Karagöl Yaylası, karstik yapısı ve düdenleriyle dikkat çekiyor. İlkbaharda sular ile kaplanan yaylanın eşsiz manzarası ise kendine hayran bırakıyor. Yaylaya ismi ise; yağmur yağdıktan sonra yayladaki düdenlere yağmur suyunun dolmasıyla birlikte uzaktan bakılınca bir göl gibi görülmesinden geliyor. “Burası insana ruhen iyi geliyor” Yaylaya sosyal medyadan izlediği videolar sonrasında geldiğini belirten Hatice Kaya, “Sosyal medyadan gördüğüm Karagöl Yaylası’na geldik. Gerçekten görsel bir şölen var buradan ancak sıcak bir hava yok gerçekten çok soğuk bir yer. Öbeklerde bulunan suların ben çok kirli olduğunu zannediyordum ancak çok berrak. Ucu bucağı yok gibi ve herkes buraya kesinlikle bir kere gelip görmeli. Burası insana ruhen iyi geliyor ve cennetten bir köşe gibi iyi hissettiriyor” dedi.
İzmir Bayraklı’nın sahil bölgesindeki karavanlar kaldırılıyor Bayraklı Belediyesi, sahil bölgesindeki park halinde bulunan karavanların kaldırılması için harekete geçti. Yasak olmasına rağmen yol kenarlarına park edilen 105 karavan vatandaşlardan gelen yoğun şikayetler de dikkate alınarak zabıta ekipleri tarafından kaldırılmaya başlandı. Bayraklı sahilinde, yol kenarlarına ve otoparklara yerleştirilen karavanlar görüntü kirliliği başta olmak üzere çevre düzenine verdiği zararlardan dolayı kaldırılıyor. Bayraklı Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Trafik Şube Müdürlüğü, İlçe Emniyet Müdürlüğü ve İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Trafik ekipleri iş birliği ile başlatılan çalışmada, 105 karavan sahibi tek tek aranarak uyarıldı. Ulaşılamayan karavan sahiplerine ise Zabıta Trafik Şube Müdürlüğü tarafından ihtarname gönderildi. Karavan sahiplerinin İzmir Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Dairesi ile iletişime geçerek belirlenen ücretsiz park alanlarına karavanlarını taşıyabileceği ifade edildi. Verilen süreye uymayan karavanların da İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Trafik Şubesi ekipleri tarafından çekileceği belirtildi. Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal da, "İzmir Büyükşehir Belediyesi Zabıta Trafik Şube Müdürlüğü ve İzmir İl Emniyet Müdürlüğü trafik ekipleri iş birliği ile yürüttüğümüz çalışmalarla karavan sahipleri uyarıldı. Karavan sahipleri araçlarını gönüllü olarak taşımaya başladı. Amacımız; ilçemizin daha güzel ve daha yaşanabilir halde olması. Bu kapsamda her zaman üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz" dedi.