POLİTİKA - 20 Haziran 2020 Cumartesi 11:46

Bakan Soylu: “Cumhurbaşkanımızın talimatıdır,vatandaşımız mağdur olmayacak”

A
A
A
Bakan Soylu: “Cumhurbaşkanımızın talimatıdır,vatandaşımız mağdur olmayacak”

Deprem bölgesi Bingöl’de konuşan ve bin 127 ağır hasarlı bölüm olduğunu aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu," Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatıdır.

Deprem bölgesi Bingöl’de konuşan ve bin 127 ağır hasarlı bölüm olduğunu aktaran İçişleri Bakanı Süleyman Soylu," Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatıdır. Vatandaşımız mağdur olmayacak. Ve biz bu talimatı yerine getirmek için geldik. Bakın Elazığ’da biz 2021’in Nisan’ına kadar bitireceğimizi söylemiştik ama Ağustos ayında bir bölümü, Eylül ayında bir bölümünü bitirerek devam edeceğiz”dedi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 14 Haziran’da 5.7’lik depremin yaşandığı Bingöl’e gitti.Depremin merkez üssü Karlıova Kaynarpınar Köyü’nde muhtarlarla bir araya gelen Bakan Soylu, açıklamalarda bulundu.



“Bin 127 ağır hasarlı bağımsız bölüm var”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş olsun dilekleri ile selamını ileten Bakan Soylu, görev alanlara teşekkür ederek,” Deprem olur olmaz hemen çadırlar sevk edilmeye başlandı. Hemen Kızılay sıcak yemekleri bölgeye intikal ettirmeye başladı. Arama kurtarma ekiplerimiz ilk andan itibaren burada oldular. 266 artçı deprem oldu bir tanesi 5.6 oldu. Türkiye Afet planımız var tıkır tıkır işler. Burada da hepsini gerçekleştirdiğimizi belirtmek istiyorum. Şimdi burada özellikle rakamları vermek istiyorum. Bin 317 personel, 244 araç hemen hizmete girdi. 2 bin 844 çadır şuana kadar kurulmuş durumda. Sadece Bingöl’e 4 bin çadır sevk edildi. 44 hayvan telefi oldu. 249’un üzerinde ahır yıkıldı. Yine bununla birlikte burada kızılayımız 30 bin 650 sıcak yemek dağıttı. Toplam şuana kadar bin 200 gıda kolisi dağıttı. Yine Sağlık Bakanlığımız acilen devreye girdi, taramalar gerçekleştirdi. Netice itibariyle şunu ifade etmem gerekir ki bin 127 ağır hasarlı bağımsız bölüm var, 31 orta, 2 bin 164 az hasarlı var. 151 de yıkık ve 92’de acil yıkılacak olan bağımsız bölüm var.Şuana kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı ekiplerimizin şuana kadar tespit ettiği tablo budur”diye konuştu.



“Cumhurbaşkanımızın talimatıdır, vatandaşımız mağdur olmayacak”


AFAD olarak 1 milyon lira acil ödenek gönderdiklerini anımsatan Bakan Soylu,”518 ağır ve yıkılmış olan birimin sahiplerine biner lira yine teslim edildi. Yine burada yıkacağımız evinden eşyasını alamayacak olanlara Elazığ ve Malatya’nın köylerinde olduğu gibi 5 bin lira vereceğiz. Ağır hasarlı olup da evden çıkacaklarla ilgili de eşyasını alıp da çıkanlarla ilgili de 2 bin 500 lira vereceğiz. Elazığ ve Malatya’da hangi usulü yürütmüş isek burada da aynı usulü gerçekleştireceğiz Ve yine bir usul daha yapacağız. Şimdi çadırlarınızı kurduk. İlelebet bu çadırlarda olmayacaksınız. Yıktığımız ve acil yıkacağımız yıkılması gereken evlerin yanına hemen bir konteyner getireceğiz. O konteynerleri de burada bırakacağız. Ama hangi evler tekrar söylüyorum. Yıkılmış ve acil yıkılacak evlerin yanına getireceğiz. Ve yine bunun yanı sıra şunu da ifade edeyim. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın talimatıdır. Vatandaşımız mağdur olmayacak. Ve biz bu talimatı yerine getirmek için geldik. Bakın Elazığ’da biz 2021’in Nisan’ına kadar bitireceğimizi söylemiştik ama Ağustos ayında bir bölümü, Eylül ayında bir bölümünü bitirerek devam edeceğiz. Sizi uzun zaman burada bekletecek değiliz. Tespitleri çabuk yapacağız”dedi.



" Bütün arkadaşlarımız sizin emrinize amade"


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir talimatı daha olduğuna değinen Soylu,” Bu kırsal dönüşüm, çelikten evler, ahırı yıkılanların yanında ahır da olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’mız da bu konuda olağanüstü bir tecrübe, bilgi kazandı. İnanıyorum ki, nasıl 2003’ten sonra hakikaten Bingöl’de bu konuda çok önemli bir atılım gerçekleşmişse bu depremler gibi örneğin, şehirler az etkilendi ama eğer yapı stoku eskisi gibi olsaydı, biliniz işimiz zordu. Şunu bilmenizi istiyorum, bu sürecin herhangi bir noktasında sizi yalnız bırakacak değiliz. Ne sıkıntınız ne derdiniz varsa valimiz, sayın bakanımız ve vekilimiz, kaymakamımız oradaki bütün arkadaşlarımız sizin emrinize amadeyiz”diyerek sözlerini tamamladı.


Vali Kadir Ekinci, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek’in eşlik ettiği Bakan Soylu, toplantı sonrası depremin hasar verdiği köylere hareket etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bitlis Prof. Dr. Palabıyık akademisyenlere seslendi: “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” Bitlis Eren Üniversitesi’nde (BEÜ) görevli Akademisyen Prof. Dr. Adem Palabıyık, ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde akademisyenlerin desteği ile devam eden İsrail protestolarına karşı Türkiye’deki akademisyenlerin seslerinin kısık kaldığını belirterek, “Gazze için konforunuzu bozun ve cübbenizi giyin” dedi. ABD ve Avrupa’daki üniversitelerde süren Gazze eylemlerine ilişkin açıklama yapan Prof. Dr. Palabıyık, “Ülkemizdeki akademisyenlerden hala güçlü bir ses duyamadık. Tüm dünya akademisyenleri ayaktayken ülkemizdeki akademisyenlerin ayağa kalkmaması beni üzüyor. Sessiz kalmak ahlaki ve insani vefasızlıktır akademik utançtır” dedi. “PKK’ya terör demeyenler İsrail’e sustu” “7 Ekim’den itibaren başlayan kıyıma karşı sesimizi hep yüksek tuttuk ve bunu ekranda da dile getirdik” diyen Palabıyık, “Cübbemi ve kefiyemi giyerek erkândan çağrı da yaptım. Elbette akademisyenlerin bütünü için ifadelerim geçerli değil, lakin Boğaziçi’nde dikilen akademisyenlerin, sadece dikilişi kadar bir gündem oluşturmak neden mümkün olamıyor anlamış değilim. Barış Beyannamesi denilen ve devletimizi neredeyse katliam yapmakla suçlayan akademisyenler, İsrail’e karşı neden sessiz? Bu nasıl ikiyüzlülüktür? Binlerce bebeği kundakta katleden PKK terör örgütü için sözde Barış Beyannamesi imzalayanlar, İsrail karşısında neden sus pus oldu?” “Akademisyenler artık konforlarını bozsunlar” Akademisyenlerin en büyük korkusunun konfor alanlarının bozulması olduğunu belirten Palabıyık, sözlerine şöyle devam etti: “Çünkü akademisyenler, sahip olduğu şartların aleyhlerine dönme ihtimalinden çok korkarlar. Bu sadece maddi güç değil, aynı zamanda Bourdieu’nün bahsettiği ’fildişi kulelerini’ de kaybetme korkusudur. Çünkü akademisyen ancak üniversitedeki ofisi ile ontolojisini koruyabilir, dışarıda asosyal olduğu için bir hiçtir. Kulesinden bakan akademisyen, olayları da ancak yukarıdan gördüğü gibi yorumlar, sahanın bir parçası olamaz. Daha doğrusu toplumu bir parya modeli olarak görür. Odası, yani kulesi, onu yalıtan en büyük etkendir. Artık bu konfor Gazze için bozulmalıdır.” “28 Şubat’tan hala korkuyorlar” Palabıyık, “Akademisyenler hala 28 Şubat’ın hayaletinden korkuyorlar ve bu hayaletin hala ortalıkta dolaştığını iddia ediyorlar. Bir yandan fişlenme, öte yandan değişebilecek iktidar gibi olgular onlara inanılmaz bir korku aşılıyor. Akademik cübbe üzerine Filistin kefiyesi giymek ve bu halde çekilebilecek bir fotoğraf karesinin gelecekte önlerine çıkma ihtimali hala onlar için çok güçlü bir hayali varsayımdır. Bu kâbus üzerinden inşa ettikleri gündelik hayata dair korku, onların sonraki yıllarda yaşayabileceği olumsuzlukların önüne geçmek için kullanılan bir araçsal cihazlara dönüşmüş durumdadır. Maalesef, bu korku kendini muhafazakâr ve Müslüman olarak tanımlayan akademisyenlerde daha fazla görülüyor. Buna ahlaki ihanet veya muhafazakâr vefasızlık demek yanlış olmayacaktır” diye konuştu. “Feminist akademisyenler çürük kokuyor“ Gazze için hiçbir öğrenciye söz hakkının tanınmadığını ifade eden Palabıyık, “Lümpen burjuva denilecek bu kesimin özellikle Gezi ve feminist söylemlerle hareket ettiğini de unutmadık. Feminizmi LGBT’ye sürükleyen aklı evvellerin kendi derslerini Gezi Parkı’nda devam ettirmek için öğrencilerini üniversiteden çıkardıkları ve Gezi eylemlerine katılmalarını tavsiye ettikleri de gün gibi biliniyor. Lakin konu Gazze olunca tek bir öğrenciye söz hakkı tanınmıyor. Çünkü Gazze, Müslümanların yüzakı olduğu için, onların direnişinin ahlaki yönü engellenmek isteniyor. Bu nasıl bir akademik buhrandır? Bunlar insanlıklarını kaybetmiş” dedi.
Malatya Malatya’da 200 gram pide 10 TL oldu Malatya’da 7,5 TL olarak satılan pideler bugününden itibaren yapılan zam ile 10 TL’ye satılmaya başlanıldı. Ham maddedeki artışlar nedeniyle Malatya’da da pide fiyatları bugünden itibaren 10 TL’den satılmaya başlanıldı. Fırıncı esnafı depremden bu yanı 7,5 TL olarak satılan 200 gram ekmeğin oda kararı ile birlikte bugünden itibaren kent genelinde 10 TL olduğunu söyledi. Malatya’da fırıncı esnafı Hacı Pence, un başta olmak üzere ham maddeye yapılan zamlardan sonra şuana kadar kazançlarının olmadan satış yaptıklarını ifade ederek, “Rayiç belirlendi ama yeterli değil. Girdi maliyetleri, un fiyatları, işçilik ücretleri çok yüksek. Kazanmamız için 15 TL olması lazım ama şu anki fiyat 10 TL. İşçilik yüksek, verdiğimiz para yeterli gelmiyor, dolayısıyla işçi bulamıyoruz. 4 kişi çalışmamız gerekirken 2 kişi çalışıyoruz. Bir yıldır ekmeğe zam gelmemişti. Bir çuval un 700 TL, kira, işçiye 45 bin lira veriyoruz. Artan maliyetler nedeniyle ekmeğe zam yapıldı” dedi. Bir diğer fırıncı esnafı Ali Koçer ise ekmek yapımında gerekli olan maya, tuz ve un gibi ham maddelere uzun zaman önce zam yapıldığını hatırlatarak “Fiyat şu an için yeterli. Una aşırı derecede zam geliyor. Un geçen sene devlet destekliyken 390 TL iken desteğin kesilmesinden sonra 680 lira oldu. Maliyetler arttığı için ekmeğe zam yapıldı” diye konuştu.