YEREL HABERLER - 01 Mart 2014 Cumartesi 23:46

Bakan Yılmaz “ırkçılığa Karşıyız”

A
A
A
Bakan Yılmaz “ırkçılığa Karşıyız”

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, ırkçılık söylemleri üzerinden siyaset yapanları eleştirerek, “Sadece insanların ırkı üzerinden siyaset yaparsanız, insanlara bir fayda sağlamazsınız. Biz Müslüman insanlarız, biz ırkçılığa karşıyız” dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Bingöl Gençliği tarafından düzenlenen ‘Bakan Yılmaz, Bingöl Gençliğiyle Buluşuyor’ programına katıldı. Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte konuşan Yılmaz, gençliğin önemine vurgu yaparak, “Ben şunun altını özellikle çizmek istiyorum, gençlerin kanı daha sıcak. Bazen sloganlar, bazı ideolojik söylemler gençlere daha cazip gelebiliyor. Bizde gençliğimizde birçok tartışmalar gördük, bu tür hadiseler gördük. Fakat ülkemizin, bölgemizin son 30 yıllık geçmişine baktığınız zaman maalesef sloganlardan kimseye bir fayda gelmiyor” dedi.
Son 200 yıldır İslam aleminde ırkçılığın yayıldığını kaydeden Bakan Yılmaz, “Biz bir taraftan da şuna inanıyoruz; geçmişten kopmadan, değerlerimizden kopmadan geleceğe yürümemiz lazım. Biz Müslüman bir toplumuz kim ne derse desin. Maalesef son 100 yıldır, 200 yıldır belki İslam aleminde ırkçılık diye bir baş belası var. Irkçılık, kim yaparsa yapsın, Türkçülük, Kürtçülük, Zazacılık da yapsanız hiç fark etmez bizim değerlerimizde bunun yeri yok. Kim ne diyorsa desin biz şuna inanıyoruz; Allah bizi çeşitli şekillerde yaratmış. Diller yaratmış, renkler yaratmış, farklılıklar yaratmış ama bunların içinde bir birlik yaratmış. Bir tevhit yaratmış. Sadece insanların ırkı üzerinden siyaset yaparsanız, insanlara bir fayda sağlamazsınız. Biz Müslüman insanlarız, biz ırkçılığa karşıyız” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında birlik beraberlik mesajları veren Bakan Yılmaz, şunları söyledi:
“Bizim millet anlayışımız farklı. Üç şeyi bilmen lazım diyordu bizim büyüklerimiz; kimin zürriyetindensin denildiği zaman bunun cevabını vermen gerekir derdi büyüklerimiz. Biz Hz. Adem’in zürriyetindeniz. Kim olursak olalım siyah da olsak, beyaz da olsak, sarı da olsak, boyumuz uzun da olsa, kısa da olsa, kadın olsak, erkek olsak bütün hepimiz Hz. Adem’in çocuklarıyız. Bu anlamda Müslüman olsun olmasın kim olursa olsun insansa ona değer vermemiz lazım. İnsanlara değer vermemiz lazım, çünkü hepimiz büyük bir ailenin fertleriyiz aslında. Hepimizin sonu gidip Hz. Adem’e dayanıyor. İkinci bir soru daha sorarlar. Kimin milletindensin? Hz. İbrahim’in milletindeniz. Bu kavim anlamında millet değil, ırk anlamında millet değil, aynı yaşam tarzına inanmış, aynı değerlere sahip olan, aynı Rabbe inanan insanlar demek milletin gerçek anlamı budur. Bizim dinimizde, medeniyetimizde millet denildiği zaman asıl anlaşılan budur. Milleti İbrahim denir. Hepimiz o milletin fertleriyiz aslında. Üçüncü bir soru daha sorarlardı kimin ümmetindensin? Hz. Muhammed’in ümmetindeniz, çok şükür Allah’a şükür ediyoruz. Başka şeylerin peşinden koşanlar insanlığı nerelere götürüyorlar, başına neler geliyor insanların. Bunları hepimiz biliyoruz ve görüyoruz. Ben gençlerimize güveniyorum. Bu manevi değerlerimize sahip olun bir taraftan da modern hayatın gerektirdiği eğitime, donanıma sahip gençlerimiz, Bingöl’ü de Türkiye’yi de, dünyayı da çok daha iyi yerlere götürecekler inşallah.”
Çeşitli etkinliklerle devam eden geceye AK Parti Bingöl Belediye Başkan adayı Yücel Barakazi, İl Başkanı Yusuf Coşkun ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana ’Yeşil Cami’ sarmaşıklarına kavuştu Adana’da baharın gelmesiyle birlikte duvarları, kubbesi ve minaresini saran sarmaşıklar nedeniyle ’Yeşil Cami’ olarak anılan Köprüköy Camii, bu sene de yeşil haline kavuştu. Merkez Yüreğir ilçesi Köprülü Mahallesi Seyhan Nehri kıyısında 1930 yılında ibadete açılan Köprüköy Camii’ne, yaklaşık 55 yıl önce Gülek Boğazı’ndan getirilen bir kök sarmaşık dikildi. Aradan geçen yıllar içinde o sarmaşık yeni kökler saldı. Sarmaşık, caminin duvarları, kubbesi ve minaresini sardı. Cami yeşile bürününce, adı da ’Yeşil Cami’ olarak anılmaya başlandı. Caminin avlusu da begonya ve gül türlerinin yanı sıra lavanta, nar, nergis, defne ve gelin duvağı gibi çok sayıda bitki türüyle botanik bahçesine döndü. Hava sıcaklığının yükselmeye başladığı kentte vatandaşlar namaz saatleri dışında da camide vakit geçiriyor. Vatandaşlara huzur veren cami, birçok dizi ve filmde de yer alarak ismini duyurmaya devam ediyor. "Gül ve çiçek eksik olmuyor" İhlas Haber Ajansı’na konuşan cami müezzini İbrahim Aydın, "Bu sene de sarmaşıklarımız açtı. Sarmaşıkların yanı sıra güllerimiz ve birçok çiçek türü de var. Yerli ve yabancı turistler sık sık buraya geliyorlar. Çok uzaklardan gelip fotoğraf çekiyorlar. Gelen kişiler caminin içerisini de geziyorlar. Böyle ziyaretçileri gördüğümüz zaman çok mutlu oluyoruz. Burada zaman zaman 20’ye yakın çiçek türü oluyor. Burada hiçbir zaman gül ve çiçek eksik olmuyor" ifadelerini kullandı. "İnsanımız ve camimiz çok güzel" Cami cemaatinden Mustafa Durur ise herkesi camiye davet ederek, "Sarmaşıklar kuruyor ama her sene tekrar kavuşuyoruz. Burada oturanlar mahallemizin yerlisi ve bu güzellik ondan kaynaklanıyor. Burada çok güzel bir atmosfer var. Bir dönem muhtarlık yapmıştım, internetten numarayı bulup beni arayan çok oldu. Buranın adresini soranlar oldu ve birçoğuna fotoğraflarını yolladım. Burayı gelip görsünler mahallemiz, insanımız ve camimiz çok güzel" diye konuştu.
Bursa Hıdrellez geleneği 900 yıldır sürüyor Bursa’da Kozluören Köyü’nde yapılan 900 yıllık hıdrellez adeti bu yıl da yerine getirildi. Köyün kadınları sabah saatlerinde yapılan kahvaltı sonrası kazanları ateşleyerek akşam saatlerinde yapılacak ziyafet için hazırlıklara başladı. Köyün 9 noktasında kazanların başına geçen kadınlar akşam saatlerinde de kadınlar matinesinde doyasıya eğlendi. Bursa’da kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanan Kozluören köylüleri, 900 yıllık hıdrellez geleneklerini bu yıl da yerine getirdi. Sabahın erken saatlerinde uyanan köylü kadınlar kahvaltının ardından köyün 9 noktasında kurulan kazanların başına geçti. Henüz coğrafi işaret sürecinde olan Selçuklu mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden olan Dede Çorbası ve Çullama’yı gelecek nesillere aktarmak istediğini belirten kadınlar, yemek tariflerinin de kuşaktan kuşağa aktarıldığını kaydetti. Odun ateşiyle kaynayan kazanlarda çeşitli yemekleri pişiren kadınlar öğlen saatlerine kadar akşam yapılacak ziyafet için hazırlık yaptı. Akşam saatlerinde ise sabah yapılan yemeklerle ziyafet çeken köy halkı, daha sonra köy meydanında kurulan alanda kadınlar matinesi düzenleyerek doyasıya eğlendi. Yüzlerce yıllık gelenek nesilden nesile aktarılıyor 900 yıllık geleneğe sahip çıktıklarını ifade eden Kozluören Kadınlar Kalkınma Kooperatifi Başkanı Ruhsel Demirtaş, “Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. İmece usulü yapıyoruz köyümüzün hıdrellezi deriz. Geleneğimiz eskiye dayanıyor 900 yıllık. Köyde 9 mahalle var pilav pişirip gelen misafirlere ikram ediyoruz. Akşamüstü de kadınlara eğlencemiz var. Eskiye dayanan büyüklerimizin yaptığı bir gelenek. Bizde onu devam ettiriyoruz. Pilav ve zerde tatlımız var. Bütün köy halkı aynı şeyi yapar. Komşularımız ve arkadaşlarımız yardımcı oluyor. Piştikten sonra herkese dağıtırız” şeklinde konuştu. Kozluören hıdrellezi ziyafetle kutluyor Kozluören Köyü Muhtarı Mehmet Çalışkan, “Köyümüzün kuruluşu Osmanlı dönemi öncesine dayanıyor. Yüzyıllardır adetlerimiz köyde devam ediyor. Geleneğimiz Kozluören Mahallesi’nin 9 ayrı sokağında imece usulü herkesin katkısıyla gerçekleşiyor. Köy halkımız pilav, zerde tatlısı ve dede çorbası yaparak adeti sürdürüyor. Sabah hep beraber kahvaltı yaptıktan sonra yemeklere başlarız. Hıdrellez tarihine denk geliyor. Mayıs ayının ilk haftasında gerçekleştiriyoruz. Yemek dağıtılarak evlerde yeniyor. İş bittiğinde akşam kadınlar kendi aralarında eğlence düzenliyor. Desteği olan emeği geçen herkese teşekkür ederiz” dedi.