YEREL HABERLER - 23 Mart 2017 Perşembe 16:53

Vali Çınar, esnafla ‘dere üstü’ projesini konuştu

A
A
A
Vali Çınar, esnafla ‘dere üstü’ projesini konuştu

Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Çınar, dere üstünün yıkılmasıyla ilgili hal esnafıyla bir araya geldi.

Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Çınar, dere üstünün yıkılmasıyla ilgili hal esnafıyla bir araya geldi.


Bitlis Valisi Ahmet Çınar, valilik toplantı salonunda bir araya geldiği esnaflarla dere üstünün yıkılmasıyla ilgili görüş alışverişinde bulundu. Vali Çınar, dere üstünün ıslahının dönüşünün ve duruşunun olmayacağını ve mutlak suretle yıkılacağını ifade etti. Çınar, bu projede hiçbir esnafın en ufak bir zarar görmeyeceğinin sözünü de verirken, Bitlis’in şu anda 1930’lu yılların şehrini andırdığını belirtti. Çınar, “Çok devletler Bitlis’te yer almışlar. Buradaki coğrafi güzelliğe baktığımız zaman boşuna da yer almamışlar. Bitlis maalesef o güzel coğrafyasına ve o güzel yapılara uymayan geri kalmışlıkta 1930’ların şehirlerini andıran sıkıntılı bir şehir durumundadır. Bu haliyle de sürekli bir gerileme, asla da bir ilerleme yok, olmasına da imkan yok. Çünkü insanların yaşayabilecekleri bir alan, oturdukları ev, çevre, çarşı, sosyal imkanlar, yürüyüş alanları hepsini birden düşününce, insanlara uygun bir mekan sağlamazsanız. İnsanlar buraya gelmiyorlar. Köylerimizden mecbur kalıp gelenler var, ama alışveriş yapacak daha çok para harcayacak kesimler bu şehre gelmiyorlar. Gelmelerine de imkan yok, giderek de kaçacaklar” diye konuştu.


Çarşı merkezine inmek istemediğini kaydeden Bitlis Valisi ve Belediye Başkan Vekili Ahmet Çınar, “Bu şehrin valisi olarak bende gideyim de dolaşayım, çay içeyim diyesim gelmiyor. Öyle bir mekan, imkan ve ortam olmadığı için. Esnafla halkla buluşmam olmazsa o çarşıya inesim de gelmiyor. Sonra burada yaşayacak insanların harcayacakları paralar, Ankara’ya, Van’a ve diğer çevre illere ve Tatvan’a gidiyor. Tatvan’da bizim ama adalet açısından bakarsak bu şehrin esnafına gitmesi daha adil olur. Belki insanların para harcama imkanı olmasına rağmen para harcayacak ortam bulamadığı için evlerinde oturuyorlar ve sıkılıyorlar. Yani özetle biz bu dere üstünü plan ve projelere uygun olarak ıslah etmezsek, bu şehrin geleceği yok. Bu şehir güzel bir şehir, şu an tescilli dediğimiz tarihi eserlerimizin sayısı Mardin’den daha fazladır. Şehrimizin içinden geçen dere çok güzel bir dere, üstüne peyzaj çalışmaları yapılır, eski betonarme binalar kaldırılırsa sırf inanç turizmi yönüyle bile bu şehre çok insan gelecek. O tarihi eserlerin ortaya çıkması ve eski evlerin pansiyon olarak kullanılması bile bu şehre ekonomik anlamda bir girdi sağlayacak. Hiçbir şey olmasa bile huzur olacak. Her yönüyle düşündüğümüz zaman bizim bu projeyi gerçekleştirmemiz lazım” dedi.


Vali Çınar, projenin önemine ve değerine değinerek, sözlerine şöyle devam etti:


“Bu proje eskiden beri konuşulan, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken bakanına ve belediye başkanına talimat verip başlatılan ve geçmişi olan bir konudur. Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından yaptırılan dükkanlarda bitti sayılır. Dolayısıyla o dükkanlar bu proje içinde düşünülmüştür. Şunu özetle ve net olarak söyleyelim. Ben daha tarafsız gözle bakabiliyorum, hem bir vali ve belediye başkanı olarak hem de Bitlis’te gelecekte yaşamayacak biri olarak objektif bakabiliyorum. Burada bizim asıl derdimiz, Bitlis’in güzelleşmesi, gelişmesi ve huzura kavuşması, Bitlis’teki nüfus göçünün engellenmesidir. Ayrıca Bitlis’teki vatandaş, esnaf ve daha çok memurların alışverişlerini Bitlis’ten yapmalarını sağlamaktır. Dere üstünün yıkılması çok kolay bir iş değil, bana ne diyebilirim. Yıkımlar var, kanuni işler var, mahkemelik işler olabilir, bedeller var, yani kısacası bir sürü işler var. Ben işi yavaşlatabilirim. Ama bu devleti temsil eden bir adama, hatta belediyeyi devralmış bir adama yakışmaz. Biz bu şehrin geleceğini, bu şehrin insanlarının geleceğini ve sizin çocuklarınızın geleceğini düşünmek zorundayız. Bu anlattıklarım doğru ve gerçek şeyler. Esnafın meselesine gelirsek, her birinizin bir düzeni var, müşterileriniz var ve geçim meseleniz var. Bunların hepsi sizleri endişelendiren konulardır. Bunlar son derece normal kaygılardır. Ama bu projeyi tamamına erdirmeye yola çıkarken, hiçbir esnafımızın zarar görmemesine dikkat edeceğiz. Biz bunu yaparken sizin kaygılarınızı bitirmek ve aşmak konusunda hassas olacağız.”


Vali Ahmet Çınar, projenin tam anlamıyla uygulamaya geçmesinden sonra bütün esnafların kazanacağı bir uygulama olacağını belirterek, “Çünkü paranın çoğu burada kalacak, bu daha çok alışverişin sizden yapılacağı anlamına gelir. Bu hal binası, birincisi binanın çürüklüğünden dolayı yıkılacak. İkincisi projeden dolayı yıkılacak. Fakat şunu bilmekte fayda var, o kötü yapılar bu derenin üstünden kalkacak. Hepiniz göreceksiniz, Bitlis bambaşka bir yer olacak. Dere ıslahı yıkımları devam ederken de biz iki tane caddemizin çevre düzenlemesini yapacağız. Bir caddemizin Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi yapılacak, diğer bir caddemizi ise Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) tarafından düzenlemesini yapacağız. Bu dere ıslahına bu yıl gireceğiz. Bunun dönüşü, duruşu olmayacak, ama esnafımıza her türlü desteği devlet, valilik ve belediye ölçüsünde sağlayarak biz bu yola çıkacağız. Bu, şu anda 700’ün üstünde bir esnafı ilgilendiren bir konudur. Burada değişik durumlar var, kendi mülkleri olanlar var, kirada olanlar var, belediyenin, vakıfların ve özel idarenin mülkünde olanlar var. Biraz tevekkel de edeceğiz. Allah’ın izniyle bütün esnaf bize dua edecek. Bu çalışma ben gelir gelmez yapayım diye bir çalışma değil, devletin Başbakanının meseleye el atacak kadar konu edildiği için fırsat oluştu, iş olgunlaştı, dolayısıyla benim dönemime denk gelmiş oldu” diye konuştu.


Toplantıda sebze-meyve komisyoncuları ve yerli mahsul satıcıları endişelerini Vali Çınar’a aktardılar. Vali Çınar ise, esnafların Arıcılık mevkiinde bulunan hal binasını önceden kendilerine tahsis edeceklerini ve tam anlamıyla oraya yerleşene kadar ise kira almayacaklarını söyledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir’de il tarımsal üretim planlama teknik komitesi 2’nci kez toplandı Eskişehir Tarımsal Üretim Planlama Teknik Komitesi, bitkisel üretim planının görüşülmesi gündemiyle Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Kütahya Yolu Hizmet Binası Toplantı Salonu’nda bir araya geldi. Eskişehir Vali Yardımcısı Ali Çetin Başkanlığında düzenlenen ve Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu’nun da katılım sağladığı toplantıda Eskişehir İl Tarım ve Orman Müdürü Ender Muhammed Gümüş ile ilgili kurum ve kuruluşların temsilcilerinden oluşan teknik komite üyelerinin tamamı hazır bulundu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdür Yardımcısı İhsan Emiralioğlu’nun açılış konuşmasını yaptığı ve Eskişehir’in 2025-2027 yıllarının bitkisel üretimi hakkında değerlendirmelerin yapıldığı toplantıda tarımsal üretim planlanmasının gerekliliği, önemi ve bugüne kadar Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda yapmış olduğu ve yapacağı çalışmalar hakkında bilgi verildi. Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Nizamettin Çetiner tarafından teknik komite üyelerine bitkisel üretim planı hakkında sunumun gerçekleştirildiği söz konusu toplantı çerçevesinde, Eskişehir’in 2025-2027 yılları arasında havza bazlı münavebe desenleri, yetiştirilen ürünlerin üretim hedefleri ve yönetmelik doğrultusunda gerçekleştirilecek olan çalışmalar hakkında değerlendirmeler yapılarak bitkisel üretim planının onaylanmasına karar verildi. "Tüketicilerin de artan refahtan pay almasını sağlamak hedeflenmektedir" Konuyla ilgili yapılan açıklamada, "Ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan yaşanan gelişmeler ile küresel iklim değişikliği ve su kısıtı tarımsal üretimi önemli ölçüde etkilemektedir. Diğer taraftan artan nüfus ve gelir seviyesi ile kentleşme sonucunda gıdaya olan talep artışı, doğal kaynakların etkin bir şekilde kullanılmasına imkân sağlayacak planlamaları zorunlu hale getirmektedir. Bununla birlikte yaşanan pandemiyle gıda milliyetçiliğinin öne çıkması, coğrafyamıza komşu alanlardaki savaşlar, gıda güvencesi ve güvenliğini temin etmek için tarımsal üretim planlamasının önemini daha da arttırmıştır. Bu çerçevede Anayasa’nın 45’inci maddesinde belirtilen ’Tarımsal üretim planlaması ilkelerine uygun olarak bitkisel ve hayvansal üretimi artırmak’ amacıyla Tarım Kanunu’nda yapılan değişiklikle tarımsal üretimin planlanmasında Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Tarım Kanunu’nun 7’nci maddesinde yapılan bu değişikliğe istinaden de ’Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik’ 14 Eylül 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Düzenlemeyle ürünlerin arz ve talep miktarı dikkate alınarak tarım havzası veya işletme bazında hangi ürün veya ürün gruplarının üretileceğinin belirlenmesi, stratejik ürünlerde arz güvenliğinin korunması, ülke ihtiyacına göre asgari ve azami üretim miktarlarının tespit edilerek ürün fazlası veya eksikliğinin oluşmasının önüne geçilmesi beklenmektedir. Stratejik ürünlerin, en uygun yerde üretilmesi/yetiştirilmesiyle birlikte, kaynak kullanımında optimizasyon, verimlilik ve tarımsal hasılada artış sağlanması, hasat döneminde üreticilerin pazarlama sorunu yaşamalarının önüne geçilmesi, refah düzeylerinin yükselmesine katkı sağlanması ve iklim değişikliği dikkate alınarak doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı temin edilerek suyu merkeze alan bir üretim planlaması amaçlanmıştır. Böylece üreticileri koruyup güçlendirirken, tüketicilerin de artan refahtan pay almasını sağlamak hedeflenmektedir" ifadelerine yer verildi.
Erzurum Erbakan: "İsrail ile ticaretin kesilmesi olumlu" Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Erzurum’daki ziyaretleri çerçevesinde geldiği Aziziye Belediyesi’nde gündeme dair değerlendirmeler yaptı. Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partisinin seçimi kazandığı Aziziye Belediyesi’ne gelişinde Başkan Emrullah Akpunar ve belediye çalışanları tarafından çiçekle karşılandı. Burada Türkiye gündemi ve siyasi konularla alakalı açıklamalar yapan Erbakan, hükümetin iyi ve milletin hayrına olan işlerine her zaman destek olacaklarını tekrarlayarak, “Son olarak İsrail ile ticaretin tamamen kesilmesi kararı bunun en önemli örneğidir. Bu tarz kararların her zaman yanında ve destekçisi oluruz” diye konuştu. “Siyonist rejime bizim de bir damla su bile vermememiz lazım” İsrail ile ticaretin tamamen durdurulmasını son derece olumlu bir adım olarak değerlendirdiklerini ifade eden Yeni Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Geç de olsa böyle bir adımın atılması son derece önemli. Yeniden Refah Partisi olarak aylardır özellikle seçim döneminde de bunu ifade etmiştik. Yani orada minicik yavrulara bir damla suyu bile çok gören bu siyonist rejime bizim de bir damla su bile vermememiz lazım. Ne pahasına olursa olsun. Mübarek Ramazan ayı geçti. Burada miletimiz sahur yaparken, iftar yaparken, lokmalar boğazında düğümlendi. Çünkü orada Gazze’de insanlar iftar yapacak bir suları bile yok, sahur yapacak. Aç karnına 24 saat aç kaldılar. Bir yandan bomba yağıyor. Yani açlığın vahşeti diyoruz biz buna. Asrın vahşeti uygulandı. Tabii ki böyle bir tablo karşılığında bireysel olarak da kurumsal olarak da, devlet olarak da hepimizin elinden geleni ardımıza koymamamız lazım. Bu noktada sadece belli ürünler değil, ne gönderiliyorsa, ne alınıyorsa, ne veriliyorsa hepsini durdurmak gerekiyordu. Bu yönde bir adım atıldı. Bunu olumlu karşılıyoruz. Bundan sonra da yine daha ileri adımların atılması halinde yine bu adımları da destek olacağımızı, bu noktada hükümetin yanında olacağı ifade ediyoruz” şeklinde konuştu. “Çizgimiz doğrulara destek olmak, doğruya doğru demek” 31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı’nın dışında yer aldıklarını hatırlatan Erbakan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçimlere bu şekilde girdik. İttifak asıl olarak seçimi ilgilendiren bir konu. Ve bu seçimde Cumhur İttifakı ortak bir kararla büyük şehirlerde tek bir aday etrafında mutabakata vardı. Ama biz bütün illerde, büyük şehirlerde dahil olmak üzere ayrıca kendi adaylarımızı çıkardık. Ve ittifakın dışında yer kaldık. Şu anda da bu çizgide gidiyoruz. Aslında biz ittifakın içindeyken de ittifaka girmeden önce de şimdi de aynı çizgideyiz. Çizgimiz de şu; doğrulara destek olmak, doğruya doğru demek. Yanlış varsa da onun karşısında durmak. İşte biraz evvel de ifade ettiğimiz gibi, İsrail ile ticaret durdurulmuş. Ne kadar güzel. Biz de bunu istiyorduk. Geç de olsa bu adımın atılması gerekiyordu. Bize yakışan buydu. Bütün dünyaya bu noktada Türkiye’nin ve milletimizin tavrını göstermek bakımından faydalı bir adım buna destek oluyoruz. Muhalefetin faydalı, milletin hayrına bir adımı olsa ona da destek oluyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, örneğin emeklilerimizin maaşıyla ilgili muhalefetin bir önergesi olmuştu. Buna destek olduk. Emeklinin derdine derman olalım diye. Ama yanlış varsa da milletin zararına bir konu olursa da iktidardan da gelse, muhalefetten de gelse bunun karşısında duruyoruz. Bu şekilde de inşallah devam edeceğiz. İnşallah milletimize faydalı olmayı Cenab-ı Allah nasip etsin. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i kabul ile alakalı daha önce de olumlu değerlendirme yapmıştık. Gerginlik ve kutuplaşma ortamındansa diyaloğun olması her zaman çok daha iyi. Müzakere edilmesi, hepimiz bu ülkenin insanıyız. Bütün siyasi partiler bu ülkenin siyasi partisi. Biz zaten Yeniden Refah Partisi olarak yola çıkarken centilmen siyaset yapacağız dedik. Milletin derdine derman olmak için, çözüm üreten, çalışan, proje üreten bir parti olacağız. Kavgayla, atışmayla, polemikle zaman harcamayacağız dedik. Siyasete zarafet ve nezaket getireceğiz dedik. Ve bunları söyleyen bir parti olarak tabii ki bu gibi görüşmelerin olumlu olacağını düşünüyoruz. İnşallah milletin ülkenin hayrına sonuçlara vesile olsun diye ifade ediyoruz.”