EĞİTİM - 10 Mayıs 2024 Cuma 09:09

Bitlisli öğrencileri konservatuvara hazırlıyor

A
A
A
Bitlisli öğrencileri konservatuvara hazırlıyor

BİTLİS (İHA) – Bitlis’te 2016 yılından bu yana eğitim veren Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi, öğrencilerini profesyonel eğitim alacakları konservatuvarlara hazırlıyor.


Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi, özellikle sanat alanında bir kariyer yapmak isteyen ve sanatla iç içe bir meslek edinmek isteyen yetenekli öğrenciler tarafından tercih ediliyor. Yetenek sınavıyla öğrencilerini seçen Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesinde öğrenciler ilk olarak zorunlu piyano dersi alıyor. İkinci yılda kendi seçtikleri enstrümanla eğitim alarak kendilerini geliştiren öğrenciler, konservatuvar ve güzel anatlar fakültelerini tercih ederek gittikleri üniversitelerde aldıkları eğitimle sanat hayatına atılıyor.


Geçen yıl üniversite sınavına giren 36 öğrenciden 24’ünün ilk yerleştirmelerde değişik üniversitelerin 4 yıllık fakültelerini kazandığını ifade eden Okul Müdürü Felemez Dinç, bu yıl başarı çıtasını yükselteceklerini söyledi. Okul Müdürü Felemez Dinç, 150 öğrenciden 80’inin müzik alanında eğitim aldığını ifade ederek, “Okulumuz Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesi 2016 yılında kurulmuş, içinde bulunduğumuz yıl itibari ile 8’inci yılımızı dolduruyoruz. Güzel sanatlar liseleri genelde resim ve müzik alanında öğrenciler alıyor. Bizde de 150 öğrencimiz bulunmaktadır. Bunlardan 70’i resim, 80 öğrencimiz ise müzik bölümünde yer alıyor. Müzik bölümüne gelen her öğrencimizin zorunlu enstrümanı piyanodur. Ancak bunun yanında ikinci bir enstrümanı da kendileri seçerek bu alanda ilerliyorlar. Yıl boyunca neredeyse ilin bütün programlarında sahneye çıkıyoruz. Ancak yıl sonunda bizim büyük bir konserimiz oluyor. Mayıs ayının 17’sinde Batı Orkestrası Konserimiz var. Yine yıl sonunda da ayrıca resim sergimiz ve konserlerimiz var. Tüm Türkiye’de güzel sanatlar liseleri yetenek sınavı ile öğrenci alırlar. Bizler de 15 Haziran gibi ilana çıkarak yetenekli öğrencilerimizi seçiyoruz” dedi.


Dinç, bölgenin şartlarını göz önünde bulundurduklarında öğrencilerinin çok yetenekli olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Okulumuzdaki öğrenciler bölgenin şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda çok yetenekli olduklarını görürsünüz. İlçelerimizden de öğrencilerimiz var. Pansiyonumuz da var. Öğrencilerimiz burayı rahatlıkla tercih ediyorlar. Üniversiteye gönderdiğimiz öğrencilerimizden biliyoruz. Öğrencilerimizin burada aldığı eğitim çok iyi bir eğitimdir. Geri dönüşleri öğrencilerimizden alıyoruz. Oradaki hocaları, aldıkları eğitimin kaliteli olduğunu her defasında söylüyorlar. Müzik bölümünde 11 öğretmenimiz var. Bitlis’in şartlarında çok geniş bir yelpazede eğitim veriyoruz. Örneğin piyano, gitar, keman, kabak kemane, ney, flüt, çello, bağlama gibi bütün bu enstrümanların eğitimini veriyoruz. Bizim şu anda Türkiye’nin iyi üniversitelerinde eğitim alan mezun öğrencilerimiz var. Geçen yıl 36 öğrencimizden 24’ü ilk etapta 4 yıllık üniversite kazandı. Bu yüzde 70 gibi bir başarı demektir. Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Bu yıl mezun öğrencilerimizin başarısı daha da yükselecektir” dedi.


Öğrencilerden Emirhan Alp ise 2023 yılında Ziya Eren Güzel Sanatlar Lisesinde eğitim aldığını belirterek, “Bizler burada temel olarak solfej eğitimi, nota eğitimi ve aynı zamanda Türki müziği eğitimi alıyoruz. Ben burada Türk Sanat Müziği eğitimi alıyorum. Ana enstrümanım da ut. Bireysel hocamızla eğitimlere başladığımızda ilk önce enstrümanımızı tanıyoruz. Ardından makam ve usul geçerek, bu yönde eserler icra ediyoruz. Buraya gelecek arkadaşlarımıza tavsiyem, asla pişman olmayacak, üstüne kendilerini geliştirecektir” şeklinde konuştu.



Bitlisli öğrencileri konservatuvara hazırlıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Dev kruvaziyerle İzmir’e 3 bin 641 turist geldi 3 bin 641 turistin bulunduğu MSC Divina kruvaziyer gemisi, İzmir Limanı’na demirledi. Gemiden inen yolcular, kentin önemli turizm noktalarını ziyaret edecek. İzmir Limanı, MSC Divina kruvaziyer gemisini ağırlıyor. 3 bin 641 yolcunun bulunduğu kruvaziyer gemisindeki turistler, başta İzmir kent merkezi, Bergama ve Efes antik kentleri ile Meryem Ana Evi olmak üzere önemli turizm noktalarını ziyaret etmek için gemiden ayrıldı. MSC’nin dünyanın en hızlı büyüyen şirketleri arasında yer aldığını söyleyen gemiyi işleten kruvaziyer şirketi MSC Cruises’ın Yönetici Direktörü Norbert Stiekema, “MSC, dünyanın en hızlı büyüyen cruises şirketleri arasında yer alıyor. 22 tane gemimiz bulunuyor ve dünyanın farklı noktalarında yer alıyorlar. Biz de Türkiye’de beş farklı destinasyona beş farklı limana aynı şekilde gemilerimizi getiriyoruz ve Türkiye’de artan ilginin farkındayız. Aynı zamanda yurt dışındaki misafirlerimizin de Türkiye’ye ilgisi çok büyük. Çünkü çok güzel destinasyonlar, çok güzel turistik yerler bulunuyor. Dolayısıyla hem yurt dışından buraya gelen misafirlerimiz için hem de Türkiye’deki ilginin artışıyla beraber burada gemilerimizin bulunmasıyla Türkiye’ye bir yatırım yapmış oluyoruz. MSC Cruises markası, bizim şirketin içinde çağdaş marka adı altında yer alıyor. Aynı zamanda Explora Journeys diye ayrı bir lüks markamız daha var. Daha küçük gemiler, daha ferah alanlar, daha özgün limanlara daha niş destinasyonlara yol alıyorlar. Dolayısıyla aslında hem Türkiye’ye hem de MSC Cruises Explora Journeys olarak yatırımlarımızı sürdürüyoruz” dedi. Geminin 13 Mayıs-21 Ekim tarihleri arasında 24 kez İzmir Limanı’nda bulunacağını söyleyen MSC Cruises Türkiye Müdürü Işın Hekimoğlu ise, “MSC Divina gemisi 21 Ekim’e kadar 24 kere İzmir Limanı’nda cruises gemisi sevenlerle buluşacak. Divina gemimize ek olarak bir de İstanbul Limanı’na uğrayan MSC Splendida gemimiz var. O da 4 Haziran’da ilk uğrağını yapacak. 17 Ekim’e kadar da 17 sefer düzenlemesi planlanıyor. Yine Splendida rotasında da yine Yunanistan ve İtalya’nın limanları yer alıyor. Bu iki rotaya ek olarak bu sene ilk kez kış sezonunda da bir gemimiz olacak ve Kasım 2024’ten Nisan 2025’e kadar 24 sefer düzenleyecek olan MSC Splendida’yı da hem İzmir hem de İstanbul limanlarında ağırlama şansımız olacak. Gemilerimiz limanlarda gözükmeye başladıktan sonra esasında Türk misafirlerimiz tarafından da talepler artıyor. Biz de Türk misafirlerimizi, tüm taleplerini, ilgisini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak daha fazla liman ve daha fazla yolcu kapasiteli gemilerle birlikte Türkiye limanlarına gelmeyi planlıyoruz. Bu sene yaz ve kış sezonlarını birlikte düşündüğümüz zaman üç farklı gemi ve üç farklı rotayla birlikte Türkiye limanlarında MSC gemilerini görüyor olacaksınız. Biz bu sene üç mesajla yola çıktık. Birincisi ulaşılabilirlik, diğeri erişilebilirlik ve üçüncüsü de bir keşif yolculuğu dedik. Misafirlerimiz de Türkiye limanlarından kolaylıkla bindikleri gemilerle birlikte birbirinden benzersiz destinasyonlara gidip farklı kültürleri keşfetme seçenekleri olduğunu mümkün olduğunca vurgulamak istiyoruz" dedi. Öte yandan geminin özellikleri ve firmanın hedefleri hakkında İzmir protokolüne de bilgiler verildi. Bilgilendirmenin ardından protokole plaket takdim edilirken, firma tarafından protokole unutulmaz bir konser etkinliği düzenlendi. 13 Mayıs-21 Ekim tarihleri arasında 24 kez İzmir Limanı’na yanaşacak olan gemi, bu akşam saatlerinde limandan ayrılacak.
İstanbul Banu Parlak, Dilan ve Engin Polat hakkındaki şikayetinden vazgeçti Bahçeşehir’de bulunan güzellik merkezinin kurşunlanmasıyla ilgili Dilan ve Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında şikayetçi olan Banu Parlak şikayetinden vazgeçti. Parlak olaya ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Dilan ve ailesinin böyle bir eylemde bulunmayacağına kanaat getirdim. Bu nedenle de kendileri hakkında şikayetten vazgeçtim. Umarım adalet yerini bulur. Şunu da belirtmek isterim Dilan Polat, Engin Polat ve Sezgin Polat benim şikayetimden bir gün dahi içeride yatmadı” ifadelerini kullandı. Bahçeşehir 1. Kısım Doğa Parkı’nda bulunan sosyal medya fenomeni Banu Parlak’a ait güzellik merkezi 1 Ekim 2023 günü saat 02.00 ve 04.30 sıralarında motosikletli şüphelilerce kurşunlanmıştı. Olaya ilişkin hazırlanan iddianame kapsamında Dilan, Engin ve Sezgin Polat’ın ‘azmettirme’ suçundan cezalandırılması istenen davanın ilk duruşması 25 Nisan günü Küçükçekmece Adliyesi’nde görülmüştü. Banu Parlak duruşmanın görülmesinden yaklaşık 1 ay sonra şikayetinden vazgeçti. Parlak sosyal medya hesabından olaya ilişkin yaptığı açıklamada, “Yaşamış olduğum korkunç olay sonrasında eski arkadaşım Dilan Polat ve ailesi ile aynı dönemde zorlu süreçlerden geçmemiz sebebiyle görüşme sağlayamamıştık. Yakın süreçte aile ortamında bir araya geldik ve yaşadığımız zorlukları birbirimize anlattık. Nilda‘nın bana ‘Banu abla annem senin kurşunlandı gün çok ağladı’ demesi üzerine dosya benim için kapanmıştır. Ben bu zamana kadar karşımda muhatap bulamıyordum, avukatım ile yapmış olduğumuz durum değerlendirmesi sonucu olayı direkt şahısların kendisinden dinlememiz gerektiği kanısına vardık. Avukatım sayesinde sonunda bana durumu net izah edebilecek bir muhatap buldum. Durumu detaylı olarak dinledim. Dilan ve ailesinin böyle bir eylemde bulunmayacağına kanaat getirdim. Bu nedenle de kendileri hakkında şikayetten vazgeçtim. Umarım adalet yerini bulur. Şunu da belirtmek isterim Dilan Polat, Engin Polat ve Sezgin Polat benim şikayetimden bir gün dahi içeride yatmadı. Benim dosyam da verilen tutuklama kararı hiç infaz edilmedi. Bu zamana kadar olan tutukluluk sebepleri mali dosyadır. Tutuklulukların sebebi asla ben olmadım” dedi.
Ankara Sanık Bora Kaplan: “İşim gücüm yok örgüt mü kuracağım?” Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına öğleden sonra devam edildi. Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen 15 dakikalık aranın ardından duruşmaya devam edildi. Mahkeme heyetinden söz alan sanık Bora Kaplan, “Erkan D. denen tanık eline almış kağıdı okuyor. Neden ezbere anlatmıyor. Çünkü kurgu var. Erkan D.’ye kağıdı vermişler ‘Okuyun’ diyorlar. O da okuyor” dedi. Erkan D.’nin beyanlarının yalan olduğunu iddia eden Kaplan, “Erkan D.’yi dövdükten sonra Barış Kurt’la samimi olduğum, sonra da örgüt olduğum söyleniyor. Başka işim gücüm yok örgüt mü kuracağım” diye konuştu. “Oğlumu infaz etmeye hakları yoktu” Mahkeme, maktul Semih Arslan’ın annesi Adalet Arslan’ı da müşteki sıfatıyla dinledi. Oğlunun kendisini öldürecek bir insan olmadığını, oğlunu öldürdüklerini iddia eden Arslan, “Ben oğlumun Bora Kaplan’ın yanında çalışmasını istemiyordum. Eve sabah 5’de gelirdi. Eve gelmeden ben uyuyamazdım. Cinayet günü de akşam 7 gibi evden çıktı. Her gün akşam 6 gibi giderdi, sabah 5 gibi gelirdi. Banka borcu vardı, eve hacizler geliyordu. Ödeyemeyince Bora’nın yanına işe girdi. Cinayet olduğu gün de oğlum suçlu ama oğlumu infaz etmeye hakları yoktu. Elime geçse kendi elimle teslim edecektim” diye konuştu. Bora Kaplan’a doğru dönen anne Arslan, “Benim oğlum öldürüldü. Giderken ben oğluma 20 lira verdim, cebinden çıkan para nerden geldi. Ayhan Bora Kaplan, sen oğlumu dindarlıkla kandırdın. Ben emekli maaşıyla geçiniyorum. Sen benim oğlumu kullandın, ben seni Allah’a havale ediyorum” dedi. Duruşma müşteki ve tanık beyanlarının ardından yarın devam edilmek üzere sona erdi. Olayın geçmişi İddianameye göre soruşturma, 7 Eylül 2023’te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Bora Kaplan ve suç örgütü üyelerinden şikayetçi olan müşteki Erkan D’nin beyanları üzerine başlatıldı. Suç örgütünün Kaplan’ın talimatı ve bilgisi doğrultusunda farklı tarihlerde Mahfuz Tatar ve Semih Arslan’ın öldürülmesi, müştekiler Altan T, Murat Y, Serhat T. ve Serdar H’nin silahla yaralanması, müşteki Erkan D’nin 2 gün boyunca alıkonularak işkence edilmesi, müşteki Mehmet Taha E’nin sahibi olduğu işletmelerin zorla alınması, müşteki Muhammed S’nin 2 otomobilinin gasbedilmesi ve zorla çek yazdırılması ile müşteki Emirhan B’nin darbedilmesi olaylarını gerçekleştirdiği bildirildi. İddianamede, Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten öldürme", "nitelikli kasten öldürme", 7 kişiye yönelik "kasten yaralama", 2 kişiye yönelik "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", 2 kişiye yönelik "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve 2 kez "suçluyu kayırma" suçlarından biri ağırlaştırılmış 2’şer kez müebbet ve 169 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası talep edildi.