GENEL - 01 Haziran 2020 Pazartesi 09:17

Mandaların tozlu yolculuğu

A
A
A
Mandaların tozlu yolculuğu

Bitlis’in Güroymak ilçesindeki mandaların meralardan serin sulara tozlu yolculuğu ilginç görüntüler ortaya çıkarıyor.

Bitlis’in Güroymak ilçesindeki mandaların meralardan serin sulara tozlu yolculuğu ilginç görüntüler ortaya çıkarıyor.


Sabahın ilk saatlerinde yüzlerce manda meralara götürülerek otlamaya, oradan da öğle sıcağında sulak alanlara bırakılıyor. Yüzlerce manda, hep birlikte dağdan indikleri sırada meydana gelen tozlu yolculuğun ardından kendilerini serin sulara bırakıyor. Bitlis genelinde bulunan yaklaşık 11 bin mandanın ekonomiye kattığı değerin ise 20 milyon lira civarında olduğu belirtildi. Sığır etine göre daha proteinli olan manda etinin yanı sıra sütü, yoğurdu ve peyniri gibi besin değeri yüksek olan gıdalar da yöre halkı tarafından daha çok rağbet görüyor.


Bitlis Tarım ve Orman İl Müdürü Rıfat Çelik, Bitlis’te manda yetiştiriciliğinin yaygın olduğunu ve yaklaşık 11 bin manda varlığı ile Türkiye’de altıncı sırada olduklarını söyledi. Çelik, “Bu bölgemizde manda yetiştiriciliği çok yaygındır. Bitlis’te 2010 yılı itibari ile manda sayımız 800 civarındaydı. Yine bu yılda Manda Yetiştiriciliği Birliğini kurduk. 2012 yılında kurulan Türkiye Manda Yetiştiricileri Genel Merkezine üye olduk. Bu birliklerin sayesinde ilimizde 800 olan manda sayımız 2019 yılı sonu itibari ile yaklaşık olarak 11 bin adete ulaşmıştır. Yaklaşık olarak 11 bin adet mandamızdan biz her sene 4 bin ton süt elde ederiz. Bu ürettiğimiz sütlerden manda yoğurdu, peyniri ve tereyağı gibi mamul ve yarı mamul ürünlerden ilimize yaklaşık olarak 20 milyon TL civarında katma değer sağlanmaktadır” dedi.


Ayrıca manda etinin diğer sığır ırklarına göre daha çok protein barındırdığını dile getiren Çelik, aynı şekilde sütü de diğer sığır sütlerine göre daha yağlı olduğunu belirtti. Çelik, “Tarım ve Orman Bakanlığımız Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğümüzce (TAGEM) mandacılığı geliştirme adına uygulamakta olduğumuz ‘Halk Elinde Anadolu Mandası Islahı’ adlı ulusal bir projemiz var. Biz bu proje kapsamında yaklaşık olarak 450 üreticimizle 3 bin 20 adet mandamızı takip etmekteyiz. Bu ıslah çalışmalarını Muş Alparslan Üniversitesinde görev yapan öğretim görevlisi bir kardeşimizle beraber yürütüyoruz. Buradaki amaç Anadolu mandasını korumak, ıslah etmek, döl ve ırk verimini arttırmaktır. Bakanlığımız her sene tarımsal üretimdeki faaliyet kollarında verdiği primlerin yanı sıra manda yetiştiricilerine de prim desteği sağlamaktayız. Birincisi anaç manda yetiştirenlere manda başına 250 TL olmak üzere her sene aşağı yukarı 1 milyon TL’den fazla destekleme ödemesi yapmaktayız. Yine aynı şekilde bu anaç mandaların yavruları için de ayrıca destek olmaktadır. Bu desteğimiz geçen sene itibari ile birinci dönem 500 binin üstünde bir destekleme ödemesi yaptık. Bu desteği yılda iki defa yapıyoruz. ‘Halk Elinde Anadolu Mandası Islah Projesi’ kapsamında çiftçilerimize özelden elimizde ıslah amaçlı tuttuğumuz anaç mandalarına da ayrıca hayvan başına 850 TL destek veriyoruz. Geçen yıl itibari ile 2 milyon 700 bin TL destek ödemesi yapmışız” diye konuştu.


Bitlis Damızlık Manda Yetiştiricileri Başkan Yardımcısı Piran Kardaş da 650 üyesi bulunan birliğin 2010 yılında kurulduğunu belirterek, “Bu üyelerimizden 450 tanesi Halk Elinde Anadolu Mandası Islah Projesinden faydalanmaktadır. 900 başla başladığımız manda sayımız şu anda 11 bine ulaştı. Projede olan manda sayımız ise 3 bin 27 adettir. Olmazsa olmaz dediğimiz sazlık alanımız var. Süt verimlerimiz de maksimum hayvanlardan aldığımız 6 ile 7 litre arasında değişmektedir. 10 litre aldığımız hayvanlarımız da var. Bunu yıllık bazda seleksiyon yaparak iyi bir konuma getirmeyi düşünüyoruz. Seleksiyon dediğimiz olay, süt veriminin düşük olduğu mandayı elimizden çıkarıp alttan yetişen hayvanları alıp daha da iyi bir yetiştirmeyle devamını sağlamış oluyoruz” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Otomobil su kanalına uçtu: Öldüğü düşünülen sürücünün yüzerek kaçtığı ortaya çıktı Antalya’da kontrolden çıkıp su kanalına uçan otomobildeki sürücü, kanaldan yüzerek çıkıp olay yerinden kaçtı. Aracın yaklaşık 1 buçuk ay önce satışını yapıp devrinin henüz alınmadığını belirten ruhsat sahibi kadın ise olay yerine geldiğindeki ilk sözü, “Allah’tan içinde kimse yok” oldu. Kazanın görgü şahidi bir genç ise, “Sürücü çok paniklemişti, yüzerek kanaldan çıktı, ardından kaçtı” dedi. Kaza, saat 22.00 sıralarında Kepez ilçesine bağlı Göksu Mahallesi’ndeki Nene Hatun Caddesi ile İbn-i Sinan Sokak kesişiminde meydana geldi. Henüz sürücüsünün ismi öğrenilemeyen 16 LUB 73 plakalı otomobilin önce kaldırıma çarpıp ardından su kanalına uçtuğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbarın ardından olay yerine itfaiye, polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Belirtilen adrese gelen itfaiye ekipleri, araçta yaptıkları kontrolde herhangi bir kişinin olmadığını tespit etti. Bunun üzerine görgü şahitlerinin ifadesine başvuran polis, sürücünün araçtan çıktıktan sonra yüzerek kanaldan çıktığını ve ardından panikleyerek kaçtığını belirledi. Trafik polisinin araç plakasından yaptığı sorgulamada, aracın Gülfer Hanedar adına kayıtlı olduğu belirlendi. “Arabayı sattım, parasını aldım ama devrini almadı” Ekiplerin haber vermesiyle kaza yerine gelen Hanedar, aracı Halil isminde bir galerice yaklaşık 1 buçuk ay önce sattığını, parasını almasına rağmen karşı tarafın devrini henüz üzerine almadığını söyledi. Gazetecilere de açıklamada bulunan Hanedar, “Arabayı satmıştım, parasını aldım ancak devrini henüz üzerine almadı. Kaza olunca beni aradılar. Allah’tan içinde kimse yok, ona sevindik. Galericiye satmıştım. Onun sürüp sürmediği de belli değil, ulaşamıyorum da” diye konuştu. Kazayı görenlerden Musa Kont isimli genç ise “Araba aniden fren yaptı ve kanala uçtuktan sonra sürücü yüzerek çıktı. Adam çok panik yapıyordu, sakinleştirmeye çalıştık ama kaçtı gitti” dedi. Polis ekipleri sürücüyü bulmak için çalışma başlatırken, araç çekiciyle su kanalından çıkartılarak otoparka götürüldü.