ÇEVRE - 18 Mayıs 2022 Çarşamba 08:49

Nemrut Kalderasında geçen yıl yanan alanlar canlanmaya başladı

A
A
A
Nemrut Kalderasında geçen yıl yanan alanlar canlanmaya başladı

Geçen yıl ağustos ayında çıkan orman yangını neticesinde yaklaşık 6 dekarlık alanın yandığı Bitlis’in Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderasında, uzun bir kışın ardından yanan alanlar yavaş yavaş canlanmaya başladı.

Geçen yıl ağustos ayında çıkan orman yangını neticesinde yaklaşık 6 dekarlık alanın yandığı Bitlis’in Tatvan ilçesindeki Nemrut Kalderasında, uzun bir kışın ardından yanan alanlar yavaş yavaş canlanmaya başladı.


Cumhurbaşkanlığı kararıyla 2021 yılında "Kesin Korunacak Hassas Alan" statüsüyle koruma altına alınan Nemrut Krater Gölü ve Kalderasında geçen yıl büyük bir orman yangını meydana gelmişti. Bir hafta boyunca aralıklarla çıkan orman yangını sonucunda yaklaşık 6 dekarlık alan yanmıştı. Yaşanan talihsiz orman yangının üzerinden geçen uzun bir kışın ardından doğa yavaş yavaş canlanmaya başladı. Yanan alanların havadan görüntülediği bölgede hala yangının izleri görülüyor. Yanan ağaçlardan bazıları kururken, bölgede 7 aydır devam eden kış sezonu sonrasında bazı ağaçların ve yangın alanındaki toprağın yeşillenmeye başladığı görüldü. Kışın bir nebze olsun olumlu yönde etkilediği kalderada, vatandaşların bilinçsiz şekilde yaktığı ateşler ise kalderayı tehdit etmeye devam ediyor.



Öte yandan, 2 bin 250 rakım yükseklikte bulunan Nemrut Kalderasının karla kaplı yolunun açılmasının ardından ziyaret eden Bitlis Gazeteciler Cemiyeti (BİGACEM) üyeleri, kalderada incelemelerde bulundu. #Nemrut2022 sloganıyla 2022 yılını Nemrut Kalderasını tanıtma yılı olarak ilan ettiklerini belirten BİGACEM Başkanı Sinan Aygül, kaldera ziyareti vesilesiyle hem tanıtım faaliyetleri için çalışma yaptıklarını hem de geçen yıl yangın çıkan alanlarda inceleme bulunduklarını söyledi. Kalderanın korunması gereken önemli özelliklerinden birisinin de dünyada benzeri olmayan endemik bitki örtüsünün olduğuna dikkat çeken Aygül, “Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi çerçevesinde ‘Mükemmeliyet Ödülü’ alan Nemrut Kalderasının UNESCO Jeopark ağına dahil edilmesine yönelik çalışmalar devam ederken, BİGACEM olarak bizlerde sürece katkı sunmak ve kalderayı tanıtmak anlamında çalışmalar yürütüyoruz. UNESCO Jeopark ağına dahil edilmesine yönelik şartlardan biri olan medyada görünürlük kriterini yerine getirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yine burada geçtiğimiz yıl talihsiz bir orman yangını yaşandı. Müdahale edildiyse de yine ciddi hasar kaldığını görüyoruz. Orman yangını riski olduğu dönemlerde dikkatli olmak gerekiyor. Yine orman yangınının akabinde bir ağaçlandırma çalışması yapılmıştı. Ancak her ne kadar iyi niyetle yapılmışsa da, Nemrut’un endemik dokusuna ne yazık ki zarar verdi. Malum burası endemik bir bitki örtüsüne sahip. Burada her ağaç yetişmeyeceği için mevcudun korunması ve dikim yapılacaksa uzman görüşü alınarak kontrollü yapılmalıdır” dedi.



“Kalderada piknik, mangal, kamp gibi etkinliklerin yasaklansın”


Tatvan Nemrut Jeopark Derneği ise kalderada piknik, mangal, kamp gibi etkinliklerin yasaklanması için Bitlis Valiliğine dilekçi verdi. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Tatvan Nemrut Jeopark Derneği Başkan Yardımcısı Gözde Yılmaz, “Bu bağlamda Nemrut Kalderasının doğal yapısı ve doğal karakteristik özelliğinin önemli olması ve bunun korunmasının sağlanması gerekmektedir. UNESCO’ya doğal miras değeri olarak kazandırılması için Nemrut Jeopark Derneği olarak ekibimizde yer alan uzman arkadaşlar ile çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Yakın zamanda, baharın gelişi ile turistik bir nokta olmasından kaynaklı Bitlis Valiliğine dilekçemizi sunduk. Dilekçemizin içeriğinde turist çeken bir nokta olmasından ve gelen ziyaretçilerin piknik, mangal, kamp gibi aktivitelerini gerçekleştirdiğinden dolayı bu etkinliklerin UNESCO adaylık sürecinin sekteye uğramaması adına bu süreçte yapılmamasını talep ettik. Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile ‘Kesin Korunacak Hassas Alan’ ilan edilmesiyle Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı ile bilimsel faaliyetler dışında çalışmaları yürütülemeyeceğini vurgulamaktadır. Bu anlamda Bitlis Valiliği ile paydaşı olduğumuz bu projede korunma dengesinin sağlanması için elimizden geleni yapacağız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: “Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin Konseyi’nde tekrar görüşülmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır” dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Filistin’in BM’ye üyeliğinin tekrar görüşülmesini talep eden karar tasarısını kabul etmesinin ardından açıklama yaptı. Bakan Tunç, karar tasarısının özgür Filistin için önemli bir adım olduğunu değinerek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, Filistin’in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi’nde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin’e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısını kabul etmesi özgür Filistin için önemli bir adımdır. Ülkemizin yanı sıra 80’e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısının 143 evet oyuyla kabulü, Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail tarafından soykırıma uğrayan Filistin’e desteğini göstermesi açısından önemlidir. 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletinin varlığı kabul edilmelidir. Filistin halkı kendi ata yurtlarında, insan onuruna yakışır şekilde yaşamalıdır” ifadelerine yer verdi. İsrail’in saldırılarının son bulması gerektiğini belirten Bakan Tunç, “Gazze ve Refah bölgesinde çocuk, kadın, sivil demeden 35 bin Filistinliyi öldüren, 78 binden fazla Filistinliyi yaralayan İşgalci İsrail’e karşı uluslararası mekanizmalar artık gereğini vakit kaybetmeden yapmalıdır. İnsan haklarını yok sayan, uluslararası hukuku görmezden gelen, savaş suçu işleyen ve soykırım yapan İsrail’in saldırıları son bulmalıdır. İsrailli yetkililer Uluslararası Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarılmalı, gereken ceza verilmelidir. İşgalci İsrail Devletinin Uluslararası Adalet Divanınınca verilen tedbir kararına uyması sağlanmalıdır. Türkiye olarak, Filistinli kardeşlerimizin haklı davalarında yanlarında olmaya, dünyada adaleti ve hakkaniyeti savunmaya devam edeceğiz” ifadeleri kullanıldı.