POLİTİKA - 03 Mayıs 2022 Salı 16:58

Sosyolog Adem Palabıyık: "Gezi Parkı olayları amacına ulaşsaydı, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi başarılı olacaktı”

A
A
A
Sosyolog Adem Palabıyık: "Gezi Parkı olayları amacına ulaşsaydı, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi başarılı olacaktı”

Sosyolog Doç.

Sosyolog Doç. Dr. Adem Palabıyık, Gezi Parkı olayları, 6-7 Ekim kargaşası ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi arasında sıkı bir ilişkinin olduğunu ve hem Gezi’deki hem de 6-7 Ekim’deki başarısızlığın 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ile telafi edilmek istendiğini belirterek, “Gezi Parkı olayları amacına ulaşsaydı, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi başarılı olacaktı. Çünkü Gezi Parkı, 6-7 Ekim ve 15 Temmuz bir zincirin üç halkasıdır” dedi.


Doç. Dr. Adem Palabıyık, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi ve Gezi olayları arasındaki ilişkiye dair İHA’ya yaptığı açıklamada, Gezi olayları ile FETÖ arasında en başından beri görünmez bir ittifak olduğunu ve FETÖ’nün hem yurt içinden hem de yurt dışından Gezi olaylarını fiili olarak desteklediğini ifade etti. Palabıyık, “Osman Kavala, sadece Gezi olayları için değil aynı zamanda FETÖ için de önemli isimlerin başında gelmektedir. Çünkü FETÖ’nün yurt dışı yapılanmasının en fazla desteklediği isimler arasında yer almıştır. Hatta şu an FETÖ’nün yurt dışındaki temsilcileri Osman Kavala için her türlü girişimi yapmaya çalışmaktadır. Özellikle ABD ve Alman medyasının kışkırtılmasının arkasında FETÖ’nün olduğunu biliyoruz. Şurası açıktır ki, Gezi, 6-7 Ekim olayları ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi birbirleri ile açıkça ilişkilidir. Her bir olayın başarısızlığı diğer girişimi tetiklemiştir. Aslında bu süreç bir zincirdir ve temel amaç ülkeyi kaosa sürükleyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hem ulusal hem de uluslararası arena da zor durumda bırakmak ve AK Parti’yi ortadan kaldırmaktı. Çünkü Gezi Parkı olaylarında halk ayaklanmasına çağrı yapıldı, 6-7 Ekim’de Kürt halkının ayaklanmasına çağrı yapıldı ve PKK’dan destek istendi, ayrıca 15 Temmuz’da da hain darbecilere çağrı yapıldı. Eğer Gezi Parkı olayları amacına ulaşsaydı, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi başarılı olacaktı. Çünkü Gezi Parkı, 6-7 Ekim ve 15 Temmuz bir zincirin üç halkasıdır” dedi.



“Gezi Parkı da, 6-7 Ekim de, 15 Temmuz darbe girişimi de aynı amaca hizmet ediyor”


“Halkımız kaostan yana değil huzur ve demokrasiden yana olmayı ve liderinin peşinden gitmeyi tercih etmişti” diyen Sosyolog Palabıyık, şöyle devam etti:


“Gezi parkı olayları, 6-7 Ekim olayları ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi aynı amaçlara hizmet etmektedir. Bir zincirin üç halkası olan olaylar, ülkemizin bağımsızlığına yönelik atılacak negatif adımlardı. Çünkü her üç olayda da devletin bekası tehlikeye düşürülecekti. Sokakların özellikle 60’lı, 70’li ve 80’li yıllardaki gibi kaosa büründürülmesi ve ideolojik çatışmaların yaşanması için uygun hale getirilmesi amaçlanmıştı. Gezi olaylarında sivil halk, 6-7 Ekim olaylarında PKK destekli kargaşa ve 15 Temmuz’da da hain askeri operasyonlarla kaos oluşturulmaya çalışıldı. Gezi olaylarında Osman Kavala, 6-7 Ekim olaylarında Selahattin Demirtaş ve 15 Temmuz darbe girişiminde ise Fetullah Gülen kahraman yapılmaya çalışıldı. Her üç olayda da amaç aynıydı ve her üç olay da benzerlik içermekteydi. Erdoğan karşıtlığı üzerinden meşrulaştırılmaya çalışılan kaos girişimleri, halkımız sayesinde başarısızlığa uğradı. Çünkü halkımız da geçmişten itibaren darbe kavramına ait bir toplumsal hafıza oluşmuştu ve bu habitus, halkımızın sokaklara sahip çıkmasıyla neticelendi. Halk, kaos istemiyordu ve darbe süreçlerinin acısı hala unutulmamıştı. Gezi olaylarını organize edenler, 6-7 Ekim olaylarını da organize etmeye çalışmıştı. Bu süreçte de başarısız olanlar bu defa da 15 Temmuz FETÖ darbe girişimini başlatmak istedi fakat yine başarılı olamadı. Halk, en başından beri başkumandanının yanında durdu. Önemli bir sosyolojik çıkarım da, halkımızın bu tür vakalar karşısında artık bilinçlenmiş olmasıydı. Halkımız kaostan yana değil huzur ve demokrasiden yana olmayı ve liderinin peşinden gitmeyi tercih etmişti. Halkımız, Mısır gibi olmayı reddetti.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.