ASAYİŞ - 06 Mart 2017 Pazartesi 15:23

Bolu’da ilk FETÖ davaları görülmeye başlandı

A
A
A
Bolu’da ilk FETÖ davaları görülmeye başlandı

Bolu’da, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın askerler hakkında hazırladığı iddianamenin tamamlanmasıyla ilk duruşma bugün görülmeye başlandı.

Bolu’da, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrasında Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın askerler hakkında hazırladığı iddianamenin tamamlanmasıyla ilk duruşma bugün görülmeye başlandı. Duruşmanın ilk bölümünde savunması istenen İsmail Güneşer, "eski Emnniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya vali ve savcıların olduğu toplantıda telefon görüşmemizi dışarı vererek bana kumpas kurdu. Ben istesem Irak’a kaçabilirdim ama aklanmak için buradayım" dedi. Güneşer ayrıca "Eğer ben bu şekilde müdahale etmemiş olsaydım yüzlerce kişi ölebilirdi. Ben halka ve polise ateş ettirecek hain biri değilim" şeklind konuştu.
Bolu’da Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY kapsamında askerler hakkında hazırlanan 68 sayfalık iddianamenin tamamlanmasıyla, tutuklu bulunan eski Bolu 2. Komando Tugay Komutanı ve sözde Bolu ve Düzce Sıkıyönetim Komutanı Tuğgeneral İsmail Güneşer, Yarbay Veli Ceylan, Yüzbaşı Nuri Kıyak ve tutuksuz yargılanan Mustafa Gürlü geniş güvenlik önlemi altında adliyeye getirilerek, “Darbeye teşebbüs”, “Darbe yapmaya yataklık”, “Hükumeti yıkmaya teşebbüs”, “FETO/PDY üyesi olmak”, “Suçlarıyla birlik ve beraberliği bozmaya yönelik ayaklanma” suçlamasıyla hakim karşısına çıkarıldılar.

"15 Temmuz’u lanetliyorum"
Duruşmada sanıkların kimlik tespitinin ardından savunmasını yapmak için ilk olarak Tuğgeneral İsmail Güneşer’e söz verildi. Güneşer, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Şemdinli’de geçici görevli olduğunu belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti’nin seçilmiş hükumetine karşı yapılan darbe girişimini lanetliyorum. Adımın da böyle bir olayda geçmesinden utanıyorum. 27 yıllık askerlik görevimde bu terör örgütüyle hiçbir bağım olmadığı gibi, ailemin ve çocuklarımın da bu örgütün okulları ile bir bağlantısı olmamıştır. 5 yıl boyunca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başyaverliğini yaptığım süreçte hem ailem hem de kendim hakkında istihbari çalışmalar yapıldığını biliyorum. Örgütle bağlantım olsaydı ortaya çıkardı" dedi.

"İstesem Irak’a kaçabilirdim"
Darbeyi planlayanların kendisinin Bolu’da olmadığından bile haberlerinin olmadığını düşündüğünü ifade eden Güneşer, "Yurtta Sulh Konseyi’nin sıkıyönetim listesinde adımı ilk kez Şemdinli’de Ali Paşa’ya gelen evrakta gördüm. Direk şahsıma gelen bir şey olmadı. Ayrıca istesem çok iyi bildiğim Irak bölgesine kaçabilirdim. Ama beni almak için gelen emniyet müdürünün arabasına bindim. Aklanmak için sizin karşınızdayım" şeklinde konuştu.

"Müdahale etmesem yüzlerce kişi ölebilirdi"
Hazırlanan iddianamede hakkında "kışlaya ve lojmanlara yaklaşan olursa kafasına sıkarım" sözüne ilişkin açıklama yapan Güneşer, "Ben eski Emniyet Müdürü ile 3 kez telefonda görüştüm. Vatandaşları evlerine göndermesini söyledim. Bana ’7-8 bin kişi var, göndermek zor olur’ deyince kendisine güvenmediğim için provokasyonların olabileceğini düşünerek, o anki psikolojimle böyle bir cümle kurdum. Kışlada bulunan kendi personelime kesinlikle polis ve vatandaşa ateş edilmemesi konusunda uyarılarda bulundum. Eğer ben bu şekilde müdahale etmemiş olsaydım yüzlerce kişi ölebilirdi. Ben halka ve polise ateş ettirecek hain biri değilim" dedi.

"Emniyet Müdürü bana kumpas kurdu"
Bolu eski Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya’nın kendisine kumpas kurduğunu iddia eden Güneşer, "Mustafa Kızılkaya’nın telefondaki gayri ciddi ve lakayıt tavrından dolayı çok sinirlendim. Beni çileden çıkardı. Çünkü ’burada 7-8 bin kişi var asker çıkarsa kan gövdeyi götürecek’ dedi. Ben de askeri, polisi ve vatandaşı lojmanlardan uzak tutmasını, oluşabilecek kargaşaya engel olmasını söyledim. Kendisiyle üçüncü kez konuşmamızda valilik toplantı salonunda vali ve savcılarla toplantı halindeymiş. Çok sinirli olduğum için konuşmamda "senin beynini alırım" diye bir söz sarf ettim. O da bu konuşmamızı herkesin duyabileceği şekilde dışarı vererek tutanak altına aldırmış" dedi.

"Vali’yi alın talimatı vermedim"
Hakkında Bolu Valisi Aydın Baruş’u makamından alın talimatı verdiği iddia edilen İsmail Güneşer, "ben nasıl böyle birşey söylerim. Benim düşünceme göre ’valiyi alın’ demek devleti alın demektir. Ben böyle bir emri asla vermem, ben bunu yapmam" şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Filistin Dayanışma Platformu, İsrail’in Refah’ta başlattığı saldırıyı Ankara’da protesto etti Ankara’da bulunan Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla İsrail’in başlattığı saldırıyı protesto etmek için Amerikan Büyükelçiliği önünde toplandı. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ardından 1 buçuk milyona yakın Gazzeli, Refah kentine sığınmıştı. İsrail’in Refah kentine yönelik başlattığı hava saldırısının ardından Filistin Dayanışma Platformu, "Refah’ta Katliama Hayır" sloganıyla saldırıyı kınamak için Ankara’da bulunan Amerikan Büyükelçiliği önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte İsrail’i protesto etti. Elçilik binası önünde toplanan kalabalık, İsrail’i protesto etmek için "İnsanlık onuru siyonizmi yenecek" ve "Susma haykır soykırıma hayır" sloganları attı. Öte yandan kalabalık, İsrail askerleri tarafından Kudüs’te öldürülen Hasan Saklanan’ı ise rahmetle anmayı unutmadı. Grup adına basın açıklamasında bulunan Zeynel Abidin Özkan, İsrail’in Gazze’ye yönelik düzenlediği saldırıların ardından Refah sınır kapısına sığınan yaklaşık bir buçuk milyona yakın Gazzeli’nin 214 gündür açlıkla boğuştuğuna dikkati çekti. "Soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar" Refah’a başlatılan saldırılarla birlikte bölgede can güvenliği sorununun da başladığının altını çizen Özkan, “214 gündür dünyanın gözü önünde Filistin’de kardeşlerimiz İsrail soykırımına maruz bırakılıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamalara; İsrail, lobi faaliyetleriyle tüm ülkelere müdahale ettirmeye ve İsrail yetkililerinin ceza almaması için bir çaba içerisine girdi. Hepimiz gördük ki aslında adalet İsrail için varmış ve tüm ülkeler de İsrail’in soykırımını desteklemek için çalışıyormuş. Bugün ortaya çıkan belgelerde görüldü ki Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde İsrail’in soykırımına ortak olan yöneticilerinin ceza almamasına yönelik baskı içeren mektuplar mahkemeyi köşeye sıkıştırmak adına kullanılıyor. Biz inanıyoruz ki hem mahkemede görülen davada hem de Güney Afrika’da devam eden davada soykırımın ortakları ahirete kalmadan dünyada da inşallah gereken cezayı bulacaklar” ifadelerini kullandı.