ASAYİŞ - 27 Ocak 2020 Pazartesi 12:15

Bolu’da, anne karnında ölen ikizlerle ilgili doktor ihmali iddiası

A
A
A
Bolu’da, anne karnında ölen ikizlerle ilgili doktor ihmali iddiası

Bolu’da, ikiz bebek bekleyen Mehmet-Güler Kılıç çiftinin 5 aylık bebeklerinin dün gece saatlerinde anne karnında ölmesi üzerine, baba Mehmet Kılıç, yaşanılanların doktor ihmali olduğunu söyleyerek isyan etti.

Bolu’da, ikiz bebek bekleyen Mehmet-Güler Kılıç çiftinin 5 aylık bebeklerinin dün gece saatlerinde anne karnında ölmesi üzerine, baba Mehmet Kılıç, yaşanılanların doktor ihmali olduğunu söyleyerek isyan etti. Olayla ilgili bakanlık tarafından inceleme başlatıldı.


Edinilen bilgiye göre, Bolu’da henüz 8 aylık evli ve 5 aylık ikiz bebeklere hamile olan Güler Kılıç (24) isimli kadın, 3 gün önce başlayan ağrıları nedeniyle tedavi için İzzet Baysal Devlet Hastanesi Kadın Doğum ve Çocuk Ünitesi’ne geldi. Genç kadına, muayenenin ardından böbrek taşı döküyor olabileceği gerekçesiyle serum takıldıktan sonra üroloji servisine gitmesi söylendi. Hafta sonu olması nedeniyle üroloji servisine gidemeyen Güler Kılıç, dün gece saatlerinde rahatsızlanarak hastaneye götürüldü. Doktor tarafından muayene edilen Kılıç, aynı teşhisle yeniden evine gönderildi. Ağrılar içinde evine giden genç kadının kanamasının başladığını gören eşi Mehmet Resul Kılıç (24), eşini aynı hastanenin acil servisine götürdü.


Güler Kılıç’ın yapılan muayenesinde 5 aylık ikiz bebeklerinin anne karnında hayatlarını kaybettiği belirlendi. Eşinin ağlama sesini duyarak doktorun yanına giden Mehmet Kılıç ise, doktor ve sekreterinin açık olan odanın camından çıkarak kaçtıklarını gördü. Büyük üzüntü yaşayan ve sinir krizleri geçiren baba Mehmet Kılıç’ın tepkisi üzerine hastaneye polis ekipleri sevk edildi. Kılıç ailesi, hastane yönetimi ve doktordan şikayetçi oldu.


Konuyla ilgili İl Sağlık Müdürlüğü ve hastane yönetiminden herhangi bir açıklama yapılmazken, Sağlık Bakanlığı tarafından soruşturma başlatıldığı öğrenildi.



“Çocuklar öldükten sonra anneyi yatırdılar”


Yaşanılanlara isyan eden ölen bebeklerin halası Nazan Kılıç, bir şeyin yok denilerek gönderdikleri kıza 2 tane çocuğunun cenazesini gösterdiler diyerek, “Bu akşam ikiz bebeklerimiz öldü. 3 gündür gelip gidiyoruz. Bize böbrek taşı döküyor teşhisi koydular. El yordamıyla konuldu bu teşhis. Yani herhangi bir tedavi yöntemiyle değil. Eliyle baktı ve sen böbrek taşı döküyor olabilirsin dedi. Ürolojiden randevu alacaksın dedi. Hafta sonu olduğu için mecburen pazartesi gününe randevu aldık. Sabah akşam bu hastaneye geliyoruz, çünkü gebe olduğu için başka bir hastanede herhangi bir şekilde yardımcı olmuyorlar. 5 aylık hamileydi. Bize 3 gün boyunca, “böbrek taşı döküyor olabilirsin”, “bir şeyin yok”, “gebeliğinle ilgili herhangi bir problemin yok” diyerek bizi eve gönderdiler. Bu akşam da geldik. Bize serum takıp eve gönderiyorlar. Hastaneden çıktık, arabaya bindik, evin kapısından girmemizle kızın kanamasının başlaması bir oldu. Bir şeyin yok diyerek gönderdikleri kıza 2 tane çocuğunun cenazesini gösterdiler. Ameliyata aldılar ve çocukları ölmüş denildi. Çocukların eli var, ayağı var. 2 tane can öldürdüler. Doktor ihmali var. Uzaktan bakarak, hastanın suratına bile bakmadan, gebe olup olmadığını bile sormadan nasıl bir doktorluk bu. Anne şu an kendinde değil. Sürekli ağlıyor. Çocuklar öldükten sonra anneyi yatırdılar” dedi.



“Davacıyız”


Kılıç, haklarını sonuna kadar savunacaklarını belirterek, “Hastanın suratına bile bakmıyorlar. Yukarıda başka bir hastayla tanıştım. Kadın 3 gündür geliyormuş. Düşük tehlikesi varmış. Sabah onu da hiçbir şeyin yok diyerek göndermişler. Kadın bayıldıktan sonra yatırıyorlar. İlla ki ölmemiz mi lazım. Biz beşiklerini hazırladık. Giyeceklerini hazırladık. Bu yoklukta babaları gece gündüz çalıştı. Bir tane ayakkabı alabilmek için. Biz sonuna kadar davacıyız. Hastane yönetiminden, doktorlarında ve hatta çalışanlarından da. Temizlik görevlisine kadar hepsinden şikayetçiyiz. Hakkımızı sonuna kadar savunuyoruz” ifadelerini kullandı.



“Benim çocuklarımı göz göre göre öldürdüler”


Baba Mehmet Resul Kılıç ise, 4 kez hastaneye geldiklerini ve her seferinde sağlam raporu verildiğini belirterek, “Benim çocuklarımı öldürdüler diri diri. 2 çocuğu geri getirsinler. Bize buradan sağlam raporu verdiler. 4 kere ben hastaneye geldim. “Sadece kum düşüyor, başka hiçbir şeyi yok, korkulacak hiçbir şey yok. Ürolojiye git. Orada bir makine var. O makineyle taşı düşürecekler. Çocuklar sağlam” dediler. Buraya hanımla yine geldik, yine bize serum taktılar ve eve gönderdiler. Eve girdik çay içiyorduk. Hanım tuvaletim geldi dedi. Tuvalete kalktığında yastıkta kan vardı. Tekrar hastaneye geldik. Onu içeri aldılar. Hanımımın ağlama seslerini duydum. 3 numaraya koştum. Doktor hanımın canı benim çocuklarımdan değerliymiş. Ben kapıyı açtığımda ne doktor ne sekreter yok. İkisi de camdan atlayıp gitmiş. Çocuklara bakmadı bile. Madem böyle bir şey vardı. Benim hanımım rahatsızdı. O odaya yatıramaz mıydı? Bir tane boş oda yok muydu? 4 kere bizi eve gönderdiler. 2 tane cinayet var. Benim çocuklarımı göz göre göre öldürdüler. Ben onların adını koymuştum. Onlar bana o çocukları nasip etmedi. Böyleleri hala bu mesleği yapmasın. Bunlar katil” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uluslararası Turan Film Festivali ödülleri sahiplerini buldu Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yunus Emre Salonu’nda gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra 77 ülkeden bin 57 başvurunun yapıldığı ‘Kızılelma’ temalı festivalde; ülkemizden 158, Azerbaycan’dan 47, Kırgızistan’dan 31, Kazakistan’dan 21, Özbekistan’dan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film yarıştı. Ege Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) ve Sinema Genel Müdürlüğü katkılarıyla düzenlenen “Uluslararası Turan Film Festivali Ödül Töreni, Türk Dünyası sinemasının tüm paydaşlarını bir araya getirdi. Törene, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, EÜ üst yönetimi, yurt içinden ve dışından sanatçılar, yönetmenler, senaristler, akademisyenler, davetliler ve öğrenciler katıldı. Fotoğraf ve resim sergileri törene renk kattı Ödül töreni öncesi Atatürk Kültür Merkezi Fuaye Alanında; Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığının “Sessiz Tanıklar Türk Boylarına Yolculuk” sergisi ile TÜRKSOY’un “Türk Dünyası Resim Sergisi” ve “Türk Dünyası Kültür Başkentleri Fotoğraf Sergisi” sanatseverle buluştu. Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Sanatsal faaliyetler üretmek, sanatın gelişimine katkı sağlamak, sanatı ve sanatçıyı sanatseverlerle bir araya getirmek, tam akredite öğrenci odaklı araştırma üniversitemizin toplumsal görevleri arasındadır. Bu bilinçten hareketle Türk dünyasının ortak değerlerini ve kültürel bağlarını vurgulayarak, bu bağların güçlenmesine katkıda bulunmak, Türk devletleri ve topluluklarının kültürel çeşitliliğine ve zenginliğine katkıda bulunmak hedefiyle yola çıktığımız bu önemli organizasyonun henüz fikir aşamasında iş birliği talebinde bulunduğumuz bütün çevreler tarafından heyecanla karşılanarak sağlanan desteklerle bugünlere gelmesi sağlanmıştır” diye konuştu. “Festivalimizin geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” Bu tür bir festivale ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getiren Prof. Dr. Budak, “Uluslararası Turan Film Festivali, uzun süren hazırlık aşamasının ardından iki gündür Üniversitemiz ev sahipliğinde gerçekleştiriliyor. Festival kapsamında uluslararası film yarışması, 3 Söyleşi, 2 Fotoğraf Sergisi, 7 Gösterim Seçkisi, 1 Resim Sergisi, 1 Konser, 1 Dans Gösterisi gerçekleştirildi. Festivale 77 ülkeden bin 55 başvuru yapıldı. Türkiye’den 158 Film, Azerbaycan 47 Film, Kırgızistan 31, Kazakistan 21, Özbekistan 15 ve Türkmenistan’dan 10 film katılım gösterdi. Yapılan tüm başvurular alanlarında duayen jüri üyelerinden oluşan seçili kurullar tarafından incelendikten sonra dereceye girenleri belirlendi. Bugünkü ödül töreninde dereceye giren filmlere verilecek ödüllerin yanı sıra Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Sinema Sanatına Katkı Ödülü, İnsani Değerlere Katkı Ödülü gibi 13 ayrı kategoride özel ödüller de verilecek. Ödül alacak olan sanatçılarımızı şimdiden tebrik ediyorum. Ayrıca bu büyük organizasyonda bizlerle birlikte olan ve büyük desteklerini gördüğümüz Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğüne, TÜRKSOY’a, çok kıymetli sergilerini bizlere açan Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığına ve festivalimize destek veren gerek ülkemizdeki gerekse Türk Dünyasındaki değerli kurumlarına şükranlarımı ifade etmek istiyorum. Festivalimizin ileriki yıllarda da Türk Dünyasında genişleyerek geleneksel hale gelmesini temenni ediyorum” dedi. “Türk dünyasının zenginliğini arşivlerle ortaya koyuyoruz” Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal, “Bu etkinliğin, kültürün birleştiriciliği adına çok önemli bir program olduğunu ifade etmek istiyorum. Türk kültürü ve sanatının paylaşımı ve gelişimi adına düzenlenen bu festival son derece anlamlıdır. Bu programın bir paydaşı olarak Türk dünyasının zenginliğini çeşitli arşiv belgeleriyle ortaya koymaktan son derece bahtiyarız. Türkiye olarak dünyanın en büyük arşivlerine sahip olduğumuzu bilmenizi isterim. Festivalimize ev sahipliği yapan Ege Üniversitesine ve Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’a, hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” dedi. TÜRKSOY Genel Sekreteri Sultan Raev, “Sinema ortak kültür mirasımızı gelecek nesillere taşıma noktasında en önemli araçlardan biridir. Bu etkinlik, Türk sinemasının çeşitliliğini yansıtmasının yanı sıra birliğimizi ve kardeşliğimizi bir kez daha tüm dünyaya gösterme fırsatı verdi. Festivalin gerçekleşmesine katkı sunan kurumlarımıza teşekkür ediyor, yarışan tüm sanatçılarımızı tebrik ediyorum” diye konuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ise, “Sinema, dertli insanın işidir. Sinema yapan insan derdini paylaşmak, yarasını göstermek ister. Filmini çektikten sonra da dertleşmek ister. Bu bakımdan festivaller de sinemacıların dertleştikleri yerlerdir. Özellikle uluslararası festivaller bizim için çok önemli. Turan Film Festivali de ilk yılından büyük bir başlangıç yaptı. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. Ödüller sahiplerini buldu Turan Film Festivali kapsamında ilk olarak prestij ödülleri verildi. İnsani Değerlere Katkı Ödülü Yönetmen Derviş Zaim ile Gönül Dağı dizi yapımcısı Ferhat Eşsiz’e, Kültürel Çeşitliliğe Katkı Ödülü TRT AVAZ kurumu adına TRT İzmir Bölge Müdürü Mevlüt Şahbaz’a, İnsan Haklarına Katkı Ödülü Karabağ-Azerbaycan Göç ve Mülteciler Bakanlığı Bakan Müşaviri Nesimi Nerimanov’a Toplumsal Duyarlılık Ödülü Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven’e verildi. Sinema Sanatına Katkı Ödülünü sırasıyla; Azerbaycan Sinema Ajansı, Kazakfilm, Kırgız Cumhuriyeti Kültür, Bilgi, Spor ve Gençlik Politikaları Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü adına Talant Osmanov, Özbekistan Kültür Bakanlığı Sinematografi Ajans Uluslararası İlişkiler Daire Koordinatörü Gofurjon Musaev, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven ve Oğuzhan Türkmen Film Stüdyosu adına Salisalih Bayramov aldı. Ege Üniversitesi 2024 Yılı Vefa Özel Ödülünü Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Fecir Alptekin ve TRT Belgesel Kanal Koordinatörlüğü adına Koordinatör Ahmet Canbaz alırken, Genç Yetenek Ödülü Ruslan İbrahimli’ye, Teknoloji ve Sinema İlişkisi Ödülü 1453 Filmi ile Hamit Keleş’e, Medya Özel Ödülü Anadolu Ajansı adına İzmir Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal’a, Kültürel Hafıza Ödülü Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Daire Başkanı Dr. Yasin Yıldız’a, Kültürel Miras Ödülü Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’a, TÜRKSOY Özel Ödülü ise Rejisör Alovov’a verildi. Festivalde yarışan filmlerde ise; Azerbaycan birinciliğini “Voice” filmi ile Zamin Mammadov, Kazakistan birinciliğini “Lullaby” filmi ile Dilshat Rakhmatullin, Kırgızistan birinciliğini “Hope” filmi ile Saule Mukanbetova, Özbekistan birinciliğini “Taste of Grapes” filmi ile Dmitriy Lebedev, Türkiye birinciliğini “Tradition” filmi ile Ali Rıza Bayazıt, Türkmenistan birinciliğini “Ümit” filmi ile İskender Muhammet Annamuhammedov, Uluslararası kategori birinciliğini ise “Goli’s Greatest Adventure/Iran” filmi ile Elika Mehranpoor aldı. Yöresel danslar ve şarkılar katılımcıları coşturdu Ödüllerin verilmesinin ardından festivale destek veren kurum ve sponsorların temsilcilerine plaket takdimi gerçekleştirildi. Etkinlik kapsamında EÜ Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı Ekin Dans Topluluğunun “Zeybek Gösterisi”, Azerbaycan Sema Halk Dansları Topluluğunun “Azerbaycan Halk Müziğinden Potpuri”, “Göçebeler Kırgız Halk Dansı”, Kazakistan “Süyünbay Sazı” Folklor Topluluğu Dansçıları, Özbekistan Namangan Filartmonisi Müzik ve Dans Sanatçıları sahne aldı. Daha sonra tüm ülkelerin sanatçıları sahneye çıkarak Rektör Prof. Dr. Necdet Budak eşliğinde “Anayurdum” parçasını seslendirdiler. Festival tanıtım filminin de gösterildiği törenin sonunda, ödül alanlar, jüri ve katılımcılar hatıra fotoğrafı çektirdi.