ASAYİŞ - 13 Temmuz 2025 Pazar 14:38

Annesi, kardeşi ve yeğenini yangında kaybetti: "Vicdansız (Emir Aras) aynı koridordasın"

A
A
A
Annesi, kardeşi ve yeğenini yangında kaybetti: "Vicdansız (Emir Aras) aynı koridordasın"

Grand Kartal Otel’i Genel Müdürü Emir Aras’ın kaldığı katta annesi, kardeşi ve yeğenini kaybeden Bülent Akişli, "Sen odadan kendin çıkıyorsun. Geriye dönüyorsun, çocuklarını çıkartıyorsun. Vicdansız (Emir Aras) aynı koridordasın" dedi.



Bolu Grand Kartal Otel’de 78 kişinin hayatını kaybettiği, 133 kişinin yaralandığı yangın faciasının ilk duruşması devam ediyor. 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı 7’nci gününde müşteki beyanlarına devam edildi. Almanya’da yaşayan Şenol Akişli, İstanbul’daki 11 yaşındaki kızı Mina Akişli’yi ve Antalya’da yaşayan annesi Gülçin Akişli’yi 21 Ocak’ta Grand Kartal Otel’e tatile götürdü. Ancak bu tatil, yangın faciasıyla son buldu ve 3’ü de hayatını kaybetti. Faciadan 78 gün sonra, yangında eşi Gülçin Akişli’yi kaybeden Cevat Akişli (72), yaşadığı acıya dayanamayarak kalp krizi geçirdi ve hayatını kaybetti. Akişli ailesinin diğer üyeleri müşteki sıfatıyla beyan verdi.


"Müdürüne 4x4 araç alacağına yangın söndürme cihazları alacak kadar hassas olsaydınız keşke"


Yangın faciasında annesi, ağabeyi ve yeğenini kaybeden Volkan Akişli, "Ben annemin kokusuyla uyuyan bir insandım. Bizi nasıl bir çaresizliğin içine attığınızın farkında mısınız? Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras annesiniz ya hani bir yüzümüze bakın. Halit Ergül, otel müdürünün Kartalkaya’ya çıkması için 4x4 araç alacağına yangın söndürme cihazları alacak kadar hassas olsaydınız keşke" diye konuştu. Volkan Akişli sonrasında ise annesinin mezarında çektiği videoları salonda izletti.


"Hiç kimseye seslenmeden rahat rahat çıkmışlardı. Benim kızım uyanmadı bile yatağında ölü bulundu"


Mina Akişli’nin annesi Şenol Akişli’nin eski eşi Mesude Turan, "Şöyle bakıyorum hiçbiri söylediğinden utanmıyor. O gün kızım babasıyla ve babaannesiyle oteldelerdi. Şenol oteli internette çok araştırmış. 3 günlüğüne gitmişlerdi. Güle oynaya gittikleri otelden cenazeleri geldi. 7010 numaralı odada kalıyorlardı. 7.katta Genel Müdürü Emir Aras ile eşiyle aynı katta kalıyorlardı. Hiç kimseye seslenmeden rahat rahat çıkmışlardı. Benim kızım uyanmadı bile yatağında ölü bulundu. Bize burada maval anlatıyor, ‘Giderken çocuk kurtarmış’ Ben orada çocuğumu bulduğumda akşam saat 18.30’du. Ben çocuğumu morgdan alamadım. Soğuk hava depolu tırın içerisindeki ceset torbaları arasından aldım. 6 aydır doğru düzgün uyuyamıyorum. Halit beyimiz 2.5 aydır uyuyamıyormuş. Kızımın hayalleri vardı. En büyük isteğim ihmali olan herkesin en ağır cezayı almasını istiyorum" dedi.


"Vicdansız (Emir Aras) aynı koridordasın"


Yangın faciasında kardeşi Şenol Akişli’yi kaybeden Bülent Akişli, "Hepimizin başı sağ olsun. Kendim ailemle beraber olmak kaydıyla aile şirketimiz var. Ben kardeşimi kaybettim, annemi kaybettim ve yeğenimi kaybettim. Peşinden de babamı kaybettim. Emir Aras, yüzüme bak. Gözümün içine bak. Sabah görüntüleri izledim. Sen odadan kendin çıkıyorsun. Geriye dönüyorsun, çocuklarını çıkartıyorsun. Annem, yeğenim ve kardeşim 7010 numaralı odada kalıyordu. Vicdansız (Emir Aras) aynı koridordasın" ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.