ASAYİŞ - 10 Ekim 2025 Cuma 17:24

Bolu’da dönerciye sopalı ve yumruklu saldırı anları görüntülendi

A
A
A

Bolu’da bir dönerci dükkanına gelen 2 kişi, iş yerine ve sahibine sopalarla saldırdı. O anlar güvenlik kamerasına yansırken, iş yeri sahibi, "Husumetim de yok, ne olduğunu anlamadım, bir anda saldırıya uğradım" dedi.

Olay, Sağlık Mahallesi Cengaver Sokak’ta bulunan bir dönerci dükkanında meydana geldi. İddiaya göre, Hayati A.’ya ait iş yerine akşam saatlerinde, kimliği belirsiz 2 kişi araçla gelerek içeride müşterilerinde bulunduğu sırada saldırdı. Henüz bilinmeyen bir nedenle ellerindeki sopalarla dükkanın camlarını kıran saldırganlar, dışarı çıkan iş yeri sahibi Hayati A.’ya da sopa ve yumruklarla saldırdı. Çevredeki vatandaşlar kavgayı güçlükle ayırırken, saldırganlar geldikleri araçla olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine bölgeye polis ekipleri sevk edildi. Saldırı sonucu iş yerinde maddi hasar oluştu. Olay yerinde inceleme yapan polis ekipleri, saldırganları yakalamak için çalışma başlattı.

Bolu’da dönerciye sopalı ve yumruklu saldırı anları görüntülendi

Saldırı anı güvenlik kamerasına yansıdı

Öte yandan, saldırı anı iş yerinin güvenlik kamerası tarafından kaydedildi. Görüntülerde, saldırgan 2 kişinin kırmızı bir otomobille iş yerine geldikleri, içlerinden birinin elindeki sopayla camlara vurarak saldırdığı ve tekme attığı görüldü. Ardından dışarı çıkan iş yeri sahibi Hayati A.’ya, 2 şahsın sopa ve yumruklarla saldırdığı anlar da kameraya yansıdı.

Bolu’da dönerciye sopalı ve yumruklu saldırı anları görüntülendi

"Ne olduğunu anlamadım, bir anda saldırıya uğradım"

Saldırganlarla herhangi bir husumeti olmadığını söyleyen iş yeri sahibi Hayati A., sabah saatlerinden itibaren tehdit edildiğini belirtti. Hayati A., "Ne olduğunu anlamadım, bir anda saldırıya uğradım. Sabah saatlerinden beri telefondan ‘öldüreceğiz, yıkacağız, dağıtacağız’ diyerek tehdit ediyorlardı. Bu kişilerle herhangi bir görüşmem yok, husumetim de yok. Sabah saat 08.30’da dükkâna geldiler, o zaman polis ekiplerini çağırmıştım. Gittiler ama akşam tekrar gelip saldırdılar" dedi.

Emrah Sağıt - Enes Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Yozgat’ta 70’lik çift 40 yıldır omuz omuza pazarcılık yapıyor Yozgat’ın Çekerek ilçesinde kurulan halk pazarında 70’lik çift 40 yıldır omuz omuza pazarcılık yaparak geçimlerini sağlıyor. Yozgat’ın Çekerek ilçesinde kurulan halk pazarında, pazarcılık yapan bir çift dikkat çekiyor. İkisi de 71 yaşında olan Selvet ve Halil çifti 40 yıldır aynı pazarda omuz omuza pazarcılık yaparak geçimlerini sağlıyor. Hem hayat arkadaşı hem de iş ortağı olan çift evde olduğu gibi pazarda da mutlu ve mesut bir şekilde vakit geçiriyor. Selvet Çekiç 71 yaşında olduğunu ve eşiyle birlikte 40 yıldır pazarcılık yaptığını belirterek, "Hala bu işle uğraşıyorum. Bu yaşta zor oluyor. Emeklilik maaşı yetmediği için yapmak zorundayım. Nohut, fasulye kilosu 80 lira. Bulgurun kilosu 35, mercimek 80 lira. Bursa’dan İstanbul’dan, İzmir’den, Çekerek, Aydıncık, Kazankaya pazarlarından tanıyanların hepsine ürün veriyorum. Malımı alan müşterilerim memnun. Sabah 4’te 5’te kalkıyorum, hazırlıklarımı yapıyorum, pazara geliyorum, sergimi açıyorum, kahvaltımı burada yapıyorum. Sıcak da oluyor soğuk da. Alan da sağ olsun almayan da. Güle güle yesinler" dedi. Halil Çekiç eşiyle birlikte çekirdek, kestane, tarhana, mısır, fasulye, nohut, mercimek, yarma, düğü, yumurta, bal sattıklarını söyledi. Çekiç, "71 yaşındayım. İşin zorlukları oluyor tabi. 40 yıldır bu işi yapıyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
İzmir Manyetik titreşimlerle, bağımlılığa karşı ’Sil baştan tedavi’ Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, bağımlılık ve duygu durum bozukluklarında beyni adeta yeniden başlatarak tedavi etmeye imkan sağlayan Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) hakkında bilgiler verdi. Yaşar, "Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS), beynin belirli bölgelerine manyetik alan aracılığıyla uyarı gönderen, cerrahi gerektirmeyen bir nöromodülasyon tedavisidir. Kafa derisine yerleştirilen elektromıknatıslar aracılığıyla, beyinde nöronların elektriksel aktivitesi uyarılarak beyin aktivitesi modüle edilir" dedi. Bağımlılık ve duygu durum bozukluklarında beyni adeta yeniden başlatarak tedavi etmeye imkan sağlayan Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS) hakkında Medicana International İzmir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar bilgi verdi. Bağımlılıkta, beyindeki ödül devresinin prefrontal korteks dopamin aracılığıyla aşırı uyarıldığını aktaran Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, TMS tedavisinde beynin madde arama davranışını tetikleyen nörokimyasal yolların sessizleştirilerek, bağımlılığın sonlanmasının hedeflendiğini bildirdi. Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "Transkraniyal Manyetik Stimülasyon (TMS), beynin belirli bölgelerine manyetik alan aracılığıyla uyarı gönderen, cerrahi gerektirmeyen bir nöromodülasyon tedavisidir. Kafa derisine yerleştirilen elektromıknatıslar aracılığıyla, beyinde nöronların elektriksel aktivitesi uyarılarak beyin aktivitesi modüle edilir. Bu uyarılar sinaptik plastisiteyi yani yeniden yapılanmayı etkileyerek, özellikle karar verme merkezimiz olan prefrontal korteks ve duygu motivasyon bölgemiz olan limbik sistem arasındaki iletişimi düzenleyebilmektedir. TMS ile beyin uyarıldığında, sinir hücreleri arasında bilgi alışverişini sağlayan serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin düzeylerinde ve bunların reseptörlerinde, sinir hücrelerinin kendini yenilemede kullandıkları yolaklarda olumlu yönde değişimler sağlanabiliyor" açıklamasını yaptı. Bağımlılığı tetikleyen yolları sessizleştiriyor Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, bağımlılık sürecinde beynin ödül devresinin adeta kontrolsüz çalıştığını belirterek, TMS’nin bu devreyi yeniden düzenlemeye odaklandığını anlattı. Özellikle mantıklı düşünme, karar verme ve dürtü kontrolünden sorumlu prefrontal korteks ile haz ve motivasyon merkezleri arasındaki iletişimin normalleşmesini sağladığını ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "TMS ile amaç, madde arayışını ve anlık haz beklentisini azaltarak kişinin öz denetimini güçlendirmektir. Böylece kişi, bir maddeye ya da davranışa yönelmeden önce durup düşünebilme kapasitesi kazanır" diye konuştu. Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, yöntemin ilaçsız ve girişimsel olmayan yapısının, özellikle ilaç kullanmak istemeyen ya da ilaç tedavisine direnç gösteren bireyler için önemli bir avantaj oluşturduğunu aktardı. TMS tedavisinin her hasta için uygun olmadığını da belirten Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, değerlendirme ve planlamanın psikiyatrist tarafından yapılması gerektiğinin altını çizdi. Epilepsi öyküsü bulunanlar, kafatasında metal implant veya kalp pili taşıyanlar ve gebeler için şu an için önerilmediğini belirten Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "Bunun dışında birçok hasta grubu TMS’den yararlanabilmektedir. Önemli olan, kişinin klinik değerlendirmesinin doğru yapılması ve tedavi hedeflerinin net belirlenmesidir" dedi. Hastalar seans sonrası günlük hayatına devam ediyor Hastaların tedavi sırasında konforlu bir süreç yaşadığını dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, seansların ayaktan uygulandığını, anestezi ya da sedasyon gerektirmediğini kaydetti. Tedavi sırasında hastanın rahat bir koltukta oturduğunu, baş bölgesine yerleştirilen elektromanyetik bobin aracılığıyla hafif tıklama sesleri ve yüzeysel bir titreşim hissi oluştuğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "Bu his kısa sürer, rahatsız edici değildir ve hasta seans biter bitmez normal hayatına dönebilir" dedi. Bağımlılık vakalarında genellikle günde bir seans olacak şekilde haftanın beş günü uygulandığını aktaran Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, toplam sürenin ise 20-30 seans arasında değiştiğini vurguladı. Öte yandan TMS’nin en verimli sonuçlarını psikoterapi ve gerektiğinde ilaç tedavisiyle birlikte uygulandığında verebildiğini ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "Beyindeki biyolojik süreçleri TMS düzenleyebiliyor, terapi ise bu yeni öğrenmeleri pekiştirmede etkili olabiliyor. Kişinin sadece madde isteğinin azalması değil, aynı zamanda hayatı yeniden yapılandırması da önemlidir. Bu nedenle çoklu yaklaşım kalıcılığı artırabilir" diye konuştu. Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, tedavi sonrası bağımlılığın yeniden nüks etmesi konusuna da ışık tutarak, "Her hastanın tepkisi farklı olmakla birlikte, craving yani madde isteğinde anlamlı bir azalma gözlemleniyor. Bazı hastalarda ilerleyen dönemlerde destekleyici seanslar planlanabiliyor. Amaç, beynin yeniden kazandığı dengeyi korumasını sağlamak" dedi. Türkiye’de kullanım artıyor TMS’nin özellikle Avrupa ve ABD’de bağımlılık tedavisi protokollerinde yer almaya başladığını söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, Türkiye’de de son yıllarda daha fazla merkezde uygulanır hale geldiğini belirtti. Büyük şehirlerde erişimin daha kolay olduğunu, bağımlılık alanında farkındalığın giderek arttığını vurgulayan Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, "Önümüzdeki yıllarda TMS’nin bağımlılık tedavilerinde destekleyici standart yöntemlerden biri olması beklenmektedir" değerlendirmesinde bulundu. Son olarak TMS’ye dair doğru bilinen yanlışlara da değinen Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, yöntemin zihin kontrolü ya da hafıza silme tekniği olmadığına dikkat çekti. "TMS, kişinin özgür iradesini ortadan kaldırmaz; tam aksine bilişsel kontrolünü güçlendirir" diyen Dr. Öğretim Üyesi Müge Yaşar, tedavinin beynin doğal iyileşme kapasitesini desteklediğini ifade etti.