GÜNDEM - 27 Ağustos 2025 Çarşamba 22:24

Bolu’da köylüler taş ocağına karşı eylem yaptı

A
A
A
Bolu’da köylüler taş ocağına karşı eylem yaptı

Bolu’nun Kındıra, Bürnük ve Kol köylerinin sınırları içerisinde bulunan Dombay Deresi Kanyonu’nda taş ocağı yapılmasına karşı çıkan köylüler, eylem yaptı. Bolu’nun Kındıra, Bürnük ve Kol köylerinin sınırları içerisinde bulunan Dombay Deresi Kanyonu’nda taş ocağı yapılması için ruhsat alındı. Ruhsat alınmasının ardından ormanlık alanda taş ocağının çıkartılması planlanan bölgede yol açma çalışmaları başladı. Ormanlık alanda ağaçların kesilmesiyle başlayan çalışmalar sonrasında köylüler ayaklandı. Dombay Deresi Kanyonu’na taş ocağı yapılacağını öğrenen köylüler, bölgede başlayan ağaç kesimlerine tepki gösterdi. Kındıra köyü meydanında toplanan onlarca vatandaş, ellerinde pankartlarla taş ocağına karşı olduklarını dile getirdi. Vatandaşlar, taş ocağı çalışmalarının durdurulmasını talep ederken, eylemlerini sürdüreceklerini ifade etti.

Bolu’da köylüler taş ocağına karşı eylem yaptı

"Bu projenin hayata geçirilmesine izin vermek açıkçası katliamdan öteye geçmeyecektir"

Köydeki vatandaşlar adına açıklama yapan Avukat Harun Demirel, "Köylerimizin ve köylerimizin içerisinde bulunduğu doğanın yok bir şekilde müsaade edilmektedir. Dolayısıyla bunu anlamlandırabilmek açıkçası bizim açımızdan mümkün olmamıştır. Burada henüz gerçekleştirilen orman katliamının ilgili kurum ve kuruluşlardan izinli olduğu ifade edilmektedir. Ancak idarecilerimizden bu konuda bilgi ve belge talebinde bulunulduğunda ne yazık ki bunu üzülerek ifade istiyorum. Bilgi, belge talepleri karşılanmamaktadır. Yalnızca bu projenin izinli şekilde hayata geçirildiği ifade edilmekle yetinilmektedir. Dolayısıyla burada halihazırda emsal projelerde de gördüğümüz ve yasal bir zorunluluk olan çevresel etki değerlendirmesi raporu yani kabaca ÇED raporu olarak bildiğimiz raporlarında alınması ve aşamasına geçilmemiştir. Dolayısıyla burada yürütülmek istenen projenin çevreye, doğaya, suya, insan hayatına ve diğer canlılara ne tür olumsuz etkisinin olacağına dair hiçbir komut tespit yoktur. Dolayısıyla bu şartlar altında bu projenin hayata geçirilmesine izin vermek açıkçası katliamdan öteye geçmeyecek" dedi.

Bolu’da köylüler taş ocağına karşı eylem yaptı

"Güzelim ormanlar yok olursa, yani bu tabiat burada bozulursa ne olacak?"

Kındıra köyünde yaşayan 70 yaşındaki Vedat Bilgili, "Bu köylüyüm, bu köyde doğdum, büyüdüm. Ve bu köyde 10 yıl pazarda bir muhtarlık yaptık. Şimdi bu taş Ocağının buraya açılması bizim için çok büyük bir zorunlu şey bir şey yani bize. Biz hiçbir hoş bir şey değil yani. Bizim burada su kaynaklarımız oradan geliyor. Su kaynaklarımız yok olacak. Bizim hayvanlarımız az da olsa hayvancılık yapıyoruz. Hayvanlarımız oralarda geziyor. Küçük meralar var. O meralar elimizden alınacak, oralara çıkamayacağız. Hayvancılığımızı bitirecekler. Bizim suyumuzu bitirecekler. Yani biz burada ne yapacağız ondan sonra bu ormanda zaten biz yüzde 100 orman köylüsüyüz 32 madde. Bu orman köyünde ne olur? Hayvancılık olur. Bu hayvancılığı elimizden aldınız. Suyumuzu kestiniz. Ne olacak başka? Hiçbir şey olmayacak. O zaman ne düşer bize Buradan yatak yorganı sırtımıza sarıp kendimize başka bir yaşam yeri bulmamız gerekir yani. Biz de biz burada yaşayamayız o zaman. Bizim elimizden bunlar alınırsa bu dağlar alınırsa, bu güzelim ormanlar yok olursa, yani bu tabiat burada bozulursa ne olacak? Şimdi orada 2 tane Kanyon var. Böyle büyük bir dere var mesela. Ya bu dereleri açın, temizleyin, buralar turizmi açın. Başka bir şey yapın burada. Gelip de burada taş ocağı açmanın, tonlarca dinamit basacaklar buraya. Bizim köyümüze taş yağacak. Bizim köyümüzde taş yağacak. Hadi şimdi bizim yaşımız geçmiş ama bu gençler ne olacak? Bu geriden gelen ne olacak? Bu belki bir asır bitmeyecek buranın ocağı taşı. Biz hem ormanda yaşayacağız, hem de burada toz toprak, gürültü gece gündüz dinamit dinleyeceğiz ya. Böyle yaşam olamaz yani. Onun için biz bunun olmamasına, olmamasına tamamıyla karşıyız" ifadelerine yer verdi.

Bolu’da köylüler taş ocağına karşı eylem yaptı

Enes Özkan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Minibüs caddedeki çukur yüzünden az kalsın devriliyordu Eskişehir’de bir minibüsün devrilme tehlikesi atlatmasına sebep olan çukurla ilgili açıklama yapan AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, "Bir şehir çukura batıyorsa bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" dedi. Çamlıca Mahallesi Birlik Caddesi’nde henüz bilinmeyen sebeple büyük bir çukur oluştu. Çukurdan dolayı geçtiğimiz gün bir minibüs devrilme tehlikesi atlattı. Caddedeki trafiği olumsuz yönde etkileyen durum, vatandaşların tepkisini çekti. AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, konuyla ilgili açıklamada bulunarak Tepebaşı Belediyesi’ni eleştirdi. "Bir şehir çukura batıyorsa bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" Başkan Tunç’ın açıklamasında, "Hayat Tepebaşı’nda diyerek yola çıktınız, ama bugün Tepebaşı’nda hayat ilerlemiyor, araçlar ilerleyemiyor. Birlik Caddesi’nde yaşanan bu manzara bir kaza değil; yıllardır ihmal edilen altyapının, denetlenmeyen çalışmaların ve yönetilemeyen bir belediyecilik anlayışının sonucudur. Yağmur yağınca çöken yollar, otobüsü çukura teslim eden asfalt, sorunun nerede olduğunu açıkça gösteriyor: Sorun yol değil, yönetimdir. Sloganlarla şehir yönetilmiyor, afişlerle çukurlar kapanmıyor. Tepebaşılı her gün yeni bir sıkıntıyla karşı karşıya kalıyor. Bir şehir çukura batıyorsa, bunun adı hizmet değil, ’Hayat Tepebaşı’nda’ sloganının iflasıdır" ifadelerini kullandı.
Kastamonu "Benim arazim" dedi, köy yolunu kestirdi Kastamonu’da bir vatandaş, tapulu arazisinden geçtiğini kanıtlandığı ve yaklaşık 50 köye ulaşım sağlayan grup yolunun kendi mülkü üzerinde kalan kısmını dilekçe vererek kaldırttı. Bölgede yaşayan vatandaşlar, daralan yolun kazalara sebep olabileceğini söyleyerek çözüm bulunmasını istedi. Kastamonu’da yaşayan F.A. isimli bir vatandaş, il merkezinden yaklaşık 50 köye ulaşım imkanı sunan grup köy yolunun bir bölümünün kendi arazisinden geçtiğini belirterek köy muhtarlarından ödeme talep etti. Muhtarların bu talebi kabul etmemesi üzerine F.A., Kastamonu İl Özel İdaresi’ne dilekçe vererek yolun geçtiği alan için ücret istedi. İl Özel İdaresi, yapılan inceleme sonucunda ücret talebini uygun bulmayarak reddetti. Bunun üzerine F.A., tapulu arazisinden geçen yolun kaldırılması için yeniden başvuruda bulundu. Başvurunun ardından İl Özel İdaresi ekipleri, tapulu arazi sınırları içerisinde kaldığı belirlenen yaklaşık 140 metrekarelik asfalt bölümü söktü. Asfaltın kaldırılmasının ardından arsa sahibi F.A., tarlasının sınırlarını belirlemek amacıyla alana demir kazıklar çaktı. Grup yolunun daraltılması, bölge halkının tepkisine neden oldu. Vatandaşlar, daralan yolun trafik kazalarına sebep olabileceğini belirterek, yetkililerden çözüm bulunmasını istedi. "Yol daraldığı için kaza burada kaçınılmaz hale geldi" Merkez ilçeye bağlı Akdoğan köyünde muhtar azalığı yapan Mehmet Ali Bacıroğlu, yetkililerden çözüm beklediklerini ifade ederek, "Burada kaza kaçınılmazdır. Yukarıdan gelen araç ile aşağından gelen araç, yol tek şeride düştüğü için çarpışabilir. Özellikle kışın don olursa duramazlar. Bu yüzden burası kazaya sebebiyet verir. Kadastro memuru burasını nasıl yazdı, benim aklım ermedi. Bu yol neredeyse 200 senelik bir yol. Arkadaş müracaat edince İl Özel İdaresi’nden gelerek buradaki asfaltı kestiler. Buradaki kesilen asfaltı iş makinesiyle kaldırdılar. Buradaki yol daraldı, yol daralınca buradan iki aracın geçmesi mümkün değil. Buradan 2 araba gelse kaza kaçınılmaz olur. Çünkü her an burada ölüm var" dedi. Yolun yaklaşık 20 gündür bu şekilde olduğunu söyleyen Bacıroğlu, "Yolumuz, yaklaşık 20 gündür bu şekilde daralmış tek şeride düşmüş halde duruyor. Buraya 20-25 gündür ne gelen var ne giden var. Yetkililer çözüm bulacak, biz bilmiyoruz" şeklinde konuştu.
Eskişehir 6 gündür kayıp olan öğretmeni bulmak için çalışmalar devam ediyor Eskişehir’de 6 gündür kayıp olan 51 yaşındaki Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı, bulmak için AFAD Eskişehir İl Müdürlüğü koordinesindeki 40 kişilik ekip, havadan ve Porsuk Çayı’nın içinde arama çalışmalarını sürdürüyor. Eskişehir’de 6 gün önce kaybolan Türkçe öğretmeni Tuncay Arslan’ı arama çalışmaları devam ediyor. Öğretmenin son görüldüğü yer olan Porsuk Çayı’nın Gökmeydan Mahallesi kısmında Eskişehir İl Afet Ve Acil Durum Müdürlüğü’nden 9, Odunpazarı Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi’nden (OBAK) 5, Dorlion Arama Kurtarma’dan (DAK) 4, MEB Arama ve Kurtarma Birimi’nden (AKUB) 5, Şişecam’ın Acil Vaka Ekibi (SAVE) 4, itfaiyeden 6,Tepebaşı Arama Kurtarma (TAK) 5 ve Sivil Arama Kurtarma Derneği’nden (SARTEM) 2 çalışan olmak üzere toplam 40 kişilik ekiple aramalar, öğretmenin kaybolmasının 6’ıncı gününde devam etti. Havadan dron ve su da ise hem ekiplerin girmesi hemde botlarla yapılan aramalar sabah saatlerinde başladı. Ankara’dan ve Bursa’dan getirilen özel burunlu köpeklerin işaret ettiği yerde arama çalışmaları yoğunlaştı. Ekiplerin kıyı taraması da sürüyor. Tuncay Arslan’ın yakınlarının da çalışmaları yakından takip ettiği bölgede gözlendi. AFAD Eskişehir İl Müdürü Aslan Mehmet Coşkun çalışmaları sahada koordine edip yakından takip ediyor.
Kahramanmaraş MADO’dan "Salep Manifestosu" MADO, Anadolu’nun kadim lezzetlerinden biri olan salebe yönelik yaklaşımını "Salep Manifestosu" ile kamuoyuyla paylaştı. Manifestoda salebin bir içeceğin yanı sıra, kültürel miras, doğaya saygı ve sürdürülebilir üretim vurgusu öne çıktı. MADO tarafından yapılan açıklamada, salebin Anadolu’nun bin yıllık topraklarında, Torosların eteklerinde yetişen orkide köklerinden elde edildiği hatırlatılarak, her fincanın bu coğrafyanın belleğini taşıdığı ifade edildi. Salebin geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran bir sembol olduğuna işaret edildi. Kültürel miras olduğu da vurgulandı. Manifestoda, MADO’nun salebi yalnızca bir ürün değil, kültürel bir miras olarak ele aldığı belirtildi. Bu kapsamda Türkiye’de tescilli salep yetiştiriciliği yapan ilk markalardan biri olunduğu, kendi tarlalarında üretim yapıldığı ve orkide koruma ile yaygınlaştırma projelerinin yürütüldüğü kaydedildi. Salep üreticilerine alım garantisi sunularak sürdürülebilir tarımın desteklendiği aktarıldı. Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı ile üniversitelerle iş birlikleri gerçekleştirildiği, Salep çalıştayları ve farkındalık programlarıyla üreticiler, öğrenciler ve kamuoyunun bilgilendirildiği ifade edildi. "Katkısız ve sürdürülebilir üretim" Doğallık ve saflık başlığı altında, ürünlerde katkı maddesi ve sentetik aroma kullanılmadığı belirtilirken, salep orkidesinin doğadaki dengesini korumak amacıyla kontrollü kök kullanımı ve sürdürülebilir hasat uygulamalarının hayata geçirildiği bildirildi. Manifestoda, gerçek salebin sabır ve ustalık gerektirdiği vurgulandı. MADO üretim sürecinde geleneksel yöntemlerin çağdaş tekniklerle birleştirildiği, her aşamanın deneyimli ustalar tarafından denetlendiği belirtildi. Salep kıvamı ve aromasının nesiller boyu korunan orijinal MADO reçetesiyle sağlandığı, bu bilgi birikiminin usta-çırak eğitim programlarıyla aktarıldığı kaydedildi. MADO’nun salebi yalnızca kış mevsimiyle sınırlamadığına dikkat çekilen açıklamada, Türkiye’de soğuk salep ürününü ilk kez ticarileştiren marka olduğu hatırlatıldı. Soğuk salep ve incirli, Antep fıstıklı, Türk kahveli gibi yeni çeşitlerle genç neslin damak zevkine hitap edildiği ifade edildi. "Her Mevsim Salep" vizyonu doğrultusunda global lansmanlar gerçekleştirildiği bildirildi. MADO, Salep Manifestosu kapsamında salebi çeşitlendirmeyi, geliştirmeyi ve yeniliklerle zenginleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı. Soğuk salep çeşitleri ve farklı tat kombinasyonlarıyla salebin geleceğin içeceği haline getirilmesinin hedeflendiği belirtilirken, salebin Türk mutfak kültürünün evrensel elçisi olarak dünyaya tanıtılacağı vurgulandı. Orkide koruma ve sürdürülebilirlik konusunda da daha kapsamlı adımlar atılacağı ifade edildi.