SAĞLIK - 05 Mart 2020 Perşembe 11:35

Bolu’da, madde bağımlıları deri altına koyulan çiple tedavi oluyor

A
A
A
Bolu’da, madde bağımlıları deri altına koyulan çiple tedavi oluyor

Bolu’da, alkol ve uyuşturucu madde bağımlıları kişiler, uzman hekimler tarafından yapılan operasyonla deri altına yerleştirilen çip sayesinde tedavi oluyorlar.

Bolu’da, alkol ve uyuşturucu madde bağımlıları kişiler, uzman hekimler tarafından yapılan operasyonla deri altına yerleştirilen çip sayesinde tedavi oluyorlar.


Bolu’da, uyuşturucu ve alkol bağımlıların tedavisi için İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 6 ay önce çip tedavisi uygulanmaya başlandı. Genellikle ilaçla tedavi gören hastların ilaç almayı unutmaları yada ilaç almaktan vazgeçmeleri halinde etkili olan çiple tedavi yöntemiyle bugüne kadar 6 kişi tedavi oldu.


Tedaviyle ilgili bilgi veren İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı, AMATEM kurucu ve sorumlu hekimi Uzman Doktor Ayşegül Koç,çip tedavisinin, cilt altına küçük bir operasyonla yerleştirilen ve buradan her gün çok küçük miktarda ilacın karışmasıyla oluşturulan bir tedavi yöntemi olduğunu belirterek, “2 aylık, 3 aylık, 6 aylık ve 12 aylık formları var. Türkiye’de 3 aylık formları bulunmakta. Kişiyi çip takıldıktan sonra her 3 ayda bir, bir yıl boyunca çipin değiştirilmesini öneriyoruz. İhtiyacı olan hastalarda bu süre çok daha uzun olabilir. Çip tedavisi yalnızca eroin bağımlılarında değil, alkol bağımlılarında da kullanılan bir yöntemdir” dedi.


“Uygulamadan önce arındırma tedavisi gerekiyor”


Tedavi uygulanmadan önce bağımlı kişiye öncelikle arındırma tedavisi yapılması gerektiğini söyleyen Koç, “Uygulanan kişilerin çok daha uzun süre tedaviye uyum sağlaması demek. Uzun süre temiz kalmaları ve eroin kullanma ihtimalinin düşük olduğunu göstermiştir. Herkese uygulanmaz öncelikle uzman bir psikiyatrist tarafından kişinin değerlendirilmesi gerekir. Çip takılması için uygun olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılır. Uygulamadan önce en az 7 ya da 10 günlük ayık kalma, temiz kalma süresi mutlaka olmalıdır. Bu nedenle uygulama yapılmadan mutlaka bir arındırma tedavisinin yapılması gerekiyor. Aynı zamanda kişinin AKUT karaciğer hastalığı ya da siroz hastalığının olmaması gerekir. Yine depresif ya da intihar düşüncesi olan kişilerde mutlaka dikkatli kullanılmalı” şeklinde konuştu.


“İstenmeyen yan etkiler çıkabilir”


Tedavinin yan etkilerinin de olduğunu kaydeden Ayşegül Koç, “Genellikle hastalar tedaviye iyi uyum sağlarlar. Bazen istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilir. Örneğin uyku sorunları, baş ağrılar, cilt döküntüleri olabilir. Yine anksiyete belirtileri, huzursuzluk belirtileri, iştahsızlık, mide bulantısı ve enerji kaybı olabilir. Bunun yanında tedavi uygulanan kişilerde standart eroin etkileri görülemeyeceği için kişi iyi bilgilendirilmezse artan dozlarda eroin kullanmasına bağlı aşırı doz yüklenmesi olabilir. Bu nedenle işlem öncesi kişi mutlaka eğitilmeli” ifadelerini kullandı.


“Tek başına yeterli değil”


Ayşegül Koç, çip tedavisinin tek başına yeterli olmadığını söyleyerek, “İyi eğitim almış bir tedavi ekibi önderliğinde bireysel terapi, grup terapisi, aile terapisi ve yaşam beceri eğitiminin birlikte uygulandığı bir tedavi yöntemi olduğu unutulmamalıdır. Çip tedavisi ruhsatlandırılmış, ayaktan ve yataklı alkol madde bağımlılık ve tedavi merkezlerinde uygulanabilen bir yöntemdir. Büyük merkezlerde uzun süredir uygulanmakta. Bizim klinik merkezimizde de biz 6 aydır uyguluyoruz. Şu ana kadar 6 hastaya uyguladık. Uygulanması çok zor bir işlem değil. 5-10 dakikalık kısa bir işlemle uygulanabiliyor. Yurt dışı ilaç temin listesinde bulunan bir ilaç. O yüzden ilaç fiyatının yüzde 20’sini hastanın ödemesi gerekiyor. Ya da eczacısı ile bu evraklarını iletmesi gerekiyor. İlaç 3 ile 4 hafta içinde temin edilip, ulaştırılabiliyor. Geldikten sonra da 5-10 dakikalık bir işlemle hastaya yerleştirilebiliyor” dedi.


“1 yıl içinde 3 ayda bir değiştirilmeli”


Hastaya yerleştirilen çipin belirli aralıklarda değiştirilmesi gerektiğini belirten Koç, “Çip tedavisi aldığı süre içinde kişinin vücudunda 3 ay boyunca ilaç olduğu için eroin alsa bile eroinin standart etkilerini göremeyeceği için almayı tercih etmemekte. Bu nedenle çip vücudunda olduğu süre içinde kişi maddeden uzak durmakta. Bu nedenle biz hasta taburcu olduktan sonra 1 yıl içinde 3 ayda bir çipin değiştirilmesini mutlaka öneriyoruz. İhtiyacı olan kişilerde bu süreç çok daha uzun olabilir. İyi eğitim almış bir tedavi ekibiyle bunu yapmaktayız” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Bakan Ersoy, Yunan mevkidaşı ile "Romeo ve Juliet" oyununu izledi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni, William Shakespeare’in unutulmaz eseri "Romeo ve Juliet" oyununun Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) gösteriminde bir araya geldi. Oyun, Türkiye’den Devlet Tiyatroları ve Yunanistan’dan Atina Konser Salonu Megaron ve Yorgos Lykiardopoulos kültürel organizasyonu Lykofos ortak projesiyle Ege’nin her iki yakasında tiyatro severlerle buluşuyor. Yunanistan ve Türkiye’den sanat kurumları ile sanatçıları bir araya getiren proje, iki ulus arasında köprü kurmayı hedefliyor. Dün İstanbul’da ilk gösterimi yapılan ve 28 Nisan’a kadar sahnelenmeye devam edecek esere ilişkin AKM’de gerçekleştirilen basın toplantısında Bakan Mehmet Ersoy, Bakan Lina Mendoni ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ve değerlendirmelerde bulunduklarını söyledi. Basın toplantısında konuşan Bakan Ersoy, "Bugün değerli mevkidaşım, Yunanistan Kültür Bakanı Sayın Lina Mendoni ve beraberindeki heyeti misafir ettik. Verimli bir görüşme gerçekleştirdik; değerlendirmelerde bulunduk. Şimdi ise çok güzel bir sanat birlikteliği vesilesiyle buradayız. Devlet Tiyatrolarımız ile Pire Belediye Tiyatrosunun ortak bir proje çerçevesinde sahneye koyduğu Romeo ve Juliet oyununun İstanbul galasını izleyeceğiz” dedi. "Sanatın evrenselliği insanlık için daima ortak bir çatı olmuş; en güzel, en anlamlı birlikteliklere ev sahipliği yapmıştır" diyen Ersoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bizler de buna sahip çıkmanın, katkı ve değer sunmanın gayretindeyiz. İnanıyorum ki bu proje sadece bir başlangıç olacak, önümüzdeki dönemlerde sanatın diğer alanlarına da yayılacaktır. Romeo ve Juliet, Shakespeare’in eşsiz kaleminden çıkmış ölümsüz bir klasik. Bizler ise bu eseri, sanatçılarımızın kendi kültürel ve tarihsel geçmişlerinden ilham alarak yeniden yorumladıkları bir temsille sahneye taşıyoruz. Oyundaki aileler kendi aralarında anadillerinde konuşurken bir araya geldiklerinde, bildikleri tek ortak dil olan İngilizce ile iletişim kuracaklar. Bu yaklaşım, farklı dillerin ve kültürlerin etkileşimiyle insan doğasının derinliklerine inerek evrensel duyguları keşfetmeyi amaçlamaktadır. Esere günümüz dünyasından açılan bu çağdaş bakış açısı ve yeni yorum vesilesiyle Türkiye ve Yunanistan’ın köklü kültürel mirasını da bir araya getirmiş ve iki ülke arasında derinleşen kültürel diyaloğu sembolize etmiş olacağız. Provalar 18 Şubat’ta, Yunanistan’da başlamıştı. Yönetmen Lefteris Giovanidis’in rejisiyle sahneye taşınan eser, Türkiye’de sanatseverlerle buluşmasının ardından Mayıs ayında, Atina’da perdelerini açacak ve iki ülkede toplamda 13 temsil gerçekleştirilecek. Ayrıca 17-27 Mayıs 2024 tarihleri arasında, Antalya’da düzenlenecek olan 14’üncü ‘Devlet Tiyatroları Antalya Uluslararası Tiyatro Festivali’nde yer almasını da planlıyoruz. Yine yaz aylarında ve önümüzdeki tiyatro sezonunda Türkiye’nin ve Yunanistan’ın farklı şehirlerinde sahnelenmesi, Avrupa’daki prestijli tiyatro festivallerine katılımı söz konusu olacak. Türkiye ve Yunanistan arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilerek daha ileri boyuta taşınması adına bundan sonra da Yunanistan’ın ilgili kurum ve kuruluşlarıyla eşgüdüm ve iş birliği içerisinde çalışmaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek isterim. Sayın Bakan’a, Pire Belediye Tiyatrosunun ve Devlet Tiyatrolarımızın çok değerli sanatçılarına ve Sayın Lefteris Giovanidisi’in şahsında, sahne arkasında bu esere emek veren bütün ekibe teşekkür ediyorum. Sanatseverleri bu özgün ve özel temsili izlemeye davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum” dedi. Yunanistan Kültür Bakanı Lina Mendoni ise eserin sahneye konulma sürecinden bahsederek, Türk- Yunan ilişkileri bakımından oyunun İstanbul’da izleyicilerle buluşmasından dolayı mutluluk duyduklarını ifade etti. Romeo ve Juliet’in en güzel aşk hikayesi, aynı zamanda da bir drama olduğunu belirten Mendoni, "Bu oyun bir başlangıç olabilir. İki toplumun kültürel bağlarımızı daha da yüksek hale getirebiliriz. Sadece devlet düzeyinde değil, özel kuruluşlar arasında da ortak projelerin ve ikili işbirliklerinin olduğunu öğrenmekten mutluluk duyuyoruz. Yakın zamanda sizleri Atina’ya 16 Mayıs’ta sahnelenecek oyuna da bekliyorum. Eminim oyun, Atina’da da çok iyi karşılanacak" diye konuştu. Bakan Ersoy ve Mendoni, ortak basın toplantısının ardından AKM Tiyatro Salonu’nda sahne alan "Romeo ve Juliet" oyununu birlikte takip etti.