GENEL - 12 Nisan 2021 Pazartesi 12:46

Bolu’da Ramazan’da alınacak korona tedbirleri için kabine toplantısı bekleniyor

A
A
A
Bolu’da Ramazan’da alınacak korona tedbirleri için kabine toplantısı bekleniyor

Bolu Valisi Ahmet Ümit, Ramazan ayı boyunca alınacak tedbirlerle ilgili kabine toplantısını beklediklerini belirterek, “Ev ziyaretlerini ve misafir alışverişlerini mümkün olduğunca durduracağız, yapmayacağız” dedi.

Bolu Valisi Ahmet Ümit, Ramazan ayı boyunca alınacak tedbirlerle ilgili kabine toplantısını beklediklerini belirterek, “Ev ziyaretlerini ve misafir alışverişlerini mümkün olduğunca durduracağız, yapmayacağız” dedi.


Türkiye’nin korona virüs risk haritasında ’çok yüksek riskli’ iller arasında yer alan Bolu’da, virüsle mücadele kapsamında denetimler üst seviyeye çıkarıldı. Polis ve jandarma ekiplerinin görev alanları içerisinde yaptıkları denetimlerde kurallara uymayanlar hakkında idari para cezaları kesilmeye devam ediyor. Bolu Valisi Ahmet Ümit, Ramazan ayı boyunca da denetimlerin devam edeceğini belirterek, alınacak ek tedbirler için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak kabine toplantısından çıkacak kararları beklediklerini söyledi.



“Kalabalıklardan uzak duracağız”


Bolu Valisi Ahmet Ümit, katıldığı bir programın ardından Ramazan ayı boyunca alınacak tedbirlerle ilgili gazetecilere açıklamalarda bulundu. Vali Ümit, kentte hızla artan korona virüs vakalarıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısının ardından alınan kararları uygulayacaklarını söyledi. Vali Ümit, "Cumhurbaşkanımızın başkanlığında kabine toplantısı var. Bu toplantıda alınan tedbirleri takip edeceğiz. Yarından itibaren en geç bunların hepsi hayata geçmiş olacak. Uygulamaya başlayacağız. Bir yıldır mücadelemizi sürdürüyoruz. Ama virüsü hala tam olarak yenemedik. Bunu yenebilmemiz için hep birlikte mücadeleye katılacağız. Mücadelede sorumluluk alacağız. Tedbirlere tam olarak uyacağız. Bu sene maalesef teravihleri birlikte kılamayacağız. Toplu etkinlikler yapamayacağız. Akşamları iftar programları yapamayacağız. Sabahları sahur programları yapamayacağız. Toplu olarak bir araya gelip, herhangi bir eylemde ve uygulamada hangi amaçla olursa olsun bulunamayacağız. Bunlar gerçek. Bunun dışında virüsün en çok bulaştığı yerlerin kalabalık ortamlar olduğunu biliyoruz. Kalabalıklardan mümkün olduğunca uzak duracağız. Ev ziyaretlerini ve misafir alışverişlerini mümkün olduğunca durduracağız, yapmayacağız. Baştan itibaren süren maske ve mesafe konusunda, özellikle hijyen konusunda toplu yerlerde bulunmama konusunda hep birlikte birbirimize saygımızın gereği üzerimize düşen görevi yapacağız" ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Akbank ve gençlerle birlikte iyilik için harekete geçti Akbank, daha fazla gencin gönüllü çalışmalara katılmasını teşvik etmek üzere gerçekleştirdiği Şehrin İyi Hali turnesi kapsamında, 9 Mayıs’ta Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde öğrencilerle buluştu. “Sürdürülebilirlik insan için, hepimiz için” vizyonuyla çalışmalarına devam eden Akbank, gönüllülük alanındaki güçlü platformu Şehrin İyi Hali ile yeni bir kampüs etkinlikleri serisine imza atıyor. Gençlerin gönüllü olarak toplumsal sorunlara çözüm üretmelerini ve bireysel gelişimlerini güçlendirmelerini sağlayan Şehrin İyi Hali, Eskişehir’de başlayan bir ‘turne’ ile daha fazla genci gönüllülükle tanıştırmayı hedefliyor. Bu doğrultuda 9 Mayıs’ta Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte projenin danışmanı Prof. Dr. Itır Erhart’ın sorularını yanıtlayan Akbank Marka ve İletişim Başkanı Beril Alakoç, “Banka olarak sürdürülebilirliği insan odaklı bir yaklaşımla ele alıyoruz. Kurumların bugün en önemli görevinin insanların çözüm aradığı konularda sorumluluk almak ve bu alandaki atılımlarıyla topluma güven vermek olduğuna inanıyoruz. Bugün Şehrin İyi Hali ile başlattığımız turnemiz de bu bakış açımızın bir yansıması. Şimdiye dek 22 bini aşkın üniversite öğrencisi Şehrin İyi Hali çatısı altında toplumsal sorumluluk projelerine katkı sundu. Böylece gençler sürdürülebilir bir dünya için emek verirken aynı zamanda liderlik becerilerini, empati yeteneklerini ve sorumluluk duygularını geliştirdi. Öte yandan geçtiğimiz yıl yaptığımız bağımsız bir araştırma ile Şehrin İyi Hali projemizin sosyal etkisini hesapladık. Buna göre, banka olarak yaptığımız her 1 TL’lik yatırıma karşılık 4,38 TL’lik sosyal değer oluşturduğumuzu gördük. Bu, gençlerin gönüllü olarak yaptığı çalışmaların hem gençlere hem de toplumumuza yüksek bir fayda kazandırdığının en güzel kanıtı. Bugün başladığımız Şehrin İyi Hali turnesi ile ise bu etkiyi daha da güçlendirmek üzere yola çıkıyoruz. Üniversitelerde düzenleyeceğimiz etkinlikler ve atölye çalışmaları ile gönüllülüğü daha geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz. Bu buluşmaları Mert Fırat, Harun Tekin, Erdil Yaşaroğlu, Begüm Kütük ve Nilipek. gibi alanında başarılı ve yüksek bir duyarlılığa sahip isimlerin katılımlarıyla zenginleştiriyoruz. Bu çalışmalarımızla gençlerin gönüllülük ve sosyal girişimcilik alanında çok daha aktif olacağına ve hepimizi ileri taşıyan çalışmalara liderlik edeceklerine inanıyorum” dedi. 9 Mayıs’ta Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleşen buluşmada müzisyen Harun Tekin, üniversite yıllarından başlayan gönüllülük projelerine katılma hikayesini paylaştı. Sohbet sonrası gerçekleştirdiği akustik performansı ile gençlerden büyük alkış aldı. Karikatürist Erdil Yaşaroğlu ve oyuncu Begüm Kütük Yaşaroğlu bireysel farkındalığa ve topluma katkı sağlama yolculuğuna dair keyifli bir sohbette bir araya geldiler. Toplum Gönüllüleri Vakfı Genel Müdürü Ayşe Kırımlı ise gönüllülüğün nasıl bir kariyer yolculuğuna dönüşebileceğini anlattı. Tüm sohbetler akademisyen Prof. Dr. Itır Erhart’ın moderasyonuyla gerçekleşti. Etkinlik, Toplum Gönüllüleri Vakfı liderliğinde 200 üniversite öğrencisinin katıldığı bir çevre atölyesi ile son buldu. Turne, 10 Mayıs’ta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve 13 Mayıs’ta İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde devam edecek. Banka aynı zamanda online içerikler ve videolarla da gençleri gönüllülük alanında bilinçlendirmeyi sürdürecek.
Bursa Uludağ Enerji’den elektrik güvenliği farkındalığı Uludağ Enerji , işçi sağlığı ve iş güvenliği haftası kapsamında elektrik güvenliğine dikkat çekti. Güney Marmara’da 5 milyonun üzerinde nüfusa hizmet veren Uludağ Enerji, kesintisiz enerji ihtiyacını karşılarken sektöründe iş sağlığı ve güvenliği alanında örnek uygulamaları gerçekleştirmeye devam ediyor. İş sağlığı ve güvenliğini elektrik dağıtım faaliyetlerinin ayrılmaz parçası haline getirerek elektrik güvenliğini toplumsal yatırım stratejisi olarak benimsediklerine dikkat çeken Uludağ Enerji Grup Sürdürülebilirlik Direktörü Özgür Öztürk, ‘Toplumda elektriğin tehlikeleri ve bunlardan korunmaya yönelik farkındalığı arttırmak üzere bir program yürütmekteyiz. Bu programda en önemli hedef kitlemiz ilkokul çağındaki çocuklarımız; geleceğin nesillerine elektrik güvenliği hakkında yüksek farkındalık verebilmek en büyük isteğimiz. Çocuklarımıza okullarda verdiğimiz eğitimler, geleneksel Hacivat-Karagöz gölge oyunu ve tatil kitapları ile elektriğin tehlikelerinden nasıl korunabileceklerini aşılıyoruz. Gerek ev ortamı gerekse ev dışında elektriğin kendileri için yaşatabileceği tehlikeleri onlara anlatıyoruz. Evlerde prizler, elektrikli cihazlar, kablolar en riskli unsurlar. Ev dışında ise elektrik direkleri, hatlar, trafolar, panolar tehlike oluşturuyor, bunlardan herkesin uzak durması gerekiyor. Çocukların yanında diğer hedef kitlemiz ise gelecek nesillerin yetiştirilmesindeki en kritik faktör olan kadınlarımız. Enerji Danışmanım projemiz kapsamında bölgesel toplantılarda kadınlarımıza enerji tasarrufu ile birlikte elektrik güvenliğini anlatarak farkındalık kazanmalarını sağlıyoruz. Yine aynı maksatla yıl içinde belirli dönemlerde muhtarlarımızla paylaştığımız kısa mesajlar ve müşterilerimize gönderdiğimiz faturalarda elektrik güvenliğine dair mesajlar vererek toplumda genel farkındalık oluşturmayı hedefliyoruz. Bu program kapsamında çok daha farklı projeler üretmeye devam edeceğiz, tüm çabamız toplumun bu konudaki farkındalığını arttırmak ve gelecek nesillerin daha sağlıklı ve güvenli yetişmesine katkı sunabilmek’ diye açıkladı.
Adıyaman AK Partili kadınlar, Gazzeli anneler için açıklama yaptı AK Parti Adıyaman İl Kadın Kolları Başkanlığı, Gazze’de öldürülen anneler için basın açıklaması yaparak İsrail’e tepki gösterdi. Anneler Günü’ne sayılı günler kala İsrail’in ablukası altındaki Gazze’de her gün 63 kadının öldüğünü vurgulayan AK Partili kadınlar, yaşanan insanlık suçunun derhal sona ermesi konusunda çağrıda bulundu. Gazzeli kadınlar için Demokrasi Parkı’nda düzenlenen basın açıklamasına, AK Parti Adıyaman İl Başkanı Emrah Bulucu, Kadın Kolları Başkanı Saliha Diler, partililer, STK’lar ve çok sayıda kişi katıldı. Basın açıklamasını okuyan AK Parti İl Kadın Kolları Başkanı Saliha Diler, “Pazar günü anneler günü, günlerdir her yerde tatlı bir telaş yaşanıyor. Anneler günü öksüzlerin ve evladını kaybeden annelerin de ağır imtihanıdır. Fakat bir yandan da dünyanın orta yerinde, yanı başımızda Filistin’de, Gazze’de, Refah’ta yaşanan soykırım nedeniyle anne olmak hiç bu kadar zor olmamıştı. Biz bugün okuldan gelecek çocuklarımızı, Gazzeli anneler ise çocuklarına verecek bir lokma ekmeği bekliyor. Bizler karışmasın diye çocuklarımızın defterlerine, kitaplarına isim yazarken, Gazzeli anneler ise cesetleri teşhis edilebilsin diye çocuklarının kollarına isim yazıyor. Bir kadın, bir anne olarak çok net ifade ediyorum, her can tek, her can biricik ve bir cana kıyan tüm insanlığa kıymış gibidir. Filistin Sağlık Bakanlığının 5 Mayıs’ta yaptığı açıklamaya göre, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 34 bin 683 kişi öldü, 78 bin 18 kişi yaralandı. BM kadın biriminin raporuna göre Gazze’de 9 bin kadın öldü. Günde ortalama 63 kadın hala ölüyor ve bunların 37’si ise anne. Kayıp ve akıbeti bilinmeyen kadınların sayısı 2 bin 100’dür. Peki ya sağ kalan ve yaşam savaşını sürdürmeye, çocukları için hayata tutunmaya çalışan kadınlar, anneler, Filistin’de sağlık sisteminin çökmesi nedeniyle yaklaşık 60 bin hamile kadın risk altında. Her gün 180 anne ölümle burun buruna doğum yapıyor. Ya anne olduğunu göremeden, karnında bebeği ile ölen kadınlar, ölen annesinin bedeninden ameliyatla alınan bebekler. Zor şartlar, ölümle burun buruna yaşamak ve yetersiz beslenme nedeniyle erken doğum yapan, sütü kesilen anneler. Gazze’deki her 5 kadından 4’ü, aile bireylerinden en az birinin üst üste iki öğün yiyemediğini ifade ediyor. Çocuklar, annelerinin gözü önünde eriyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın birleşmiş milletler ve pek çok uluslararası platformda haykırdığı gibi savaşın da bir ahlakı, hukuku vardır. Sivillerin hedef alındığı saldırıyı haklı gösterecek tek bir neden dahi olamaz. Cumhurbaşkanımız ve hanımefendinin çocuk ve kadınlar başta olmak üzere sivilleri korumak için yaptığı pek çok girişim tüm dünyaya örnek oluyor. Hamas’ın ateşkes masasına oturmayı kabul etmesi gelecek için bir umuttur. Ancak çağrıya rağmen özellikle Gazze ve Refah’ta artarak devam eden saldırılar İsrail’in niyetini ortaya koymuştur. Biz anneler olarak yine de İsrail’e bir kez daha çağrıda bulunuyoruz, ateşkes için bir adım bekliyoruz. İsrailli yetkililere soruyorum, vaad edilmiş topraklar hedefinizi, hayattan kopardığınız annelerin ve çocukların bedenleri üzerine mi inşa edeceksiniz? Bizler bugün AK Parti Adıyaman İl Kadın Kolları Başkanlığı, teşkilatlarımız, kadın milletvekilleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak buradayız. Şu anda 81 ilde ak partili kadınlar olarak Gazzeli anneler için dimdik ayaktayız. Yaşanan tüm zulme, acıya rağmen eşini, evladını, ailesini kaybetmesine rağmen çocukları için, ülkesi için dimdik ayakta duran Filistinli anneler, er ya da geç kazanacak. Anneler bitmeden bu direniş bitmez” diye konuştu.
Çanakkale Çanakkale’de Ayşe Korur davasında gerekçeli karar açıklandı Çanakkale’nin Ezine ilçesinde boşanma aşamasındaki eşi Ayşe Korur’u (38), kayınpederinin evinde av tüfeğiyle vurarak öldürüp, sosyal medyadan ’gururlu hissediyor’ paylaşımı yapan tutuklu sanık Gencay Korur’a (41) verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Seferşah Mahallesi Çay Sokak’ta 9 Ağustos 2022 tarihinde meydana gelen olayda Gencay Korur, boşanma aşamasında olduğu eşi Ayşe Korur’u kayınpederinin evinde tüfekle vurdu. Yaralanan Ayşe Korur, Ezine Devlet Hastanesi’nde yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Cinayetin ardından Gencay Korur, Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ve İzmir Dikili İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından suç aleti ile birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğüne getirilen Gencay Korur, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Çanakkale 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde davanın karar duruşması görüldü. Tutuklu sanık Gencay Korur, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmada hazır bulunurken, Ayşe Korur’un yakınları da duruşmaya katıldı. Mütalaasını açıklayan savcı, Gencay Korur için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Korur ise, “Yaptığınızın adil yargılanma olmadığını düşünüyorum. Mütalaayı kabul etmiyorum” dedi. Verilen aranın ardından karar açıklandı. Hakim tarafından açıklanan kararda tutuklu sanık Korur, ‘eşe ve kadına karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 14 sayfalık gerekçeli karar açıklandı Davaya ilişkin ise açıklanan 14 sayfalık gerekçeli kararda, olay günü sanığın ilk önce olay yerinde bulunan evin bahçesinin içindeki hurda araca tüfeği bıraktığı, ardından saklandığı ve evi izlediği ifade edildi. Sanık Gencay Korur’un, o sırada telefonla konuşmak için evin dışına çıkan Ayşe Korur’u gördüğü, ailesi eve girdiğinde harekete geçtiği belirtildi. Sanık Korur’un evin dış penceresinden içeriye hedef gözeterek Ayşe Korur’a doğru tüfekle tek el ateş edip, ağır yaralayıp, ölümüne neden olduğu da gerekçeli kararda ifade edildi. 10 Ağustos 2022 tarihli olay yeri inceleme raporunda, evin tek katlı olduğu ve sadece bir odası bulunduğu ve tüfekten atılan saçmaların evin farklı yerlerine isabet ettiği, kartuşun olay yerinde olduğu, tüfeğin ise olmadığı, daha sonrasında ise olay yerinden kaçan sanık Korur için yakalama kararı çıkartıldığı, mobil telefonun sinyal bilgilerinin takip edilerek 11 Ağustos 2022 tarihinde İzmir’in Dikili ilçesinde olayda kullanılan tüfekle beraber yakalandığı da kararda belirtildi. Korur’un olayda kullandığı pompalı tüfeğin incelenmesi sonucunda, alınan swaplarda atış artıkları çıktığı ve olay yerinde bulunan boş kartuşun bu tüfekten atıldığının sabit olduğu ifade edilerek, bilirkişi raporunda ise sanığın telefonu incelenmiş olup savunmasında geçtiği üzere Ayşe Korur’un kendisini aldattığına dair mesaj kayıtları ve ekran görüntülerinin yer almadığı, aksine sanığın bir başka kadınla yazışmasının olduğu sonucuna varıldığı belirtildi. Adli Tıp Raporu’nda Ayşe Korur’un silah saçma taneleriyle yaralanmasına bağlı olarak beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti sonucu öldüğünün anlaşıldığı belirtildi. Gerekçeli kararda sanık Korur’un eşi sadakatsiz olduğu için eylemi gerçekleştirdiğini savunduğuna dikkat çekilip, "Sanık mahkememiz huzurunda verdiği beyanında ’Ses gelince eşim beni fark etti. Korkma dedim. Bana neden geldin diye sordu. Ben de senin için geldim, hadi gidelim. Neden böyle yapıyorsun? Hani sen tövbe etmiştin? Adamlarla konuşuyorsun ama ben seni dinledim’ dedim. O da bana ’madem bunları biliyorsun boynuzlusun, niye geliyorsun’ dedi ve yüzüme tükürdü. Ben de ona ’kızıma seni adamlara satacağım’ dedin mi diye sordum. Ayağa kalkıp eve gitmeye başladı. Eve giderken dönüp, bana küfretti. ’Bıktım sizden Allah sizin belanızı versin’ dedi ve eve girdi. Ben de kendimi tutamadım. Tüfeği aldım evin içine direkt ateş ettim’ beyanında bulunmuş. Ancak, Ezine Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 11 Ağustos 2022 tarihli beyanında böyle bir olaydan bahsetmediği, buna göre sanığın haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için savunmalarını değiştirdiğine kanaat getirilmiş, sonradan değiştirdiği bu beyanlarına da mahkememizce itibar edilmemiştir" denildi. Diğer taraftan, gösterilen delillere ve sanığın savunmalarına göre olayın ani bir kastla geliştiği, olay yerine gitmeden önce yaptıklarına ve içinde bulundukları ruh hallerine dair herhangi bir delilin dava dosyasında bulunmadığının anlaşıldığı için sanık hakkında tasarlama hükümlerinin uygulanmadığı gerekçeli kararda yer buldu.