ASAYİŞ - 10 Temmuz 2025 Perşembe 23:39

Bolu’daki otel yangını davasında müşteki avukatından otel denetçilerine tepki

A
A
A

Bolu’daki otel yangını davasında otel sahibi Halit Ergül’ün çapraz sorgusu sırasında taraflar arasında çıkan tartışmanın ardından duruşma yarına ertelendi. Duruşma salonu çıkışında yangında 8 aile üyesini kaybeden müşteki avukatı Yüksel Gültekin, "Oteli denetlemeye gelenler Halit Ergül’ün diğer otelinde kalıyorlar" dedi.

Kartalkaya duruşmasının 4’üncü gününde çapraz sorgusu devam eden Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün avukatının sorulan sorulara tepki göstermesi üzerine tarafların arasında tartışma çıktı. Tansiyonun yükseldiği dakikalarda kolluk kuvvetleri taraflar arasında güvenlik koridoru oluşturdu. Heyet kararıyla duruşmaya sabah saat 09.00’a kadar ara verildi. Duruşma salonunun çıkışında aileler yaşanan gerginliğe tepki gösterdi. Yangın faciasında 8 yakınını kaybeden müşteki avukatı Yüksel Gültekin, sert açıklamalarda bulundu.

"Denetim elemanları otelde muhtemelen ücretsiz kalıyorlar"

Oteli denetlemeye gelen kişilerin organize şekilde başka bir otelde kaldıklarını belirten Yüksel Gültekin "Suç örgütü ile karşı karşıyayız" dedi. Gültekin, "Çok vahim bir durumla karşı karşıyayız. Şimdi Halit Bey’in ifadesinden önce, benim için en önemli meseleyi arz etmek istiyorum. Otele, tahmini bir hafta önce gelen denetim elemanları Halit Bey’in sahibi olduğu Gazelle Otel’de kalıyorlar. Muhtemelen ücretsiz kalıyorlar. Ücretli kalsalar bile, çok ciddi bir indirim aldıkları açık. Şimdi Türkiye’nin geldiği duruma, etik pozisyona bakın. Halit Bey’in otelini denetlemeye gelen elemanlar Grand Kartal’a değil, Gazelle Otel’e gidip orada kalıyorlar. Bu bile başlı başına nasıl bir organizasyonla, ben artık açıkça ‘suç örgütü’ diyorum, karşı karşıya olduğumuzu gösteren en büyük delildir" diye konuştu.

"Ömrümüz boyunca uykusuz kalacağız"

Halit Ergül’ün uykusuz kaldığı gerekçesiyle bugün savunmasının alınmasını talep ettiğini söyleyen Yüksel Gültekin, "Sanık vekilleri, özellikle Halit Bey’in vekili, baştan beri her soru soran meslektaşımıza müdahale etti. Mahkeme reisinden, çok nazik bir şekilde buna engel olmasını arzu ettim, söyledim. Ancak netice itibariyle aynı şekilde müdahaleler devam etti. Diğer meslektaşlarımız sabır gösterdiler. Ama takdir edersiniz ki burada benim iki vasfım var: Birincisi, evet, 35 yıllık bir hukukçuyum; hukuku ve usulü biliyorum. Başından beri de buna azami şekilde uymaya gayret ediyorum. Yargılamanın usule uygun şekilde yürütülmesine çalışıyorum. Ancak Halit Bey, uykusuz olduğu gerekçesiyle ifadesinin bugün alınmasını talep etti. Halit Bey uykusuzmuş. Bugün 170. gün. Müsaade edin, biz de konuşalım. Çünkü biz, tüm ailemle birlikte, 170 gündür uykusuzuz. Muhtemelen de ömrümüz boyunca uykusuz kalacağız" dedi.

"Soru sormamıza tahammül edemiyorlar"

Sanık avukatlarının müşteki vekilleri tarafından sorulan sorulara tahammül edemediklerini belirten Gültekin, "Müşteki vekili arkadaşlara soru soranlara hakaret etti. Sonra duyduğu bir özürden alıntı yaptı. Ben şunu söylemek istiyorum, mahkeme başkanı, çok zor bir davayı usulüne uygun bir şekilde yürütmeye çalışıyor. Bizlerin de yardımcı olması gerekiyor. Biz müşteki vekilleri olarak buna azami gayret gösteriyoruz. Ama sanık vekilleri aynı hassasiyeti göstermiyor. Maalesef, çok daha vahim olan bir şey var. Ben 35 yıllık avukatım. 8 evladımla birlikte bu davanın tarafı oldum. Bir başka hanımefendi, ölen çocukların teyzesi. Bir diğeri kardeşi. Aynı zamanda birçok avukat, sonuçta can sahibi insanlar. Bizler de etten kemikten varlıklarız. Buna saygı duymuyorlar. Anlatabiliyor muyum? Çok nazik bir şekilde soru sormamıza bile tahammül etmiyorlar. Ne yapacaksınız? Bize soru sordurmayarak ne elde edeceksiniz? Buradaki amaç ne? Size söyleyeyim, Tezgah şöyle kurulmuş anladığım kadarıyla Halit Bey artık kaçacak bir yolu olmadığını biliyor. Tüm yollar ona çıkıyor. Damadı, yarı zamanlı müdür kisvesiyle ortalıkta dolaşıyor. Kızlar concon bir şekilde ‘Ben İstanbul’da kalıyordum’, ‘Ankara’daydım’ gibi ifadelerle olayı sulandırıyorlar. Bir de yönetim kurulu huzur hakkı adı altında maaş alıyorlar" ifadelerini kullandı.

"Organize cinayet şebekesi ile karşı karşıyayız"

Gültekin, "Mahkemenin içeriğiyle ilgili karar anlamında bir şey söylemek istemiyorum. Ama şunu net şekilde ifade etmek istiyorum, yaşadıklarımız, akıl tutulmasıdır. 21. yüzyıl Türkiye’sinde, 2025 yılında, neredeyse bir organize cinayet şebekesi ile karşı karşıyayız. Çok vahim bir durum var. 15 gün önce bir başvuru yapılıyor. 70 metrekarelik bir kafeterya ile ilgili. Sonra burada yangınla ilgili problemler çıkıyor. Özel İdare, burada yangın önlemleri alınması gerektiğini tespit ediyor. Deniyor ki, ‘Geri çekelim o zaman başvuruyu’ Hemen devreye kim giriyor? Gazelle Otel’in müdürü. Neden? Çünkü hepsi aynı şebekenin elemanı. Gazelle’nin müdürü devreye giriyor, torpille, belediye başkan yardımcısına ulaşıyor, sonuçta başvuru geri alınıyor. Ama bu geri alma işlemiyle kurtulduklarını zannediyorlar. Oysa olay tespit edilmiş. Deniyor ki, ‘Kardeşim burada yangın riski var. Bu önlemler tamamlanmadan biz buraya onay vermeyiz’ Ama bunlar geri çekince meseleyi kapandığını zannediyorlar. Çok ilginç, trajikomik bir durum" diye konuştu.

"Göz göre göre 78 can cinayete kurban gitmiştir"

Adaletin yerini bulacağına inandığını kaydeden Yüksel Gültekin, "Ben hala adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Önemli olan, bu otellerde kalan, denetim görevini yapmayan, işbirlikçi Turizm Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin bu davaya dâhil edilmesidir. Türkiye açısından önemli olan budur. Bu otelin 3 yıldır koskoca otelin İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı yok. Bugün bir bakkal dükkânında bile iş sağlığı güvenliği uzmanı olması gerekirken, burada yok. Kim alacak bu sorumluluğu? Kim bu ihmali yaptı? Bilen yok. Sonuçta geriye dönüp baktığınızda sadece 10 dakika çalışmış bir iş güvenliği uzmanı var. Mutlaka adalet yerini bulacaktır. Hukuk bunlardan hesap soracaktır. Ama kamuoyundan ricam, lütfen bu meseleyi unutmayalım. Bu mesele bugün böyle oldu, yarın başka türlü olabilir. Burada göz göre göre 78 can cinayete kurban gitmiştir. Faillerin bir kısmı dışarıdadır. Şu an yatlarda, katlarda gezmektedirler. Ama ben devletin elinin uzanacağına olan inancımı korumak istiyorum. Ben sükunetle ve suhuletle bu meselenin çözülmesini bekliyorum" dedi. Halit Bey’in gelmesiyle ilgili bir beyanda bulundu. Otele gelmesiyle ilgili. Ben yalnızca bir soru sormak üzere söz aldım. Benim evladım, benim Bilal’im, "Baba, yanıyoruz! Kurtar beni!" dediğinde saat 03:30’tu. 20 dakika içerisinde yani saat 03:50 gibi ben oradaydım. Halit Bey, bütün evlatları ve eşinin kurtarıldığı kesinleştikten sonra, Halit’in arabasıyla birlikte tahmin ediyorum saat 04:30 ya da 05:00 gibi oraya intikal etti. Anlatabiliyor muyum? Böyle bir olay karşısında, eğer herkes zamanında haberdar edilseydi, hiçbir can kaybı yaşanmazdı. İnsanlıktan ve vicdandan söz ediyorlar, kamuoyunun takdirine bırakıyorum" dedi.

"Davayı alevlendiren Emir Aras’ın ‘yeter lan’ diye bağırması oldu"

Duruşma sırasında çıkan kavgaya Halit Ergül’ün damadı olan Emir Aras’ın ‘yeter lan’ diye bağırmasıyla olduğunu söyleyen Yüksel Gültekin, "Bir kargaşa çıktı ve duruşma ertelendi. Benim ayrıca bir görevim de bu acılı aileleri teskin etmek. Sağ olsunlar, sözlerime kıymet veriyorlar. Yargılamanın sükunet içerisinde geçmesi için elimden geleni yapıyorum. Bu arada esas olayı alevlendiren şeyin, Halit Bey’in damadı Emir Aras’ın ‘Yeter lan’ diye bağırması oduğu söylendi. Ben onu duymadım. Bir de Ceyda’nın eşi, dışarı çıkarken ‘Bu nasıl bir yüzsüzlük’ diyerek müştekilere saldırmış. Anlatabiliyor muyum? Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var. Bunlardan hesabı soracağız" ifadelerine yer verdi.

Enes Özkan - Emrah Sağıt - Orkun Kaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Bingöl’de gençlere ve ailelere yönelik farkındalık konferansları düzenlendi Bingöl’de 2025 Aile Yılı faaliyetleri kapsamında, gençlere ve ailelere yönelik farkındalık konferansları düzenlendi. 2025 Aile Yılı faaliyetleri kapsamında, Bingöl Valiliği himayelerinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinesinde gençlere ve ailelere yönelik bir dizi farkındalık etkinlikleri gerçekleştirildi. Programların ilk ayağı, merkezde lise öğrencilerine yönelik olarak düzenlendi. ’Ben Gelmiyorum, Sen Getiriyorsun’ başlıklı konferansta Ahmet Sula, emniyet teşkilatındaki mesleki birikimini sanat, edebiyat ve insan psikolojisiyle harmanlayarak gençlerle paylaştı. Programda; içsel yolculuk, yaşam farkındalığı, değerler, öz saygı ve kişisel sorumluluk konuları ele alındı. Aynı başlıkla düzenlenen ikinci konferans ise farklı liselerden öğrencilerin katılımıyla gerçekleştirildi. Programda gençlerin özgüven kazanmaları ve hayatlarına bilinçli şekilde yön vermeleri vurgulandı. Öğrencilere yönelik konferansların ardından ailelere özel olarak "İnSANA Yolculuk" başlıklı bir program düzenlendi. Programda aile içi iletişim, empati, kuşak farklılıkları, dijital çağın aile yapısına etkileri ve değer aktarımı konuları ele alındı. Konferans dizisinin son ayağı ise Genç ilçesinde gerçekleştirildi. "Ben Gelmiyorum, Sen Getiriyorsun" başlıklı konferansta Ahmet Sula, gençleri düşünmeye, sorgulamaya ve üretmeye teşvik etti.
Çanakkale Çanakkale’de 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan kaza genç çifti birbirinden ayırdı Çanakkale’de 5 kişinin hayatını kaybettiği ve 1 kişinin yaralandığı kaza, 5 ay önce evlenen Neslihan ve Mustafa Soysal çiftini birbirinden ayırdı. Kaza, gece saat 02.30 sıralarında Lapseki-Çanakkale kara yolunda meydana geldi. Sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen 35 APD 325 plakalı otomobil, iddiaya göre polisin ’dur’ ihtarına uymayarak kaçmaya başladı. Polisle kovalamacaya giren otomobil Kangırlı sapağında ters yöne girip, o sırada Lapseki istikametinden gelen 17 LP 800 plakalı otomobile çarptı. Kazayı gören diğer sürücüler durumu 112 Acil sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi sevk edildi. Kaza sonucunda iki otomobildeki 5 kişi hayatını kaybederken, 1 kişi ise yaralandı. Kazada, 35 APD 325 araçta bulunan Nuray Tekin, Osman Göksu, Doğuran Samet Eğer hayatını kaybetti. Mustafa Soysal idaresindeki 17 LP 800 plakalı araçta bulunan Neslihan Soysal ve Hanife Soysal hayatını kaybederken sürücü yaralandı. Ambulansla hastaneye kaldırılan sürücü taburcu edildi. Genç kadın da hayatını annesi gibi trafik kazasında kaybetti Kazada hayatını kaybeden edebiyat öğretmeni Neslihan Soysal’ın annesi Feray Akın’ı 2017 yılında Muğla’da Anneler Günü gezisinde trafik kazasında, babasını ise 2020’de kaybettiği öğrenildi. Neslihan Soysal’ın 5 ay önce evlendiği eşi Mustafa Soysal ise kazadan yaralı olarak çıktı.
Tekirdağ Tekirdağ’da hamsi izdihamı: 3 ton hamsi dağıtıldı Tekirdağ’da düzenlenen "2. Hamsi ve Mıhlama Festivali"nde yaklaşık 3 ton hamsi ücretsiz dağıtılırken, alanda uzun kuyruklar oluştu. Karadeniz İlleri Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nce Karadeniz Mahallesi’nde gerçekleştirilen festival yoğun ilgi gördü. Festival alanına gelen vatandaşlar, Trabzon ekmeği, Akçaabat köftesi, Vakfıkebir tereyağı başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’ne özgü ürünlerin yer aldığı stantları gezdi, kemençe eşliğinde horon oynadı. Hamsi için metrelerce kuyruk Festival kapsamında kurulan ızgaralarda pişirilen yaklaşık 3 ton hamsi vatandaşlara ücretsiz olarak ikram edildi. Hamsiden tatmak isteyenler uzun kuyruklar oluştururken, oluşan kalabalık dronla havadan görüntülendi. Dernek Başkanı Muharrem Akyüz, gazetecilere yaptığı açıklamada, 10 bin kişilik hamsinin festival alanında hazırlandığını söyledi. Akyüz, "Burada hamsi bir temsil. Önemli olan aynı çimende buluşmak. Karadeniz’in gücü, bizim kardeşliğimiz, hamsi ve mıhlamanın birleştiriciliği. Herkesi bekliyoruz" dedi. Etkinliğe İstanbul, Çanakkale, Edirne ve Kırklareli’nden de katılım olduğunu belirten Akyüz, festivalin kente ekonomik katkı sağladığını vurgulayarak, "Bütün oteller dolu. Akşam gezdim, dolaştım. Bu tip hareketin her yere katkısı var. Bunların artması lazım. Her şeyden önemlisi bütün Türkiye burada. Türkiye’nin renklilikleri ve farklılıkları burada herkes aynı horon halkasında buluşuyorlar. Kimse kimseyi ayırmaksızın aynı tencereden mıhlamayı ve aynı ızgarada pişen hamsiyi bölüşüyoruz. Bu çok güzel bir şey" ifadelerini kullandı. Hamsi ve Mıhlama Festivali, bu gece düzenlenecek Selçuk Balcı konseriyle sona erecek.