GÜNDEM - 13 Aralık 2025 Cumartesi 11:39

Genç yaşta mesleğini bıraktı, 50 metrekare odada gramı 600 liralık safran üretmeye başladı

A
A
A
Genç yaşta mesleğini bıraktı, 50 metrekare odada gramı 600 liralık safran üretmeye başladı

Bolu’da mali müşavirlik görevini bırakan Şeyda Yoltaş, kapalı ortamda uygulanan uzay tarımı yöntemiyle 50 metrekarelik bir alanda safran üretimine başladı. Yüksek katma değerli ve antioksidan açısından zengin olan safran, gramı 600 liradan satışa sunulurken, Yoltaş’ın meslekten üretime uzanan hikayesi dikkat çekiyor.



Küçüklüğünden beri çiftçi olmak isteyen ve 2012 senesinden beri çiftçilik konusunda araştırma yapan 32 yaşındaki Şeyda Yoltaş, üniversitesini okuduğu mali müşavirlik görevini bırakarak uzay tarımıyla uğraşmaya başladı. Uzay tarımı yöntemiyle çalışan Yoltaş, kiraladığı 50 metrekare odada yaklaşık 30 bin soğanın içerisinden safran çıkartıyor. Şeyda Yoltaş, antioksidanlar açısından zengin baharat olan safranın gramını 600 liradan satıyor.



"Çiftçilik, insan sağlığı için çok önemli"


Çiftçiliğe nasıl başladığına ve çiftçiliğin insanlara olan yararından bahseden Şeyda Yoltaş, "Hep çiftçi olmak istiyordum. 2012 senesinden beri de araştırma yapıyorum, uğraşıyorum. Kendi şartlarım dahilinde bu ortamı kurabildiğim için safran bitkisine karar verdim. Ben üretici olmak istiyordum. Çiftçilik, insan sağlığı açısından çok kıymetli. Bilinçli bir çiftçi olmak sürdürülebilirlik için de çok kıymetli. Bu yüzden çiftçiliği tercih ettim. Safranın göz sağlığına, cilt sağlığına, kanserli hücrelere çok fazla faydası var. Tansiyonu düzenlediğini de biliyoruz. Anti-inflamatuar etkisi olduğunu biliyoruz. Tabii ki kronik rahatsızlıkları olanlar muhakkak doktorlarına danışmalı. Ayrıca günde bir bardaktan fazla tüketilmemeli, onu da söylemeliyim" ifadelerine yer verdi.



"Safranın içeriği çok güçlü"


Safranın içeriğinin çok güçlü olduğuna değinerek, üretim aşaması hakkında bilgi veren Yoltaş, "Safranın içeriği çok güçlü. Kapsül halinde takviyelerle de çok destekleniyor. Üretim aşaması, topraktaki ile bizdeki çok farklı. Topraktaki çok işli, çok meziyetli. O yüzden de biraz pahalı bir bitki. Pahalı bir bitki diyoruz ama aslına bakarsanız bir gram safran bir kişiye bir ay yeterli oluyor. Böyle düşündüğünüzde aslında çok yüksek bir fiyat değil" diye konuştu.



"Odada üretmek daha masrafsız ve


Üretim sürecini anlatan Yoldaş, "1 Ekim tarihinde safranlarımızı odaya aldık. Kasım ortası gibi hasat yapmaya başladık. Yeşil yapraklara zarar vermeden elle tek tek çiçekler koparılıyor. Biz yeşil yapraklar konusunda topraktakine nispeten çok avantajlıyız. Yeşil yapraklarımız çok önemli. Gelecek sene soğan alabilmek adına çok önemli. Onlara zarar vermeden burada daha kolay çalışabiliyoruz. Tarlada bu çok mümkün olmuyor. O yüzden tarlada soğan gelişimi biraz yavaş oluyor. Biz her sene burada soğan alıp soğan satışından ek gelir elde edebiliyoruz. Safran çiçeği bir gecede açıyor ve açtığında yapraklarını iyice açılmadan toplamak, bitkinin içeriği açısından çok önemli. Tarladan bu noktada da ayrılıyoruz. Ben burayı tarlaya ekseydim bir buçuk dönümden fazlaydı, gün ışımadan toplamak gerekiyordu. Arılar gelmeden, erkek organ polenlerini dağıtmadan, safranı toplamak ciddi bir emek ve işçi maliyeti. Burada bu süreci çok daha rahat atlattık. Yine çok çalıştık ama tarladakilere nispeten çok daha rahattık" şeklinde konuştu.



"Risklerle karşı karşıyasınız"


Doğada yetiştirilen safranın riskli olduğunu ifade eden Yoltaş, "Odada ürettiğimiz ürünlerin içeriğini kontrol edebiliyoruz. Işıklarımızı kapatabiliyoruz. Ya da çiçeklenme döneminde bitkinin istediği sıcaklığı, nemi, karbondioksiti ayarlayabiliyoruz. Doğada maalesef bunlar çok mümkün olmuyor. Risklerle karşı karşıyasınız. Burada 30 bin soğan var, tek tek el ile kopartıyoruz. Safranı bu el işçiliği kıymetli yapıyor" dedi.



"Aslında ben kapalı ortam tarımı yapıyorum"


Yaptığı işe ‘uzay tarımı’ denmesinin nedenlerini aktaran Yoltaş, "Bu üretim sisteminin çalışmasından dolayı uzay tarımı denmektedir. Uzaya gidersek gerçekten orada yiyeceğimizi, içeceğimizi bu şekilde üreteceğiz. Yani bunun çok fazla türü var. Yani her bitkinin yetişme şekli farklı. Bir de ben topraksız tarım yapıyorum zannediyorlar, aslında ben topraksız tarım yapmıyorum. Ben kapalı ortam tarımı yapıyorum. Kaldı ki topraksız tarım kendi içinde çok alt dallara ayrılıyor, çok yöntemleri var; Hidroponik, aeroponik, akuaponik yöntemleri gibi işleyişleri var. Bu çalışmalar ciddi ARGE süreçlerinden geçiyor. Seneler boyunca insanlar bunları deniyor. Bilim insanları içeriklerini kontrol ediyor Şöyle bir yanılgı var, burada yapay sebze, yapay bitki üretiyorsunuz. Bunların testleri var, içerik testleri var. Burada domates de üretseniz organik oluyor. Yani çok daha kıymetli, çok daha temiz ve içeriği çok daha yüksek ürün alıyorsunuz. Bu yanılgıların kırılması çok önemli. İnsanların korkmasını da anlıyorum. Bu ‘suni güneş’ diyor. Biz bunlara gerekli testleri yaparak içeriğini kontrol edebiliyoruz. Safran içinde çok çeşitli makale var. İnsanlar bunları okuyup, bu testleri kontrol edip, içlerini rahatlatabilirler" diye konuştu.



Genç yaşta mesleğini bıraktı, 50 metrekare odada gramı 600 liralık safran üretmeye başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Yargılanan eski DHMİ Daire Başkanı Acar: "Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin (DHMİ) eski daire başkanı Mehmet Cemil Acar, ‘rüşvet’ ve ‘yolsuzluk’ suçlaması ile yargılandığı davada, "Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak" dedi. Ankara 89. Asliye Ceza Mahkemesince görülen duruşmaya tutuklu sanık Mehmet Cemil Acar bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu. Sanık Acar’ın eski eşi tutuksuz sanık Çağla Acar ise duruşmaya katılmadı. Mahkeme hakimi, dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından sanık Acar’a söz verdi. Sanık Acar, "Hiçbir çekincem olmadan 20 yıllık banka hesaplarımın incelemesini istedim. 28 yıl boyunca onur ve şerefimle devlete hizmet ettim, birçok projede görev aldım. Hakkımda en ufak bir soruşturma olmadı. Ben emekli olduktan sonra bu soruşturma yapıldı. Alt düzeydeki birkaç bürokratın adeta intikam alırcasına hareket etmesi sonucu bu dava açıldı. Hiç kimse benim DHMİ ile olan bağımı kopartamayacak. Babamın fabrikası yüzünden bana bir linç yürütülüyor. Şerefim, haysiyetim zan altında bırakıldı" dedi. Avukat ve sanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Mehmet Cemil Acar’ın tutukluluk halinin devamına, Acar’ın eski eşi Çağla Acar hakkındaki mevcut adli kontrolün ise devamına hükmetti. Mahkeme, bir sonraki duruşmayı 12 Ocak 2026 tarihine erteledi. Olayın geçmişi Eski DHMİ Daire Başkanı Mehmet Cemil Acar’ın evinde yapılan aramada Acar’a ait kasada 26 kilogram külçe altın, 1 milyon 320 bin dolar ve 121 bin euro bulunmuştu. Soruşturma sürecinde Acar’ın bürokratken çok sayıda gayrimenkul edindiği de Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tespit edilmişti.