SAĞLIK - 12 Aralık 2025 Cuma 11:40

Salmonella enfeksiyonuna karşı altın kuralları uzmanı açıkladı

A
A
A
Salmonella enfeksiyonuna karşı altın kuralları uzmanı açıkladı

Gıda zehirlenmesi vakalarındaki artış sürerken, uzmanı Salmonella enfeksiyonunun mutfaktaki gizli kaynaklarına dikkati çekti. Öğr. Gör. Hacer Alpteker, el hijyeninin yanı sıra az pişmiş et ürünleri, kaynağı belirsiz sular, iyi yıkanmamış sebzeler ve evcil hayvanların da enfeksiyon riski taşıdığı belirterek vatandaşların önlem alması istedi.


Türkiye genelinde son günlerde artış gösteren ve hastanelerin acil servislerinde yoğunluğa neden olan gıda zehirlenmesi vakaları, gözleri mutfak hijyenine çevirdi. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Hacer Alpteker, son dönemde artan gıda zehirlenmesi vakalarına ilişkin Salmonella enfeksiyonuna dikkati çekti.



"En temel bulaşma yolu, hijyen alışkanlıklarının kötü olması"


Salmonellanın güvenli olmayan içme suları, iyi pişmemiş tavuk, kırmızı et, yumurta ve çiğ süt ürünleri vasıtasıyla bulaşabildiğini belirten Alpteker, "Özellikle hijyene dikkat etmediğimiz her durumda Salmonella enfeksiyonu karşımıza çıkabilir. Toplumda Salmonella ile enfekte olmuş hasta kişiler eğer hijyen kurallarına dikkat etmezlerse, en basitinden tuvaletten çıktıktan sonra elleri yıkamamak gibi, kirli elleriyle ortak alanlara dokunmak gibi çok kolay insandan insana da bulaşabilir. Ayrıca Salmonella bakterisi çiğ süt ve süt ürünleriyle, iyi pişirilmemiş yumurtayla bulaşabilir ama en temel bulaşma yolu, hijyen alışkanlıklarının kötü olması, kanalizasyon sularıyla içme sularının kirlenmesi, yeterince uygun şekilde klorlanmaması, Salmonella bulaşmış sebze ve meyvelerin çiğ tüketilmesi gibi yollarla insandan insana ya da insanlara bulaşmasıdır" dedi.



"Çok daha tehlikeli olanları var"


Öğr. Gör. Hacer Alpteker, geçtiğimiz günlerde ülke gündeminde tartışmalara sebep olan "Salmonella gıda zehirlenmesine mi yol açıyor?" sorusuna da cevap verdi. Gıda zehirlenmesine ve sindirim sisteminde ishallere sebep olabilecek pek çok etkenin bulunduğuna dikkati çeken Alpteker, "Salmonella da bunlardan bir tanesi. Çok daha ciddi, tehlikeli olanları da var ama hepsinden Salmonella sorumludur diyemeyiz" dedi.



"Toplumdaki her yaş grubunda görülebilir"


Hastalığın her yaş grubunda görülebileceğini aktaran Alpteker, "Yaşlılar, bağışıklık sistemi iyi olmayan, bağışıklığı zayıflamış kişiler, bebekler ve çocuklar Salmonella enfeksiyonlarından çok daha fazla etkilenecek gruptur. Risk grubu olarak da bu kişileri tanımlayabiliriz. Diğer yaş gruplarında Salmonella enfeksiyonları herhangi bir kayba ya da ciddi bir hastaneye yatışa gerek olmadan iyileşebilecekken, bu grupta hastaneye yatışa ya da istenmeyen sonuçlara sebep verebilir" diye konuştu.


Enfeksiyonun belirtilerine de değinen Alpteker, hastalığın ateş, karın ağrısı, bulantı, kusma, kramp ve ishalle kendini gösterdiğini kaydetti.



"Hijyen alışkanlıklarına dikkat etmek gerekir"


Hacer Alpteker, hastalıktan korunmak için alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:


"Salmonella hastalığından korunmak için aslında çok basit önlemler alabiliriz. Bunların en başında, el yıkama ve hijyen alışkanlıklarına dikkat etmek gerekir. Mutlaka yemeklerden önce ve sonra ellerin sabunla beraber düzgünce yıkanması, tuvaletten önce ve tuvaletten çıktıktan sonra ellerin yine aynı şekilde yıkanması çok önemlidir. Güvenli olmadığını düşündüğümüz hiçbir suyu tüketmememiz gerekiyor, mutlaka güvenli su temin etmemiz gerekiyor. Evimizde sebze ve meyvelerimizi bol akarsu altında iyice yıkamamız gerekiyor. Eğer pişirilerek tüketilebilecek bir durum varsa mutlaka iyi pişirmemiz gerekiyor. Yine et ve et ürünlerinin iyi pişirilerek tüketilmesi, pastörize ya da steril süt tercih edilmesi gerekiyor. Hasta insanların, gerekiyorsa mutlaka tedavi olması ya da diğer insanlara bulaştırmayı önlemek için el yıkamaya dikkat etmesi, kirli elleriyle etrafa dokunmaması gerekiyor. Mutfakta çiğ yumurta tüketiminden uzak kalmak, bazen rafadan ya da az pişmiş yumurtalar tercih edilebiliyor fakat yumurtaları da bu anlamda iyi pişirerek tüketmek gerekiyor. Bir de evcil hayvanlardan da bir miktar Salmonella bakterisi bulaşabiliyor, bunu unutmamak lazım. Özellikle sürüngenler dediğimiz hayvanlar, kaplumbağalar, kuşlar gibi hayvanlardan da bulaşma söz konusu. Bunun için bu tür hayvanlar varsa onların temizliği ve bakımında da dikkatli olmamız gerekiyor."



Salmonella enfeksiyonuna karşı altın kuralları uzmanı açıkladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Kötekli Gençlik Merkezi’nde "Ünides" projesi Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Kötekli Gençlik Merkezi Genç Ofis koordinasyonunda, Gençlik ve Spor Bakanlığı destekli "ÜNİDES" projesi başarıyla gerçekleştirildi. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Kültürel Miras Topluluğu tarafından hayata geçirilen proje, Gençlik ve Spor Bakanlığı Ünides Programı tarafından destekleniyor. "Dünden Yarına Kültürel Miras" başlıklı projenin danışmanlığını Dr. Öğr. Üyesi Aslı Çandarlı üstlenirken, koordinasyonu ise topluluk başkanı Emir Can Alpavut tarafından yürütülüyor. Proje, gençlerin kültürel değerleri deneyimleyerek öğrenmelerini sağlamayı ve onlarla kültürel miras arasında bir bağ kurmayı amaçlıyor. Proje kapsamında Genç Ofis’te gerçekleştirilen ilk etkinliklerden biri Geleneksel Motif Baskı Atölyesi oldu. Katılımcılar, özellikle halı ve kilim desenlerinde sıklıkla karşılaşılan motiflerin sadece görsel unsurlar olmadığını, aynı zamanda derin anlamlar ve kültürel mesajlar taşıdığını öğrendiler. Atölyede kendi motif baskılarını tasarlayan gençler, bu el sanatıyla kültürel mirasımızın zenginliğini uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı buldu. Projenin bir diğer etkinliği olan Seramik Boyama Atölyesi, katılımcıların keyifli vakit geçirerek hayal güçlerini seramik objelere aktarmalarını sağladı. Eğitmenler rehberliğinde gerçekleşen bu renkli çalışmalarda, tarihi ve kültürel birer sembol özelliği taşıyan biblolar kullanıldı. Gençler, kendi tasarladıkları şekillerde boyadıkları bu biblolarla, güne dair kalıcı ve anlamlı hatıraları kendi elleriyle hazırlamış oldu.
Sakarya Üniversitelilere jandarmadan "KADES" ve "UYUMA" dersi Sakarya İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, SUBÜ’de düzenlenen eğitimde öğrencilerle bir araya geldi. Kadına yönelik şiddet ve uyuşturucuyla mücadele yöntemlerinin anlatıldığı programda, erkek öğrenciler "Kadına el kalkmaz" pankartı açarak mesaj verdi. Sakarya İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde (SUBÜ) kadına yönelik şiddet ve uyuşturucuyla mücadele konularında eğitim faaliyeti gerçekleştirdi. Üniversite yerleşkesinde düzenlenen programa, 225 öğrenci ile akademisyenler ve idari personel katıldı. Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Kısım Amirliği personeli, 6284 sayılı Kanun, tedbir kararları, elektronik kelepçe uygulaması ve Kadın Destek Uygulaması (KADES) hakkında sunum yaptı. Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri de madde bağımlılığı, "En İyi Narkotik Polisi Anne" projesi ve uyuşturucuyla mücadele aplikasyonu (UYUMA) konularında katılımcıları bilgilendirdi. Programın sonunda erkek öğrencilerle birlikte "Kadına el kalkmaz" yazılı pankart açan ekipler, bilgilendirici broşür dağıttı. Jandarmadan yapılan uyarıda, şiddete maruz kalan veya tanık olan vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi ya da 183 Sosyal Destek Hattı’na ihbarda bulunmalarının önemi vurgulanarak, "Şiddetin suç olduğunun yasalarla belirlendiğini ve bunun hepimiz için bir sorumluluk olduğunu unutmayınız" denildi. (ACK-HFV-
Niğde Sanatla yaralarını sardı: Selda Güneş resimle hayata yeniden tutundu Niğde’de Selda Güneş yaşadığı ağır tramvaların ardından resim yaparak yeniden hayata tutundu. Niğde Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce açılan resim kursuna hobi amacıyla başlayan Selda Güneş kısa sürede resmin kendisi için bir sanat dalından çok daha fazlası olduğunu fark etti. Şehit kardeşinin kaybıyla uzun süre büyük acılar yaşadığını anlatan Güneş, resmin kendisine adeta bir terapi gibi geldiğini söyledi. Hayata dair umudunu yitirmeye başladığı dönemlerde tuvale dokunmanın kendisini yeniden hayata bağladığını belirten Güneş, "Resim yaparken dünyayla bağlantım kopuyor. O ana, renklere, tuvale odaklanıyorum. Acılarımı, üzüntülerimi o an unutuyorum. Resim bana terapi gibi geldi" dedi. "Her şey bitmişti, resmin iyileştirici gücünü fark ettim" Ağır travmaların ardından yeniden ayağa kalkmasının resim sayesinde olduğunu vurgulayan Güneş, kurs sürecinde hem sosyal çevresinin değiştiğini hem de kendi içinde bilmediği yetenekleri keşfettiğini ifade etti. Güneş, duygularını şu sözlerle anlattı; "Ben şehit yakınıyım ve çok sevdiğim abimi kaybettim. O dönem benim için çok zor geçti. Resme başladığımda hayatımdaki pek çok karanlık nokta aydınlanmaya başladı. Renklerin dünyama iyi geldiğini hissettim. Resmin içine giriyorum adeta. Resim yaparken duymuyorum, görmüyorum, tamamen o anda kayboluyorum. Bana en büyük katkısı, bazı acıları unutturup hayata devam edebilme gücü vermesi oldu." Ailesinin de her zaman yanında olduğunu dile getiren Güneş, onların desteğiyle daha cesur adımlar attığını söyledi. Kursta öğrendiği tekniklerle yaptığı çalışmalar kısa sürede dikkat çeken Güneş’in eserleri yoğun ilgi görüyor. Çizdiği resimleri artık satmaya da başlayan Güneş, "İnsanları mutlu etmek çok güzel. Hem resim yapmaktan hem de eserlerinin beğenilmesinden büyük mutluluk duyuyorum" ifadelerini kullandı. Resim yapmanın kendisi için artık bir hobi olmaktan çıktığını dile getiren Güneş, gelecekte bu alanda eğitim almak istediğini söyledi. Güzel Sanatlar Fakültesi’ne hazırlanmak için kurs eğitmeni ile birlikte çalıştığını aktaran Güneş, sanatın iyileştirici gücüne inanılması tavsiyesinde de bulundu. Ağır travmalar yaşayanlara sanatla ilgilenme çağrısında bulunan Güneş, "Sanatın gerçekten iyileştirici bir gücü var. Korkmasınlar, bir adım atsınlar. Bir şeyler yapabileceklerine inanıyorlarsa devam etsinler. Ben öyle yaptım ve hayatım değişti" ifadelerini kullandı.