POLİTİKA - 27 Mayıs 2021 Perşembe 20:14

Kılıçdaroğlu seçim çağrısını yineledi: “Korkma kardeşim getir sandığı yeniden seçim yapalım”

A
A
A
Kılıçdaroğlu seçim çağrısını yineledi: “Korkma kardeşim getir sandığı yeniden seçim yapalım”

Burdur’da muhtarlar ve kanaat önderleriyle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim çağrısını yineledi.

Burdur’da muhtarlar ve kanaat önderleriyle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim çağrısını yineledi. Kılıçdaroğlu, “Korkma kardeşim getir sandığı yeniden seçim yapalım” dedi.


Burdur’a bir dizi ziyaret için gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Burdur Belediyesi Konferans ve Sergi Salonu’nda ve muhtarlar ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye geçen Kılıçdaroğlu, seçim çağrısını yineledi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin beklemeye tahammülü yok. Çağrımı yaptım, bir daha Burdur’dan yapayım. Ya arkadaşlar bu kadar büyük sıkıntıların altına milleti sokmaya hakkımız var mı? Milletin iradesine saygı. Korkma kardeşim, getir sandığı. Getir sandığı yeniden seçim yapalım, vatandaş seni seçiyorsa başımın üstünde yerin var. Burdur’dan bu çağrımı tekrar yapıyorum. Sayın Erdoğan, halktan korkulmaz. Milli irade her zaman başımızın üzerindedir. Milli iradeden daha büyük bir irade sosyal yaşamımızda yoktur. Hepimizin milli iradeye saygı duymak zorundayız. Biz bir hesaplaşma derdinde de değiliz. Biz bu ülkenin güzel yönetilmesini istiyoruz. Yöneten devletin şeffaf olmasını istiyoruz. Tarafsız bir cumhurbaşkanı olsun istiyoruz” dedi.



“Dört ayaklı bir strateji hayata geçirmek zorundayız”


Konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu, “Ülkemizi nasıl büyütebiliriz. Bunun için biz nasıl bir strateji geliştirmeliyiz. Öyle bir strateji geliştirelim ki farklı siyasi görüşlerde olanlar dahi bu doğrudur diyebilsinler. Dört ayaklı bir strateji hayata geçirmek zorundayız. Dört ayaklı halkayı iç içe geçirmek zorundayız. Nedir bu halkalar? Birinci halkamız şu olmak zorundadır; bu ülkede herkese can ve mal güvenliği olmalıdır. Can ve mal güvenliği özgür bir medya demektir. Ben haksızlığa uğradığımda bağımsız bir yargıya başvurup hakkımı alabilmeliyim. Haksızlığa sadece ben mi uğrayabilirim. sanayici de uğrayabilir, esnaf da uğrayabilir, muhtar da uğrayabilir, işsiz birisi de bir haksızlıkla karşı karşıya kalabilir. Biz bunların tümüne demokrasi diyoruz. Demokrasi olmazsa olmazımızdır. İkinci en önemli halka üreten Türkiye; ekonomi, maliye, para politikası üretim üzerine endekslenmelidir. Üretime teşvik edeceksin. Alın teri dökeni koruyacaksın. Üçüncü strateji; güçlü bir sosyal devlet kurmak zorundayız. Sosyal devlet fakirin fukaranın yanında olan devlettir. İşsizliğin, yoksulluğun olduğu yerde huzur olmaz. Teknolojiyi bilimi takip etmek zorundasınız. Osmanlı’nın batışı sanayi devrimini kaçırmaktan olmuştur. Teknolojiyi takip etmek zorundayız. Sürdürülebilirlik... 4. ayak da bu. İşi ehline vermek zorundayız. Devlet Planlama Teşkilatı vardı. Yok oldu. Elin oğlu, 50, 100 yılı planlıyor. Biz yarın sabah ne olacağını bilmiyoruz” diye konuştu.



“Demokrasilerde millet yöneticilerden hesap sorar”


Devleti yönetenlerin hesap vermek zorunda olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Otoriter rejim değil halkına saygı duyan bir rejim. Baskıcı bir yönetim değil halkının sözlerini sıkıntılarını özgürce dile getirebileceği sözlerin ifade edebileceği rejime geçmek istiyoruz. Bu demokrasi içinde devlet dediğimiz kurumun önemli bir görevi vardır o görev olmazsa olmaz. Devlet şeffaf olmak zorundadır devlet milletine hesap vermek zorundadır yani devleti yönetenler millete hesap vermek zorundadır. Demokrasilerde millet yöneticilerden hesap sorar. Devlet milletine şeffaf olmak, hesap vermek zorundadır” diye konuştu.



“Devleti namuslu insanların yönetmesi lazım”


Cumhurbaşkanının hakem görevinde olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Birileri rahatsız olacak ama devleti namuslu insanların yönetmesi lazım. Devleti soyulacak bir insan gibi görmemeleri lazım. Kaybeden biz oluyoruz, 83 milyon. O yüzden Millet İttifakı olarak güçlendirilmiş bir sistemden yanayız. Devletin bir insanın eline teslim edilmemesi lazım. Bu devlet fazilet, erdem, bilgi üzerine kurulmuştur. Talan üzerine inşa edilen bir devlet yaşayamaz. Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Her gün konuşmaması lazım. Ayın belli günlerinde konuşur herkes de ne söyleyecek diye dinler. Cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Hakemdir. Şimdi bunu yapacak cumhurbaşkanı yok Türkiye’de. Erdemli, namuslu kişi olması lazım. Egemen güçler tarafından mal varlığı ile tehdit edilmemesi lazım. Boğazından haram lokma geçmemesi lazım” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Hozat Kadın Kooperatifi doğal üretimle hem toprağı hem kadını güçlendiriyor Tunceli’nin Hozat ilçesinde faaliyet gösteren Hozat Kadın Kooperatifi, bölgenin doğal ürünlerini işleyerek üretime kazandırıyor; kadınların ekonomik bağımsızlığına ve yerel kalkınmaya önemli katkı sunuyor. Tunceli’nin Hozat ilçesinde kadın emeğiyle şekillenen örnek bir üretim hikayesi dikkat çekiyor. Yıllardır doğayla iç içe sürdürülen geleneksel üretim anlayışı, Hozat Kadın Kooperatifi çatısı altında daha güçlü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuştu. Bölgenin dağlarında ve bahçelerinde yetişen meyveler, kadınların ortak emeğiyle marmelat, reçel, kurutmalık ve sirke gibi doğal ürünlere dönüştürülüyor. Kooperatif, yalnızca doğal üretime katkı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda kırsalda kadınların sınırlı olan çalışma ve ekonomik alanlarını genişleterek toplumsal hayatta daha görünür olmalarını sağlıyor. Önceden arkadaşlarıyla kendi aralarında üretim yaptıklarını daha sonra kooperatifleşmeye karar verdiklerini belirten Hozat Kadın Kooperatifi Başkanı Nermin Akbalık, "Kooperatifi kurmadan önce bizim burada zaten üretimimiz vardı, 6 yıl öncesine dayanıyor. Kadınlarla beraber başladık. Daha sonra ‘kooperatifleşelim’ dedik. Burada kapanmak üzere olan bir kadın kooperatifi vardı. Yeni bir kooperatif kuracağımızı onu devralmak istedik. 5-6 arkadaşla beraber ona üye olduk. Ardından devraldık, 2-3 yıldır devam ediyoruz. Burada, bölgede yetişen meyveleri değerlendirmek için işe başladık. Dağda ya da bahçede yetişen meyvelerimizi toplayıp getiriyoruz, ayıklayıp temizliyoruz. Marmelat, reçel, kuru, sirke yapıyoruz. Bu şekilde değerlendiriyoruz. Bostan ekimi olduğunda turşularımızı yapıyoruz. Daha çok doğal şeyler yapmaya çalışıyoruz. Zaten meyvelerimiz de hep doğal, çoğunlukla yabani meyveleri kullanıyoruz. Kadınların bölgede ekonomik bağımsızlık ve çalışma imkanları bakımında kısıtlı alanımız var. O yüzden bizler de burada kendi çabamızla, yapabildiğimiz kadar üretime katkı sağlıyoruz. Tarım, hayvancılık, bağ bahçe olsun genellikle böyle şeylerle uğraşırdık ama bunu biraz daha ilerletelim dedik. Tunceli’de diğer illerimize göre kadına biraz daha fazla önem veriliyor, kadın erkek eşitliği daha çok ön plana çıkıyor. O yüzden biz bu konularda biraz daha aktifiz ve üretimin içerisinde bulunuyoruz" dedi.