GÜNDEM - 12 Ağustos 2024 Pazartesi 12:29

72 yıl aradan sonra savaştığı Kore topraklarını yeniden gören gazi o anları anlattı

A
A
A

Burdur’da yaşayan 92 yaşındaki Kore Gazisi Mustafa Gök, Güney Kore Cumhuriyeti’nin daveti üzerine savaştığı toprakları yeniden gidip gördü. 1952 yılında gemi ile 48 günlük yolculuğun ardından ulaştığı limanı tekrar görünce çok duygulandığını söyledi.

Burdur’un Bucak ilçesine bağlı Anbahan’da doğup çobanlık yapıp tarlalarda çalışırken askerlik görevi için İstanbul’a giden Mustafa Gök(92) burada Kore birliğine seçilerek aldığı eğitimler sonrasında Kore Savaşı’na katılıp 10 ay cephede kaldıktan sonra yurda dönmüştü. Köyünde “Koreli” olarak bilinen Mustafa Gök burada sürekli savaş zamanında yaşadıklarını çocuklarına ve komşularına anlatıp dururken oraları tekrar görmenin hayaliyle yaşıyordu. Kore Cumhuriyeti tarafından Kore Savaşı’na katılmış olan Birleşmiş Milletler Gücü’ne ait gaziler için Yeniden Ziyaret Programı düzenlendiği duyan Gazi Mustafa Gök’ün torunu Prof. Dr. Yaşar Gök’te dedesinin Kore özlemini gidermek için bu programa başvuru yaptı. Yaklaşık 3 yıl sonra yaptıkları başvuru kabul olan Gazi Mustafa Gök ve torunu Yaşar Gök, Birleşmiş Milletler Gücüne ait farklı ülkelerden gelen 15 gazi ile birlikte Kore’yi ziyaret ettiler.

72 yıl aradan sonra savaştığı Kore topraklarını yeniden gören gazi o anları anlattı

Kore’de geçirdikleri süre zarfında Koreli vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördüklerini söyleyen Gazi Mustafa Gök savaştığı yerleri tekrar görmenin sevincini yaşıyor. Kore’de bulundukları 6 günlük süre zarfında Panmunjom Ateşkesi’nin imzalandığı Panmunjom’u, Kore Savaşı BM Gazileri Günü Ulusal Töreni’ni, Kore Savaş Hatıra Müzesi’ni, savaş anıtını, Busan’daki Birleşmiş Milletler Anı Mezarlığı’nı ziyaret eden Mustafa Gök ve torunu Yaşar Gök o anları duyguyla anlattılar.

Evinin camına astığı Türk ve Güney Kore Bayrağı’na baktıkça savaş zamanını hatırlayan Gazi Mustafa Gök askerliğe başlangıç ve Kore’ye gidiş dönemini; “1952’nin Kasım ayında şube duhulüm vardı. Burdur’a giderek işlemlerimi tamamladım ve trenle İstanbul’da bulunan Selimiye Kışlası’na vardım. Selimiye Kışlası’nda Kore birliğine seçtiler bizi. Burada yapılan yemin töreninin ardından bize rütbe verdiler, Kore rütbesi. Daha sonra bize verdikleri 20 gün izinde Burdur’a geldim. 80 yaşında annem vardı, bir de abim. Garibandık o zamanlar annem Kore’ye gideceğimi duyunca ağlıyordu sürekli. Bende anneme “Ana ne ağlıyorsun ağlama, nasıl olsa bu göreve gidilecek” dedim. İznin ardından İzmir Seferihisar‘a gittik. Orada 3 ay eğitim gördük. Eğitimin ardından dönemim Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakanı Adnan Menderes geldi bizi uğurlamaya. Orada bize “Evlatlarım Kore‘ye gidiyoruz Allah’ın izni ile, burnunuz kanamadan geri dönersiniz İnşallah” dedi. Törenin ardından İzmir’e geçerek Alsancak limanında gemiye bindik. Limanda subaylar, generaller, rütbeliler, çocukları, hep sarılıp ağlaşıyorlardı. Bende kendi kendime dedim ki “ Mustafa dedim kimin var da kim gelecek de seni soracak” diye içimden geçirerek sırt çantamı alıp yukarı çıktım ve güverteye oturup onları seyrettim. Akşam üzerine doğru gemimiz dolduktan sonra hareket ederken gemi üç sefer korna çaldı işte o zaman bana çok koydu ve ağladım.” sözleriyle anlattı.

72 yıl aradan sonra savaştığı Kore topraklarını yeniden gören gazi o anları anlattı

Kore’ye deniz yoluyla 48 günde varmıştık

Gemiyle Kore’ye 48 günde gittiklerini söyleyen Gazi Gök; “Gemi limandan ayrıldıktan sonra Süveyş Kanalını geçtik. Süveyş Kanalını geçince orada bir su ikmali yaptı gemi. Ondan sonra hiç durmadık. Bu denizler birbirine hiç karışmıyor Kızıldeniz, Küllü deniz, okyanus derken böyle gidiyoruz. Okyanusta beni bir dalga tuttu, koğuşumu 5 gün bulamadım. Güvertede oradan oraya gidiyorum yabancı diğer yere gidiyorum yabancı. Bulduğum bir yere yattım. Bir tane Amerikalı asker geldi beni dürttü. Bende ona “Ben ölüyorum” dedim. Beni almış revire götürmüş. Bir uyandım her yerim batmış çıkmış kusmuşum hep. Daha sonra beni aldı yemekhaneye götürdü. Yemekhanede de karne var. Sabah deliyorsun bir lokma, öğlen deliyorsun bir lokma, akşam deliyorsun bir lokma. Yani ölmeyecek kadar yemeğimizi verdiler. Böyle böyle 48 gün gece gündüz yol gittik.” dedi.

10 ay cephede kaldım

Kore savaşında cephede 10 ay boyunca görev aldığını belirten Gazi Mustafa Gök; “Yatsı namazından sonra Busan’a inmiştik. Şöyle doğuya doğru yanaştı gemi. Bu sefer gittiğimde de aynı yere tekrar baktım baya ağladım. Busan’a indiğimizde Amerika Bayrağı ile Türk Bayrağı’nı görünce 3 bin 700 asker ağlamaya başladık. Bizi orada indirdiler yemekhaneye götürdüler. İki lokma yemek yedikten sonra “Cenabı Allah’ım düşmanın kurşunu inse de beni öldüremez artık” dedim. Kıblenin nerede olduğunu bilmesem de dua ettim. Böylelikle bizi cephe gerisine götürdüler. Tabi silahımız yok. Sonra Kore birliğindekiler burada bizi sürekli tatbikata götürdüler. Mevzi kazma, siper alma gibi talimler yaptık cephe gerisinde. Daha sonra bize silah verdiler ve bizi trene bindirip cepheye gönderdiler. O cephede hani bizde artık silah verdiler ya ondan sonra annen de silah babanda silah. Bize hiç korku gelmedi. Cephede mevzileri geziyoruz, bakıyoruz her yerde sandıklar dolusu mermiler, cesetler var. Bizde işte onları topluyoruz mevzileri düzenliyoruz derken 10 ay boyunca cephede kaldım” ifadesinde bulundu.

Mevzi kazdığım yerlerde artık yüksek binalar var

72 yıl sonra savaştığı yerleri tekrar görme fırsatı bulan ve oraların çok değiştiğini söyleyen Gazi Mustafa Gök; “72 yıl sonra oraya tekrar gitme fırsatım oldu. Ama çalıştığım yerleri çok fazla bilemedim. O zamanlar ileri karakol diye bir yer vardı, kule derlerdi orası şimdi Amerikan üssü olmuş. Üssü ziyaret ettiğimizde benim mevzi kazdığım yerlere şimdi 20’şer 30’ar katlı binalar dikilmiş.” şeklinde konuştu.

72 yıl aradan sonra savaştığı Kore topraklarını yeniden gören gazi o anları anlattı

Kore’nin dedesi oldum

Kore halkının kendisine büyük ilgi gösterdiğini ve torunundan öğrenerek kendisine sürekli dede dediklerini de söyleyen gazi Gök; “Torunum Yaşar’a tercüman olarak sormuşlar sabahları ne dersiniz diye öğrenmişler. Beni gördüklerinde “Günaydın dede, merhaba dede” Kore’nin dedesi olduk. Beni Kore’den uğurladıklarında çocuklar vardı bende onları görünce bir fotoğraf çektirmek istedim. Fotoğraf çekildik onlarla. Daha sonra onlara torunum Yaşar sayesinde ben savaş zamanında sizin gibi çocuklara çok emek vermiştim onları hatırladım o yüzden fotoğraf çekinmek istedim dedim. İçlerinden birisi bana onlar bizim annemizdir. Seni her zaman buraya bekliyoruz dediler. Bende çok gitmek isterim ama üç sene gidemeyeceğim. Bu hak üç sene sonra tekrar çıkabilirmiş bana. 72 yıl sonra görme nasibim oldu, İnşallah bir daha görebilirim.” dedi.

Bizim orada toprağımız olduğunu bilseydim buradan toprak götürürdüm oraya

Kore’de ki şehitlikte Türk toprağı olduğu öğrenen ve daha önce öğrensem köyümden oraya toprak götürüp dökerdim diyen Mustafa Gök; “Bizi bu ziyarette şehitliğe de götürdüler. Şehitlikteyken Mustafa isimli bir şehidimizin mezarına gül bırakıp dua ettim. Orada bir tören oldu. Daha sonra savaş müzesine gittik. Çocuklarla fotoğraf çekildik orada. Ben o şehitliğe zaten 72 yıl önce dönmeden ziyaret etmiştim. Orada o zamanlar bir kadın binbaşı vardı. Bir takım asker vardı. Fakat o zamanlar böyle düzenli değildi. Tahta dikiliydi mezar başlarında. Tahtada künye numarası, isim ve nereli olduğu yazardı. Fakat şimdi çok güzelleşmiş. Hatta bizim orada bir toprağımız varmış. Ben bunu bilmiyordum. Bilseydim Türkiye’den giderken toprak götürürdüm şehitliğimize.” sözlerine yer verdi.

72 yıl aradan sonra savaştığı Kore topraklarını yeniden gören gazi o anları anlattı

Şehitlikte çok duygulandık

Şehitlik ziyareti sırasında düğer ülkelerden gelen şehit yakınları ve gaziler ile birlikte çok duygulandıklarını söyleyen Gazi Mustafa Gök; “Şehitliğe gittiğimizde çok duygulandık, ağladık. Bizim tugayımızdan oraya hiç şehit konmamıştı ama bizimle birlikte ziyarete gelen diğer arkadaşlar akrabalarını bulup ağlıyorlardı sürekli. Savaş zamanında Türk askeri düşmanın eline geçmesin diye topçularımız kendi mevzilerimizi top atışıyla vurmuşlardı. Çünkü düşmanın eline geçerse gözünü oyuyorlardı, kulağını kesiyorlardı. Bu yüzden biz de kendi kendimizi şehit yapmıştık.” dedi.

72 sene önce geldim savaştım eğer savaş çıkarırsanız yine gelirim

Kuzey Kore ile Güney Kore arasında ara ara oluşan gerilim hakkında da esprili bir şekilde konuşan Gazi Mustafa Gök; “ Kuzey Koreliler bakın ben buraya 72 sene evveli geldim burada savaştım. Şimdi yine geldim ziyaret ettim. Sakın ha rahat durmazsanız yine gelirim haberiniz olsun” ifadesinde bulundu.

Dedeme diğer gazilerden daha çok ilgi gösterdiler

Dedesiyle birlikte Kore’ye giderek hem ona refakat eden hem de tercümanlığını yapan Gazi Mustafa Gök’ün torunu Prof. Dr. Yaşar Gök; “ Biz aslında iki yıldır Gaziler Derneği aracılığıyla Kore’ye yeniden ziyaret kapsamında başvurular yaptık. Burdur’daki Gaziler Derneği Başkanımız Hasan bey bize bu konuda çok destek oldu. İki yıldır başvuru yapıyorduk ama üçüncü yılımızda olumlu sonuçlandı. Dedemin Kore’ye yeniden ziyaret çerçevesinde davet edildiğine dair belgeleri aldık. Tabi işlemler bu kadar kısa sürmedi çok uzun süreçten geçti bunlar. Kore Cumhuriyeti elçiliği ile görüşmeler, ekstra dedemin yaşından dolayı sağlık raporları, pasaportları derken süreci tamamladık. Tabi Kore Cumhuriyeti’nin bu daveti bizim için çok büyük bir mutluluk. Özellikle benim için büyük mutluluk çünkü çocukluk yıllarında dedemden çok fazla Kore insanlarını, Kore topraklarını dinlemiştim. Tabi 72 yıl sonra bana da nasip olması güzel oldu. Dedemle birlikte, dedemin ikinci, benim ilk kez olmak üzere Kore’ye gittik. Aslında biz havaalanına indiğimiz zaman Vatanseverler ve Gaziler Bakanlığı var Kore’de. O bakanlığın görevleri bizi havaalanında karşıladılar. Bizim Türk olduğumuzu öğrenince daha büyük bir ilgi gördüm ben. Orada Kanadalı da vardı, Filipinli gazi de vardı. Onların yanında dedeme ilgi daha fazlaydı. Bunu ben çok rahat görebildim çünkü hemen dedemle konuşmaya çalıştılar, tabi ben oradaki tercüme işlemini yaptım. Dedeme sorular sordular, hatta bir video çekimi yaptılar dedemle neler hissediyor, düşünceleri nelerdir diye. O anlamda çok büyük ilgi vardı” dedi. Gazi Mustafa Gök, Kore ziyareti esnasında Kore Cumhuriyeti tarafından kendisine verilen madalyaya şimdi gözü gibi bakarak kurtardıkaları Kore’nin gelişip modernleşmesinin sevincini yaşıyor.

Kağan Onaran - Sercan Kurban

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında Semerci istikrarı Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı ve Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasındaki 3 dönemlik istikrarı sürdürmek için yönetimiyle birlikte yeniden göreve talip olduklarını belirtti. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasında 3 dönemi geride bırakan Başkan Köksal Semerci ve yönetimi, 11 Ocak 2026 tarihinde mülkiyeti Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odasına ait olan eski adıyla Vera Düğün Salonunda yapılacak olan seçim de 4. dönem için 3 bin 86 üyesi ile seçime hazır olduklarını belirtti. 1984-2003 yılları arasında Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasında Muhasebe Müdürü ve Genel Sekreter, 2014 yılından bu yana ise başkanlık görevine devam eden Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ile Denizli Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı görevlerini de görevlerini başarıya sürdürüyor. Denizli Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Köksal Semerci, taksici, minibüsçü, nakliyeci, kamyoncu, kurye, araç kiralama ve galericilik yapan 3 bin 86 oda üyesinden 4 dönem için tam destek aldıklarını belirtti. Üyeleri tarafından sevilen, oda yöneticiliğin her biriminde görev yapmış olan Başkan Köksal Semerci, aynı zamanda yürüttüğü Esnaf Kefalet Kredi Kooperatifi Başkan Yardımcılığı ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevleri ile oda üyelerinin temsil yetkisi haklarını elinde bulundurduklarını, bundan önce olduğu gibi bundan sonra ki dönemde de tüm üyelerinin haklarını korumak ve en iyi şekilde temsil etmek için gayret edeceklerini kaydetti. Üyelere sağlanan imkanlarının devamlılığı, Denizli Şoförler ve Otomobilciler Odasının gücünü kaybetmemesi için yeni döneme aday oldukları ifade eden Başkan Semerci, 11 Ocak 2026 tarihinde Vera Düğün Salonunda yapılacak olan genel kurula tüm üyelerini beklediklerini ifade etti.
Adana HAVAMAŞ, 2026 için hazır 2025 yılında 1 milyon 200 bin yolcuyu havalimanına taşıyan HAVAMAŞ’ın, 2026 yılı içinde yeni destinasyonlar ve yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edeceği belirtildi. Türkiye’nin gökyüzüne açılan 58. kapısı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın yolcu taşımacılığını yapan HAVAMAŞ, modern araç filosu, deneyimli sürücü kadrosu ve yolcu güvenliğini önceleyen hizmet anlayışıyla faaliyetlerini sürdürüyor. 2025 yılında yaklaşık 1 milyon 200 bin yolcuyu Adana, Mersin, Niğde, Nevşehir, Osmaniye ve Hatay’dan güvenle Çukurova Uluslararası Havalimanı’na taşıyan firma, 2026 yılında da yeni araç filosuyla güvenle hizmet vermeye devam edecek. "Çukurova ilçesinden artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek" Konuyla ilgili HAVAMAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Polat, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Polat, "2025 yılı bizler için iyi geçti. Ticari taksilerimiz, VIP araçlarımız ve otobüslerimiz ile hizmet vermekteyiz. 2026 yılı için hem yeni araçları destinasyonlarımıza ekleyeceğiz. Adana’nın Çukurova ilçesinden de artık HAVAMAŞ otobüslerimiz hareket edecek. Güzergah başvurularımız yapıldı. Birkaç tanesi onaylandı. Zamanla geri kalan destinasyonlar da onaylanacak ve vatandaşlarımız artık daha çabuk havalimanına ulaşacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca Polat, https://havamas.com/ adresinden yolcuların kolaylıkla bilet alıp belirtilen saatte, belirtilen durakta olmasının yeterli olacağını, ayrıca havalimanı içerisindeki KİOSK’lar aracılığıyla da kolaylıkla biletlerini alabileceklerini belirtti.
İstanbul Yanlış kanın telafisi yok: Uzmanlardan sıfır hata uyarısı ‘Damardan Damara Kan Transfüzyonu’ konferansı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Kanın tek kaynağının insan olduğunun vurgulandığı konferansta; gönüllü kan bağışı, hasta kanı yönetimi ve transfüzyon güvenliği ele alındı. Kan transfüzyonunun hayati önemine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Damardan Damara Kan Transfüzyonu" konferansı, BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Alanında uzman hekimler, hemşireler ve sağlık teknikerlerinin katıldığı konferansta, kanın akılcı kullanımı ve yanlış transfüzyonun geri dönüşü olmayan sonuçları vurgulandı. Konferansa; Prof. Dr. Mustafa Zahir Bakıcı, Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Uzun, Dr. Öğr. Üyesi ve Başhekim Ajlan Kasabalıgil, Uzm. Dr. İlhan Birinci ile çok sayıda hemşire ve sağlık teknikeri katıldı. "Kanın tek kaynağı insan" Türkiye Kan Merkezleri ve Transfüzyon Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hülya Bilgen, ameliyatlardan organ nakillerine kadar sağlık hizmetlerinin her aşamasında kana ihtiyaç duyulduğunu belirterek gönüllü ve karşılıksız kan bağışının önemine dikkat çekti. "Bu konuda tek kaynak insan. Bu yüzden kan bağışı çok önemli. Herkesi gönüllü ve karşılıksız şekilde kan bağışçısı olmaya davet ediyoruz" dedi. "Hasta kanı yönetimi hayat kurtarıyor" Dr. Bilgen, kanın gereksiz ve kontrolsüz kullanımının ciddi riskler taşıdığını belirterek bireylerin kendi kan değerlerini takip etmesinin ve hastanelerde hasta kanı yönetimi anlayışının benimsenmesinin hayati önem taşıdığını ifade etti. Bilgen, "Kimse kansız gezmemeli. Kan sayımı yapılmalı, eksiklikler tedavi edilmeli. Böylece ihtiyaç halinde başka birinin kanına bağımlılık azalır" uyarısında bulundu. "Yanlış kanın telafisi yok" Transfüzyon süreçlerinde sıfır hata ilkesinin altını çizen Bilgen, yanlış kan verilmesinin ölümcül sonuçlara yol açabileceğini söyledi. Bilgen, "Yanlış kanın geri dönüşü olmaz. Bu nedenle transfüzyon, sıfır hatayla yürütülmesi gereken en riskli alanlardan biridir" diyerek sözlerini sonlandırdı.