GÜNDEM - 31 Mayıs 2025 Cumartesi 12:14

76 yıl sonra gelen mezuniyet: Hayaller üniversite mezuniyet kortejinde gerçek oldu

A
A
A
76 yıl sonra gelen mezuniyet: Hayaller üniversite mezuniyet kortejinde gerçek oldu

Burdur’da Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde kalan 64 ile 93 yaş arasındaki 20 yaşlı, 30 haftalık eğitim programının ardından mezuniyet hayalini gerçekleştirdi. Üniversite kortejinin en önünde yürüyen yaşlılar, okumanın ve hayal kurmanın yaşının olmadığını bir kez daha gösterdi.


Burdur Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne bağlı Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde kalan 20 yaşlı, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından bir yıl boyunca düzenlenen 30 farklı alanda sağlıklı yaş alma atölyeleri ile buluştu. 30 hafta boyunca, haftada 4’er saat süren eğitimler sonunda yaşlılar, hem kendilerini geliştirdi hem de hayatları boyunca erteledikleri hayallerine kavuştu.


Bu özel eğitim süreci, "MAKÜ Yaşam Hayalleri Gerçekleştiriyor" projesi ile devam etti. Proje ile huzurevinde kalan hayatlarında yapmak isteyip de yapamadığı, içlerinde uhde kalan hayallerinin gerçekleştirilmesi amaçlandı. Daha önce hiç evlenmeyen 69 yaşındaki Emine Gülay’ın kına gecesi hayali ve 92 yaşındaki Rabia Obut’un sinemaya gitme arzusu hayata geçirilirken, şimdi de 76 yaşındaki Ali Çelik’in ve diğer 19 yaşlının "mezun olma ve kep atma" hayali gerçekleştirildi.


Dün düzenlenen mezuniyet töreninde, huzurevi sakinleri üniversite öğrencileriyle birlikte kortejin en önünde yürüyerek büyük alkış topladı. Ellerinde taşıdıkları pankartlarla gençlere örnek olan yaşlılar, okumanın yaşının olmadığını herkese gösterdi.


Mezuniyet töreninde çocuklarının mezuniyetini izlemeye gelen aileler de yaşlılara büyük destek verdi. Coşku içinde alkışlanan yaşlıların yüzündeki mutluluk, duygusal anların yaşanmasına neden oldu.



"Yaşlılarımızın hayallerini gerçekleştirmek için yola çıktık"


Mezuniyet töreni hakkında konuşan MAKÜ Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Deniz Say Şahin; "Yaşlılık Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi olarak yaş almış büyüklerimizle Burdur Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde son bir yıl içerisinde Sosyal Hizmet bölümü öğrencilerimizle 30 farklı eğitim ve sağlıklı yaş alma atölyesi gerçekleştirdik. Bu süreçte yaş almış büyüklerimizle birbirimizi daha iyi tanıdık ve içlerinde kalan, gerçekleştiremedikleri hayalleri olduğunu gördük. Biz de bu hayalleri gerçekleştirmek için bugün yola çıktık. "MAKÜ Yaşam Hayalleri Gerçekleştiriyor" projesi de bu şekilde doğdu. Birçoğunun eğitim hayatının yarıda kaldığını ya da hiç okula gidemediklerini, mezuniyet heyecanını hiç yaşayamadıklarını öğrendik. Biz de dedik ki aslında bugün bizim ana mezuniyetimiz de kortejin en önünde yürümeyi bizim büyüklerimiz hak ediyor. MAKÜ ailesi olarak bu mezuniyeti kendi çocuklarının okuması için ellerinden gelen her türlü fedakarlığı yapan ama kendi hiç mezuniyet heyecanı yaşamamış tüm büyüklerimize armağan ediyoruz" dedi.



"En büyük hayalimi gerçekleştirdim"


Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde yaşayan ve çocukluğunda maddi imkansızlıklar nedeniyle okulu yarıda bırakmak zorunda kaldığı için hep içinde ukde kalan 76 yaşındaki Ali Çelik, en büyük hayallerinden birinin gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadığını dile getirdiği konuşmasında; "Burdur merkeze bağlı Yarıköy’de yaşıyordum. Şimdi huzurevine geldim huzurevinde yaşıyorum. İlkokulu köyde bitirdim. Daha sonra Burdur’da o zamanlar erkek Sanat Okulu vardı oraya başladım. Çok okumak isterdim ama maddi imkansızlıklardan dolayı okuyamadım ve ikinci sınıfta okulu bıraktım. Ama şimdi Hayat Üniversitesi’ni bitirdim. Çok şükür bu günleri de gördüm, çok memnunum. Allah bugünleri de gösterdi. Huzurevindeki arkadaşlarımda benimle aynı duyguları yaşıyor. Hepimiz iyiyiz yani çok mutluyuz. Okumanın yaşı yoktur tabii ama bizler de geçti artık" ifadelerini kullandı.



"İlkokul mezunuydum, şimdi üniversite mezunuyum"


Yine Hilmi Hafize Evin Huzurevi’nde kalan ve yaş alma atölyesinden mezun olmanın mutluluğunu yaşayan 77 yaşındaki Ramazan Candan ise; "Çok heyecanlıyım. Bugün diplomamızı alacağız. Dört çocuk sahibiyim. Burdur merkeze bağlı Gökçebağ köyünde doğup büyüdüm. İzmir’de 50 sene kaldım. Şu anda Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nden mezun oluyorum. Onun için çok mutluyum. İlkokul mezunuydum şimdi üniversite mezunu oluyorum inşallah" diye konuştu.



76 yıl sonra gelen mezuniyet: Hayaller üniversite mezuniyet kortejinde gerçek oldu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.