ASAYİŞ - 12 Aralık 2025 Cuma 12:21

Burdur’da 11 ayda 10 bin 50 asayiş olayı yaşandı

A
A
A
Burdur’da 11 ayda 10 bin 50 asayiş olayı yaşandı

Burdur’da yılın ilk 11 ayında il genelinde 10 bin 50 olay asayiş olayı meydana gelirken suçlarla mücadelede önemli operasyonlar gerçekleştirildi.


Kasım ayı genel güvenlik toplantısı Vali Tülay Baydar Bilgihan başkanlığında İl Jandarma Komutanı Albay Mehmet Balcı ve İl Emniyet Müdürü Ahmet Kurt katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda 2025 yılı ilk 11 aylık dönem içerisinde ait asayiş, terör, uyuşturucu, siber suçlar, organize suçlar ve trafik verileri kamuoyuyla paylaşıldı. İlk 11 aylık dönemde; il genelinde 2025 yılı içerisinde kişilere karşı 4 bin 313, malvarlığına karşı 970, millete ve devlete karşı 99, topluma karşı 800 ve takibi gerektiren 3 bin 868 olmak üzere toplam 10 bin 50 olay meydana geldiği ve geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 1’lik azalış sağlandığı belirtildi.



Aranan şahıs ve uyuşturucu ile mücadele


Haklarında yakalama kararı bulunan firari şahısların güvenlik ve asayiş yönünden tehlike arz etmelerinin önüne geçilmesine yönelik vatandaşların huzur ve güvenliklerinin tesisini sağlama azim ve kararlılıkla il genelinde yapılan çalışmalarda bin 641 firari şahıs yakalanarak adli makamlara sevk edildi. Yine kolluk kuvvetlerince 2025 yılı içerisinde ruhsatsız silah ve silah kaçakçılığına yönelik gerçekleştirdiği operasyonlarda çeşitli evsafta toplam 416 ruhsatsız silah ele geçirilirken, 464 şahıs hakkında işlem yapıldı. Açıklamada geleceğin teminatı olan gençlere ve çocukları zehirlemeye çalışan uyuşturucu tacirlerine ve sokak satıcılarına geçit vermemekte kararlı olduklarını belirtildi. 2025 yılı içerisinde; uyuşturucu ticareti suçundan 94, kullanmak ve diğer suçlardan 349 olmak üzere toplam 443 olay meydana gelirken, gözaltına alınan 97 şüpheli tutuklandı. Gerçekleştirilen operasyonlarda; 37 kilo 134 gram skunk, 2 kilo 88 gram esrar, 2 kilo 69 gram bonzai, 460 gram metamfetamin, 46 gram eroin, 875 adet sentetik ecza, 32 adet ecstasy, 113 kök Hint keneviri ele geçirildi.



Trafik denetimleri sürüyor


2025 yılında toplam 994 bin 184 araç ve sürücüsü sorgulanırken geçen yılın aynı dönemine oranla sorgulanan araç sayısı yüzde 20 artış gösterdi. Yapılan denetimlerde trafik yönünden kusurlu bulunan 86 bin 700 araca/sürücüsüne idari para cezası uygulandı. Okul servis araçlarına yönelik yapılan denetimlerde 2 bin 188 araç kontrol edilirken, bu araçlardan 129’üne işlem tesis edildi. 2024 aynı dönemine oranla sorgulanan araç sayısı yüzde 1 artış gösterdi. Çevreye rahatsızlık veren araçlara yönelik yapılan denetimlerde; 68 araca drift atmak suçundan toplam 3 milyon 015 bin 480 TL cezai işlem uygulanırken, araçlar geçici olarak trafikten men edilerek sürücü belgelerine 60 gün süre ile el konuldu. Ayrıca 605 araca yüksek ses, 283 araca abartı egzoz kullanımı, 284 araca kamunun rahat ve huzurunu bozma (kişileri korkutmak, keyfi olarak seyir emniyetini ihlal etmek vb.) ihlallerinden olmak üzere toplam bin 59 araca/sürücüsüne 3 milyon 365 bin 337 TL cezai işlem uygulandı. Belirtilen ihlaller ile alakalı cezai işlem uygulanan araç/ sürücü sayılarında bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 14 artış görüldü.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dursun Özbek: "Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir" Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu’nun sarı-kırmızılılara karşı tutumunun gizlenemez hale geldiğini belirterek, Galatasaray nefreti ayyuka çıkmıştır. Bütün taraftarlarımız bilmelidir ki şu anda Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir" dedi. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, RAMS Park’ta gündemle ilgili basın toplantısı düzenledi. UEFA Şampiyonlar Ligi’nin 6. haftasında deplasmanda oynadıkları Monaco maçında istemedikleri bir sonuç aldıklarını söyleyen Özbek, "Salı günü istemediğimiz bir sonuç aldık. Bundan dolayı üzüntülüyüz. İnanıyorum ki bu aldığımız sonuç Şampiyonlar Ligi iddiamıza engel olmayacak. Sene başında takımımız için önemli hedefler koyduk. Önümüzde iki önemli maçımız var. Bu iki maç konsantreyiz. Takımımıza güveniyoruz, maçlar sonunda Şampiyonlar Ligi’nde devam edeceğimize yürekten inanıyorum" diye konuştu. Bu basın toplantısını Monaco maçında konsantrasyonlarının bozulmasın diye beklediklerini belirten Başkan Özbek, "Artık susmak mümkün değil. Türkiye Futbol Federasyonu başkanı bu önemli maçtan saatler önce kamere karşısına çıkarak yaptığı maksatlı açıklamayla tarafsızlığını kaybetmiştir. Göreve geldiğinde beri iki olağanüstü açıklama yaptı. İkisi de kulübümüze cevap vermek için. Neymiş efendim, Türk Milli Takımı için çektiği kuranın gururunu, mutluluğunu yaşayamamış. Bizim belki de en önemli Şampiyonlar Ligi maçımızın olduğu gün bu açıklamaları yapıyor. Galatasaray’ın oynadığı Şampiyonlar Ligi maçı, milli bir olay değil mi? Konuşmasının sonuna doğru da Galatasaray’a başarılar diliyor. Sen bu yaptığın konuşmalarla aslında başarıyı Monaco’ya dilemişsin. Sayın başkanın sarf ettiği sözlerin hepsinin ayrı anlamı var. Buradan sadece Türk futbol kamuoyuna değil, bütün Türkiye’ye soruyorum, ’Köpeksiz köyde çomaksız dolaşıyor’ lafı bir federasyon başkanına yakışıyor mu? Sayın başkan şunu açıklamak zorunda. Köpek kim, çomaksız gezen kim? Kuzu, aslan kelimelerini de netleştirmesi gerekiyor. Olayın detayına girdiğimiz zaman kuzu kelimesi söyleniş şekline baktığınızda bambaşka bir anlam taşıyor. Kuzu kelimesi ’Kuzu gibi dinlediler’ dendiği zaman, sen benim karşımda öyle bir pozisyondasın ki ağzını bile açamazsın, laf bile edemezsin. Yüzde 100 tehdit içeren bir kelime. Hiç kimse bunun aksini bana anlatmaya çalışmasın. Kaldı ki konuşmasının içinde Dursun ağabey diye bahsediyorsun sonra mikrofonların karşısına geçtiğin zaman ’Kuzu gibi dinlediler’ diyorsun. Oraya maçla ilgili anlatmaya geldim. Biz size bir şeyler anlattık. Biz size çektiğimiz videolarla pozisyonları anlattık. Sen ne demişsin ne demişsin de ben kuzu gibi dinlemişim. Türk futboluna bu jargonu sokmak son derece hatalı bir şey. Ben de sana ’Koyun gibi dinledin’ mi diyeceğim. Bu seviyeye inmemeye çalışıyoruz. Bu seviye Türk futboluna yakışan bir seviye değil. Kim olursan ol, nereden gelirsen gel bu üslupla, federasyon başkanlığı koltuğu doldurulamaz. Biz videoyu izlettik. Video ile ilgili başkanın yorumu, Fenerbahçe’nin hakkı yenmiş diye açıklama yaptı. Biz sizden adalet isterken takım ayrımı yapmıyoruz. Kime yapılırsa yapılsın uygulamada hata varsa bunun arkasından cezanın gelmesi lazım. ’Biz ceza zaten verecektik, siz federasyona geldiğiniz ceza vermekten vazgeçtik’ duyumlarını söylüyorum. Böyle adalet anlayışı olabilir mi? Orada pozisyonları incelerken bize hiçbir şey demediler. Mikrofon karşısına geçtiğinde Fenerbahçe’nin hakkının yendiğiyle ilgili açıklama yapıyor. Burada bugüne kadar yapılan uygulamaya bağlı olarak bu haksızlığa sebep olan kişinin ceza alması gerekirdi. Sayın başkan sen en tarafsız olması gereken kurum başkanısın. Yorum yapıyorsun. Bir basın toplantısı yapıyorsun sadece Galatasaray’ı konuşuyorsun. Böyle bir gündemle yaptığın basın toplantısında bir de tarafsız olduğu zannediyorsun. Ben açıkçası nasıl inandığını da çok merak ediyorum. Tarafsızlığın sizin en büyük şiarınız olması gerek. Allah’ın lütfuyla o koltuğu geldiğinizi söylüyorsunuz ama unutmayın ki Allah’ın sopası yoktur" diye konuştu. "Size kim ceza verecek?" Her açıklama yaptıklarında federasyonun ceza verdiğini hatırlatan sarı-kırmızılıların başkanı, "Bu da ayrı bir tutarsız. Seçim döneminde ceza almayacak dedi. Sonra vazgeçti. Amacının şu olduğunu düşünüyorum, ’Ben Galatasaray başkanına ceza vere vere yasa gereği başkanlık koltuğundan indireyim’. Siz zaten konuşmalarınıza bağlı disiplin yönetmeliği çerçevesinde cezayı veriyorsunuz. Bu yetmiyor basın toplantılarıyla bir de ağzınıza geleni konuşuyorsunuz. Size kim ceza verecek? Sen disiplin yönetmeliği ceza vermek zorundasın. Basın toplantısının konusu sadece Galatasaray olamaz. "Hiç kimse Galatasaray’ın hakkını elinden alamaz" Türkiye Futbol Federasyonu’nun Galatasaray’a karşı tutumunun gizlenemez hale geldiğini aktaran Dursun Özbek, "Bugün geldiğimiz nokta son derece net. Bugünkü Türkiye Futbol Federasyonu’nun, Galatasaray’a karşı tutumu gizlenemez hale gelmiştir. Galatasaray nefreti ayyuka çıkmıştır. Bütün taraftarlarımız bilmelidir ki şu anda Türkiye Futbol Federasyonu, Galatasaray nefretiyle yönetilmektedir. Biz ne kadar uzak dursak da onlar tam tersini yapıyor. Kuzu gibi dinlediler demekle bu gerginliği en üst seviyeye taşıyorsun. ’Kuzu gibi dinlediler’ ne demek? Buradan son bir sözüm de Galatasaray’ı sevenleri için olacak. Bu takım, son 3 sezon tüm ittifakları yenerek şampiyon oldu. Yine başaracağız. Her zamanki gibi birlikte başaracağız. Şimdi tam kenetlenme zamanı. Dört bir taraftan yaylım ateşine tutulmuşuz. Bu sabah çıkan haberlere bakın. Amacın ne olduğu kesin. Ama herkesin şunu iyi bilmesi lazım. Hiç kimse Galatasaray’ın hakkını elinden alamaz. Bunları çok gördük. Son 3 sene içerisinde bunların hepsini yaşadık. Şimdi tam kenetlenme zamanı. Çünkü başka Galatasaray yok" ifadelerini kullandı.
Samsun Murzioğlu: "Sanayide dijital dönüşüm artık tercih değil, zorunluluk" "Sanayide Dönüşüm Buluşmaları" etkinliğinde konuşan Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, üretimde kaliteyi artırmak, maliyetleri azaltmak, rekabette öne çıkmak ve ihracatı güçlendirmek için dijital dönüşümün şart olduğunu belirterek, "Dijitalleşme artık bir tercih değil, zorunluluk. Samsun iş dünyası olarak bu dönüşümün dışında kalamayız" dedi. "Sanayide Dönüşüm Buluşmaları" etkinliği Samsun TSO ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu burada yaptığı konuşmada, Samsun’un üretim kapasitesini, dijitalleşme vizyonunu ve sanayinin geleceğine dair güçlü mesajlarını katılımcılarla paylaştı. Samsun’un sanayi ve yatırım vizyonu Samsun’un; doğal kaynakları, stratejik konumu, limanları, gelişmiş OSB’leri, üniversiteleri ve yetişmiş insan kaynağıyla Karadeniz’in yükselen üretim üssü olduğuna vurgu yapan Başkan Salih Zeki Murzioğlu, "Bugün sahip olduğumuz üretim altyapısı, lojistik kapasite ve yatırım ortamı tesadüf değil; yıllardır kararlılıkla attığımız adımların sonucudur. Bir zamanlar hayal denilen projeleri tek tek hayata geçirdik. Samsun Fuar ve Kongre Merkezi, Samsun Lojistik Merkez, Metal, Metroloji ve Kalibrasyon Laboratuvarı, Samsun Teknopark makro derecedeki projelerimizden bazıları. Ve bugün 11 organize sanayi bölgesi ile şehrimizin üretim gücü her geçen gün katlanarak büyüyor. Üretim gücü, ihracat potansiyeli ve istihdama sağladığı katkıyla bölge ve Türkiye ekonomisinin lokomotiflerinden biri olan kentimiz, son yıllarda uygulanan stratejik yatırımlar ve gelişen sanayi altyapısıyla ekonomik büyümesini istikrarlı bir şekilde sürdürmektedir. Samsun, yenilikçi sektörlerle şekillenen bilgi ve teknoloji odaklı, yenilikçi kalkınma modeliyle, sadece Karadeniz’in değil, Türkiye’nin de yükselen üretim ve yatırım üssü olarak geleceğe yön vermeye devam ediyor" diye konuştu. Sanayinin yeni dili, dijitalleşme, yeşil dönüşüm, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik oldu Dijitalleşme konusunun artık sadece teknolojiye uyumlanmanın değil, rekabet ortamında sürdürülebilir büyümenin stratejik anahtarı haline geldiğini belirten Murzioğlu, "Türkiye’nin ikinci yüzyılında kritik bir eşikteyiz. Artık kalkınmaya bütüncül bir gözle bakmak zorundayız. Çünkü dünya çok hızlı değişiyor. Dijitalleşme, yeşil dönüşüm, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik artık sanayinin yeni dili, yeni düzeni haline geldi. İş süreçlerinin dijital ortamlarda verimli, güvenli ve sürdürülebilir şekilde yürütülmesi artık bir tercih değil, zorunluluk. Üretimde kaliteyi artırmak, maliyetleri azaltmak, rekabette öne çıkmak ve ihracatı güçlendirmek için dijital dönüşüm şart. Samsun iş dünyası olarak bu dönüşümün dışında kalmamız mümkün değil. Biz de Oda olarak üyelerimizi bu yolculukta desteklemek için projeler üretiyor, etkinlikler düzenliyor, politikalar geliştiriyoruz. Finansmana erişimden yeşil dönüşüm gerekliliklerine, dijitalleşme yatırımlarının teşvik edilmesinden nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine kadar birçok alanda sorumluluk üstleniyoruz. Çünkü biliyoruz ki; üretim gücü yüksek, teknolojiyi doğru kullanan, sürdürülebilirliği işinin merkezine koyan bir Samsun; sadece bölgenin değil, ülkemizin geleceğinde çok daha büyük bir rol oynayacaktır" diye konuştu.
Mersin Mersin iş dünyası Doğu Anadolu’daki yatırım fırsatlarını radarına aldı Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), son dönemde Malatya, Elazığ ve Tunceli’ye yaptığı ziyaretlerin ardından bu kez Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) heyetini ağırladı. Şırnak’ın yatırım potansiyelinin anlatıldığı buluşmada, iki il arasında hayata geçirilebilecek ortak projeler değerlendirildi. Şırnak TSO Yönetim Kurulu Başkanı Osman Geliş ve Meclis Başkanı Zekeriya Ökten başkanlığındaki heyet, MTSO’da düzenlenen toplantıda bölgenin sunduğu yatırım olanaklarını anlattı. Görüşmede, Şırnak’ın tarım ve hayvancılık kapasitesi, Silopi’de kurulması planlanan Sera Organize Tarım Bölgesi ve Habur Sınır Kapısı yakınında planlanan Karma OSB projeleri hakkında sunum gerçekleştirildi. Toplantıya MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Meclis Başkanı Hamit İzol, her iki ilin meclis ve yönetim kurulu üyeleri ile Şırnak Tarım ve Orman İl Müdürü Oktay Sezgin katıldı. "Yeni büyüme hikayesi Doğu’da yazılacak" MTSO Başkanı Hakan Sefa Çakır, Doğu ve Güneydoğu’nun barış ortamıyla birlikte önemli bir kalkınma sürecine girdiğini belirterek, "Artık batının doğuyu keşfetmesi lazım. Batı doyuma ulaştı, yeni büyüme hikayeleri Doğu Anadolu’da yazılmalı. Üretimin yerinde yapılması lojistik maliyetlerini düşürecek, karbon ayak izini azaltacak ve tersine göçü hızlandıracak" dedi. Çakır, Türkiye’nin her bölgesinin potansiyeli olduğunu ancak bu potansiyellerin birlikte hareket edilerek değerlendirilebileceğini kaydetti. "Ülkemize barış ve kardeşlik yaraşır" MTSO Meclis Başkanı Hamit İzol ise birlik mesajı vererek, "Biz iş insanları olarak süreci destekliyoruz. Bu sürecin başarıya ulaşması için hepimiz el ele vermeliyiz. Ülkemize barış, birlik ve kardeşlik yaraşır" diye konuştu. "Gelin beraber üretelim, beraber kazanalım" Şırnak TSO Başkanı Osman Geliş, bölgenin genç nüfusu, verimli toprakları ve stratejik konumuna dikkat çekti. Uzun yıllar batıya göç verdiklerini dile getiren Geliş, "Şimdi batının doğuya gelme zamanı. Güneşimiz, suyumuz, topraklarımız, güçlü altyapımız var. Şırnak; Irak, Suriye ve İran pazarlarına en yakın şehirlerden biri. 6. Bölge teşvikleri büyük avantaj sağlıyor. Gelin birlikte üretelim, birlikte kazanalım" ifadelerini kullandı. Şırnak TSO Meclis Başkanı Zekeriya Ökten de konuşmasında barış ve iş birliği vurgusu yaparak iki ilin ortak proje geliştirmesinin bölgesel kalkınmaya katkı sunacağını belirtti.
Ankara Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e yeni görev Diyanet işleri Eski Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Resmi Gazete’de yayımlanan atama kararlarıyla İstanbul’da bulunan Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğü’ne atandı. Prof. Dr. Mehmet Görmez, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 2015 yılında kurulan üniversitenin Sultan Ahmet Meydanı’nda eğitime başlayacağını bildirdi. Prof. Dr. Görmez, şu ifadelere yer verdi: "2015 yılında kurulan Türkiye Uluslararası İslâm Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ile Üniversiteyi Güçlendirme Vakfı, bugün itibarıyla İstanbul’un kalbi tarihî Sultanahmet Meydanı’nda icra safhasına ilk adımını atmıştır. Öncelikle bir emanet olarak üstlendiğim bu vazifeyi lütfeden ve bizleri ilim ve hikmet yoluna hâdim eyleyen Rabb’ime hamd ederim. Bu ağır ve müstesna sorumluluğu şahsıma tevdi eden Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ederim. İstanbul’un asırlara yayılan İslâm ve medeniyet hafızası üzerinde yükselen üniversitemizi, özgün medeniyet birikimimizi insanın anlam, değer ve sorumluluk ufkuyla buluşturan bir akademi olarak inşa etmeye gayret edeceğiz. Bu kurum yalnızca güçlendirilmiş bir ilahiyat eğitimi sunmakla yetinmeyecek; İslâmî ilimleri, beşerî bilimleri, temel bilimleri ve teknolojiyi aynı medeniyet idraki içinde buluşturmaya çalışan bir üniversite modeli olarak yapılandırılacaktır. Üniversitenin uluslararası ilim ve araştırma iş birliklerine açık olacağını, lisansüstü çalışmaların merkezde yer alacağını, güçlü bir araştırma üniversitesi olacağını vurgulayan Görmez, "Gayemiz öğrencilerimizi ve dünyanın önde gelen akademisyenlerini ve araştırmacılarını ortak bir medeniyet dili etrafında buluşturarak, bilginin yalnızca üretilmesini değil, aynı zamanda insanlık için kalıcı bir değere ve ortak bir iyiliğe dönüşmesini sağlamaktır. Bu büyük ilim hamlesine Türkiye’den, İslâm dünyasından ve gönül coğrafyamızın her köşesinden destek verecek bütün hocalarımıza, dostlarımıza ve ilim erbabına şimdiden teşekkür ederim. Milletimize, ülkemize ve İstanbul’un kadim ilim yolculuğuna hayırlı olsun. Rabbimiz, bu müesseseyi hayırda daim eylesin; cehdimizi ve gayretimizi bereketli kılsın" dedi. Üniversitenin yerleşkesi İstanbul’un kalbinde Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, TBMM’de kabul edilen 1 Nisan 2015 tarihli ve 6641 sayılı Kanunla İstanbul’da kuruldu. Üniversite 2026 yılının eylül ayında eğitim ve öğretim hayatına Sultanahmet’te başlayacak, tarihi bir yerleşkede öğrenci kabul edecek.
Sivas ‘Yapamazsın’ diyenlere inat başarmıştı, nazara geldi Sivas’ta yaşayan 35 yaşındaki Rabia Demir, Sivas’ın tek tır şoförü olarak gündem oldu. Demir, hakkındaki haberlerin çıktığı gün trafik kazası geçirdi. Sivas’ta yaşayan 35 yaşındaki Rabia Demir, çocukluk hayali olan tır şoförlüğünü gerçekleştirerek, kentin ilk kadın silobas şoförü oldu. Toplumsal ön yargılara aldırmadan mesleğe başlayan Demir, diğer kadınlara da ilham kaynağı olurken erkek meslektaşlarına taş çıkartı. Demir, haberlerinin paylaşılıp gündem olduğu gün bir trafik kazası geçirdi. "Nazar değdi" Haberlerinin çıktığı, gündem olduğu gün trafik kazası geçiren Rabia Demir, nazara geldiğini belirntip, "Dün bir kaza yaptım. Yağışlı havadan dolayı tırı kaydırdım ve tır yan yattı. 22 kilometre hızla kazayı yaptım ve hızlıda değildim. İlk dorseyi kaydırınca haliyle çekicide kaydı. Kemerim bağlıydı ve bu yüzden yara almadan kazayı atlattım. Dorseyi kaldırıma çarpıp patlatmadım şükür. Dorsenin içerisinde 42 ton yük vardı. Kazadan sonra camı tekmeledim çıkmak için ama çıkamadım. Kazayı gören vatandaşlar, dışarıda camı kırarak beni çıkarttılar. Zaten aracın kaza anında bir dengesizlik yaşadığını fark ettim. Arkadan da başka bir araba korna çaldı, onu da duydum. Daha sonra ise zaten devrildim ve aradaki saniyelerde ne yaşadığımı hatırlamıyorum. Kazadan sonra hemen patronumu aradım ve hemen onlarda geldi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri ise tedbir amaçlı hastaneye götürdü. Bu olayda nazardan dolayı oldu. Cana geleceğine mala gelsin. Yeni kullanacağım tırın üzerine ‘maşallah’ yazısı yazdıracağım. Bunun sebebi ise kendimi nazarlardan korumak için yapacağım. Kazayı yapanlar her zaman kadınlar değildir. Tecrübesi olan erkeklerde kaza yapabiliyor. Hayallerinizin peşinden koşun. Bir kere korktunuz diye hemen pes etmeyin" dedi.