ASAYİŞ - 13 Haziran 2025 Cuma 16:34

Özge Bedir cinayetin perde arkası savcılık ifadelerinde ortaya çıktı

A
A
A
Özge Bedir cinayetin perde arkası savcılık ifadelerinde ortaya çıktı

Evine gittiği kadını çıkan tartışma sırasında bıçaklayarak öldüren Tülay A. savcılıkta verdiği ifadesinde ’Özge bıçakla saldırdı, kendimi korumak istedim’ derken, ölen Özge Bedir’in eşi Adnan B. ise "Her defasında Seray’a kandım, evli olduğum halde ilişkimiz yeniden başladı" diyerek olayla ilgisi olmadığını savundu.



Burdur’un merkez Bağlar Mahallesi’nde 10 Haziran günü saat 21.00 sıralarında meydana gelen olay, bir sitenin birinci katında kanlı bitti. 22 yaşındaki Tülay A., arkadaşı Seray Ö. (25) ile birlikte daha önce gönül ilişkisi yaşadığı iddia edilen Adnan B.’nin (35) evine gitti. Site önünde bekleyen Seray Ö.’nün aksine, Tülay A. apartmana çıkarak Adnan’ın eşi Özge Bedir (35) ile görüşmek istedi. Kapıda başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. İddiaya göre Tülay A., çıkan arbedede Bedir’i boğazından ve karnından bıçaklayarak olay yerinden kaçtı.


Bir süre sonra Seray Ö. tarafından yapılan 112 ihbarıyla olay yerine gelen polis, sağlık ve itfaiye ekipleri, kapıyı açtıklarında Özge Bedir’i evin koridorunda kanlar içinde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Bedir’in hayatını kaybettiği belirlendi. Bedir’in cenazesi otopsi için Burdur Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.



"Özge bıçakla saldırdı, kendimi savundum"


Olayla ilgili savcılığa ifade veren Tülay A., öldürülen Özge B.’nin, arkadaşı Seray Ö.’nün sevgilisi Adnan B.’nin eşi olduğunu söyledi. Olay günü Seray’a gelen tebligat üzerine yürüyüşe çıktıklarını, bu sırada Adnan’la yapılan telefon görüşmesinde Özge’nin evde yalnız olduğunun anlaşıldığını aktardı. Konuşmayı kendisinin yapmasına karar verildiğini belirten Tülay A., "Eve girer girmez Özge elindeki bıçakla bana saldırdı, ellerimi kesti. Kendimi savunmak için karşılık verdim. Boğazından kan geldiğini gördüm. Bıçağı alıp evden çıktım" dedi.



"Bıçak bana ait değildi, olay kendiliğinden gelişti"


Olay sonrası şok geçirdiğini ifade eden Tülay A., yaşananları Seray’a yürüyüş sırasında parça parça anlattığını ve daha sonra 112’ye haber verdiklerini söyledi. "Bıçak bana ait değildi, olay kendiliğinden gelişti" diyen Tülay, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmak istediğini belirtti.



"Adnan, Özge’nin evde yalnız olduğunu söyledi"


Cinayet soruşturmasında gözaltına alınan Seray Ö., savcılıktaki ifadesinde Adnan B. ile üç yıldır gönül ilişkisi yaşadığını, Adnan’ın evli olduğunu ilişkinin ikinci yılında öğrendiğini belirtti. Eşi Özge Bedir’in ilişkiyi kendisinin araması ve fotoğraf göndermesiyle öğrendiğini söyledi. Olay günü evine gelen tebligat sonrası Adnan ile görüştüğünü belirten Seray Ö., Adnan’ın kızını alarak evden çıktığını ve Özge’nin evde yalnız olduğunu söylediğini anlattı. Bu bilgi üzerine arkadaşı Tülay A. ile Özge’nin evine gittiklerini belirten Seray Ö., "Ben uzakta bekledim, konuşmayı Tülay yapacaktı. Kısa süre sonra şok içinde geri döndü. Ellerinden kan geliyordu. Özge ile arbede yaşandığını, boğazından kan geldiğini ama nefes aldığını söyledi" dedi.



Seray Ö., olay sonrası 112’yi kendisinin aradığını, Özge’nin adresini verdiğini belirtti. Tülay’ın daha sonra kıyafet değiştirdiğini ve yanında bıçak olup olmadığını bilmediğini ifade etti. Seray Ö., Adnan’ın kendisine şiddet uyguladığını, gönül ilişkisini zorla sürdürmeye çalıştığını belirterek tutuksuz yargılanmayı talep etti.



"Seray’a kandım, ilişki yeniden başladı"


Eşi Özge Bedir’in öldürülmesine ilişkin soruşturmada ifade veren Adnan B., Seray Ö. ile bir yıl süren gönül ilişkisi yaşadıklarını, ancak ilişkiyi bitirmek istediğini söyledi. Seray’ın bu durumu kabul etmeyip eşi Özge’ye ilişkilerini anlattığını, sonrasında kendisine baskı yaparak ilişkiyi sürdürmeye çalıştığını belirtti. Zorla arabaya bindirme suçlamasıyla 3 ay cezaevinde kaldığını, çıktıktan sonra Seray ve Tülay’ın özür dileyip tekrar ilişkiye başladıklarını anlatan Adnan B., olay günü tüm gün tarlada olduğunu, kızını alıp babaannesine bıraktıktan sonra tekrar çalışmaya döndüğünü söyledi. Seray’dan gelen mesaj üzerine Tülay’ın evine gittiğini, ancak kimseyi bulamadığını aktardı. Eşinin ölüm haberi abisinin telefonuyla öğrendiğini belirten Adnan B., "Ben onlara Özge evde yalnız demedim, ben her defasında Seray’ın sözlerine kandım ve ilişkiye devam ettim" sözleriyle olayla ilgisinin olmadığını savunarak tutuksuz yargılanmayı talep etti.



3 kişi tutuklandı, 1 kişi serbest bırakıldı


Emniyetteki işlemlerinin ardından Tülay A., Seray Ö. ve Adnan B., "kasten öldürme" suçlamasıyla sevk edildikleri adliyede tutuklanarak cezaevine gönderildi. Diğer şüpheli V.Ö. ise savcılıktaki ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Cinayet sonrası 5 yaşındaki çocuğu ve henüz 36 günlük bebeğiyle geride kalan Özge Bedir’in cenazesi, Sultandere Mezarlığı’nda toprağa verildi. Olayla ilgili geniş çaplı soruşturma sürüyor.




Özge Bedir cinayetin perde arkası savcılık ifadelerinde ortaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Neden olmasın" dedi, 45 yaşında üniversite hayaline kavuştu Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitim gören 45 yaşındaki Gönül İnan, yıllar boyunca içinde büyüttüğü üniversite hayalini ertelemesine rağmen vazgeçmedi. 3 çocuk annesi İnan, 45 yaşında girdiği sınavı kazanarak üniversite sıralarındaki yerini aldı. Trabzon’da yaşayan 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Gönül İnan, bir arkadaşının "Neden olmasın" sözüyle cesaret buldu. Bu teşvikle üniversite sınavına girmeye karar veren İnan, zorlu hazırlık sürecini ev ve çocuk sorumluluklarıyla birlikte yürüttü. "Kadın isterse her yaşta başarır" sözünü yaşayarak gösteren Gönül İnan, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazandı. Birinci sınıfta eğitime başlayan Gönül İnan, genç arkadaşlarıyla aynı sırayı paylaşmaya başladı. Derslere olan ilgisi, disiplini ve kararlılığı takdir toplayan İnan, yarım kalan hayalini tamamlayarak pek çok kadına umut oldu. Yıllarca çocuklarının okul heyecanını yaşayan Gönül İnan, şimdi kendi sınav stresini, ders telaşını ve başarı sevincini yaşıyor. "Çocuklarım çok büyük destekçim oldu" Çocuklarından birinin Ankara’da psikoloji, diğerinin Samsun’da makine mühendisliği en küçük çocuğunun ise ilkokulda eğitimine devam ettiğini belirten Gönül İnan, "Televizyonda yaşı büyük hanımların bir girişimde bulundukları gördüğüm zaman hayranlık duyuyordum. Tekrar üniversite sınavlarına girmeme vesile olan aslında arkadaşım Gülcan. Deneyelim bence yapabiliriz dedi. Bende çok ümitle olmayarak deneyelim dedim. Sonuçlar açıklandığında kazandığımı gördüm. Asıl hedefim aslında Almanca öğretmenliğiydi. Almanya geçmişim olduğu için bir şeyler başarırım diye düşündüm. Maalesef Trabzon’da Almanca öğretmenliğine dair bir bölüm olmadığı için İngilizce’yi tercih ettim. Bir baktım ki sıradayım. Nasip oldu şu anda İngiliz Dili ve Edebiyatı okuyorum. Çocuklarım çok büyük destekçim oldu. Kızım Ankara’da psikoloji okuyor, oğlum Samsun’da makine mühendisliği okuyor. Onlarla istişare ediyorum. Aslında onlar biraz benim velim gibi oldular. Kayıt işlerini hep kızım yaptı. Normalde veliler çocuklarını kaydeder bizde ters oldu. Artık üniversite hayatından bahsediyoruz. Vizyonu açık gençlerle tanışmak benim için çok güzel bir duygu. Hep çok saygılılar. Güzel anlaşıyoruz, ben hepsini ayrı ayrı seviyorum. Çocuklarım uzakta olduğu için hepsini evladım yerine koydum. Onların da beni sevdiğini görüyorum" dedi. "Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum" Sınıf arkadaşlarının motive edici cümleler kurduğunu kaydeden İnan, "İlk sınıfa girdiğim an biraz sessizdim analiz ettim ama sonra günler geçtikçe baktım gençlerde benim için ‘Bu yaştan sonra nereden geldi’ şeklinde bakmadılar. Bir ara ümitsizliğe kapıldım; ’Acaba yapabilecek miyim?’ ’Her şeyi unuttum tekrar baştan hatırlayamıyorum’ gibi baktım motive edici cümleler kurdular. ’Olur mu abla devam et iyi gidiyorsun’ şeklinde bu bana çok iyi geldi. Benim de çocuklarım uzakta olduğu için empati yapıyorum. Bir anne olarak düşünüyorum. Her zaman bir sıkıntınız olduğunda beni arayabilirsiniz diyorum. Öğrenmenin ve eğitimin yaşı yoktur. Hiçbir zaman geç değil. Ev hanımlarına sesleniyorum tabii ki evi toparlamak düzeltmek güzel şey ama her gün aynı iş aynı hiç kimse madalya takmıyor. Bu işler bitmiyor, kendi kültürünüzü geliştirin. Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıptır derler en azından çabalıyorum. Henüz bir plan yapmadım ama tercümanlık veya öğretmenlik yapabilirim. Her sabah okula gelirken mutlu oluyorum. Benim için bu bile yeterli" şeklinde konuştu. "İyi ki benim annem" Gönül İnan’ın Ankara’da Psikoloji eğitimi gören kızı Cemre İnan ise "Çok gururlu ve mutluyum. İyi ki benim annem. Başaracağını biliyordum. Güveniyordum o yüzden şaşırmadım. Her zaman yanında bulunacağım. Sınıf arkadaşları ile diyaloglarına şahit oldum. Bu beni çok mutlu etti. Hepsi çok değerli ve kıymetli insanlar. İyi ki annemin yanındalar. Aynı sınıfta annemle eğitim görseydik eğlenceli olabilirdi" diye konuştu. "Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor" Gönül İnan’ın sınıf arkadaşı Arda Akgün de, "Bu kadar genç öğrencinin arasında bizim iki katımız yaşa sahip bir öğrencinin olması elbette alışagelmiş bir durum değil. Hepimiz bu duruma şaşırmıştık ancak Gönül ablanın bize olan tutumu, bize yaptığı ablalık görevi gerçekten bizim için çok değerli. Kendisi tüm sınıf tarafından sevilen çok önemli bir insan. Kendisini çok seviyoruz. Derslerde de çok aktif. Buraya bir öğrenci bilincinde gelmiş. Yaşının büyük olması onu bizden hiçbir şekilde ayırmıyor. Öğrenme hırsı bizimki gibi kendisini çok taktir ediyorum" ifadelerini kullandı.
Samsun Dünya halıları bu koleksiyonda Samsun’da görev yapan bir öğretmen, 25 farklı ülkeden topladığı 150 duvar halısından oluşan koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Müzik öğretmeni olarak görev yapan Seçkin Esen (55), şimdiye kadar edindiği kazanımını farklı bir amaç uğrunda kullanıyor. Dünyanın birçok kıtasına giderek kültürel değeri olan duvar halılarını toplayan Esen, 25 farklı ülkeden onlarca halı satın aldı. Halıları koleksiyon hâline getiren Seçkin Esen, yurt içi ve yurt dışından topladığı 150 halıdan 40’ına hikâye yazarak proje oluşturdu. Geçen yıl 120 halısını Mersin’de sergileyen Esen, koleksiyonuna dünyadan birçok halı daha ekledi. Esen ayrıca göz bebeği olarak gördüğü halıların satılık olmadığını ancak sürekli olarak koleksiyonunu genişlettiğini sözlerine ekledi. Müzik Öğretmeni Seçkin Esen, "Koleksiyonumuzu imkânlar dâhilinde genişletmeye çalıştık. Yine yurt dışından bulduk, yurt içinden bulduk, yurt dışından gelenleri bulduk ve koleksiyonumuz genişledi. 25 tane daha koleksiyonumuza halı kattık. 150’ye yakın halımız var. Çok değerli duvar halılarımız mevcut. Bu halıları ülkemize yakışan bir şekilde sergiye çıkaracağız. Koleksiyonu gelecek kuşaklara aktarılacak bir miras olarak değerlendiriyoruz. Yani bir araba olsa, ev olsa, tarla olsa değer verebiliriz. Bizim için ülkemizde böyle bir çeşitliliğin olması, böyle bir koleksiyonun olması her şeyden daha değerli" dedi. "Japonya’dan Almanya’ya, Çin’den İspanya’ya birçok ülkenin halısı bu koleksiyonda" Doğudan başlayarak birçok kıtadan o yöreye ait duvar halılarını topladığını dile getiren Esen, "Halı koleksiyonuna doğudan başladık biz. Öncelikle Türk cumhuriyetlerinden, Çin’den, Japonya’dan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan oralardan duvar halıları aldık. Daha sonra İran, Irak kısmından aldık. Savaştan önce gittiğimizde Ukrayna’dan aldık. İtalya’dan var, İspanya’dan var, Hindistan’dan var, Almanya’dan var. Yaklaşık 25 ülkeden halı topladık. Koleksiyondaki halılarda değişik güzellikte ve ender olan halılar var. Türkmenistan’dan ipek dokuma halılar ender halılardır. Bizi bilenler çeşitli ülkelerden önce halının fotoğrafını atıyor. Kriterlerimize uyuyor mu, ender mi bunlara bakıp sonra da gidip alıyoruz" diye konuştu. "Koleksiyondaki tüm halılar benim göz bebeğim" Tüm halılarını göz bebeği olarak gördüğünü de sözlerine ekleyen Esen, "Tüm halılar benim göz bebeğim. Oğlum da tüm bu eserlere, mirasıma sahip çıkacak" dedi. Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nda lisans, İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’nde de yüksek lisans yapan Seçkin Esen, en büyük hobisinin duvar halılarını izlemek olduğunu sözlerine ekledi.