SAĞLIK - 19 Eylül 2024 Perşembe 13:17

Parkinson’un Levodopa Karbidopa İntestinal Jel tedavi yönteminden başarılı sonuçlar elde edildi

A
A
A
Parkinson’un Levodopa Karbidopa İntestinal Jel tedavi yönteminden başarılı sonuçlar elde edildi

Halk arasında titrek felç olarak da bilinen Parkinson hastalığına karşı geliştirilen tedavi yöntemlerinden biri olan ve Türkiye’de sayılı merkezlerde yapılan Levodopa Karbidopa İntestinal Jel tedavisi, Bucak Devlet Hastanesi’nde uygulanan 4 hastada başarılı sonuçlar ortaya koydu.


Dünyada İleri Evre Parkinson Hastalığı’nın tedavisinde uygulanan seçenekler oldukça sınırlı. Hem dünyada hem Türkiye’de Derin Beyin Stimülasyonu (DBS-Beyin Pili Yerleştirilmesi) ve Apomorfin injeksiyon pompası şeklindeki tedaviler mevcut. Son yıllarda ülkemizde bu tedavilere bir başka alternatif olarak Levodopa Karbidopa İntestinal Jel, diğer adı ile Duodopa olarak bilinen bir tedavi yöntemi daha uygulanmaya başladı. Ülkemizde sayılı tıp merkezinde uygulanan ve Parkinson Hastalığı tedavisinde altın standart olarak kabul edilen Levodopa İntestinal Jel uygulaması Bucak Devlet Hastanesi’nde de Nöroloji Uzmanı Doktor Ece Köse tarafından uygulanıyor.


Bucak Devlet Hastanesi’nde şimdiye kadar 4 Parkinson hastasına uygulanan ve dördünde de başarılı sonuçlar elde eden Uzman Dr. Köse bu yöntem ile hastaların günlük yaşamlarının oldukça kolaylaştığını dile getirdi.


Genellikle yaşlı insanlarda görülen Parkinson hastalığını anlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Ece Köse, “Parkinson hastalığı halk arasındaki ’titrek felç’ olarak da bilinir. Titreme, hareketlerde yavaşlama, yüz ifadelerinde donma, özellikle kol, bacak, bilek, eklemlerinde hareket kısıtlılıklarıyla seyreden bir hastalıktır. Aynı zamanda hastanın duruş pozisyonunda da değişikliklere yol açar. Adım aralığı daralır. Dünya genelinde ortalama 10 milyon kadar, ülkemizde de Parkinson Derneği’nin açıkladığı rakamlara göre 150 bin civarında Parkinson hastası var. Parkinson hastalığı erkeklerde kadınlara göre biraz daha fazla görülüyor. Yaş ilerledikçe görülme sıklığı artmakla beraber bazı Parkinson hastalıkları genetik olabiliyor ve daha erken yaşlarda da karşımıza çıkıyor. 65 yaş üzerinde yüzde 1 gibi bir sıklıkta görünüyor diyebilirim. Yaş ilerledikçe de bunun sıklığı artıyor” dedi.



"Parkinson hastalığının üç tedavi yöntemi bulunuyor"


Parkinson hastalığının tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Ece Köse, “İlk olarak hastaya tanı koyulduktan sonra erken evrede ise ilaç tedavisi uygulanır. İlaç tedavisinde hastanın hareketlerini hızlandıracak, şikayetlerini geriletecek ilaçlar kullanırız. Ama zamanla yaş ilerledikçe kendi vücudumuzda bulunan ’Dopamin’ dediğimiz bir nöromodülatör molekül eksikliğinde Parkinson hastalığına yol açacak madde tükenir. Tükendiği için de hasta tamamen ilaca bağımlı hale gelir. Bu evrede hastalığın hem motor hem motor olmayan yani uyku düzensizliği, idrar problemleri, ağızdan salya gelmesi gibi ’non motor’ deriz, belirtiler ortaya çıkar. Bunun dışında donmalar, sabah yataktan kalkamama, hareket etmede güçlük gibi bazı komplikasyonları olur. Bu evrede yüksek dozdan ilaç alan hastalara artık biz ileri evre Parkinson hastası deriz. Bu aşamada karşımıza üç tedavi seçeneği çıkar. Biri Apomorfin infüzyonu ya da aralıklı insülin enjektörü gibi bir enjektörle iğne tedavisi, ikincisi bizim burada ilk kez uyguladığımız Levodopa Karbidopa Jel tedavisi, üçüncüsü ise beyin pili. Beyin pilini açıklayıp bir kenara koymak istiyorum önce. Genç hastalarda depresyonu olmayan, MR bulguları bulunmayan ama ileri Parkinson’u olan ve yüksek dozda ilaç alan hastaları beyin pili için uygun merkezlere yönlendiriyorum. Bizim uyguladığımız tedaviye daha detaylı anlatacak olursak öncelikle biz hastadan onay alıyoruz, tedaviyi anlatıyoruz. Daha sonra hasta bunu kabul ettiği zaman yurt dışından ilacı gelmesi için ilaç raporunu çıkarıyoruz. Eczaneden bu ilaç rapor ve reçetesi ile başvurarak kendi adresine ilacın temin edilmesini sağlıyor. İlaç geldiğinde bizlere haber veriyor. Bu arada başhekimliğimizin de onay verdiği ve bilgisi dahilinde olan ilacın aynı zamanda bir hemşirelik hizmeti de bulunuyor. Bu esnada hastaya 7 gün 24 saat ulaşabileceği bir hemşire de beraberinde atanıyor. Daha sonra hastanın ilacı gelince yatış yapıyoruz, anestezi hazırlıklarını gerçekleştiriyoruz. Genel cerrahi bölümünden bir doktor ince bağırsağın ’Jejunum’ denilen bölümüne endoskopla hafif hastayı sakinleştirerek bu ince bir tüpü takıyor. Daha sonra da yurt dışından gelen cihazı biz buraya bağlıyoruz. Adeta buz aküleri gibi küçük kaset jelleri hasta bittikçe kendisi yeniliyor ve ağızdan artık hiç tedavi almıyor. Yemesini, içmesini etkilemiyor, herhangi bir bağırsak problemi yapmıyor. Günlük hayatından hiçbir şey kaybetmiyor ama hayatındaki büyük bir ilaç yükü ortadan kalkıyor. Aynı zamanda ilacı doğrudan emildiği yere verdiğimiz için ilacın vücuda geçişi artıyor ve hastalar büyük oranda rahatlıyor” şeklinde konuştu.



"Tedavi uyguladığımız 4 hasta da çok memnun"


Bucak Devlet Hastanesi’nde bu tedavinin uygulandığı 4 hastanın da memnun olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Köse, "Levodopa Karbidopa İntestinal Jel tedavisi Türkiye genelinde her merkezde uygulanmıyor. Şu ana kadar bizim dört tane hastamız oldu. Çok şükür herhangi birinde sıkıntımız yok şimdilik. Burdur’da da Bucak‘a ilk kez bu tedaviyi getirmiş olduk. Hastalar çok mutlu çünkü anlık yanıt alabildiğimiz bir tedavi. Hasta ilaç altındayken yerinden bile kalkamazken, yürüyemezken tüpü takıldıktan sonra illaki bir miktar ağrısı oluyor. Ağrının geçmesinin ardından ortalama cihaz takıldıktan 1 saat sonra ilaç vermeye başlıyoruz. Yavaş yavaş dozunu arttırdığımızda hasta rahatlıkla yürüyor, ses tonu, yüz ifadesi, hatta duruşu bile değişiyor. Parkinson hastalığı dışında da titreme ile seyreden hastalıklar var, ailevi titremeler var bunların Parkinson olma riski topluma göre bir miktar daha yüksek oluyor. Özellikle genç yaştaki hastalar titremenin sebepleri konusunda iyice tetkik edilmesi gerekiyor. Ya da Parkinson’un artıları dediğimiz Parkinson Plus dediğimiz tedavi olarak bir tık daha zayıf olan ama hastayı kısmen ilaçlarla en azından düşünmelerini, unutkanlığını, hayal görmelerini engelleyebileceğimiz hastalık çeşitleri de var” ifadesinde bulundu.



"Önceden konuşamıyordum, tedavi sonrası düzeldi"


Bucak Devlet Hastanesi’nde Levodopa Karbidopa İntestinal Jel tedavisi olan Aziz İzgi, “Bu tedaviye ben 9 Mart tarihinde başladım. O günden bugüne konuşmam, oturuşum, yürüyüşüm, elimin titremesi kısmen de olsa düzeldi. Göz kapaklarım kapalıydı hatta göz kapağı kaldırma ameliyatı dahi düşündüm. Bu tedavi uygulandıktan kısa bir süre sonra o da düzeldi. Şu anda çok memnunum. Geçtiğimiz günlerde ufak tefek aksaklıklar oldu ama doktor hanıma geldim gerekli ayarlamaları yaptı ve düzeldi. Şimdi sıkıntım yok çok şükür. Konuşmam yüzde yüz olmasa da yüzde elliden fazla düzeldi diyebilirim. Tedaviden önce durarak konuşuyordum sanki bir şey seçiyormuş gibi. Şimdi ise tedavi ile birlikte rahatladım” dedi.



Parkinson’un Levodopa Karbidopa İntestinal Jel tedavi yönteminden başarılı sonuçlar elde edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.