POLİTİKA - 18 Kasım 2018 Pazar 16:53

TBMM Başkanı Yıldırım: "Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz"

A
A
A
TBMM Başkanı Yıldırım: "Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, "Geçmiş bir tecrübe kapısıdır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım, "Geçmiş bir tecrübe kapısıdır. Osmanlı Devleti geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti geleceğimizdir. Utanılacak bir geçmişimiz tarihte yoktur. Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz" dedi.


TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinin (MAKÜ) 2018-2019 yılı akademik yıl açılışı ve fahri doktora payesi tevcihi ve Diş Hekimliği Fakültesi temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Binali Yıldırım, "Türkiye genelinde üniversitelerde yaklaşık 7,5 milyon genç eğitim görüyor. İlk, orta ve liseyle nüfusun üçte biri öğrencidir, 25 milyona varan bir nüfus. Bu 25 milyon, 143 ülkenin nüfusundan daha fazla öğrenci var. Bizi dünyada iddialı hale getiren bu genç ve dinamik nüfusumuzdur. Gençlik gelecek, enerji, ümit demektir. MAKÜ’de bilim, kültür, sanat, edebiyata yaptığı katkılarla gençlerin en fazla tercih ettiği üniversiteler arasında yer almıştır. MAKÜ hayvancılık alanında pilot uygulamaların yapıldığı üniversitelerden biridir” diye konuştu.


Mehmet Akif’in 100 yıl önce Anadolu’yu işgal etmeye çalışan çakal sürüsüne karşı milli uyanışı sağlamak için köy köy dolaşan bir dava adamı olduğunu dile getiren Yıldırım, “Gençler çok çalışmalı ve öğrenim gördüğü alanda en iyisi olmalı. Akif onların öyle olmasını isterdi. Bu üniversitenin bu ismin altında ezilmemek için tarihe, kültüre, sanata, bilime yaptığı katkılarla büyüdüğünü görüyoruz” dedi.



"Tarihte, hakikatta onların dediği gibi değil"


Dünyada ilk üniversitenin Tunus’ta kurulduğunu aktaran Yıldırım, ”Bologna’daki üniversite 1088 yılında kurulmuştur. Batılılar dünyada ilk üniversiteyi kendilerinin kurduğunu iddia ederler. Batı böyledir, kendilerine yegane olduğunu düşünürler, tarihi, sanatı hep kendileriyle başlatırlar. Bilimsel bütün teoriler onlara aittir. Tarihte, hakikatte onların dediği gibi değildir. Akıl ve bilimden uzaklaşan her devlet tarih kitaplarının konusu olmaktan kurtulamazlar. Bugün Osmanlı’nın yerinde yükselen 25 devletin topraklarına gidin Abdülhamit’in izlerini görürsünüz” dedi.



"Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz"


“Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez” diyen TBMM Başkanı Yıldırım, “Geçmiş dönüp yaşayacağımız dönem değildir. Geçmiş bir tecrübe kapısıdır. Osmanlı Devleti geçmişimiz, Türkiye Cumhuriyeti geleceğimizdir. Utanılacak bir geçmişimiz tarihte yoktur. Ecdadımızdan bize gururla anlatacağımız bir medeniyete, tarihe sahibiz. Onları hayırla yad ederiz. Mehmet Akif’in bile unutturulmaya çalışıldığı hicranlı dönemden geçildi. Manevi değerlerimiz horlandı, hakir görüldü. Milletimiz, geçmişinden uzaklaştırılmak istendi. Kendi ülkesine, medeniyetine yabancı olan insanlar her dönem mutlaka olmuştur, mutlaka olacaktır. Vatanımızı bölmek, milleti parçalamak isteyenlere karşı daima uyanık olmak mecburiyetindeyiz” ifadelerini kullandı.



"Türkiye’nin başı ağrısa Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ağır hasta olur"


15 Temmuz’da yaşanılan hain darbe kalkışmasının bu hususlardan biri olduğunun altını çizen Yıldırım, “40 yılı bulan mücadelemiz, teröre karşı mücadelemizde ülkemizi, birliği, beraberliği, kardeşliği yok etmeye çalışan PKK terör örgütü ve onuna arka planında bulunan ağa babalarıdır. Yüksek öğretim gençliği olarak Türkiye’deki barış, huzur ve kardeşliği ortadan kaldırmak isteyenlere karşı çok ama çok dikkatli olun. Türkiye’nin başı ağrısa Balkanlar, Kafkaslar, Orta Doğu ağır hasta olur. Ülkemize, bölgemizdeki ülkelere karşı ne yazık ki kötü düşünceleri olan, kötü emelleri olan bir takım emperyal güçler vardır. Bunlara asla fırsat vermemeliyiz. Çünkü millet ve devlet olarak bizim önemli hedeflerimiz var. Adaletin hakim olduğu, sömürünün ortadan kalktığı bir dünya için gece gündüz çalışıyoruz. Açlığın, yoksulluğun kader olamadığını tüm insanlığa bunu anlatmaya çalışıyoruz. Ülkemizde milyonlarca göçmeni bu sebepten dolayı himaye ediyoruz” diye konuştu.



"Alt yapı gelişmişliğinde 9. sıradayız"


Cumhuriyet’in 100. yılına sadece beş yıl kaldığını hatırlatan Yıldırım, “Bu zaman içinde ve sonraki yıllarda sürekli gelişerek dünyanın en büyük ekonomisi olmayı arzu ediyoruz. Geçtiğimiz 16 yıla dönüp baktığımızda Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görmek çokta zor değil. 12 yılda görev yaptığım ulaşım ve haberleşme sektörüne göz atarsak ne demek istediğim kolay anlaşılacaktır. 2002 yılında Türkiye, ulaşım ve iletişim alt yapısı bakımından gelişmişlik sıralamasında dünyada 39. sıradaydı. Görevi bıraktığım 2016 yılı itibariyle Türkiye’nin alt yapı gelişmişlikte sırası 9 oldu. Dünyanın alt yapısı gelişmiş 9. ülkesiyiz, bunlar 12 yıl içinde oldu. Bunu anlamak için Türkiye’yi dolaşmaya gerek yok, Burdur’a baksanız bile göreceksiniz” dedi.



"Savunmada yüzde 67 yerlilik oranına ulaştık"


Burdur’un Antalya’ya, Denizli’ye, Isparta’ya bölünmüş yollarla bağlı olduğunu kaydeden Yıldırım, “Kimsenin bizi tehdit edememesi için çok çalışmalıyız. Savunmamızı yerli ve milli silahlarla yapmalıyız. Yüzde 67 yerlilik oranına ulaştık. Hedef bu konuda kendi kendimize yeter hale gelmek. Günümüzde bilimde, teknolojide öncü isimler yetiştirmeyi arzu ediyoruz. Güç tank top tüfek silahta değil, bugün güç bilgiye hakim olandadır. Bilgiye hakim olan bir adım önde gidiyor. Gelecek bilgiyle kurgulanıyor. Sadece devletin değil şahısların da hedefi olması gerekir” şeklinde konuştu.



"Güncel olun"


“Güncel olmak yenilenmek demektir” diyen Yıldırım, ”Yeni bilinmezlere karşı hazırlıklı olmak demektir. Okumakla, daha çok şey öğrenmekle mümkün olur. Mutlaka okuyun. Okumanın yaşı yoktur, daha çok okumak daha insanı olgunlaştıracağı gibi kavgacı bir toplumdan da bizi uzaklaştırır. Bardağın her zaman dolu tarafına bakın, karamsar olmayın” dedi.


Rektör Prof. Dr. Adem Korkmaz ise, MAKÜ’nün 12 yıllık genç bir üniversite olduğunu söyledi. 33 bin öğrencisi bulunan üniversitenin bin akademisyen ve bin idari personelle bölgesine hizmet verdiğini dile getiren Prof. Dr. Korkmaz, “Bilgiye sahip olan güce, ekonomiye, bir otoriteye ve yetkiye sahip oluyor. Üniversiteler bilginin üretildiği, dönüştürüldüğü, öğretildiği yerdir. En önemli misyon ise o bilginin toplumun hizmetine sunulmasıdır. Üniversitenin toplumla, sektörle işbirliği yapması gerekir. Bu noktada fazla ortaklarımız yok. Yerele odaklanıp, kendimizi uluslararası vizyondan da mahrum bırakmamalıyız. Bilime, teknolojiye önem verenler bir adım öne geçiyor. Teknolojiyi sadece alıp kullanmak yetmez, üretmenin yanında onun sahibi de olmamız gerekir. Tüketici olursak, kalırsak başkalarının tasarladığı hayatı yaşarız. Yazılım, donanım, üretim gibi her aşamada mührümüzü vurmamız gerekir. Bilgi ve teknolojiyi kendimiz üretmeli ve sahibi biz olmalıyız. Kendimizi sürekli yenilmeliyiz” dedi.


Konuşmaların ardından fahri doktora payesi tevcihi gerçekleştirilerek, Diş Hekimliği Fakültesinin temeli atıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bayburt Bayburt’ta ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ dolayısıyla etkinler düzenlendi Her yıl 26 Nisan’da kutlanan ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri’ günü dolayısıyla Bayburt’ta da çeşitli etkinlikler yapıldı, alanında uzman isimler ve öğrenciler Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’nü düzenledikleri programla kutladılar. Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Eczane Hizmetleri öğrencileri tarafından ’Eczane Teknisyenleri ve Teknikerleri Günü’ münasebetiyle panel, tiyatro, söyleşi ve stanttan oluşan etkinlikler organize edildi. Düzenlenen program, panelle başladı. ’Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp: Fitoterapi’ paneline konuşmacı olarak katılan Karadeniz Teknik Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ufuk Özgen ve Akademisyen/Yazar Doç. Dr. Kenan Taştan, bitkilerin tedavi süreçlerindeki temel ve yardımcı fonksiyonlarını anlatan çok yönlü sunumlarını katılımcılarla paylaştılar. Doç. Dr. Kenan Taştan konuşmasında Geleneksel tedavi yöntemlerinin önemine vurgu yaptı. Halk arasında çok fazla bilinen ve kullanılan hacamat yöntemine özellikle ayrı bir parantez açan Taştan, “Hacamat mutlaka işin uzamanı bir hekim tarafından ve gerekli tahliller yapıldıktan sonra uygulanmalıdır. Aksi halde özellikle kan hastalıkları olan bireylerde ya da enfeksiyondan kaynaklanan problemler ciddi rahatsızlıklara yol açması söz konusu olabilir” diyerek konuştu. Prof. Dr. Ufuk Özgen ise konuşmasında birçok ilacın hammaddesini oluşturan bitkilerin şifalı özelliklerine değindi. Ancak ilaçlarla birlikte kullanılan bitkisel çayların ya da bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünlerin çok ciddi yan etkileri olabileceğine vurgu yaptı. Etkinliğin ikinci ayağında Eczane Hizmetleri öğrencileri Şehit Recep Eşiyok Ortaokulunda öğrencilerle bir araya geldiler. Öğrenci Ecem Şahin’in kaleme aldığı tiyatro oyunu ile ortaokul öğrencilerine akıllı ilaç kullanımının önemine ve gerekliliğine dikkat çektiler. Ardından Eczane Hizmetleri öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Ümit Karakaş, öğrencilere ilaçlar ve akılcı ilaç kullanımı konulu söyleşisini gerçekleştirdi. Etkinlik Bayburt şehir merkezinde Yakutiye Camisi önünde kurulan stant ile son buldu. Stantta ’Doğru İlaç Kullanımı’ konusunda vatandaşla buluşan gençler, konu ile ilgili el broşürü, ilaç zamanlama ve taşıma kutusu dağıttılar. Öğrenciler, vatandaşlara ilaç ile ilgili sorular sorarak, doğru ilaç kullanımına yönelik farkındalık kazandırmaya çalıştılar. Konu ile ilgili olarak düzenleme komitesi başkanı öğrenci Nazım Onur Bulut, akıllı ilaç kullanımı hakkında bilgiler vererek, "Akıllı ilaç kullanımı konusunda toplumun bilgilendirilmesi için oldukça önemli nedenler bulunmaktadır. Bu gerekçelerin ilki modern sağlık bakımındaki kimyasal ajanların önemli rolünün olmasıdır. İkincisi bireylerin sağlıkları ile ilgili sorumluluk alabilmelerini ve uygun tedavi edici stratejilerin belirlenmesini sağlamaktır. Üçüncüsü, bireylerin tedavi edici kararlarında rol almaları ve sonraki dozlar ve süreç ile ilgili bilgilendirilme haklarının olmasıdır. Dördüncüsü ise bireylerin akılcı ve güvenli ilaç teminini ve etik olmayan ticari tanıtımdan zarar görmemelerini sağlamaktır" dedi.
Ankara Bakan Tunç: "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları, soykırım suçu işleyen işgalci İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir" dedi. Adalet Bakanı Tunç, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili yaptığı paylaşıma ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yazılı bir açıklama yaptı. Bakan Tunç, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "İsrail Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan seviyesiz açıklamaları, soykırım suçu işleyen işgalci İsrail Hükümetinin çocuk, kadın demeden yaptığı katliamları gizleyemeyecektir. Nerede olursa olsun, her platformda daha adil bir dünya için mücadele eden Sayın Cumhurbaşkanımız, Filistin’de ateşkes ve barış sağlanarak akan kanın bir an önce durması için çabalamaktadır. Gözü dönmüş insanlık düşmanı canilerin, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alması işte bundandır. İnsan haklarını yok sayarak ve uluslararası hukuku görmezden gelerek kuvözdeki bebekleri dahi öldüren; okulları, sığınma kamplarını, hastaneleri bombalayarak her yeri kana bulayan İsrailli yöneticiler, daima yaptıkları katliamlarla anılacak ve hukuk önünde hesap vermekten kaçamayacaktır."