YEREL HABERLER - 15 Nisan 2012 Pazar 14:33

SANAYİCİLERE KDV SEMİNERİ

A
A
A
SANAYİCİLERE KDV SEMİNERİ

Ekonomik alandaki rekabetin şartları her geçen gün zorlaşırken, günümüzde ihracat yapan firmaların dış ticaret alanındaki eksikliklerini gidermeleri de büyük önem taşıyor.
Dış ticaret alanında daha nitelikli çalışan ihtiyacının her geçen gün arttığı günümüzde, bu alanda kaliteli personele sahip firmalar da, rekabette bir adım öne çıkıyor. Bu noktada üyesi olan ihracatçı firmaların eksikliklerini gidermeleri için çalışmalarını yoğunlaştıran Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB), ``Dış Ticarette KDV İadesi ve Risk Analizi`` konulu eğitim semineri düzenledi. UİB Genel Sekreterlik Konferans Salonu`nda gerçekleştirilen seminere, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Yaser Gürsoy konuşmacı olarak katıldı. Özellikle tekstil alanında faaliyet gösteren firma temsilcilerinin katıldığı seminerde, ihracatta KDV şekilleri, KDV tebliğleri, KDV`den istisnalar ve KDV riskleri gibi konular ele alındı.
KDV iadesinde ve iadenin tahsilinde nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlatan Yaser Gürsoy, ``İhracat yapan firmaların KDV iadesinde daha cesur olabilmesi için risk analizi sürecini bu tür eğitim seminerleriyle yaşaması gerekir`` dedi.
Gürsoy sözlerine şöyle devam etti:
``İhracatta KDV uygulamaları sektör çalışanları için bir mükellefiyet. Bu mükellefiyeti doğru yönetebilmek için muhasebe altyapısının çok güçlü olması gerekiyor. İşletmelerin ihraç edecekleri malın bünyesine giren KDV`lerin toplamı olan yüklenilen KDV, ihracatta çok önemli bir yer alıyor. KDV ihmal edilmemeli. Yüklenilen KDV`yi devletten iade alma hakkımız var.``
İhracatta KDV istisnalarına da değinen Gürsoy, ``İhracat yapıldığı zaman satılan malın ülkeye girmiş olması gerekiyor. Serbest ihracatta ise malın serbest bölgedeki ihracatçıya teslim edilmesi şartı var. Bursa şuanda bu konuda şanssız. Bursa iç gümrük olduğu için malların muhasebe kaydı fiili ihracata göre yapılıyor. Fiili ihracat tarihine göre kayıt yapıldığı için de KDV`si de o tarihte alınmak zorunda`` diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Karlı havada yürekleri ısıtan yardım Bursa’da ihtiyaç sahiplerine tekerlekli sandalye dağıtımı yapan Türkiye Bulanıklılar Eğitim Kültür Sevgi ve Yardımlaşma Derneği (TÜMBULSEVDER) Genel Başkanı Selahattin Turan, ihtiyaç sahiplerine umut oluyor. Kar yağışı ve dondurucu soğuğa aldırmayan Turan, bugüne kadar bin 24 tekerlekli sandalyeyi ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı. TÜMBULSEVDER Genel Başkanı Selahattin Turan, kar yağışı ve dondurucu soğuklara aldırış etmeden ihtiyaç sahiplerine tekerlekli sandalye ulaştırmaya devam ediyor. Turan öncülüğünde yürütülen çalışmalarda bugüne kadar bin 24 tekerlekli sandalye, ihtiyaç sahiplerine teslim edildi. Hayırseverler medikal firmalarına yönlendiriliyor TÜMBULSEVDER’in yardım faaliyetlerinde farklı bir bağış modeli benimsendi. Dernek, nakdi bağış kabul etmezken, hayırseverleri doğrudan medikal firmalarına yönlendiriyor. Firmalar tarafından derneğe gönderilen tekerlekli sandalyeler, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Bu sistem sayesinde hem şeffaflığın sağlanırken hem de yardımların doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaşıyor. Başkan Turan, uygulanan bu yöntemle kısa sürede büyük bir başarı elde edildiğini vurgularken, zorlu hava şartlarına rağmen yardım çalışmalarının aralıksız sürdürüldüğünü kaydetti. TÜMBULSEVDER, ihtiyaç sahiplerinin hayatını kolaylaştırmaya yönelik çalışmalarına gönüllülük esasıyla devam ediyor. "Hepimizin bir engelli adayı olduğunu bilerek hareket ediyoruz" En büyük engelin sevgisizlik olduğunu kaydeden TÜMBULSEVDER Genel Başkanı Selahattin Turan, "TÜMBULSEVDER olarak sosyal sorumluluk duygusu ile hareket ederek, sosyal farkındalık ortaya koymaya devam ediyoruz. Hepimizin bir engelli adayı olduğunu bilerek ve en büyük engelin de sevgisizlik olduğunu düşünerek bu duygu ile hareket ediyoruz. Yarının bir dakikasının ne olacağını düşünemiyoruz. Bu yüzden de bize bu sosyal sorumluluk düşüncesinde, gönül köprüleri kurma yolunda emeklerinden ve yüreklerinden dolayı tüm hayırsever dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Biz bu projeyi gerçekleştirirken bin 24’üncü sandalyemizi bugün teslim ediyoruz. Bizi başarılı kılan en büyük etken dernek olarak akçeli işlerden uzak çalışıyoruz. Derneğimizi para işinden uzak tutuyoruz. Hayırseveri medikal firmasına yönlendiriyoruz. Medikal firmasından aldığımız tekerlekli sandalyeleri de Allah’ın bize emaneti olan canlarımıza hediye ediyoruz" dedi.
Mersin Tarihi Kilikya Yolu yürüyüşü doğa ve tarih tutkunlarını buluşturdu Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ‘Tarihi Kilikya Yolu Projesi’ kapsamında düzenlenen yürüyüşler, doğa ve spor tutkunlarını bir araya getirmeye devam ediyor. Sebaste Antik Kentinden başlayarak Roma Yolu üzerinden Kızkalesi sahiline uzanan parkurda katılımcılar, 6 kilometrelik keyifli bir yürüyüş gerçekleştirdi. Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı koordinesinde düzenlenen yürüyüşe her yaştan vatandaş yoğun ilgi gösterdi. Orta zorluk seviyesindeki parkurda doğaseverler hem spor yaptı hem de Mersin’in tarihi ve doğal güzelliklerini yakından tanıma fırsatı buldu. Yürüyüş programı; Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin Valiliği, Kilikya Yolu Koruma ve Yaşatma Derneği ile Mersin Zirve Dağcılık İhtisas Spor Kulübü iş birliğinde gerçekleştirildi. Limon bahçeleri ve tarihi kalıntılar arasında ilerleyen parkur, katılımcılara eşsiz manzaralar sundu. "Kilikya Yolu, Mersin’in doğa ve tarih potansiyelini ortaya çıkarıyor" Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Gençlik ve Spor Hizmetleri Şube Müdürü Bünyamin Gökayaz, Tarihi Kilikya Yolu Projesinin kapsamlı ve uzun soluklu bir çalışma olduğunu söyledi. Gökayaz, "Kilikya Yolu toplam 550 kilometrelik bir rota. 4 ana etap ve 38 ayrı yürüyüş parkurundan oluşuyor. Büyükşehir Belediyesi olarak bu parkurun vatandaşlarımız tarafından tanınması ve sahiplenilmesi amacıyla düzenli yürüyüşler gerçekleştiriyoruz. Bu seferki parkurumuz Sebaste Antik Kentinden başlayıp Kızkalesi sahilinde sona erdi. Limon bahçeleri içerisinde görsel bir şölen eşliğinde yürüdük" dedi. Yürüyüşlerin sadece sportif değil, aynı zamanda kültürel ve tanıtım amaçlı olduğunu vurgulayan Gökayaz, "Öncelikli hedefimiz Kilikya Yolunu yerelde tanıtmak. Ardından bu rotayı dünyada sayılı yürüyüş yolları arasına dahil ederek uluslararası alanda bilinir hale getirmek istiyoruz. Parkur üzerindeki küçük esnafın desteklenmesi, kamp alanlarının oluşturulması ve farklı sportif aktivitelerin geliştirilmesi için de çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu. "Yılın her mevsimi yürüyüş yapılabilecek bir rota" Mersin’in iklim avantajına dikkat çeken Gökayaz, parkurların mevsimlere göre planlandığını belirterek, "Kilikya Yolu, Silifke’den Tarsus’a kadar uzanan geniş bir coğrafyayı kapsıyor. Yüksek rakımlı parkurları bahar ve yaz aylarına bırakıyoruz. Şu an ise deniz seviyesine yakın ve ören yerlerinin bulunduğu parkurları tercih ediyoruz. Böylece yılın her döneminde yürüyüş yapılabilecek bir rota ağı sunuyoruz" ifadelerini kullandı. Vatandaşların projeye gösterdiği ilgiden memnun olduklarını belirten Gökayaz, "Duyuruya çıktıktan sonra 1,5-2 saat içinde kontenjanlar doluyor. Talebe göre kontenjan artışı da gündeme gelebilir. Bir sonraki parkur, hafta içi yapılan keşiflerin ardından belirleniyor" dedi. Katılımcılardan projeye tam not Yürüyüşe katılan Nihal Tokutçu, uzun yıllardır Mersin’de yaşadığını belirterek, "Bu proje sayesinde daha önce görmediğim birçok yeri keşfettim. Parkur çok keyifliydi. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Erdem Yılmaz ise, "Her parkur ayrı bir güzellik sunuyor. Antik kentlerin içinden geçmek çok etkileyici. Bu tür etkinliklerin artmasını istiyoruz" diye konuştu.
Aydın Üniversite kampüsü estetik görünüme kavuşturuldu Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Merkez Kampüsü’nde, Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen tesviye ve çevre düzenleme çalışmalarıyla kampüs alanları daha düzenli, güvenli ve estetik bir görünüme kavuşturuldu. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Merkez Kampüsü’nde, Aydın Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından altyapı ve çevre düzenleme çalışmaları gerçekleştirildi. Merkez laboratuvarı çevresi başta olmak üzere kampüsün farklı noktalarında yürütülen çalışmalar kapsamında zemin iyileştirme, tesviye ve çevresel temizlik faaliyetleri tamamlandı. Kampüs alanlarının daha düzenli, işlevsel ve estetik bir yapıya kavuşması amacıyla yapılan çalışmalarla birlikte, alanların peyzaj düzenlemeleri de uygun hale getirildi. Yapılan tesviye ve çevre temizlik çalışmalarının, ilerleyen süreçte hayata geçirilmesi planlanan peyzaj, yeşillendirme ve açık alan düzenleme projeleri için de altyapı oluşturduğuna dikkat çekilirken, çalışmalar Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ait iş makineleri ve teknik personelin koordinasyonu ile kısa sürede tamamlandı. Üniversite-yerel yönetim iş birliğinin önemine dikkat çeken ADÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent, Merkez Kampüs’te gerçekleştirilen tesviye ve çevre düzenleme çalışmalarına sağladıkları katkılardan dolayı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na ve sahada görev yapan belediye ekiplerine teşekkür ederek, üniversite ile yerel yönetimler arasında sürdürülen iş birliğinin kentin ve üniversitenin gelişimi açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Denizli İnfaz sisteminde yeni dönem başladı DENİZLİ (İHA) – Yürürlüğe giren 11. Yargı Paketi ve covid düzenlemesinin infaz sisteminde fiili bir model değişikliğine işaret ettiği, bir aftan ziyade infaz hızlandırması olduğu belirtirdi. Uzun süredir beklenen ve cezaevlerindeki hükümlüler ile aileleri tarafından yakından takip edilen covid düzenlemesi, 11. Yargı Paketi kapsamında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Düzenleme,tahliyelerin başlamasına yol açarken, infaz hukukunda önemli değişiklikleri de beraberinde getirdi. Denizli Barosu’ndan Avukat Batuhan Besalet Karan, yeni düzenlemeyi kalem kalem analiz ederek, merak edilen sorulara yanıt verdi. Av. Karan, "Covid düzenlemesiyle getirilen temel yaklaşım, doğrudan bir af değil; kapalı–açık–denetimli serbestlik geçişlerini öne çeken bir infaz hızlandırmasıdır. Yasama pandemi sonrası cezaevlerindeki yoğunluk, infaz sistemindeki tıkanmalar ve fiili eşitsizlikleri dikkate alarak, 31 Temmuz 2023 öncesi işlenen suçlar için 3 yıllık erken geçiş modelini benimsedi. 31 Temmuz 2023 tarihi, covid sürecinde yapılan önceki infaz düzenlemeleriyle de bağlantılı olarak, bu tarihten sonra işlenen suçları yeni infaz politikasının dışında tutarak, ‘beklentiyle suç işlenmesi’ eleştirilerini bertaraf etmeyi hedeflemiştir. Ancak bu sınır, ilerleyen süreçte eşitlik ilkesine aykırılık iddialarının merkezinde yer alabilecektir" dedi. 11. Yargı Paketi infazla sınırlı değil Av. Karan, 11. Yargı Paketinin yalnızca covid düzenlemesiyle sınırlı olmadığını, icra hukuku, avukatlık disiplin hükümleri, bilişim suçları ve hakaret suçu gibi alanlarda da önemli değişiklikler getirdiğini vurguladı. Düzenlemenin binlerce hükümlü ve ailesini doğrudan ilgilendirdiğini hatırlatan Karan, "İnfaz hesaplamalarının hatalı yapılması halinde geri dönülmesi zor hak kayıpları yaşanabilir. Bu nedenle, düzenlemeden yararlanma ihtimali bulunan dosyaların hukuki destek alınarak ve bireysel olarak değerlendirilmesi büyük önem taşıyor" uyarısında bulundu.