GENEL - 03 Aralık 2015 Perşembe 10:18

Hamileliği Riske Sokan 5 Sebebe Dikkat

A
A
A
Hamileliği Riske Sokan 5 Sebebe Dikkat

Uzmanlara göre, 5 önemli etken hamileliliği riske sokuyor. Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Füsun Donat, "Anne adayları hamilelik esnasında gerekli kontrolleri yaptırsalar da riski en aza indirmek için detaylı tetkikleri göz ardı etmemeli. Risk faktörleri hamilelik öncesi var olabildiği gibi hamilelik sırasında da meydana gelebilir. Dikkat edilmediğinde bebeğin hatta annenin kaybına kadar gidebilen üzücü sonuçlarla karşılaşılabilir" dedi.
Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Füsun Donat, "Dikkat edilmediğinde bebeğin hatta annenin kaybına kadar gidebilen bu faktörler arasında; yüksek tansiyon, diyabet, tiroit, romatizmal yumuşak doku hastalıklar ve ileri yaşta gebelik geliyor. Sağlıklı bir doğum için bu tip gebeliklerde anne adayları sürekli kontrol altında tutulmalı" diyor.
"YÜKSEK TANSİYONA DİKKAT"
Anne adayında var olan yüksek tansiyon gebelik için önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Eğer yüksek tansiyon gebelik öncesinde bilinen bir rahatsızlıksa, hamilelik döneminde kullanıma uygun ilaçlarla tansiyonun kontrol altına alınması gerekiyor. Yüksek tansiyon sorunu gebelik sırasında tespit edildiyse gerekli tetkikler sonrasında yine uygun ilaç tedavisine başlanması öneriliyor. Hamilelerin kardiyoloji tarafından düzenli olarak takip edilmesi gerektiğini belirten Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Füsun Donat, "Gebelik sırasında yüksek tansiyonun neden olabileceği komplikasyonların gelişip gelişmediği izlenmeli. Gerekirse kan, EKG ve EKO incelemeleri yapılmalı. Aksi takdirde yüksek tansiyon hastası hamilelerin gebeliğinin 2. evresinde preeklampsi denilen gebelik zehirlenmesi tablosunun gelişme riski artabiliyor" diyor.
"KAN ŞEKERİ KONTROL ALTINA ALINMALI"
Diyabet gebelik öncesinde biliniyorsa öncelikle kan şekerinin; diyet, ilaç veya insülin ile kontrol altına alınması gerekiyor. Bazı durumlarda hamileliğe bağlı şeker de gözlenebiliyor. Hamilelik şekerinin gelişip gelişmediğinin anlaşılabilmesine yönelik tetkiklerin 24 ile 26. haftalarda yapılması gerekiyor. Hamileliğe bağlı meydana gelen şeker, genellikle 24. haftada ortaya çıkıyor ve bu haftadan önce gelişen şeker sorunu çoğunlukla gebelikten önce var olan ancak tespit edilmemiş bir diyabet hastalığına bağlı oluyor. 24. hafta sonrasında hamilelik ile gelişen şeker, doğum sonrasında geçiyor.
Gebeliğe bağlı gelişen diyabetin diyetle çözülebildiğine dikkat çeken Dr. Ebru Füsun Donat, "Nadir durumlarda hamilelik sırasında insülin kullanımı gibi ek yöntemlere başvurulabiliyor. Diyabetik anne adaylarının dikkat etmesi gereken bir diğer konu ise, bu hastaların çocuklarında özellikle kalple ilgili doğumsal anomali görülme riskinin yüksek olduğu. Diyabetik anne adaylarının hamileliklerinin ortalama 24. haftalarında bebeğin kalbinin fetal EKO ile detaylı incelenmesi gerekiyor" dedi.
Diyabetik hastalarda ayrıca böbreklerde fonksiyon bozukluğu ya da görme kaybına sebep olabilen diyabetik retinopati gibi ciddi sağlık sorunlar ortaya çıkabildiğinden, böbrek fonksiyonlarının ve göz muayenelerinin de dikkatle yapılması önemli. Diyabetik anne adaylarında gebelik süresince kan şekeri regüle edildiğinde doğumsal riskler en aza indirilebiliyor.
"TİROİD HORMONU NORMAL SEVİYEDE TUTULMALI"
Özellikle ülkemizde oldukça sık görülen sağlık sorunlarından bir tanesi de tiroit bezinin normalden az ya da çok çalışması. Her iki durumun da tedavi ile çözümlenebildiğini belirten Dr. Ebru Füsun Donat, "Tiroidi az çalışan anne adaylarının gebeliklerinde, bebekte büyüme geriliği gözlenebiliyor. Bu nedenle bu tip hamileliklerde tiroit hormonunun normal seviyede tutulması gerekiyor ve tedavi, dışarıdan tiroithormonu takviyesi ile sağlanabiliyor. Tiroidi az ya da çok çalışan hamilelerin gebelik boyunca endokrinoloji uzmanıyla birlikte takip edilmesi önemli. Belirli aralıklarla endokrinolog, tiroit sorunu olan anne adaylarını kontrol ederek hormon seviyesinde doz ayarlamasına gitmeli. Hormon seviyesine, hamileliğin ilk genel tetkikleri arasında yer alan TSH yani tiroit fonksiyon ölçümü ile rutin olarak bakılıyor" ifadelerini kullandı. Gebelik haftası ilerledikçe tiroit hormonuna duyulan ihtiyaç da artabiliyor. Gerekli tedavinin uygulanması ile sorunlu hamilelik riski minimalize ediliyor.
ROMATİZMAL YUMUŞAK DOKU HASTALIKLARINA DİKKAT
Romatoidartrit ya da lupus gibi romatizmal hastalıkları olan anne adaylarının da hamilelik sırasında özel olarak kontrol edilmesi gerekiyor. Bu hastalıklarda, gebelik süresinde belirtilerin alevlenmesi ya da remisyon adı verilen belirtilerin kaybolması durumu gözlenebiliyor. Romatizmal yumuşak doku hastalığı olanların, diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi hamilelik sürecinde de gerekli ilaç tedavisine devam etmesi gerektiğini belirten Dr. Donat, "Bunun gibi Crohn ya da ülseratif kolit benzeri kronik enflamatuar bağırsak hastalığı olan anne adaylarında da medikal tedavi sürdürülmeli" dedi.
İLERİ YAŞTA GEBELİĞE DETAYLI KONTROL
Son yıllarda kadınlarda evlilik yaşının ve çalışma oranının artması ile hamile kalma yaşı önemli oranda artış gösterdi. İlk ya da ikinci hamilelik yaşı 30 hatta 40’a kadar yükselmiş durumda. Özellikle 35 yaşından sonra gelişen gebeliklerde bebekte Down Sendromu görülme oranı da artıyor. Geç gebeliklerde ikili, üçlü ve dörtlü genetik tarama testlerinin çok önemli olduğunu belirten Dr. Donat, "Genetik tarama testleriyle birlikte amniosentez, koryonvillus biyopsisi gibi ekstra tetkiklerin yapılması önemli. Bu testler ile bebekte genetik problemler tespit edilebiliyor. Tetkikler sonrasında aile bebeğin genetik durumu ve ilgili alternatifler konusunda bilgilendiriliyor" bilgisini verdi.
"İLAÇLARI DOKTOR KONTROLÜNDE KULLANIN"
Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Füsun Donat, özellikle gebelik öncesi varlığı bilinen kronik hastalıklarda, doktor kontrolünde gerekli ilaçların kullanımının önemli olduğunu vurguluyor. Kronik hastalıklarda belirtilerin alevlenmesi durumunda kortizon kullanımı da gerekli olabiliyor. Bu gibi durumlarda kullanılan kortizonun ters bir tesire neden olmadığını belirten Dr. Donat, "Kortizon kullanımı ile gebeliğe bağlı alevlenmeler tedavi edilebiliyor. Yine aynı şekilde hamileliğin migren ve astım üzerindeki etkisini de öngörmek mümkün değil. Belirtilerin semptomatik hale gelmesi durumunda gebelikte ilaçlarla müdahale, hastanın rahat bir hamilelik geçirmesini sağlayabiliyor" dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.